Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı
mu minun/50
ve cealnabne meryeme ve ummehuu aayaten.../
meryem oğluna ve annesine bir menzil/mekan kılınmış/tayin edilmiş...
ve aaveynaahumaa ilaa rabvetin zaati karaarin ve maiinin.../
akarsulu araziye sahip bir tepeye yerleştirilmişler...
ikinci kısım ilkini ele vermiş...
...
|
Çeviride anlatmak istediğiniz Hz. İsa ve annesinin ayet olmadığı mı?
Bunu açıkça belirtin...
1. ve cealnebne (cealnâ ibne) : ve oğlunu kıldık
2. meryeme : Meryem
3. ve umme-hu : ve onun annesini
4. âyeten :
âyet
5. ve âveynâ-humâ : ve ikisini barındırdık, yerleştirdik
6. ilâ rabvetin : yüksek bir tepeye
7. zâti : sahip
8. karârin : karargâh, yerleşme mekânı
9. ve maînin : ve akan su
Diyanet İşleri : Meryem oğlu
İsa’yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik.
Adem Uğur :
Meryem oğlunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kıldık; onları, yerleşmeye elverişli, suyu bulunan bir tepeye yerleştirdik.
Ahmed Hulusi :
Meryemoğlu'nu ve anasını bir mucize kıldık. . . Ve o ikisini akarsuyu olan yüksek bir yere yerleştirdik.
Ahmet Tekin :
Meryem’in oğlunu, Îsâ’yı ve annesini de sınırsız kudretimizi gösteren bir mûcize olarak ortaya koyduk. Onları yerleşmeye elverişli akarsuyu bulunan bir tepeye, yaylaya yerleştirdik.
Ahmet Varol :
Meryem oğlunu ve annesini de bir ayet kıldık ve onları oturmaya uygun ve çeşmeli bir tepeye yerleştirdik.
Ali Bulaç : Biz,
Meryem'in oğlunu ve annesini bir ayet kıldık ve ikisini barınmaya elverişli ve akar suyu olan bir tepede yerleştirdik.
Ali Fikri Yavuz : M
eryem’in oğlu İsa’yı da annesiyle (kudretimize delâlet eden) bir alâmet kıldık; (çünkü onu babasız yarattık, annesine bir insan dokunmamıştı). İkisini düz ve suyu bulunan yüksek bir yerde barındırdık.
Bekir Sadak :
Meryem oglunu da, annesini de mucize kildik. Her ikisini de, pinari bulunan, oturmaya elverisli yuksek bir yere yerlestirdik. *
xCelal Yıldırım :
Meryem'in oğlu ile onun anasını da bir mu'cize olarak sunduk. Onları yüksekçe pınarı olan düz, oturmaya elverişli bir tepeye yerleştirip barındırdık.
Elmalılı Hamdi Yazır :
İbni Meryemi de anasiyle bir âyet kıldık ve ikisini bir oturaklı ve temiz sulu bir tepeye barındırdık
Gültekin Onan :
Biz, Meryem'in oğlunu ve annesini bir ayet kıldık ve ikisini barınmaya elverişli ve akar suyu olan bir tepede yerleştirdik.
Hasan Basri Çantay :
Meryemin oğlunu da, anasını da (kudretimize) bir âyet (ibret) kıldık. Onları düz (ya'ni oturmıya yarar) ve akar suya mâlik bir tepede barındırdık.
Hayrat Neşriyat :
Meryemoğlunu (Îsâ’yı) da, annesini de bir mu'cize kıldık ve onları barınmaya elverişli ve suyu akan bir tepeye yerleştirdik.
İbni Kesir :
Biz; Meryem'in oğlunu da, annesini de bir ayet kıldık. Her ikisini de sulak, oturmaya elverişli yüksek bir yere yerleştirdik.
Ömer Öngüt :
Meryem oğlunu ve annesini bir âyet (mucize) kıldık. Her ikisini de yerleşmeye elverişli, suyu bulunan, yüksek bir yere yerleştirdik.
Şaban Piriş :
Meryem’in oğlunu da, annesini de bir belge kıldık. O; İkisini akar sulu, yüksek ve meskun bir yere yerleştirdik.
Süleyman Ateş :
Meryem oğlunu ve annesini bir mu'cize kıldık ve onları oturmaya uygun, çeşmeli bir tepeye yerleştirdik.
Tefhim-ul Kuran :
Biz, Meryem'in oğlunu ve annesini bir ayet kıldık ve ikisini barınmaya elverişli ve akar suyu olan bir tepede yerleştirdik.
Ümit Şimşek :
Meryem oğlu ile annesini de bir âyet yaptık ve kalınabilecek sulak bir tepede barındırdık.
Yaşar Nuri Öztürk :
Meryem'in oğluyla annesini birer ayet kıldık ve onları oturmaya uygun pınarlı bir tepeye yerleştirdik.