![]() |
|
![]() |
#1 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Sevgili kardeşlerim, Alıntı yazıda; sarhoşlukla ilgili güzel anlatımlar olmasına rağmen, sarhoş edici şeylerin yanında, sizin sarhoşluk kabul ettiğinizi düşündüren "Kibirlenmek, övünmek ve büyüklenmek yani narsizma sarhoşluk değil midir?" yazınızdakilerin bu konuda kullanılan "sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın" ayeti ile ilgisi olmadığını öncelikle söylemek isterim. Sonra; sarhoşluk verenlerdeki faydayla ilgili şunları söylemek mümkündür. 1- Ayette bahsedilen faydalar olmasaydı, insanlar onu kullanmazlardı. Ama, faydalardan çok daha fazla zararlar olması nedeniyle haramdır. Faydalar, kişisel olurken, zararlar toplumsal olabiliyor. Faydalara ilişkin bir açıklama getirmek gerekirse; Sarhoş edeni tüketen kimseler, sarhoş olmakla, normal olarak bulundukları yada bulunacakları konumlardaki rahatsızlıklarını, sarhoşlukla bastırmaya çalışarak asabi ve psikolojik yönden kendilerine fayda sağlarlar. Ancak, kendilerini kaçırdıkları bu durumun sakıncaları yerine bu defa bilinçlerini kontrol edemedikleri için bilinçsizce sözler ve hareketler yapabilmek gibi daha büyük tehlikelere düşmekten kurtulamazlar. bu tehlikenin sonuçları, karşı tarafın vereceği tepkiye göre bazen ucuz atlatılabilirse de çoğu zaman telafi edilemeyecek süreçler yaşanabilmektedir. 2:219 - Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz. Yine bu ayete dikkat edersek, içki yanında aynı özellikte kumardan da bahsediliyor. Kumarda, kişinin zaman zaman kazandığı durumlar olmazmı? para kazanıp, bunu cebine koyarak ayrılan bir kimse için, o para kazanç değilmidir? Dini bakışdan muaf tutarsak ekonomik bakımdan kazançtır değilmi! Ancak, bu şekilde bir kazanç, aynı şekilde tekrar ve daha büyük kazançları düşündüreceğinden, bu defa yıkıma giden kayıplara uğrarlar. Kazançların anlaşılması için bu kısa örnekler yeterli olmalıdır diye düşünüyorum. 2- Ayrıca 4/43 ayetinde ''sarhoşken'' derken, yani sarhoş oluncaya kadarı serbest bırakılmış içki haram olmazken.... Acaba geçen ifadeleri yalnış mı anlıyorum....? DEMİŞSİNİZ. bu anlayış, ayete göre yanlıştır. Sarhoşluk veren şeylerden, kuranda zaten bu ayet dışında da başka ayetlerle de uzak durulması istenilmiştir. 5:90 - Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. 5:91 - Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi? Görüldüğü üzere, sarhoş olana kadar falan bir miktar belirtilmeksizin içki her miktarda yasak kılınmıştır. Sarhoş olmayacak kadar içki içende, en azından o içki sofrasında geçirdiği zamanı kaybı ve yine aynı ortamda kendisi tarafından olmasa da başka sarhoşlar tarafından yaratılacak tehlikelere maruz kalması da söz konusudur. Bu durumda, bazıları evhamlılık diye nitelese de, içilmese dahi o mekanlarda bulunulmamaya çalışılması bana göre mantıklıdır. Şimdi yeniden sarhoşluktan ne dediğini bilir duruma geçişin namazla ilgisini anlatmaya çalışayım: Kişi, sebep ne olursa bir şekilde ne dediğini bilmez boyutlarda sarhoş olabilir. Ancak, bu kendisi zaten kabul görmeyen, yasaklanan bir olay olmaktaysa da, bu olay oldu diye buna bağlı olarak başka bir iyi işi yapmasına engel olunmamalıdır. Sarhoşluğun etkisi azalıp, ne dediğini bilir hale gelen kimse, önceki hatası yüzünden, namazdan ve onun kazanımlarından mahrum edilirse, bir fiile iki ceza verilmiş olur. Halbuki, herkes için namaz şartlarına uyduğu durumları yakalayan bu şahısın namaz kılmasına engel bir durum kalmamıştır. O halde, aksi hak gaspı olurdu. Öyleyse, kişi zaten içmekle yaptığı bir hatayı telafi edebileceği başka hayırlı bir işi (burada namaz) yapmaktan men edilmemeli ve böylece hayırlı işin, bilinçli olarak yapılması ile, önceki hayırsız işleri de engelleme hikmetine izin verilmelidir. selamlarımla, aorskaya Konu aorskaya tarafından (15. December 2012 Saat 12:49 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 52
Tesekkür: 5
15 Mesajina 24 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Slm aorskaya,sana hadis ve sunnetle iligili bir mesaj atmıştım fakat cevab alamadım.Cevablarsanız sevinirm..
GALİBA SENDE BEKİR'İN POSTALDIKLARINDANSIN.ŞİMDİ HATIRLADIM. ![]() (NE OLURSAN OL GEL İSLAMİ FORUM SİTESİ) bekir efendiyle,başta ANLAŞAMADIK..RABBANİYLE BEYNİNİ YİYENLERDEN!!!
__________________
Enam sur. 116: Yeryüzündeki insanların çoğunluğunauyarsan, seni Allahyolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Onların yaptıklarının bana zararı yoksa da, kendilerinin aldıkları vebali düşünemeyen bu akılsızlara söylenecek fazla söz kalmıyor. Zavallı aklını unutanlardan bir iki örnek oldular sadece... Bu arada mesajını almadım. E-postayamı atmıştın acaba? Ama, burada kısaca belirtmeye çalışayım. Genel olarak kullanımıyla hadis; peygamberin dini sözlerine, sünnet ise peygamberin dini uygulamalarına deniyor. Bu anlamda, kuranda belirtilen rabbimizin iman etmemizi istediği emirlerden peygambere iman faslında bunlara iman ediyorum. Ancak, peygamberin vefatından sonra, bize ulaşan hadis-sünnet olmuş olsa dahi, onun % 100 hadis-sünnet olduğunu kurana ters olmasa dahi tespit etme imkanımız olmadığından rivayetleri hadis-sünnet olarak kabul etmiyorum. Bunları, kurana ters olmamak kaydıyla dini bir görüş olarak ele alıp faydalanmaya çalışıyorum. kurana ters ise hemen atıyorum zaten. Bu aşamada; hadis-sünnetlerin, peygamberimizce derlenip, rabbimizce kuran gibi korunmadığından hadis ve sünnet arayışının peygamberin tutumu ve rabbimizin arzusuna da ters olacağını düşünüyorum. Bana göre her müslümanın, dinle ilgili fikirlerini öncelikle kurandan kendilerinin anladığı şekliyle belirlemelerini, ancak aynı konuda (hadis, sünnet, rivayet, alim, ulema görüşü vb. ne ad altında olursa olsun) kendi anlayışından daha doğru gelen bir görüşle karşılaşılması halinde kendi görüşünden vazgeçip diğer görüşü benimsemesi gerektiğini kabul ediyorum. Bu yüzden, "doğru herkese aittir, imansızda dahi görülse hemen alınmalıdır, yanlış sahibine aittir, ulemada dahi olsa hemen kaçılmalıdır", şeklinde bir görüşümü bile sloganlaştırdım. Bu nedenle, tüm kardeşlerime de gerçekten; önce kurandan kendi anladıklarını, sonra ise karşılaştıkları sözü yine kuran anlayışlarına göre kurana ters düşmemek kaydıyla dikkate almalarını öneriyorum. Bu nedenle ben, her durumda; fikir sahiplerini değil, onların fikirlerini dikkate almaya çalışıyorum. selamlarımla... aorskaya Konu aorskaya tarafından (15. December 2012 Saat 02:27 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 52
Tesekkür: 5
15 Mesajina 24 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Bakışımız çok farklı değil.....teşekkurler......
Bekir efendi yazmama izin vermiyor........
__________________
Enam sur. 116: Yeryüzündeki insanların çoğunluğunauyarsan, seni Allahyolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
kılmak, namaz, sarhoşken |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|