|  | 
 
| 
 | |||||||
|  | 
|  | Seçenekler | Stil | 
|  | 
|  28. May 2012, 10:55 PM | #1 | 
| Uzman Üye Üyelik tarihi: Sep 2011 
					Mesajlar: 1.458
				 Tesekkür: 105 
		
			
				575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
			
		
	Tecrübe Puanı: 26         |   
			
			''Kur’ân’da zina suçunun sadece dayak cezası olduğu halde.....'' diye geçen paragrafa şiddetle itirazım var. ''Yüz celde'' diye geçen ifadenin anlamı, öyle utandırın ve teşhir edin ki bu utandırmanın şiddeti cildine yüz değnek vurulmuş kadar kızartacak derecede cildine-yüzüne yansısın, toplum önünde utandırılsınlar mânâsınadır. Bu yönde Hasan Akçay'ın çok değerli bir açıklaması var. Sitemizde yazan olduğundan her halde kendisi bir açıklama yapacaktır. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (28. May 2012 Saat 11:37 PM ) değiştirilmiştir. | 
|   |   | 
|  16. January 2013, 09:41 AM | #2 | |
| Uzman Üye Üyelik tarihi: Aug 2009 
					Mesajlar: 933
				 Tesekkür: 110 
		
			
				268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
			
		
	Tecrübe Puanı: 18   |   Alıntı: 
 1- Zina cezası kısmında zaten toplum önüne çıkarma tv.deki gibi afişe edilmek demek değilmidir. Size göre böyle olması gerekiyorsa, rabbimiz neden sadece "zina yaptıkları nedeniyle toplum önüne çıkarın" demekle yetinmemiştir. Dikkat edin zaten toplum önüne çıkarılma vardır. Fakat acıma tutmadan toplum huzurunda uygulanması istenen bir 100 celde de vardır... şimdi siz bu 100 celde içinde; "100 sopa vuracak kadar yüzün kızartılacak şekilde utandırılması" gerektiğini iddia edeceksiniz. Peki bu durumda adama sormazlarmı? Kardeşim; bu zina edenler zaten utanması olmayan kimseler ise ne olacak? -ki utanması olsa zaten zina yapmaz! Peki siz hangi hakla, rabbimizin acıma tutmasın dediği 100 celde uygulamasını ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz? Sizin modern, çağdaş düşüncelerinizmi kabul edemiyor? Aklınızca modern toplumda bu size ilkel, kişiliğinize yakışmayan bir durummu geliyor. Ben sizden 100 ile kastedilenin size göre ne oduğunu sormuştum. Siz soruya cevabınızı verir yada vermezsiniz ama benden 100 celdeyi açıklamamı istemeniz üzerine şimdi açıklamaya çalışıyorum. Eğer 100 celde denmeseydi, cezanın uygulama alanı insanlara bırkaılmış olurdu ve ceza belirleyicileri ile uygulayıcılarda farklı cezalar uygularlardı. Bazıları kafalarına göre; zanilerin gözüne, kulağına, ağzına, burnuna, diline, dişine, kafasına, karnına, ciğerine, kalbine ve hatta cinsellik organına ceza uygulamaya kalkabilirdi. İşte bu nedenle deri/celde belirlenmiş olmalıdır. Yoksa; celde uygulaması zaten toplum önünde yapılacağından, sadece toplum önüne çıkarmak ayetle emredilenin amacına ters düşer. Yine toplum önüne çıkartılıp, güya 100 vurulmuş gibi yüzü kızaracak kadar (bu nasıl becerilebilir oda ayrı bir tartışma konusu olur ama şimdi yeri değil) utandırmaya çalışmak da zanileri için için güldürebilir. Bu nedenle sayın Akçay da siz de zina cezası ile açıklamanızda yanlış düşünmektesiniz. Ayrıca, günümüz anlayışına göre "şimdi sopamı kaldı yahu, bu teknolojik ilerleme çağında sopamı olurmuş, diye komik durumlara düşüldüğü de düşünülmesin" selamlar, aorskaya | |
|   |   | 
|  16. January 2013, 07:55 PM | #3 | 
| Uzman Üye Üyelik tarihi: Nov 2012 
					Mesajlar: 1.606
				 Tesekkür: 667 
		
			
				710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
			
		
	Tecrübe Puanı: 24         |  Allah haddi asanlari sevmez. 
			
			Ey iman etmiş kişiler! Ölümlü olaylarda kısas [âdil karşılık] size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, onun [ölenin] kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uymalı, ona güzellikle ödemelidir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim sınırları aşarsa artık acı veren azap onun içindir. ( Bakara/178-179) Bu mübarek Ayetlerden ne anliyor müslüman kardeslerimiz? Dost1 Kardesimiz mükemmel izah etmis: Allah elçisine, Yahudileri ve Hıristiyanları Kur’an a davet etmesini ve onunla hükmedilmesini apaçık söylediği halde, nasıl olurda rivayet hadiste örnek verdikleri gibi, Kur’an da hükmü çok farklı olan, o günkü Tevrat tın hükmüne uymasını ister Peygamberimiz? İşte bu ve buna benzer soruları artık, lütfen kendimize soralım ve inancımızı Kur’an ile sorgulayalım. Peki, bizler hangi kitaplara inanıyoruz ve ardı sıra gidiyoruz, isterseniz hatırlayalım. Kur’an ın peşi sıramı, yoksa emin olmadığımız, Kur’an ın tek kelime dahi bahsetmediği rivayetlerin peşi sıra mı? Dün Yahudilerin ve Hıristiyanların yaptığı yanlışları, bugün biz Müslümanlar yaptığı o kadar açık anlaşıldığı halde düşünen, aklını kullanan, Kur’an ı rehber alan o kadar az Müslüman kalmış ki, söyleyecek söz bulamıyorum. Allah elçisine Kur’an ı tebliğ etme, anlatma ve toplumu ikna etme görevi verdiyse, Kur’an ın hüküm vermediği hiç bir konuda, hüküm vermeyeceğinin, bilincinde olmalıyız. Allah elçisine verdiği görev ve sorumluluğu çok açık ve net vermiş, açıklamıştır. Bizler bunun dışına çıkarak, peygamberimize kendimizce yetkiler ve sorumluluklar vermemiz, bizleri yanlışa yönlendirecektir. Peygamberimiz Allah ın verdiği hükümlere göre, topluma hükmettiği sizce çok açık değil midir? Yahudiler ve Hıristiyanlar, geçmişte yaptıkları yanlışlarına, düştüğü bataklığa ne yazık ki bizleri de çekmek istiyorlar. Bunu yaparken de içimize soktukları, bizlerin inandığı hurafe bilgilerden yararlanıyorlar. Gelin onların bataklığına girmeyelim ve onların oyunlarını bozalım. İçimize soktukları yanlış itikatlarımızı, yine FURKAN ile yani KUR’AN ile temizleyelim. Kur'an'i birakip Tevrat ve Incile devam misali tutturmus gidiyorlar. Rabbimiz kissas hususunda dahi, sayet ölenin kardesi bir sey karsisinda bagislanirsa.... Pes dogrusu, merhameti sonsuz Rabbimiz, illede ölüye ölüm dahi demezken... Birileri halen masum kanlari dökmekle inat ediyor. Kas yaparken göz cikariyorlar. Buda Allah katindandir diyerek kendilerini atese atiyorlar. Sonumuz hic iyi görünmüyor saygideger kardeslerim. Allah öyle bir zalim yöneticiler getirirki basimiza, ondan sonra baslarlar dualara, tabi yine basta "allahumme salli ala" lar ile. E sefaat lazim ümmete en basta!! Ve Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğunda, Bize kavuşmayı ummayanlar: "Bundan başka bir Kur'ân getir yahut bunu değiştir!" dediler. De ki: "Onu nefsimin [kendimin] öngörmesiyle değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, kesinlikle büyük bir günün azabından korkarım. (Yunus Suresi/15) Peygamberimiz dahi sadece vahyoluna uyarken.... nasil olurda müslümanim deyipte halen rivayetleri Kur'an'in üstüne tutmaya cesaret ederler. Ahiret gününden cekinen bunu yapmaz, yapamaz! Benim aklim almiyor. Bu yapilan haksizliklarin terbiyesizliklerin haddi siniri asmalarin sonundan korkan yokmu? Rabbini seven sayan, peygamberlerini seven sayan, islami seven sayan, insanlari seven sayan ümmet nerede kaldi? Sagolasin Dost1 kardesim, mescidlerde, tv lerde vb. devamli böyle söylentiler yapilmali, yazilmali, yayinlanmali......... pek ümitlide degilim ya sonustan, imam bildigini okurmus misali birileri halen bildiklerini okumaya devam edecekler. Bakara 120: Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. Aliimran 23: Şu kendilerine kitaptan bir pay verilmiş olanlara bak, aralarında hüküm vermesi için Allah'ın kitabına çağırılıyorlar da içlerinden bir zümre yüz çevirerek dönüp gidiyor. Yahudileri ve Hiristiyanlari nasil daha memnun edebilirizki, herifler coktan ulasmis arzu ettiklerine, kanser gibi yerlesmisler birlerinin hücrelerine. Rabbimizin memnunlugunu acaba hic mi düsünmez bu ümmet? Aranizda bulundugumdan dolayi gercekten cok memnunum, hayatimda aklimdan gecmemistir, gecemezdide böyle günleri yasayacagim. Allah'ima Celle ve Celaluhu bizlere dogru yolu gösterdiginden dolayi sonsuz sükürlerimi sunarim. Rabbimin Selami ve Rahmeti hepimizin üzerine olsun. Sizlerden razi olsun. | 
|   |   | 
|  | 
| Bookmarks | 
| Etiketler | 
| düşmanlarının, düşündürücüdür, kullanan, verdiği, yanlışları, yaptığımız, İslam, örnekler | 
| 
 | 
 |