20. November 2012, 05:53 AM | #221 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
MELEK NEDİR
Melek, malik, mülk, melik, melekut, malikane, mülkiyet vb kavramlar hep aynı kökten türeyen ve benzer şeyleri vurgulayan ifadeler... MLK sözcüğünün benim Kuran'dan izlediğim anlamı "yet(mek)" yükleminden türeyen, yetki, yetke, yetişmek, yetişen gibi ifadeler... Klasik anlamda meleğin bir insan, cin gibi bir varlık olarak düşünülmesinin temelinde * ikişer, üçer, dörder kanatlı(cenah)olmalarından bahseden ayet. İsra-24 Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat(cehah) ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et. * "O'nun arşını sekiz yüklenmiştir" anlatımında "meleklerin" montajlanmış olması * Adem olayında konuşmaları, itiraz etmeleri, akıl yürütmeleri vb ifadeler Özellikle Adem olayında meleklerin konuşması, itirazı, akıl yürütmesi, secde etmeleri tipik eylemler olarak görülmüştür ve meleklerin insan gibi başka bir tür varlık olmaları sonucunu doğurmuştur. Oysa dağlara ve taşlara emanet teklif edildiğinde onlarda ölçmüş, tartmış, itiraz etmiş, yükü almamış fakat secdelerine devam ederek koşulsuz kendilerine bildirileni yapmaya devam etmişlerdi ve ediyorlarda... Yer ve gökte insan gibi bir tür varlık mı? Kuran'da karıncadan göklere kadar konuşmayan bir şey var mı? Yani Adem olayında kafalara kazınmış olan klasik cematin ortasındaki ademe secde sahnesi melek anlayışının önündeki en büyük tabudur. Melek "OL emri yerine gelirken kullanılan her türlü materyal, malzeme, emir, olgudur" Yani Allah'ın "OL" emri ile olan herşeyin temelinde "MLK" vardır. Kaba bir tabirle yaratıcının yaratma vasfının işleme/işlenme olgusu MLK'tir... Bu anlamda, Ademe edilen secde üzerinde dikkatle bir kere daha düşünmek gerekiyor ki melek kavramı açılabilsin... Kur’an melek diye güç sahibi olmayı kastediyor. Allah’ın melekleri, Allah’ın güçleri demektir. Rüzgar, fırtına, gök gürültüsü, yağmur gibi tabiatta varolan kuvvetler… Tabiatta varolan bir takım işlevsel fonksiyonlar… Hatta insanın bir takım ruhi ve psikolojik durumları… “ Gök gürültüsü (ra’d) meleklerden bir melektir. Dolayısıyla Kur’an’da bu kökten gelen kavramları tasnif edersek: Mülk güç, melik güç sahibi (özne), meleke güç fiili (yüklem), melek fiilin mef’ulu (yüklemin nesnesi), melekut da fiil/yüklem alanı veya sahası oluyor. Yani “el-melik”, “melekelerini” kullanarak “melaikeyi” ortaya çıkarıyor, bunların tezahür ettiği sahaya (alem) de “melekut” diyor. Bunu için de “mülk” O’nun oluyor. Bütün bunların mihverinde Allah var ve hepsi O’nunla ilgili… Kur’an der ki: “Rabbiniz gökleri ve yeri altı evrede yaratan, sonra görkemli egemenliği ile iş ve oluşu çekip çeviren Allah’tır. Bu yaratma İKİNCİSİ OLMADAN yalnızca kendisinin iradesi iledir. İşte Rabbiniz Allah budur. Şu halde O’na ibadet ediniz. Bu zihin tutulması neden?” (Yunus; 10/3) Yani: Allah gökleri ve yeri, O’nunla birlikte/O’na yardım eden ikinci bir aracı (şefi’) olmaksızın, tek başına yaratmıştır… Ayetteki şefi’ bu bağlamda “ikinci” anlamına geliyor. Çünkü ahirette günahkârlara şefaatçi bulunup bulunmayacağı değil; göklerin ve yerin yaratılışı anlatılmaktadır. “Allah bu yaratmayı yaparken (halen de yaratıyorken çünkü yaratma sürüyor) yanında ikinciler veya yardımcılar, aracı tanrılar, yarı tanrılar, tanrısal melekler vs. var mıydı?” gibi bir soruya cevap verilmektedir. Çünkü eski dünya dinleri bir yüce tanrıdan başka ikinci, üçüncü alt tanrılar, yarı tanrılar, cinler, ifritler, tanrının yaratmada yardımcısı melekler anlayışı ile doluydu. Tanrı yaratmayı direk kendisi yapmaz, onlara havale ederdi. Bir kralın ülkesini oğulları arasında taksim etmesi ve bir çok yetkisini onlara devretmesi gibi Yahudi muhayyilesindeki “dört büyük melek” anlayışı da buradan geliyordu. Daha önceki dinlerde yüzlerceyken bunlarda dörde indirilmişti. Kur’an’ın tevhid ilkesi gereği bu, bir tek Allah’ın doksandokuz, bin, üç bin, beş bin, binlerce ismi, niteliği, melekesi, fonksiyonu, kuvveti haline getirildi. Çünkü Allah birdir (ehad) ve isimleri, sıfatları ve melekeleri ile bölünmez bir bütündür (samed)… Yani Tanrı bir tanedir ve Tanrılık sadece O’nda toplanmış olup O’ndan kimseye geçmez. Yaratmada, iş ve oluşta kimseyi vekil tayin etmez, bütün her şeyi doğrudan kendisi yapar. Örneğin Yahudi muhayyilesinde geçtiği gibi bitkileri ve mevsim işlerini Mikail’e, ölüm işlerini Azrail’e, vahiy işlerini Cebrail’e, kıyametin kopuşunu İsrafil’e havale etmiş değildir. O’nun “şefi”i yoktur. Bütün bunları direk kendisi yapar… Bu isimler (Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil vb.) Allah’ın iş ve oluşu (şe’n/emr) meydana getiriyorken ki melekeleridir. O’ndan gayrı birer ikinci (şefi’) değil. İnsanlar zamanla Allah’ın yapıp edişini, edip eyleyişini (melekelerini) bu isimlerle ifadelendirmişler. Cebr-El: Tanrı’nın gücü… Azra-El: Tanrı’nın durduruşu/engelleyişi… Mika-El: Tanrı’nın övülüşü, tesbihi… İsraf-El: Tanrı’nın soluğu, nefesi… Samu-El: Tanrı’nın işitişi/Tanrı’yı duyan… İsra-El: Tanrı’nın yürüyüşü/Tanrı ile yürüyen… Rafe-El: Tanrı’nın yüceliği/Tanrı’ya yükselen… Bunların hepsi İbranice… Böyle yüzlerce isim var. Yahudi isimleri genellikle böyledir. Adı üzerinde Cebrail Allah’ın konuşma/vayhetme gücünü, Mikail mevsimleri yaratma gücünü, Ezrail ölüm, İsrafil hayat ve yaşam verme gücünü ifade eden özellikleri/melekeleridir. Bu isimlerin zamanla Tanrı’dan ayrı (alem dışı) ontolojik varlıklarmış gibi algılandığını görüyoruz. Kur’an yer yer bu muhayyileye hitap etmekle birlikte dönüştürmüş ve hepsini “tek bir Allah’ın” güzel isimlerinde toplayarak “Esmau’l-Hüsna”yı getirmiştir. Bu kültürden hareketle Abdullah (Allah’ın kulu), Seyfullah (Allah’ın kılıcı), Nurullah (Allah’ın ışığı), Nimetullah (Allah’ın nimeti), Lutfullah (Allah’ın nimeti) vb. Müslüman isimleri doğmuştur. Demek ki bu isim ve sıfatlar Allah’ın “melekeleri” oluyor. O’ndan ayrı (alem dışı) ontolojik varlıklar değil; O’nun kendisi de değil; alemde yani tarihte, hayatta, tabiatta ve insanda tecelli eden iş ve oluşu, yapıp edişi, edip eyleyişi… Kur’an’ın ilk muhataplarına sorsan bir Allah’a inanırlar ve fakat O’nun “samed” olduğunu kabul etmezlerdi. Gökte bir tanrıya inanmakla birlikte, O’nun, tanrılığı alt tanrılarla (min dunillah) bölüştüğünü, paylaştığını düşünürlerdi. İşte samed ilkesi bunu reddediyor. Allah’ın tanrılıkta bölünmez, paylaşma ve ortaklık kabul etmez bir bütün olduğunu ilan ediyor. Bunun içindir ki özellikle ilk sureler Allah isminden ziyade O’nun “melekelerine” vurgu yapar. Şunu demek ister: Bir Allah’a inanmak yetmez, O’nun alemle; tarihle, hayatla, insanla, tabiatla dinamik ilişki içinde olduğuna, güçleri, isimleri, melekeleri ile aramızda olduğuna da inanacaksınız… Şu halde “Her kim Allah’ın alemdeki tasarrufunun bin bir çeşit görünümlerine yani “melekelerine” düşman olursa Allah’a düşmanlık göstermiş olur” ne demek anlaşılıyor olmalı… Keza “Kim Allah’a; meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına ve ahiret gününe iman ederse…” de şu oluyor: “Kim insanla, tarihle, hayatla ve tabiatla iletişim içinde olan Allah’a; alemde tecelli eden güçlerine (melaiketihi), tarih boyunca gelen elçilerine (rusulihi), kitaplarına/hitaplarına (kutubihi), gelecekte de (yevmu’l-ahir) hesap soracağına iman ederse… İşte böyle insanlıkla canlı ve dinamik ilişki içinde olan (hayyu gayyum) Allah’a iman ederse, bilsin ki, kopmayan bir kulpa yapışmış olur ki asıl iman da budur. Yoksa müşriklerin gökte oturup duran, yarattıkları ile iletişimsiz, yetkilerini alt tanrılara (dunillah) devretmiş, vurdumduymaz tanrısı o “Gökteki”ne (Mülk; 67/16-17) değil… Ayrıca mülk, melik, malik, mülkiyet, melek, melekut kavramlarının en detaylı açıklamasını Süleyman kıssalarında bulabilirsiniz. * Süleyman'ın duasında kimseye yaraşmayacak "mülk" vardır. * Süleyman'a herşeyden verilir (min külli şey'in (bu ifadeye dikkat)) * Süleyman'ın muhatabı olan Melike'nin danıştığı kişilere (melei eftun) * Hüdhüd'ün getirdiği haberde Melike'yi tanımlamasına dikkat "Ona herşeyden verilmiş" (min külli şey'in) Konu pramid tarafından (20. November 2012 Saat 05:56 AM ) değiştirilmiştir. |
20. November 2012, 07:59 AM | #222 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
yazının devamını ise, reddedenlere ayetlerle varlıkları ispat edilen; "melekler vardır, insandan ayrı yaratıklardır" başlığında yazacağım. selamlar, aorskaya |
|
20. November 2012, 08:17 AM | #223 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Sevgili aorskaya
Yazıları okumadığın ne kadar belli. Aynı yazı değil, İçeriğine dikkat ile bak lütfen |
20. November 2012, 08:38 AM | #224 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Sen bak bakalım ben yazımda ne demişim: Alıntı:
Cevaplanmayan hiç bir kısmı kalmadığını biliyorsun aslında değilmi? selametle, aorskaya |
||
20. November 2012, 09:47 AM | #225 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Selam, selametle.
|
20. November 2012, 10:01 AM | #226 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
|
20. November 2012, 01:31 PM | #227 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 74
Tesekkür: 11
12 Mesajina 17 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Alıntı:
|
|
21. November 2012, 06:20 AM | #228 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
|
|
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | seckin (22. November 2012) |
30. May 2013, 05:18 AM | #229 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
ademe secde eden melekler kavramı mülksüz; mülk ise Allahsız düşünülemez.
Melik olan allah bu mülkü zerreden kürreye şuanki bilgimizle atomdan, atomu proton elektron, quark, .... gibi göz görmez ama ölçümleyebildiğimiz şeylerden yaratmadı mı? melekleri neden kanlı canlı bir varlık olarak algılar ki insanlık. Allahın ol demesi ile yarattığı, hamdıyla programladığı, ve bu program çerçevesinde hareket eden şeyler (tesbih) bizler görmektemiyiz? Evet görüyoruz ama birileri hala MELEKLERE İMAN ETMİYORLAR (GÜVENMİYORLAR). HEMDE İMANDA 2. SIRA DA GELDİĞİ HALDE ... Konu pramid tarafından (30. May 2013 Saat 05:22 AM ) değiştirilmiştir. |
30. May 2013, 06:04 AM | #230 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Selam can dostlarım.
Bu bölümü okurken o kadar kafam karıştı ki; Kafamda şöyle bir saçma tahayyül oluştu; Rabbimin affına sığınarak. Sanki evrende Allah isminde bir sistem var. (Bakınız tek bir varlık olan cenab-ı Allah'ı kastetmiyorum) Yani Allah aslında içinde birçok yaratıcı,yürütücü olan bir sistemin adı ve bu sistemde her bir farklı görevleri ifa eden görevli melek adında bir sürü yarı tanrı var. (Eski Yunan tanrı ve tanrıçaları gibi) Özellikle Kur'anda çokça "BEN" yerine "BİZ" kelimesi kullanılması. Bu "BİZ" kullanımından tasavvufçular kendilerine pay çıkararak, "Alemleri, Ricalülgayb, yani 40'lar meclisi (yani veliler) idare eder." (Haşa huzurdan) diyerek şirke düşerler. ...ve örneğin Allah sisteminin baş tanrısı (SİSTEM YÖNETİCİSİ) mesela Zeus diyelim; diğer tanrı ve tanrıçalara (Hera,Apollon,...vs.) Yarı tanrı-yarı insan olan Adem'e secdeyi emrediyor. Bunlar içerisinde Hades bunu reddediyor ve sistemden kovuluyor. Gerek eski Yunan inançları,gerek se tasavvuf anlayışı bu anlayışa iman ederler. Saçma bir düşünce oldu ama; gerek gelenekselci öğretiler, gerek se kendi yazdıklarımızı harmanlayınca böyle saçma bir fikir oluştu bende. Tabii ki, rabbimiz cenab-ı Allah'ı bu düşüncemden ve yazdıklarımdan dolayı tenzih ederim. (Bkz.İhlas Suresi) Bu konu hakkında fikir yürütecek, Kur'andan bu düşünceyi çürütebilecek deliller öne sürebilecek kardeşlerimden yorumlar bekliyorum.(Yalnız özellikle,"BİZ" kullanımını,"MECAZ ANLATIMDIR" deyip geçmeden yorumlamanızı rica ediyorum.) Selam ve saygılarımla Konu Miralay tarafından (30. May 2013 Saat 07:40 AM ) değiştirilmiştir. |
Bookmarks |
Etiketler |
isimlendirilmesi, kavramı, melek |
|
|