Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27. November 2012, 01:13 AM   #25
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar;
Aorskaya kardeşim yazılarında kendine özgü, değişik bir bakış açın var, tanımlamalar öznel, geneli yansıtmıyor. Senin bu konudaki kişisel fikirlerini ben kabul etsem ne değişir? Varolan oturmuş, herkesin kabul ettiği, bildiği tarif değişir mi? Herkesin bildiği tarifi reddeder senin kafanda şekillendirmeye çalıştığın tarifi doğru kabul edersek, artık bilim adamları senin tarifindeki gibi mi hareket edecekler?
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- Bilim adamı, uğraştığı bilim dalıyla ilgili olarak vardığı bilimsel sonuçları, bilimin sonucu olarak açıklarken, yine bu sonuçların yaratanla ilgisini kavrayabilmiş ise; "bu bilimsel sonuçlar, bir Tanrı'nın olduğunu şu bakımlardan gösteriyor" diyebilmesi de gerekir.
Sana, mutlaka bilimsel sonuç olarak açıklasın diyen yoktur.
Matematik bilimi ile uğraşan bir bilim adamı, mantık kuralı gereği;
Allah'ın olması halinde; Yaratanın olmadığına inanıp onu reddederek yaşamak halinde insanların kazanacakları sadece dünya yaşamında biraz daha serbest yaşamak olurken, Allah'a inanmaları ve buna göre yaşamaları halinde ise, dünyada biraz daha fazla kurallara dikkat ederek yaşamaya katlanmak karşılığında, öbür yaşamlarının ebedi olması ve ebediyetin yanında sayılı yaşamın hiç öneminin olmayacağını anlatarak, iman etmenin mantığın gereği olduğunu açıklaması onun bilimsel görüşü olmazmı?
aorskaya
Aorskaya kardeşim yazdığım yazılarda, bilim adamı veya bilim gibi kelimeleri varolan rasyonel anlamıyla değil kendi ürettiğin bir tanıma göre her yazında değiştirerek geliştiriyorsun.
Anladığım kadarıyla sen bilim adamlarının hem bilimle uğraşarak Allahın yarattığı ayetleri okumasını hemde ikinci uzmanlık dalı olarak ilahiyatçı kimliğinin olmasını ve bu bilimden elde ettiği somut verileri ayrıca yorumlayarak dini bir bakış açısıyla mana vermesini bekliyorsun; yazdığı bilimsel makalelerde hem bilimsel sonuçları hemde ilahi manalarını anlayabildiği ölçüde değerlendirmesini istiyorsun; işte bu anladığım kadarıyla sana göre Mükemmel Bilim Adamıdır.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilim adamı bunu yapamazmı? Neden, sıradan insanlar bilim ve yaratan ilişkisini gördüklerinde açıklayıp yaşayabilirken, bilim adamlarının bunu yapamayacağı kabul edilsinki? Bilim adamlarını bundan soyutlamaya kimin hakkı olabilir...
aorskaya
Aorskaya kardeşim bu konudaki fikrimi daha önce açıkladım.
Alıntı:
Bilim adamı ulaştığı bilgilerle Allahın yücelik sıfatları arasında bağ kuruyorsa, bu onun kendi imanını kuvvetlendirir, bize kamuoyuna bu kişisel görüşünü bilim adı altında açıklayamaz. Açıklarsa da bu bilimsel olmaz, kişisel görüştür, ispatlayamaz, makalesinde böyle bir bölüm açamaz. Böyle işler bilim adamlarının görevi değil, ilahiyatçıların işidir.

Umuyorum ki bu konularda anlaşırız, yoksa kavram karmaşası devam eder.
Senin tanımlamaya çalıştığın Mükemmel Bilim Adamı bu dediklerini yapar, yapsın, benim için sorun yok.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir kaç defa söylememe rağmen, "LA İLAHE İLLA ALLAH" deyimini kavrayıp, ona göre yaşayamayanların, ömürlerini tüm insanlığa yararlı şeyler yapmakla geçirse de kabul edilmeyecekleri ve cennete giremeyeceklerine ilişkin görüşümü yanlış bulup bulmadığını net olarak açıklayamadın hala...
Bir kere daha soruyorum:
LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını benimsemeyen, buna göre yaşamak istemeyen birisi cennete girebilirmi?
aorskaya
aorskaya kardeşim bu konudaki fikrimi açıklamıştım,
Alıntı:
Cennete mi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden emin miyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb.

Bir kimse malını, canını, ilmini, aklını insanlığa adıyorsa, bunun için ömrünü kurban ediyorsa böyle bir kişinin sen Allahtan uzak olacağını mı zannediyorsun? Bu soruda tutarsız, Aorskaya kardeşim bunlar nasıl sorular? Sen şimdiye kadar böyle bir kişiyle karşılaştın mı, kendini insanlığa feda etmiş, insanlık için çalışan? Böyle bir kişi varsa elini öpmek gerekir, ona karşı saygıda kusur edilmemelidir, insanlığa örnek olur böyle kişiler.
Anladığım kadarıyla yeterli ölçüde açıklayamadım, biraz daha açayım. Senin sorduğun soru bana göre çelişkili. Niye dersen; bir kişi “la ilaha illallah” kavramını anlayıp gereklerini yerine getiriyorsa, yaşıyorsa; ömrünü İNSAN kavramına yaraşır şekilde geçirir insanlığa faydalı olur mükafatını Allah verir. Buradaki iki önerme birbirini tamamlayandır, birincisi la ilahe illallah kavramını anlaması ikincisi İNSAN vasfına yaraşır şekilde hareket etmesi, daha ileri seviye insanlığa kendini adamasıdır. Bu iki önerme zıt değildir, birbirine bağlıdır. Yani birini yapan diğerini gerçekleştirme yolunda ilerler. Dinde önemli olan doğru yola(sırat ı müstakim) girmektir. Dilin kemiği yoktur, bakarsın insanların ağzından Allah kelamı eksik olmaz,buna rağmen İnsana yaraşır şekilde hareket etmez, insanlığa faydalı olmaz, yani dini sözde , ağzıyla yaşamaya çalışır, önemli olan ağızla söylenen değil, yaşantıda ortaya çıkanlardır. Yaşamda ortaya çıkartılanlar değerlidir. Sözler karın doyurmaz, sözler yaşamda karşılık bulmuyorsa bir değeri yoktur. Yaşama geçince değerlenir.

Aorskaya kardeşim madem cennet cehennem kavramlarını iyi anladın ve kimin cennetlik ve cehennemlik olabileceğini yeterince yorumlayabiliyorsun, bende sana bir tane sorayım. Firavun Cenneti hak etmek için ne yaptı da cennete sahipti? Biz firavunu yanlış mı tanıyoruz, yoksa takva sahibimiydi de cennet ve pınarları ele geçirmiş, nedir bu iş Aorskaya kardeşim ben anlayamadım, anlatabilirsen memnun olurum.

Şuara 57; Fe ahracnâhum min cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Böylece Biz, onları (firavun ve kavmini) cennetlerden ve pınarlardan çıkardık.

Ayrıca Hicr suresinin 45. Ayetine bakarsak kime cennet veriliyor;
İnnel muttekîne fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Şüphesiz takva sahipleri, cennetler içinde ve pınarlar başındadır.
Firavun nasıl geçtiyse cennet ve pınarların başına?
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla