4:3'ü çarpıtanların izlediği yol:
Ayete
önce
kendi "heva"larına uyan bir anlam yüklerler,
örneğin aslında evlen
dirin* demek olan "fe
enkihû"yu
fe
inkihû yaparlar, ayette evlenin deniyor olur böylece.
Kısacası minareyi çalarlar.
Sonra
ayetin öteki kelimelerini çarpıtıp
minareye kılıf uydururlar.
Çarpıttıkları ifadelerden biri "mâ TÂBE lekum"dur.
Aslında öznesi üçüncü tekil kişi olan bi yüklemdir tâbe,
dolayısıyla mâ TÂBE lekum "hangi kadın size iKRAMDA BULUNDU ise" demektir
yani
hangi kadın size yetki verdiyse o kadınları nikahlayacaksınız.
Ayette söylenen budur.
Ama lütfen o çarpık çevirilere bakar mısınız
kimleri nikahlayacakmış mışsınız;
size hangi kadın yetki verdiyse onları mı
ya da SiZiN "işiniz"e uyan, SiZiN "hoşunuz"a giden kadınları mı?
Peki,
ya sizin uygun bulduğunuz iş o KADINLARA uygun değilse,
ya siz o KADINLARIN hoşuna gitmezseniz?
Bunu sormak akıllarının ucundan bile geçmez.
Allah'ın gerçeği:
sizin o kadınları nikahlama yetkiniz
onların size vereceği izin şartına bağlıdır ve SÖZ HAKKI kadınların kendilerindedir
ama çarpıtmacılar kadınların o hakkını gaspederler.
_______________________________
*Lütfen karşılaştırın
فا نكحوا (üstten ilk satır)
فا سهدوا (alttan 8. satır)
http://oi66.tinypic.com/2mcglj6.jpg