Selamun Aleykum! Değerli Fers Kardeşim!
Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı
öyleyse tavsiyenize önce kendiniz uyun, necm 39 u tek başına şekillendirmeyin
necm/39, 40, 41
ve en leyse lil insaani illaa maa seaa.../ insan için çabasından başkası yok...
ve enne sa yehu sevfe yuraa.../ çabası yakında gösterilecek...
summe yuczaahul cezaael evfaa.../ sonra ona tam karşılık ödenecek...
buradaki çabayla sizin ifadenizin alakası olduğunu ve bu ayetleri anladığınızı/yorumlayabildiğinizi sanmıyorum...
|
Sizin yaptığınız gibi cümlenin bir iki kelimesini yazarak yargı oluşturmadığımı düşünüyorum.
Yazınıza neden olan yazımızda Âyeti anlam kopmayacak şekilde bütün olarak vermişiz:
Rabbimizin: “Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur.” (Necm;39) ayeti ortada dururken on evi nasıl alabiliyorsunuz?"
Sonuç: İnsan için çalışıp didinmesinden başka birşey yok.
Aynı soruyu sizin belirttiğiniz gibi Necm39-41 vererek yapalım:
Rabbimizin: "Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.” ayetleri ortada dururken on evi nasıl alabiliyorsunuz?"
Sonuç: İnsan için çalışıp didinmesinden başka birşey yok. Olup olmadığını, verilip verilmediğini görürsünüz.
Anlamda -ilave açıklama dışında- bir bozulma oldu mu?
Biz yine de daha belirgin olsun diye Rabbimizin ; Necm;39- 41 de:
“Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.”
ifadesi, özellikle çağımızın ekonomik sorunları için bir çözüm reçetesi içermektedir. Bu reçete hem İbrahîm peygamber ve hem de Mûsâ peygamber döneminde verilmiş bir reçetedir. Yani tüm zamanlar için geçerli, evrensel bir reçetedir. Müslümanlar bu Âyetlerin ne ifade ettiğini en doğru şekilde anlamalı ve uygulamalıdırlar. Kapitalizmin arka plâna attığı ama Sosyalizm ve Komünizm olarak isimlendirilen sistemlerin bütün üst yapılarını dayandırdıkları "emek" bu reçetenin tek dayanağıdır. Yapılması gereken, önce bu Âyetlerin ifade ettiği gerçekler doğrultusunda mevcut ekonomik sistemlerin yanılgı noktalarını saptamak, sonra da bu ilâhî ilkeye uygun zulümsüz, sömürüsüz, barış içinde bir dünya toplumu oluşturma çabası içine girmek olmalıdır."
açıklamasını yapmışız.
Anlayıp yorumlayamıyacağımıza inanıyorsanız, neden soruyorsunuz?
Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı
ayrıca, "ayetleri kafasına göre kesip biçen/yarım yamalak inceleyen/sağına soluna, önüne arkasına, onlarca ayet öncesine ve sonrasına, diğer surelerle kıyaslanmasına akıl erdiremeyen" muamelesinin muhatabı değilim...
|
Değerli Kardeşim! Bu site forum sitesi.Sadece siz ve biz yokuz. Her insanın bilgi donanımı farklı olabilir. Sözlü değil yazılı iletişimde bulunuyoruz. Müzakerelerde okuyucuların farklı bilgi donanımlarında olabileceği gerçeği ile açıklamalarımızı detaylı yaparız. Bu durum,okuyucalara olan saygımızın gereğidir.
Sizin bilgi donanınımız yüksekse ve bu tür açıklamalar sizde bilgi donanımınızın düşük olduğu etkisi yaratıyorsa müzakerelerinize bu etkiyi yaratmayacak yerlerde ve kişilerle yaparsınız. Böylece sorun kendiliğinden ortadan kalkmış olur.
Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı
bu anlayış için söyleyecek sözüm/yorumum yok, işe yarayacağını düşünmediğim için üzerine daha fazla yorum yapmıyorum, varın nasıl biliyorsanız öyle algılayın...
|
Yazdıklarınız o kadar çelişki dolu ki:
"bu anlayış için söyleyecek sözüm/yorumum yok," diyorsunuz. Yorum yapmakla kalmayıp karşınızdakini anlayışsızlıkla suçluyorsunuz.
"işe yarayacağını düşünmediğim için üzerine daha fazla yorum yapmıyorum" diyorsunuz. İşe yaramayacağı yargısına rağmen bu yazdıklarınız ne oluyor?
"varın nasıl biliyorsanız öyle algılayın..." Bildiğimi sanmadığımız şeydeki algılamamız size neden dert oluyor ....
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
açıklaması vardır.