Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13. November 2012, 02:01 PM   #5
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

Yazılarınızı üç kısımda cevaplandırmaya çalışacağım. Bunlardan 1.kısım; salatın bazı vakitler için namazı ifade ettiğinin anlatılması, 2. kısım; kuranın belli bir coğrafya ve zamana hapsedilemeyeceğinin anlatılması, 3.kısım ise salattan, her durumda "mali, zihni destek ve sosyal destek ile eğitim anladığımızda, bunun vakitleri belirten ayetlere göre ters düşeceğine ilişkin açıklamalardan oluşacaktır.

1. KISIM:


Daha önce de bu konuda bir sorunuz üzerine,kısaca; "her zaman için salat=namaz değildir. Salat namazı da kapsayan bir ifadedir." demiştim. Şimdi biraz daha açarsam; "bazı vakitlerde istenen namaz için salat=namaz" olmaktadır diyorum.


Siz böyle deseniz de Allah ne derse o. Allah da salattan ve salatın ikamesinden sözeder.
Salat asla namaz değildir. Ne yazık ki, dil bozulunca din de bozuluyor. Salat Arapçadır. Namaz ise Farsçadır. Bizim dilimiz ise Türkçedir. Ben neden dinimi Arapçadan değil de Farsçadan öğrenmeye çalışayım. "Salat" sözcüğü ile türevlerini türetildikleri kök harflere bakarak kontrol ederseniz salatın namaz olmadığını görürsünüz.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aksi halde,

1- Abdesti; namaz dışında kalan "zihni, mali destek, eğitim, sosyal yardım" şeklindeki salat için gerekli kılmış oluruzki, bu eylemler için abdest istenmesi mantıksızdır. Çünkü, abdestin tarifine baktığımızda, abdestin bir özel şekli (teyemmüm) bizatihi bu şekildeki salata ters düşer.

Suyla alınan abdest ise, bu şekildeki salat için gereksiz olur.
Müslüman, toplum içerisine çıktığında kılığı kıyafeti ve temizliği ile çevresine örnek olmalıdır. Kirli ve pasaklı bir şekilde insanların arasında bulunmamalıdır. Kirli, terli giderek kimseyi rahatsız etmemelidir. (Lütfen o günkü koşulları da dikkate alalım).

Teyemmüm dediğiniz: Hasta yahut yolculukta [bulunduğu yerin yabancısı] olan yahut tuvaletten gelen yahut cinsel ilişkiye giren ve su bulamayan mü'minlerin, toplum içine çıkacaklarında (eğitim- öğretim, kamu görevi, herhangi bir toplantı vs. katılmak) "fe teyemmemu saıyden tayyiben femsehu/ temiz bir temizleyiciye yönelerek onunla [saıyden tayyiben/temiz temizleyici] yüzlerini ve ellerini ovalayıp silmeleridir. Bir nevi pudra ile ovarak kirlerini, terlerini giderirler. Kirli, terli giderek kimseyi rahatsız etmezler. (o günkü koşulları da dikkate alalım).

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
2- Savaş anında kısaltılan salatın, namaz olmaması halinde; savaş esnasında zaten yeri olmadığından hiç yapılmaması gerektiği, aksi halde savaş anında zihni, mali destek, eğitim ve sosyal yardım konularının işlenmesinin bizdeki kaba tabirle "dam üstünde saksağan..." durumuna düşüleceğini ve savaşta bulunan kimseler için gereksiz bulunacağını, mantıksız bulunacağını kabul etmek gerekir.
Ayetlere birlikte bakalım inşaAllah ki "dam üstünde saksağan mı" değil mi daha net görebilelim.

Nisa101-104:
"Ve yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma çalışmanızdan] kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçık düşmandırlar.
Ve sen seferde olanların içinde bulunup da onlar için eğitim-öğretim verdiğin zaman içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler/eğitime katılsınlar. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, yeterli bilgi alıp ikna olduklarında arka tarafınıza geçsinler. Sonra eğitim-öğretim almamış diğer bir kısmı gelsin seninle beraber eğitim-öğretim yapsınlar ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, silâhlarınızdan ve eşyanızdan habersiz durumda olsanız da size ani bir baskın yapsınlar isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet erişir veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Tedbirinizi de alın. Şüphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır.
Ve o düşman toplumu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyor idiyseniz, artık şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır."

Kur'an'da geçen "salat" namaz değildir. ancak Kur'an'da Farsçası namaz olan tazarruan yakarış vardır ve farzdır.

Şu an ülkemizde terör eylemleri var. Bunu önlemek için de teröristlerle çarpışmak için seferde olan güvenlik güçlerimiz var. (Ordu ve Özel Harekat) Buradaki askerlerimize verilecek olanlar nelerdir? Bunlar mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma ve oradakileri aydınlatma çalışmaları değil midir?Ayette kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sorun yoktur diye sözedilen bu durumdur.

İnsanlar özellikle sıkıntılı anlarda yaratıcılarına daha fazla yakarırlar. Bunu belirten çok sayıda ayet vardır. Müslümanlar savaş içerisinde olacaklar. Her an saldırıya uğrama durumu sözkonusu olacak ve Allah'a tazarruan yakarılmayacak. Böyle birşeyi düşünemiyorum.


Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Çünkü,

a_ namaz dışındaki salat, insanların durumunu ıslah etmek amacıyla insanlar için yapılan eylem olduğundan ve savaşa katılanlar, zaten savaşa katılmakla, insanlar için hayatlarını ortaya koyarak destek vermiş olduklarından, aynı anda bir de mali destek, zihinsel destek, sosyal yardım da bulunmaları imkanı da olamaz, isteğide olamaz ve istekli olmamakta haklıda olurlar. Çünkü; toplum için, insanlar için yapılabilecek en büyük destek zaten yapılmaktadır.

b_ Halbuki, savaş esnasındaki kısaltılan salattan anlıyoruzki bu salat tamda namaz denen olgudur. Çünkü, bu anlamda salat, insanlar için yapılan zihni, mali, sosyal yardımlar ve destekler olmaktan çıkıp, rabbimize yapılan bir teslimiyet şeklini almaktadır. Buna, savaşa katılanlar (insanlarda olduğunun aksine) isteksiz olmayacak, rabbe yaptıkları eylem olarak savaş esnasında dahi gerekli bulacaklardır, anlayışla kabul edeceklerdir.
Değerli Kardeşim! Allah ne derse o. Salat, namaz değildir. Lütfen! Kur'an'da geçen salat sözcüklerini Arap diline göre inceleyiniz.

Tazarruan yakarış dediğimiz namaz,salatlardan önce, yapılacak olan salatın Allah için yapılacağının belirtilmesi için yapılandır. Salat ise insanlar arasında birleşme ve dayanışmayı sağlamaya yönelik her tür zihinsel ve toplumsal destek ve dayanışma olayıdır.

Topluca yakarışın arkasından gelen salatın -özellikle de saldırı ihtimali olan sefer halinde olan salatın- ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız Peygamberin Bedir,Hendek, Uhud savaşı ile yakın tarihimizdeki Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşlarına bakınız.

Yapacakları ile ilgili eğitim öğretim ve mali destekten yoksun olan hangi grub başarı sağlayabilir? Her insanın sıkıntılı olduğu an değil midir güvendiklerine yakarışlarının arttığı an. Tazarruan yakarışla başlatılacak olan salatın kişisel beklentilerden çok sadece Allah için yapıldığına vurgu yapılarak başlatılmasını ve ulaşılabilecek sonucu düşünebiliyor musunuz?

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu kısımda yaptığınız açıklamalarla ilgili olarak, hatalı yorumladığınızı bu başlıktaki 36 nolu yazımda sadece bu kısmı ele alarak ayetlerle açıklamıştım.

Oradan inceleyerek, görüşlerime katılmamanız durumunda bunu belirtmenizi rica ederim.

Saygı ve selamlarımla...
aorskaya
36 nolu yazınızdaki A'raf 55 den namazı nasıl çıkardığınız sorusunun cevabını öğrenmek için alçalma anlamında olan "dad-ra-ayın" kök harflerinin tefaül babına çekilerek türetilen tazarru sözcüğüne bakmak gerekir. Lütfen! Çevrenizde Arapça iştikak/sözcük türetme bilgisine sahip birisi varsa bunu sorunuz.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla