29. August 2012, 03:38 PM | #21 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Size ödev vereyim, biraz araştırın. İddialarınızdan vazgeçmeniz için biraz BİLGİLENMEK yeterli olur. - "EL" sözcüğü ile ilgili mecaz ifadeleri Kuran'dan araştırın. - "EL" sözcüğü ile ilgili mecaz ifadeleri biliyorsanız Arapçadan, bilmiyorsanız Türkçe'den araştırın. Mesela ELİ UZUN ne demektir araştırın. Böyle onlarca mecazi ifade var hepsini bulun. - Hırsızlık mı daha büyük günahtır zina mı yetim malı yemek mi, zimmetine para geçirmek mi? Ayet ile gösterin. - El kesmek mi daha şiddetli bir cezadır 100 celde mi? - Mecaz olmayan ifadeye gelirsek, Yusuf 31 e göre Yusufu gören kadınlar bilekten ellerini kılıçla koparmışlar mıdır? Size ve uydurduğunuz insanlık dışı hükme hem hukuk hem dilbilgisi hem lisani yönden çok daha fazla eleştiri sunabilirim. Sizin ise insanlığınızı arkaplana atarak gördüğünüz gibi anlamaya çalışmak haricinde tek bir deliliniz yok. İşyerinde çırağınıza "o çocuğu sevmiyorum, buraya çok sık geliyor, ayağını kesin artık" derken dikkat edin de çırağınız eline kılıç geçirip "patronum emretti" diye gidip adamın ayağını kesmesin. Normalde o cümle öyle anlaşılmaz ama çırağınız cümleyi anlarken belki insanlığını kullanmamış sadece duyduğunu yapmıştır. Sizi de cinayete azmettirme suçlaması ile almak lazım öyle bir durumda. Korkmayın böyle bir şey olmaz, çünkü insanlar insanlığa ters bir şey duyduklarında mecazi anlamaya meyillidirler. Yani Türkçe bilmeyen çat pat yeni öğrenmiş birine bile söyleseniz mecazi anlar veya görünüşte anlamasına rağmen "anlamadım" der hükmün açıklanmasını ister.
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (29. August 2012 Saat 03:40 PM ) değiştirilmiştir. |
|
Zinedov Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (6. September 2012) |
29. August 2012, 04:21 PM | #22 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Şunu da ayrıca belirtmek isterim.
Kanunlar toplumların değişen durum ve özelliklerine göre belirlenir ve duruma göre değiştirilebilir. Kanunların amacı toplumun bireylerinin birlikte huzur içinde yaşamasıdır. İçinde yaşadığınız topluma bakıp da Kuran'ın fıkhi hükümlerinin tümünü içinde bulunduğunuz topluma uydurmaya çalışmanız beyhudedir. İlgili hükümler belli bir seviyeye gelmiş, belli bir toplumu ilgilendiren belli zamanlarda gelmiş hükümlerdir. Kanun hükümlerini masaya yatırıp eleştirebilir, olumlu olumsuz sonuçlarını tartışabilirsiniz. Mesela Türk kanunları halifeliğin kaldırılmasından sonra başka farklı farklı ülkelerden alınmıştır. Bu ülkelerin hükümlerinin topluma uymayanları zaman içinde değişmiştir. İlgili ülkenin hükümleri de zaman içinde koşullara göre değişmiştir. Bu değişim, topluma uygunluk kaçınılmazdır. Kuran'daki hükümlerin de hangi topluma ve hangi aşamada gönderildiğini unutmayın. Tepeden inme "baştan verilmiş" hükümler değildir. Allah ilerde o hükümleri vereceğini bilmiyor muydu? baştan neden göndermedi sizce? Peygamber hicret ettiğinde Medinenin fuhuş ve düzensizlik mekanı olduğunu biliyor muydunuz? Buna rağmen neden hükümler hemen inmedi?
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (29. August 2012 Saat 04:33 PM ) değiştirilmiştir. |
30. August 2012, 12:07 AM | #23 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Bu sözü söylerken yanılacağını düşünmeyeceğin bir edaya sahip olduğunu ve bunun büyük hata olduğunu görmeni isterim. Neden hata diye sormadan onunda cevabını vereyim: Bir an için senin gibi düşünmeyenlere insanlık ve ahlaksızlık yüklediğin sözlerinin yanlış olduğunu, kendinin hatalı olduğunu, kurandaki hısızlık cezasının somut el kesme olduğunu düşün! Bu durumda bize yönelttiğin insanlık dışılık, kalpsizlik kurana, dolayısıyla rabbimize yöneltilen bir hakaret olmazmı? Peki, sen % 100 yanılmaz birimisin? Müteşabihlerin gerçek manasını sadece rabbimizin kesin bileceğini sana hatırlatmama gerek varmıdır? Önce sevgili kardeşim, bir daha kurandan hükümleri sırf sizden farklı anlıyorlar diye insanları kalpsizlikle, ahlaksızlıkla, insanlık dışı diye suçlamamayı öğrenin… Çünkü, onlar haklı iseler onlara ettiğiniz laflar kurana ve dolaylı olarak rabbimize döner. Alıntı:
Alıntı:
El kesmek 100 celdeden daha şiddetli olursa ne olacaktır? Sizin, kendinize göre zinayı, hırsızlıktan ağır bulmanız, kuran hükmünümü yanlışlayabilir? Yusufu gören kadınlar, ellerini niye koparsınlarki? Yusuf a.s. hırsızlıkmı yapmıştır, yoksa zinamı yapmıştırda bu örneği veriyorsunuz! Alıntı:
Şu çırak, patron örneğiniz kuran emri karşısında yanlış olmaktadır. Bakın, sonra gerekirse, islamdaki hırsızlık konusu için önceden oluşturulacak engelleyici tedbirlerin neler olduğunu daha detaylı yazabilirsem de ateistlerle girişilen bir tartışmada yarım kalan konuya verdiğim cevabı buraya alıntılayayım, oradan kısaca fikir sahibi olursunuz. ATEİSTLERLE YARIM KALAN HIRSIZLIK CEZASINA YAZDIKLARIM: A- KONUYA GİRİŞ: Aslında konu başlığı hırsızın cezası ve kısas ise de kısas konusu bu formun “bireysel suçlarda kısasmı, modern hukukmu daha adil davranıyor başlığında” ilk yazımda cevapladığımdan burada tekrarlamak istemiyorum. Zaten kısasla ilgili de cevaplanması gereken soruların kaldığını göremedim. Bu nedenle sadece hırsızlıkla ilgili devam edebilirim. (1) Uzun bir zaman geçmesine rağmen konunun kapanmadığını ve sorunun cevaplanmadığını gördüm. Buradakileri okuyanların son sorunun cevaplanmaması yüzünden, islamın bunu cevaplayamadığı, dolayısıyla soru sahibinin düşüncesinin doğru olduğu şeklinde bir fikre kapılmamaları için bildiğim İslam gerçeğine göre soruyu ben cevaplamaya çalışacağım. B- ATEİSTLERİN SORUSU: (2) “…çaldıgını itiraf ediyorsa ister bir tepsi baklava ister bir çuval para çalsın fark etmez elinin kesilmesi için yeterli sebeptir deniliyor. soru: 1- Siz bir insan olarak buna katılıyormusuz ? soru: 2- Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın! CEVAPLARIM: Cevap 1: Sadece bir insan olsaydım, inançlarım olmasaydı cevabım değişik olabilirdi. Onun için kesin bir şey söylemek her türlü yanlış olur. Ama ben inanan bir insan ve inandığı kaynak kuran olan bir müslümanım. Bu soruyu da bir gerçek (kuran) Müslüman olarak cevaplayacağım ve bunun islamın cevabı olduğunu da iddia edeceğim. Bu cevabımı verirken kuran dışında bir kaynağa dayanmayıp, referans göstermeyeceğim. Bu nedenle hala anlaşılamayan bir yerler olursa, itirazlar olursa onlarında kurandan olmasını isteyeceğim, başka kaynakları kabul etmeyeceğim. Şimdi cevabıma geçiyorum. İslamda her şeyden önce bireyler arasında gelir dağılımından kaynaklanan suçların oluşmasını engelleyen tedbirleri İslami otoritenin alması şarttır. Yani İslami otorite yoksulluk nedeniyle oluşabilecek suçları önleyici bütün tedbirleri almak zorundadırlar. İslami otoritenin bu görevi yanında da islamda bireylerin, fakire, düşküne, yolda kalmışa, sadaka vb. şekillerde yardım etmesi görevide vardır. Bu yardımı yapabilecek imkana sahipken bundan kaçan bireylerin bunun sonuçlarında sorumluluğu olacaktır. İşte gerek yönetim tarafından, gerekse bireysel olarak islamda hiç kimse yoksulluk çekmeyecek, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olanların ihtiyacı diğerleri tarafından karşılanacaktır. Bu durum herkese anlatılıp, öğretilecek, ihtiyacı olanların gidebilecekleri kişi ve kurumlar gösterilecek ve bütün bunlara rağmen hırsızlık yapılırsa ellerinin kesileceği anlatılıp, anladıklarından emin olunacaktır. Yani günümüz yasalarında olduğu gibi, ne zaman ve nerde nasıl çıktığı belli olmayan şekilde yasa çıkarılıp, sonra da bilmeyenlere “yasaları bilmemek mazeret sayılmaz, buyur çek cezanı bakalım” denemeyecektir. İşte bu şartlar sağlandığında hiç kimse hırsızlık için; yoksulluk, ihtiyaç dahil hiçbir sebebe sahip olamayacaktır. a) Sorudaki örneğinizden hareket edecek olursak; sadece baklava (yada ekmek vb. gıda) çalan bir kimse varsa; yönetim baklavaların teşhirine izin verdiği bir toplumda; baklava yiyemeyenleri görememiş ve onlara baklava yedirememişse; baklava çalanlar hırsızlıkla suçlu olmayacaklar. Aksine bunu sağlayamayan yönetim kendini kusurlu bularak, hem çalanın ihtiyaçlarını giderecek; hem de baklavacının zararlarını karşılayacaktır. İhtiyaçları karşılanan ve yukarda anlatılanları bilen biri de herhalde baklava çalamayacaktır. Eğer akıl özürlü yada maceraperest değilse tabi bunu yapamayacaktır. b) Bir çuval para yada az para çalan birinin durumu kendi içinde değişmezken baklava çalana göre değişecektir. Şimdi bir kimse yukarıda anlatıldığı ve sonuçlarını bildiği ve ihtiyacı olmadığı halde hırsızlık yaparsa çaldığı miktara bakılmaksızın eli kesilir. Çünkü hırsızın, az çalanınında çoğu bulması halinde çok çalacağı akıl işidir. O halde biri hırsızlık yapacaksa (özürlü değilse) çalabildiği kadar çalacaktır. Bu nedenle azı çoğu bakılmadan ceza uygulanacaktır. Ancak… Bu hırsızlık eylemi bir ihtiyacın karşılanmasından kaynaklanıyorsa o durumda hırsıza ceza uygulanmayacaktır. Şöyleki; Bir kimse geçim sıkıntısı çekse ve yönetimce fark edilmese, bu kimse çalmadan önce herhangi bir kimseden iş istemişse ve iş verilmemişse, başka birileri de iş vermemişse ve bu kimse mecburiyetten hırsızlık yapmışsa bu kimseye ceza uygulanamaz. Aksine yönetim ve iş vermeyenler bu suça kusurları oranında iştirak ederler ve tazmin olunurlar. Bütün bunlar, kuranda, zekat, infak, sadaka hükümlerinden çıkartılabilir. cevap-2 : “Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!” demişsiniz. Ancak sanırım Allahtan korkarak demek istediniz. Neyse Allahtan korktuğum için cevabım yukardaki gibidir. Allah’tan korkmasaydım, vicdanlı olmam içinde sebep yoktu, beni ilgilendirmezdi, ne şekilde cezalandıklarını bana dokunmadıkları sürece önemsemezdim. Bu nedenle Allah’tan korkmayanların vicdandan bahsetmelerini tutarsız bulurum. Allah’tan korkmayanın gerçekten vicdanlı davranması Halide, çok kısa bir anlatımla en azından bazı durumlarda kendisi kabul etmese de Allah korkusunun olduğuna delildir. Basit bir ahlaki yerleşkenin dahi onda olması o insanın değil, dinin etkisidir, sonucudur. (3) Hırsız olursa bile az olacağı için başkalarına zarar vermesi yerine kendisi ibretlik olarak yaşayacaktır. Haksızlık falan da değildir. (4) Başkalarına zararı önlemek için gerekirse devlet az sayıda hırsıza bakacak, ona uygun iş ve imkanlar sağlayacaktır. (5) Vicdan sahibi ve gerçekten inanan ilahiyatçı yukarıdakileri aynen olmasa da büyük ölçüde onaylayacaktır. Zaman, mekan değişse de İslam değişmez. Evrensel olduğu için bu şartlar yönetimce sağlanacaktır her devirde… UYGUN ZEMİN YÖNETİMCE OLUŞTURULAMAZSA BU CEZA DA UYGULANAMAZ. (6) El kesme bu şekilde olunca her zaman yapılabilir, sizin de itirazınız olamaz. (7) Böylece islamın yüceliği kanıtlanmış, insan kaynaklarının çözümde yetersiz olduğu gösterilmiş olur. SON OLARAK SÖYLEYECEKLERİM: Hırsızlık olayına hep hırsızın tarafından bakarak neredeyse ceza verilmemesi gerektiğini kimse savunmasın. 1- Hırsızın, çaldığı paralar karşılığında belki borçlarını ödeyemeyeceği için, iflas edebilecek, bu yüzden belki intihara kadar gidebilecek süreci yaşayanları düşünün. 2- Belki çocuğun ameliyat parasını çalacak, bu yüzden ömür boyu özürlü yaşamasına yada vefat etmesine neden olabileceğini düşünün. örnekleri siz çoğaltın sevgili kardeşim... İslamda, ihtiyaç bırakmayacak ortam yaratılmasına rağmen hırsızlığın neden yapıldığını ve neden eline mal olması gerektiğini iyice düşünerek çoğaltın... Not: Ben rivayetleri delil olarak kullanmasamda sizin için bir şey ifade edecekse; Halife Ömer'in, kıtlık zamanında yapılan çok hırsızlığa, hırsızlığı kaldıran tedbirleri sağlayamadığından, ceza uygulamadığını düşünün... selamlar aorskaya Konu aorskaya tarafından (30. August 2012 Saat 12:10 AM ) değiştirilmiştir. |
||||
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (6. September 2012) |
30. August 2012, 12:38 AM | #24 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Ben yanıldığımı düşünmüyorum zira "fıtrat dini"nin ne dediğini anlayacak kadar insan evladıyım. Ayrıca söylediğim gibi detaylıca araştırdım. Ayrıca Allah'a tapıyorum mala veya paraya değil. Hırsıza ceza verilmemesini değil, hakettiğini verilmesini savunuyorum ve tabi Kurana(fıtrata/insanlığa) uygun şekilde. "Bir de mağdurun açısından bak" demişsiniz Fakat öyle baksam bile ben mal veya parayı kendime ait görmüyorum, onlara tapmıyorum ve ahiret inancı olmayan biri de değilim ki böyle bir cezayı hoş görecek kadar insanlıktan çıkayım? Allah vesilelerle verir, Allah vesilelerle alır. Ben dünyaya donsuz geldim. Mağdur mağdurluğunu bilsin, öfke nedeni ile aşırılığa kaçıp adaletten uzaklaşarak zalim olmasın. El kesmek ne demek ya? Ne içiyorsunuz siz? Eğer kaybetmekten korkacak kadar bağlandığınız paranız veya malınız varsa o sizin gözünüzü kör etmiş, basiretinizi bağlamış olabilir belki, aksi takdirde böyle düşünmeniz çok zor.
"Bir de benim haklı olduğumu düşünün" demişsiniz. Eğer sizin ve iyice sapmış mezhepçilerin insanlıkdışı iddialarının aksi yönde kesin delilleri Kuran'dan, Arapçadan vb. elde etmiş olmasaydım Kuran'ı (Allahtan olduğunu) bir saniye bile düşünmeden reddederdim. Bu kadar da netim bu konuda. "Allah aşırılığı emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?" Farzedinki yoksulluk yok. herkes iyi, refah bir yaşam. Fakat birileri zevk için hırsızlık yaptı. Tüm bunlara rağmen yine elini kesemezsiniz, kestirmem. Onun hakkını sonuna kadar savunurum tüm insan olmayanlara karşı. Bana Kuran bunu öğretti. Allah'a gerçekten biraz güveniniz(iman x 2) varsa zaten YA O ÇALINAN BENİM ÇOCUKLARIMIN RIZKI İDİYSE vb. anlamsız sorular sormazsınız.
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (30. August 2012 Saat 12:56 AM ) değiştirilmiştir. |
30. August 2012, 01:07 AM | #25 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Alıntı:
Mağdurları örnekleyerek, birde mağdurun tarafından bak dememe, “para ve mal benim değildir” diyemi cevap verebiliyorsunuz? Bilinçli Müslümanlar için tabiî ki doğru, ama o aracı kaybeden örnekteki mağdurların durumunu yeniden düşünmeniz gerekmezmi? Üstelik, İslami yönetimin hırsızlığa gerek duyurmayan önlemleri, tedbirleri alma şartına rağmen hala, sizin insanlık anlayışınız sadece hırsızlık yapabilen içinmi olabilmektedir? “El kesmek ne ya” demişsiniz… O kuran hükmü sevgili kardeşim, yani insanları yaratan rabbimizin kelamı, onun emridir… Alıntı:
Aşırılık, size göredir. Ya kuranı yanlış anladıysam diye bir küçük ihtimal bile bırakmayan birinin iddiasıdır. Yaratan rabbimizden daha iyisinimi bileceksiniz? Alıntı:
Siz, kendinizi; “kuranı yanılmaz anlayanlardan” sandıkça mağduru bırakıp, hırsızın hakkını korumaya devam etmenizi normal bulurum. Yeri gelmişken; bütün insanlar için, her zaman ve her yerde geçerli olacak şekilde hırsızlık için adil ceza olarak düşündüğünüzü yazabilirmisiniz? Selamlar… aorskaya Not: kendi çalınan paralarım için iddia ettiğiniz gibi; "YA O ÇALINAN BENİM ÇOCUKLARIMIN RIZKI İDİYSE" diye düşünmem de sormam da... Ama, "kendini yanılmaz sanan sizin" bunu yapabileceğinize ihtimal versem yanlış olurmu? |
||||
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (6. September 2012) |
30. August 2012, 01:13 AM | #26 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Sevgili kardeşim boş boş konuşuyor ondan sonra da gelip "nereden emin olabilirsin ki" diye ekliyorsunuz. Size bilgi vereyim derken şaka yapmadım veya egomu tatmin etmedim. Ben de bilgiyi dışarıdan edindim, Allah verdi. Araştırmanız için gerekli şeyleri madde madde söyledim. Bilim nedir bilir misiniz? Sizin gibi metnii alıp üzerinde düşünerek felsefe yapıp "hangimiz haklı bilemeyiz" diyemeyeceğiniz kadar net sonuçlar verir. Hem hangimiz haklı bilemeyiz diyebiliyorsunuz hem de bir insanın elini kesmeyi göze alabiliyorsunuz. İnsanlığınıza ve adaletinize(!) şapka çıkarılır.
Bilimsellik demişken, size 1) Lisan bilgisinden bahsettim (Türkçe arapça) 2) Arapçadan bahsettim 3) hukuktan bahsettim 4) Kuran içindeki çelişkilerden bahsettim 5) Mantıksal çelişkilerden bahsettim 6) En son insanlıktan bahsettim Siz insanlık kısmına takıldınız. Onu boşverin madem bilimsel bir araştırmaya girin. Yanılabileceğinizi bu konuda uzmana danışmamış ve uzmanlığı olmayan biri olarak SİZ düşünün. Arapça bilen birini bulun ve hukuktan anlayan biri daha bulun birlikte oturun düşünün o ayetten el kesilmesine dair KANUN HÜKMÜ ÇIKARMAK MÜMKÜN MÜ DEĞİL Mİ hep birlikte bakın. Boş boş yazmadan önce bunları yapın her bilgiye oturup kafa yorarak ulaşamazsınız özellikle bilimsellik ve İNSANLIK söz konusuysa... En büyük zorluk "bildiğini sanan cahil"e bir şey anlatmaktır derlerdi doğruymuş. Başka konularda ve Kuran genelinde bilgili bir insan olsanız da bu herkesin uzmanlık alanı olmayan spesifik konuda cahilliğinizi kabul edip uzman yardımı almanız gerek dediğim gibi Arapça bilenden ve hukuk bilenden. Bu konu üzerinde yıllarca düşünmüş olmanız veya ateistlerle tartışmalar yapmış olmanız sizi bu konuda uzman yapamaz. Yoksa ileride tıbba da el atar, "Kuran şifadır" ayetini delil göstererek ebced hesabı ile bir takım rakamlar çıkarıp "falanca sureyi şu kadar okursan baş/kıç ağrısına iyi gelir" gibi hurafeler de uydurmaya başlarsınız. Dikkat edin. Bu arada normalde kimseyle böyle uzun tartışmam, konuyu uzatmamın sebebi ise sizin diğer yazılarınızdan dolayı bu konuyu çözebilecek kapasitede ve anlayışta olduğunuzu umuyor olmam. özel uzmanlık gerektiren her konuda olması gerektiği gibi bu konuyu da işin Ehline danışın.
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (30. August 2012 Saat 01:25 AM ) değiştirilmiştir. |
30. August 2012, 01:30 AM | #27 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
"4) Kuran içindeki çelişkilerden bahsettim" şeklindeki ifadeyi söyleyen birine, hemen yazının aştındaki; "En büyük zorluk "bildiğini sanan cahil"e bir şey anlatmaktır derlerdi doğruymuş." nitelemesini size yapmak gerekmezmi? Kuranda çelişki olduğunu iddia eden bir müslümanla karşı karşıyamıyım yani? Eğer, durum buysa, bütün yazdıklarımı dikkate almayın sevgili kardeşim... selamlar aorskaya |
|
30. August 2012, 01:33 AM | #28 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (30. August 2012 Saat 01:36 AM ) değiştirilmiştir. |
|
30. August 2012, 01:49 AM | #29 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
ANcak; 1-YANİ MECAZ OLMAYAN ŞEKİLDE anlaşıldığında "Kuran bütünlüğünde oluşan çelişkiler"den bahsettim. demişsiniz... Şimdi, hırsızın elinin somut olarak kesilmesi halinde kurandaki hangi ayetlerle çeliştiğini yazabilirmisiniz? 2- Daha önce de sorduğum halde cevaplamadığınız; "bütün insanlar için geçerli olacak, her zaman değişmeden ve her yerde uygulanabilecek şekilde; hırsızlık için düşündüğünüz ceza nedir?" sorumu şimdi cevaplayabilirmisiniz? selamlar... aorskaya |
|
30. August 2012, 02:22 AM | #30 | ||
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Alıntı:
Ayrıca hukuki hükümLER çıkaramazsınız demiştim. hukuki hükümLER derken, çeşitli farklı OLASI hırsızlık senaryoları üretip üzerinlerinde düşünün. Size şu kadar emin söylüyorum: Şeriat(!) ile yönetilen bir ülkede hırsızlık suçu ile suçlansam, eğer kendimi savunma hakkı verilirse sadece Kuran ayetleri ile üzerimde iddia edilen cezanın infaz edilemeyeceğine dair tüm BİLİRKİŞİLERİ ikna ederim. Ya cezam iptal edilir başka ceza verirler ya da sırf öncekilerin haksız yere ellerinin kesildiği ortaya çıkmasın diye ellerimi -haklı olduğumu tam ikna olmuş olarak bilmelerine rağmen- keserler. Size bu yüzden bu konuda düşünmeniz değil uzman yardımı alarak araştırmanız gerektiğinizi söylüyorum, benim bu konuda en ufak şüphem yok çünkü tüm "susturucu kanıtlar" konuya gerekli önemi verip araştırana veriliyor. Araştırın lütfen. Sizin gibi Kuran bütününe hakim insanların bile bu konuda yanılabildiklerini gördükten sonra bu konuda tüm susturucu delillerin ayrıntılı şekilde sıralandığı detaylı bir yazı yazmaya karar verdim. Allah izin verirse en kısa zamanda yazacağım. Selamlar.
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (30. August 2012 Saat 02:54 AM ) değiştirilmiştir. |
||
Zinedov Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (6. September 2012) |
Bookmarks |
Etiketler |
korkar, müslüman, neden, nedir, şeriat, şeriattan |
|
|