Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı
Selam Raven kardeşim
Açıklamalarını mantıklı buluyorum.
Diğer kardeşleriminkini de tabii ki.
Eğer Kur'anda namaz var bile olsa, bunun salat la değil başka şekilde anlatıldığına kanaat getiriyorum. Öyle gelenekçilerin kıldığı gibi olmadığına da...
Zira Kur'anda en asgari bir namaz tarifine rastlamadım. Rastlayan varsa açıklarsa memnun olurum.
Resulun uygulamalarının bozulmadan günümüze geldiğine inanmıyorum. Çünkü, malumunuz 4 ayrı sünni mezheb ve diğer şii mezheblerin namaz uygulamaları farklı.
Ortak noktaları,kıyam,rüku ve secde. Onlar bile bazı yerlerde farklılık arzetmekte.
Özellikle hacca giden kardeşlerimiz bu farklılıkları net bir şekilde görebiliyorlar.
Kanaatimce namaz var ise, Cenab-ı Allah şekil ve rekat şartı gözetmeksizin bizi serbest bırakmıştır. (Kur'anda bahsedilmediğinden yola çıkarak bunu diyorum.)
Kısacası rabbimiz,"Kulum bana yakar da nasıl yakarırsan öyle yap; yeter ki beni bul." dilediğini varsayıyorum.
Saygılarımla
|
Katılıyorum...
Kulun Allah'a vuslatı için, vakit, pusula, sakal, takke, yağmurluk, rekat, adet, sünnet gibi kavramlara ihtiyacı olmadığı kanaatindeyim.
Tek şartı onunla onun lisanı ile konuşmak. (Kuran okumak)
Kaldıki bu forumda Halil Ağabey vasıtası ile bilgi edindiğim "tazarrulu niyaz" gibi muhteşem bir ruh hali ile Allah'a yakarabiliyor ve istekte bulunabiliyorsan, Kuran okumanın dahi gerekli olmadığına inanıyorum.
Zaten kişi Kuranı kendisi için okur Allah için değil.
Allah kendisine ortak koşanları (şirk en büyük günah diye biliyorum) dahi affedebiliyor ve muhatap alabiliyorsa gerisi teferruattır.
Örnek veriyorum;
Mülk 6 : Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!
Ayetini namazında okurken korkudan tirtir titreyip "ne yapıyorum ben ALLAHIM" diye kendine gelen veya bunu başarabilen kaç kişiyiz....
Kendimize dürüst olalım...