![]() |
|
![]() |
#1 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Sen, akıllıca dinden yazabilirken, birisinin tartışma yaratmasından heyecanlanıp, sataşma rüzgarlarına kendini kaptırmış gidiyorsun. Şu anda peygamber arayanmı var, peygamber olmazsa din yaşanmaz diyenmi var, rivayetler olmazsa din olmaz diyenmi var da sen, "peygamberle ilgili örnekler kuranda mevcut diye gerekçe sunarak, "muhammed postacı olsa ne olur, olmasa ne olur, geldi gitti işte" diye basite indirgeyebiliyorsun. Yoksa, senin peygamberden yana sıkıntınmı var, arap olmasını falan hazmedemiyormusun? Burada, defalarca yazdım, inşallah son defa yazayımda, sataşmak için yorduğun kafanın bir kısmını da bunu anlamak için yor ve anlamaya çalış. Din=islam=kuran Dinin tek kaynağı tartışmasız kuran... Kuran rabbimizin kelamı olup onda insanları ilgilendiren her konu yeterince vardır ve her akıllının okuyup anlayacağı kolaylıktadır... Kuşkusuz rabbimiz dileseydi, peygamber yerine her birimize ayrı kitaplar gönderebilirdi, veya tek kitabı her birimizin okumasını sağlayabilirdi. Ama, dilememiştir, elçiyle tebliğ etmeyi istemiştir. Bunu neden böyle yaptığını o söylememiştir, söylemediği içinde bilemeyiz. Aslında bu bilgi bizi ilgilendirmezde. Biz, bize iletilmek üzere kime indirildiğini bilmeli, o kimsenin görevini en iyi şekilde yaptığını bilmeli, o kimsenin bize kendi canımızdan ileri olduğunu kabul edebilmeliyiz. Şimdi bu durumda bu kimse, yani peygamber bizim tarafımızdan böyle algılanıp, saygı görmesi gerekirken, şu olsa ne olur, bu olsa ne olur, sonuçta şu an ona ihtiyaç yok diyerek, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayan şeyleri önemseyen materyalistler gibi davranmayalım. Örneğin, Atatürk'e nasıl saygı gösteriliyorsa, ondan çok daha önemli konumda olan peygamber için hakettiği değer verilmelidir. Hoş, biz değer vermesekte o zaten rabbimiz katındaki saygın yerini almıştır, ihtiyacı yoktur,... Peygamber bize canımızdan yakındır... Siz buna inanıp kabul edebiliyormusunuz onu söyleyin... selamlar... aorskaya |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Oğullaştıralım mı, Haşa Allaha sevgili mi yapalım. Ona verilmesi gereken değer, risaletine salat/salvat destek olmaktır. Ecrini/değerini Allah verir. Zihniyet değişmeden asla, kitab ile temasa geçilemez. Ona sadece temizlenenler dokunur/mess eder/temasa geçer. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Alıntı:
aorskaya |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
فَاللَّهُ أَوْلَىٰ بِهِمَا
bi ile evla kelimesinin kullanıldığı Nisa 135. ayete bakalım. Zira Ahzap 6. ayette bi ile evla kelimesi kullanılmış. Bir karşılaştır bakalım aorskaya ne anlam çıkıyor. İbrahim'e gerçekten de en yakın olanlar, ona inananlarla bu Nebilerdir ve iman edenlerdir. Allah, inananların dostu ve yardımcısıdır. Âl-i İmrân / 68 Ahzap 6. Muhammed kelimesinin geçmemesi ve mümin ve muhacir kelimesi kullanımı dikkat çekici. Ayrıca sen ayetlerin başını sonunu okumuyorsun. Alt yapı son derece kötü ve kurani dini bilgin zayıf. Ahzap 5. ayetten itibaren bir okuma yap ve gör ne diyor rabbimiz. Melekleri yani tek ayetleri erbab edinme. Aorskaya muhacir mimin değil mi ki ayrı ayrı zikredilmiş. Bir anlat bakalım kardeşim. Şu yazıyıda kurandan teyit ediver 5. Âyetteki ve mevâlînizdir [sözleşmeyle yakınlık kurduklarınızdır] ifadesi, o günün örfünde "velâ" uygulamasını gündeme getirmekte ve onu tasvip etmektedir. Nitekim bu uygulama, İslâm ülkelerinin hukuk sistemlerinde uygulana gelmiştir. ؤ - velâ, ولىّ - veli/yakın sözcüğünden türemiş olup, taraflarına مولى - mevlâ tabir edilir. موالى - mevâlî sözcüğü de, مولى - mevlâ sözcüğünün çoğuludur. Âyette de, موالى - mevâlî diye çoğul olarak yer almıştır. Velâ, tarafların [garip bir kimse ile varsıl-güçlü bir kimsenin] özgürce, "Sen benim Mevlâm ol, şayet ben bir cinayet işlersem himayecim olarak diyeti ödersin, öldüğümde de malıma varis olursun, malım sana kalır" tarzındaki sözleşme ile meydana gelir. Böyle bir sözleşmenin yasal görülmesinin nedeni, kimsesiz gariplere kimsesizliğini unutturmak, fertler arasında bir bağ ve yardımlaşma şuuru temin etmektir. 6. Peygamber, mü'minlere kendi nefislerinden daha yakın, o'nun [Peygamber'in] eşleri, onların [mü'minlerin] analarıdır. Ve akrabalar; Allah'ın yazgısında onlardan bir kısmı, bir kısmındandır, –velilerinize ma'rûfu yapmanız dışında– mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Bu, Kitap'ta yazılmıştır. Bu Âyette, şu hukuki ilkeler ortaya konulmaktadır: Peygamber, mü'minlere kendi nefislerinden daha yakındır. Peygamber'in eşleri, mü'minlerin analarıdır. Ve akrabalar birbirlerine, diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Birinci ilkede, Rasûlullah'ın mü'minler için kendi canlarından daha öncelikli olması; herkesin kendi işinden önce o'nun öngördüğü işleri [din ve devlet işlerini] yapması gerektiği ortaya konulmuştur. Burada konu edilen yakınlık [velâyet], veliy-yi âm niteliğidir [devlet başkanı oluşu, devleti temsil edişidir]. (Tövbe: 24) De ki: "Eğer ki babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz [akrabalarınız, kabileniz], elde ettiğiniz mallar, kesata uğramasından ürperdiğiniz ticaret, hoşlandığınız meskenler, size Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve O'nun yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyiniz. Ve Allah fâsıklar kavmine doğru yolu göstermez." (Mücâdele: 22) Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'a ve Elçisi'ne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurmuş olarak bulamazsın. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları Kendisinden olan ruh [güvenli bilgi] ile desteklemiştir. Onları, sürekli kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte bunlar Allah'ın hizbidir/yandaşlarıdır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi/yandaşları başarıya ulaşanların ta kendileridir. Burada mü'minlere, devletlerine ve devlet başkanlarına karşı görevleri öğretilmektedir. İkinci ilkede de, Rasûlullah'ın eşleri, mü'minlerin anneleri unvanıyla şereflenmiş, mü'minlerin onlara saygılı davranmaları, iyilikte bulunmaları ve onlarla evlenmemeleri hükme bağlanmıştır. Burada, Peygamber'in eşlerinin, mü'minlerin gerçek anneleri konumunda oldukları söylenmiyor. Nûr Sûresinin 29–31. Âyetlerinde konu edilen aile içi mahremiyet serbestîsi, Rasûlullah'ın eşleri için tanınmamakta, onları, –ileride 53–55. Âyetlerde görüleceği üzere– serbestlik açısından sadece kendi akrabalarıyla sınırlamaktadır. 5–6. Âyetlerde, evlâtlığın evlât olmadığı, dolayısıyla da aynı konumda değerlendirilemeyeceği bildirilmişti. Bu Âyetteki Ve akrabalar; Allah'ın yazgısında onlardan bir kısmı, bir kısmındandır, –velilerinize ma'rûfu yapmanız dışında– mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler ifadesi ile de, gerçek kardeşlik ile din kardeşliği ayrılmıştır. Miras vs. gibi hükümlerin din kardeşliği için geçerli olmadığı, mirasın sadece hısım ve akrabalar arasında olacağı hükme bağlanmış; bununla birlikte –velilerinize ma'rûfu yapmanız dışında – istisnasıyla, vasiyet yoluyla kişinin din kardeşlerine yardım ve destekte bulunulabileceği, "velâ" sözleşmesi yapılabileceği beyan edilmiştir. Konu pramid tarafından (8. November 2012 Saat 08:37 AM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Ayetlerin canına okuyorsun aorskaya. Eee kapalı göz ve kulakla olacağı bu.
Sana tavsiyem; Kelimeleri kuran anlamları ile karşılaştır. Kuran ayetleri kuran içinde bir başka ayetlerde anlatır/tefsirlenir. Böyle bir okuma yaparsanız daha iyi tespitler yaparsınız. Arapça anlatımlara biraz daha dikkat edelim. |
![]() |
![]() |
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | berru (11. March 2013) |
![]() |
#6 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Çünkü bu aynada, daha önceki yazısıyla; birine bir fikir sunan ve bunun incelenmesini isteyen pramid'in değişik bir görüntüye büründüğünü görülüyor. Yazıyı yazan pramidin, önce yazısına; muhatabının vereceği cevabı beklediği sanılmaktadır. Halbuki, pramidin öyle olmadığı aynaya bakınca ortaya çıkıyor. Yazısının okunmasını ve ona verilecek cevabı bile bekleyemeden, sebebini kendisinin bilebileceği bir nedenle, muhatabına duyduğu öfke yüzünden "Ayetlerin canına okuyorsun aorskaya. Eee kapalı göz ve kulakla olacağı bu." diyebilen biri olduğunu gösteriyor. Peki kardeşim, sizin benimle derdiniz, probleminiz nedir? Bunu insan gibi söyleyin, görüşelim, ben yanlışsam özür dileyeyim, siz yanlışsanız özür dileyin... Birbirimize düşmek yerine dini öğrenmek, öğretmek görevimiz değilmi? Bunu anlayıp, neden buna göre davranamayalım. 1- Neden, yazın okunup cevap yazılana kadar bekleyemedin pramid? 2- benim vereceğim cevapla ilgilenmediğini, ne cevap verirsem vereyim bunu önemsemediğini, kişisel öfkeni kontrol edemeğini, egona yenik düştüğünü şimdi görebilirmisin? 3- Ne zaman, karşı tarafın bir şeyi doğru yapmadığını açıklamak yerine kendi doğrularınızı yazıp bekleyebileceksiniz? Bunu belirtin, bundan sonra sizinle muhatap olalım bari... Aksi halde, siz fikir muhatabı değil, kavga edecek kimse arıyorsunuz pramid kardeş... Şu andaki görüntünüz; "kardeşim" hitabımı bile kabul etmiyor, sizin gibi kardeşe yakışmayan ithamlar bekleyerek, paylaşmak yerine parçalamak isteyen görüntüdür. selamlar, aorskaya |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
as’a, edilen, izafe, mucızeler, muhammed, sözde |
|
|