![]() |
|
![]() |
#1 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Tamamını izlemenizi isterim ama aradığınız cevaplar 32. dakikdan sonra özetleniyor... Orada kendisini kaybettiğini zanneden (gayet bilinçli) ve bu sayede diğer insanlardan farklı olduğunu zanneden zavallı cezbe mağdurlarına acımaktan başka birşey yapamayız. Belki durumu izah etmek uyanmaları anlamında yardımcı olabilir ama bu sefer yaptıkları şeyden utanacaklardır.
siz tarikatta gördüğünüzü söyleyin ben sizi iç yüzünü açıklarım. Köşe başlardında bul karoyu al parayı yapan şarlatanlar vardır. Karoyu asla bulamazsın çünkü kağıtlar hilelidir. ve yanında yönresinde kazıyıp kazanan bir süsü adam görürsün, onlarda aslında şebekenin parçasıdır insanları etkilemek için. Aynı ekibin cübbe giyip sakal uzatmış ellerine tespik misvak almış halleridir bu tarikatler... Zavallı müritler kendi zanlarına göre bişeyler yapmaya çalışsalardai batıla hizmetin sonu ezalıktır.. ÇÜNKÜ, hakkında bilgin olmayan, gözle görüp işitemediğin ampirik verilerle değerlendiremediğin şeylerin peşinde koşmaktan sorumlusundur... |
||||
![]() |
![]() |
hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi: | dost1 (19. March 2012), gerçek hanif (21. March 2012), Miralay (20. March 2012), yeşil (19. March 2012) |
![]() |
#2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Sünnetmis. Internette suna benzer öyküler var:
Bir gün gavs hazretlerini iki âlin ziyarete gelmis. Hos bes sirasinda misvagin faziletlerini sayip dökmeye baslamislar. Gavs hazretleri "Misvaklariniz yaninizda mi?" demis. Birisi: "Evde unuttum." Öteki ceplerini aramis; "Benimki de yok," demis. Gavs hazretleri yakinlarindaki bir adama seslenmis. "Sofi! Misvagin yaninda mi?" Adam salvarinin genis cebine elini daldirmis ve misvagini cikarip göstermis. * Gavs hazretleri aksam namazinin farzindan önce dualar etti. Sonunda "âmin!" dedi; biz de "Âmiiiin!" dedik. Iftitah tekbiri getirdi ama konusurken Prof Hatemî'nin yaptigi gibi her bir hecenin üstünde uzun uzun durarak: Al-laaaaaaaah-u-ek-beeeeeeer. Besmeleyi sessiz degil iftitah tekbiri getirirken yaptigi gibi sesli ve yine her bir hecenin üstünde durarak tadini cikara cikara söyledi: Bi-is-mil-laaa-hir-rah maaan-ir-ra-hiiiim. Ardindan uzun bir sessizlik. Ve Fatiha: El-hamd-ü-lil-laaa-hi-rub (Bana rub diyor gibi geldi)-bil-â-le-miiin. Er-rah-maaan-ir-ra-hiiiim. Mâ-li-kiiii-yeeeevm-idddd-diiiiiin.... Sonra Mâun sûresi. Onu hizli okudu. O kadar hizli ki ben yetisip anlayamadim. Övgü Allah'a, namazda okunan kisa sûreleri anlayacak kadar Arapcam var. Ama orda sabah namazindan sonra bir de Mülk sûresi okunuyor. Onu anlayabilmem icin okunana tam olarak odaklanmak zorundayim. Bunu yapamadim. Cünkü cezbeye kapilan bazi kimselerin cikardigi "Hayyyy! Hayyyyy! hayyyy!" sesleri, bazilarinin uluyup viyaklamalari odaklanmama, hattâ okunani duymama engel oldu. Bunlar her halde akil hastasidir, diye düsündüm. Icimden su gecti: Gavs hazretlerinin yerinde ben olsam kıraati derhal keser ve söyle derim: Ey cemaat! Burasi Allah'in evi. Allah'in evinde Kuran okunurken yalnizca Allah'i düsünmeniz, beni yok saymaniz gerekir. Arkadaslar! Ben de sizin gibi bir insanim. Beni yüceltmek ugruna sizden farkli bi yaratikmisim gibi DISLIYORSUNUZ. Hakarettir bu yaptiginiz. Simdi yaniniza geliyorum. Araniza oturacagim ve Kuran'i sizin oldugunuz yerden dinleyecegim. Beni Rabbimle bas basa birakin. Siz de Rabbinizle bas basa kalin... |
![]() |
![]() |
Hasan Akçay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi: | dost1 (21. March 2012), gerçek hanif (21. March 2012), Miralay (21. March 2012), yeşil (21. March 2012) |
![]() |
#3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Aksam namazi bitti.
Önde tekerlekli bir koltuk vardi. Oturanin yüzü cemaate dönük olacak sekilde o koltuk mihrabin önüne konuldu. Gavs hazretleri onun icine oturdu. Orda calisan bir tanidik benim caminin ön tarafinda bir yere gecmemi saglamisti ya; meger orasi tövbe alacaklar icinmis. "Kalkin!" dediler; bizi koltugun oldugu yere sürdüler. Sürünün icinde ben de varim. Gavs hazretlerinin önüne, sagina, soluna oturduk. Ben iyi göreyim diye dizlerimin üstünde dik duruyorum. Ama gavs hazretleri ile aramda görevlilerden biri var. Ona "Cekilir misiniz!" dedim. Ters ters yüzüme bakti. Baska bir görevli onu kolundan cekti ve "Sakin ol!" diye uyardi. Bir sarigi onbes kadar seride ayirmislar. He birimiz bir seridin ucunu tuttuk. Seritlerin öteki ucu her halde gavs hazretlerinin elindeydi. Böylece mürsit ve biz bir olduk. Ben seridi sol avucumun icine almak istedim. Görevliye "Yeni ameliyat oldum; sag kolumu kaldiramiyorum," dedim. "Hayir! Sag el!" dedi. "Zaten kisa sürecek; bi sey olmaz." Düste gibiydik. Bir yerimize igne batsa onun bile ayirdina varamazdik. Ama gavs hazretleri sakindi. Sakin sakin yanagini kasiyordu. O söyledi; biz hep birlikte yüksek sesle tekrarladik: Ya Rabbi! Bütün yapmis oldugum günahlardan ben pismanim. Keske yapmasaydim. Insallah bir daha yapmiyacagim. Ve gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum. Son cümle haric bu tövbenin her cümlesini samimiyetle söyledim. Ama son cümle. I-ıh. Benim bi tek seyhim var. O'ndan büyük seyh yok. O'ndan baskasini seyh edinemem. * Aslinde tövbe degil beyat bu. Yani bir kimseyi yönetici olarak kabul etmek. Tövbe yalnizca Allah'a verildigi halde beyat din alaninda Allah icin nebiye verilir (Fetih 10), yönetim alaninda ise devletin emîr denen baskanina (Mümtehine 12). Allah hükmüne kimseyi ortak etmez (Kehf 26) - ولا يشرك في حكمه احدا. O halde eger o tarikatin merkezinde yapildigi gibi tövbeye beyat eklenirse Allah'a insan eklenmis olur ve sirke batilir. Batilmis iste. Ordaki tövbeye bakar misiniz. "Ya Rabbi!" diye basliyor; "gavs hazetleri..." diye bitiyor. Allah'in hükmüne seyh böyle ortak edilir. Önemli bir nokta, Kuran'daki beyat sarta baglidir: halkin onayi. Yani emîr secilen kisi halkin onayladigi icraati yapacak. Kuran buna ma'rûf (معروف) diyor. MA'RÛF, Allah'in Kuran'daki hükümlerini iptal etmemek sartiyla halkin IYI saydigi istir; ilahî degil beserî deger yargisidir. Örnegin Suudi diktatörlükte kadinin araba sürmesi, sokakta tek basina yürümesi, lokantada yemek yemesi, basini acmasi... yasak. Ama vahalarda Arap kadini traktör sürüyor; basini aciyor, sokakta tek basina yürüyebiliyor. Cöldeki örf bu. Suudi dikta o kadinlara traktör sürmeyi ve baslarini acmayi yasaklarsa ne olur? İsyan hak olur. Inanan kadinlara bu hakki Allah vermistir (Mümtehine 12): Ey emîr! Inanan kadinlar gelip örfe uygun islerde sana isyan etmeyeceklerine dair beyat etmek istediklerinde onlarin beyatini kabul et. Örfe uygun islerde: fî ma'rûf - في معروف Ve sana isyan etmiyeceklerine: ve lâ ya'sînek - ولا يعصينك Acik ve net. Eger emîr, Allah'in hükmünü iptal etmeyen bir örfe aykiri davranirsa halk isyan etme hakkina sahiptir, isyan eder. Bakin, Hz Peygamber zamaninda inanan kadinlar inanan erkeklerle birlikte camiye gider, örnegin cuma namazi kilarlardi. Ama o tarikatin merkezinde kadinlar camiye giremiyor; erkeklerin yemek yedigi lokantalara gidemiyor, erkeklerin yürüdügü sokaklara cikamiyorlarlar. Yasak. Tipki Suudi diktada oldugu gibi. Hani Allah'in onlara tanidigi isyan etme hakki? Yok. Islemiyor. Cünkü sizin, "Gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum" diyerek ona beyat etmenizi sagliyorlar. O beyatin sarti da yok. Seyhinize kayitsiz sartsiz uyacaksiniz. Sevgi ile, Hasan Akcay Konu Hasan Akçay tarafından (21. March 2012 Saat 02:28 AM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Reesearcher takma adli bir katilmcinin baska bir forudaki yazisi:
Selam dostlar, Geçtiğimiz haftasonu bir arkadaşın davetiyle bende menzil köyüne gittim.Tamamen bir turist gözüyle insanların oraya gidip ne yaptıklarına bakmak istedim.Açıkçası giderken çok önyargılıydım ve bu önyargılarımda haklı çıktım.Baştan aşağıya şirk kokan tövbe alma olayını,sonrasında 'adab' denilen 8 şartı ve namaz sırasında bağıranları hiç sindiremedim.Arkadaşın rehberliğinde aklıma takılan sorulara cevaplar aradım.Fakat hiç kimse mantıklı ve Kur'an'dan bir ayet ile cevap veremedi.Sürekli uydurulmuş hadisler ve tefsir kitaplarından, doğruluğu şüpheli cevaplar aldım. Öncelikle şeyhten bahsedeyim.Bu kişiye mübarek,Seyda hazretleri,Gavs hazretleri gibi değişik bir çok şekilde hitap ediliyor.Kendisinin Hz.Muhammed peygamberimizin soyundan geldiğine inanılıyor ve her yüzyılda bir geldiğine inanılan alimlerden bu yüzyılın alimi olduğu söyleniyor. Tövbe almak, (bağdaştırmak istemem ama )aklıma hristiyanlarda ki günah çıkarma olayını getirmedi desem yalan olur.Dinimizde böyle bir tövbe etme şekliyle ilk defa karşılaştım.Tövbe etmek için neden birisinden aracı olması beklenir anlayamadım. Tövbe alındıktan sonra adab denilen 8 şartın yerine getirilmesi gerekiyor.Soğuk suda alınan(soğuk suyun insanları günahlardan arındırdığı söylendi) namaz ve gusul abdestlerinden sonra 2 rekat tövbe namazı kılınacak,sonra tövbe edilecek daha sonra 25 defa Estağfirullah çekilecek.Sonrasında 8 adet Fatiha suresi okunup Hz.Muhammed peygamberimize,sahabelere ve Gavs hazretlerine(eksik olmuyor hiçbir şeyden de ![]() bağışlanacakmış.Benim şarteller burada attı.Sanki peygamberimizin bizim duamıza ihtiyacı var.Ki ölülerin ruhlarına Fatiha ya da diğer sureleri okumak başlı başına bir hurafe.Neymiş peygamber efendimize, okuduğumuz Fatiha suresini bağışlayınca, diğer peygramberler(imiz)e göre haşa Allah katında kademe yükselecekmiş. Şeytan işi bu saçmalıklardan Allah’a sığındım.Yarabbim sen akıl fikir ver bu insanlara. Sabah namazından sonra şeyh oturmuş ve iki elini açmış, millet sırayla öpüyor.Oraya gitmişken öpmezsek olmazdı,öptük geçtik.Maaşallahı var şeyhin,gözlerinde sürme,yüzünde nur,elleri pamuk gibi yumuşak ve etliydi ![]() Arkadaşın anlattığına göre 1991 yılında bundan önceki şeyh,yine böyle bir el öpme töreninde Denizli’li bir çocuğun saldırısına uğramış.Çocuk arka cebinden çıkardığı zehir dolu şırıngayı şeyhin eline basmış.Daha sonrasında linç edilmek üzere olan çocuk sivil polisler tarafından kurtarılmış.2 sene sonra vefat eden şeyhin yerine kardeşi olan şimdiki şeyh geçmiş.Fakat vefat eden şeyhin oğlu buna karşı çıkmış ve dergahtan sürülmüş.Tabii arkadaş böyle anlatmadı,bunları ben internetten araştırdıklarımla öğrendim.Arkadaşın anlatışında bir sürü efsane vardı. ![]() Para konusunda bir güven ortamı var.Çay ocağında içtiğiniz çayların hesabı tutulmuyor,çıkarken kaç tane içtiyseniz söyleyip ödüyorsunuz.Elinizi kolunuzu sallayıp çıkarsanızda kimse size hesabı sormuyor.Aynı şekilde kebapçıda da öyle.İstediğiniz yemeği yedikten sonra kasaya gidip,ne söylerseniz onun parası alınıyor.İsterseniz çıkıp gidin,helal olsun diyorlar. Köyde öyle bir ortam oluşturulmuş ki,herşey hizmetle tabir ediliyor.Meydanda 2-3 dk bir kenarda beklerseniz,birisi gelip size “hizmet var, gel” diyebilir.Mesela ben arkadaşı beklerken,”sofi gel hizmet var” diye bir dükkan sahibi çağırıp bu boş bardakları çay ocağında yıka gel dedi.Bende gönlü olsun diye yıkadım geldim.İnanışa göre her hizmet sevapmış ![]() Bir de çorba olayı var.Bir kazanda sabah ve ikindi namazından sonra çorba dağıtılıyor.İnanışa göre kazandaki çorba hiç eksilmiyor ![]() zannediyorlar. Sigara sanki menzilin bir sembolü haline gelmiş.7den 70e herkes sigara içiyor.İnsanların sigarayı bırakmalarıyla ilgili hiç bir uyarı ya da ikna edici bir şey yok. Bu köy Mevlana'nın şu sözünü benimsemiş görüntüsü veriyor: Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Belkide insanları çeken şey bu.Çay ocağında edilen muhabbetlere bakılırsa nerde büyük günahlar işlemiş,işlemeye devam eden kişiler varsa buraya geliyor.Hırsızı,dolandırıcısı,tecavüzcüsü,katili,u yuşturu cu ve alkol bağımlısı... Bu günahları işleyenler tövbeyi Allah'tan istemek yerine buraya gelerek,şeyhten tövbe alıyorlar.Böylece günahlarından arındıklarını zannediyorlar.Dahası var tövbe alanların işlediği günahlar sevaba dönüşüyormuş ![]() Genç yaşımda bu hurafe ve şirk dolu geziden sonra Kur’an’a daha bir dört elle sarılmak istiyorum.Bu geziyle benim için cemaatler,dergahlar,şeyhler,hacılar,hocalar bitmiştir.Artık araştırarak kendi yolumu çizeceğim. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2011
Mesajlar: 117
Tesekkür: 145
77 Mesajina 151 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
selam hasan hoca ,
Benim iktibas forumdan yada Hanif dostlardan tanıdığım hasan hoca sizseniz eğer , burada kafam karıştı.Sizin tasavvuf çöplüğünde ne işiniz olur.Menzile gidecek en son insan sizi biliyordum ben.Eğer Hasan Akçay adını kullanan başka birisi iseniz, size sofilik hayırlı olsun diyeyim. ![]() Arasıra hatmelere bizide çağır deşarj olur stres atarız belki. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Merhaba gercek hanif kardesim. Ben hanif dostlardaki o Hasan Akcay'im. Orda aciklamaya calistigim bütün görüslerimin arkasindayim. Eger onlar bu tarikata ya da her hangi bir tarikata girmeme el veriyorsa evet girerim, Allah isterse.
Sayin gercek hanif, benden ne beklenir bu iletinizde belirttiginiz üzere siz biliyorsunuz cünkü görüslerimi okudunuz. O tarikata girmem icin beni ikna etmeye calisanlar da okuyacak ve ögrenecekler. Sizce kim kazanir, kim kaybeder? Sevgi ile, Hasan Akcay |
![]() |
![]() |
Hasan Akçay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
![]() |
#7 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2011
Mesajlar: 117
Tesekkür: 145
77 Mesajina 151 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
selam
hasan hocam siz asla tarikata filan giremezsiniz.Görsem gözlerime inanmam.matrak olsun diye ordaysanız bu olabilir. Oğuz bakar-davetçi-malik bin nebi-savasen ve diğerleri bunlarada sorsak yeminle söylüyorum hiç biri duysa inanmaz.Sofi hasan ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Ben sevgili Akçay ağabeyimizin tarikatlı halini senaryo ettim. Sonra, bir ara yalnız kalma fırsatı buldum. Orada karşılaştıkları, yaşadıkları gözümün önüne geldi ve gerçekten karnımı acıtacak kadar gülmekten kendimi alamadım. Belki, sevgili ağabeyimizin (İndiana Jones karakterine bürünerek serüven yaşama isteği için yanlış coğrafyayı seçmesi nedeniyle) tarikattaki düştüğü konumunu gördükçe "oh olsun" deme isteğimden gülme krizine girmiştim. Belki de bir kez daha tarikat gerçeğini yeniden hatırlamaktan sinirlerim bozulduğundan gülebiliyordum. Bunlardan sonra en son kalan ise kahkanın yerini acı bir tebessümün alması ve sevgili Akçay'ı oradan nasıl kurtarabileceğimizi düşünmek olmuştu! Ama, "Stockholm sendromu" denen bir tehlikeyi Akçay abimiz bilmiyor olabilirmiydi acaba! Ya orada bu sendroma yakalanmış olursa ne yapardık değilmi? Selamlar, aorskaya Not: Sevgili akçay'ın affına ve anlayışına sığınarak anlatma gereği duydum. Bugüne dek hiç bir gurup içerisinde bulunmayan ben, nedense; zorlasam da tarikatla kendisini bir türlü bağdaştıramıyorum... Konu aorskaya tarafından (15. January 2013 Saat 09:28 AM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | merdem (15. January 2013) |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
bir, gittim, merkezine, tarikatin |
|
|