Zekat

[galipyetkin]

Sayın Aorskaya.

1). Birinci cümlede ''Tatmin edecek düzeyde verilmesinin zorunluluğu yoktur.'' diyor;
devamı ikinci cümlede ''Herkes tatmin edecek kadar verecek'' ifadesini kullanıyorsunuz.

2). Biz yazımızda zekat verilmesini gerektiren sebepleri yazıyoruz; siz ise ''laf ola beri gele'' kabilinden yazımızın bütünlüğündeki konuyu ele almadan cımbızlayarak aldığınız cümlelere itiraz yazıyor ve yazımızın bütünlüğündeki konuya uygun gerekçe de yazmıyorsunuz.

3) Belki farkında değilsiniz ama bunu hep yapıyorsunuz. Yazılan her yazı sizin tarafinızdan tekzipli. Tamam da bütününde-ana konuda değil de, cümleler üzerinde kalıyor, hiçbir yazıya tamamlayıcı bir unsur katmıyorsunuz. Her yazınızda yalnızca fikir ileri sürdünüz.

4) Biz toplumsal bir ''iffetli'' ekonomik ve sosyal yaşamdan bahsederken, bu yönde sizin bir tefekkürünüzü göremiyoruz. Biz zekatın toplumsal yaşamda işlemsel fonksiyonundan bahsederken, siz cımbızladığınız bir cümle üzerinde fikir yürütüyorsunuz.

5) Biz zekatın (haşr-9 ayetinden de konuşmayı biliriz ama konu bu değil) asgari verilme ölçülerinden bahsetmişken ne olduğu belirsiz, kişiden kişiye değişen bir '' tatmin olma'' diye bir afaki ölçü getirirken ''vezin-mizan''dan, Nahl-:71'den habersiz görünüyorsunuz ve kişileri pek hafife alıyorsunuz.
(Daha sonra devam edeceğim. Çünkü torun tepemde 'hadi dede, hadi dede'' diye beni zorlamakta. Oyunlardan oynayacakmış.)

Saygılarımla .
Galip Yetkin.

[aorskaya]

galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı

Sayın Aorskaya.

1). Birinci cümlede ''Tatmin edecek düzeyde verilmesinin zorunluluğu yoktur.'' diyor;
devamı ikinci cümlede ''Herkes tatmin edecek kadar verecek'' ifadesini kullanıyorsunuz.

2). Biz yazımızda zekat verilmesini gerektiren sebepleri yazıyoruz; siz ise ''laf ola beri gele'' kabilinden yazımızın bütünlüğündeki konuyu ele almadan cımbızlayarak aldığınız cümlelere itiraz yazıyor ve yazımızın bütünlüğündeki konuya uygun gerekçe de yazmıyorsunuz.

3) Belki farkında değilsiniz ama bunu hep yapıyorsunuz. Yazılan her yazı sizin tarafinızdan tekzipli. Tamam da bütününde-ana konuda değil de, cümleler üzerinde kalıyor, hiçbir yazıya tamamlayıcı bir unsur katmıyorsunuz. Hert yazınızda yalnızca fikir ileri sürdünüz.

4) Biz toplumsal bir ''iffetli'' ekonomik ve sosyal yaşamdan bahsederken, bu yönde sizin bir tefekkürünüzü göremiyoruz. Biz zekatın toplumsal yaşamda işlemsel fonksiyonundan bahsederken, siz cımbızladığınız bir cümle üzerinde fikir yürütüyorsunuz.

5) Biz zekatın (haşr-9 ayetinden de konuşmayı biliriz ama konu bu değil) asgari verilme ölçülerinden bahsetmişken ne olduğu belirsiz, kişiden kişiye değişen bir '' tatmin olma'' diye bir afaki ölçü getirirken ''vezin-mizan''dan habersiz görünüyorsunuz ve kişileri pek hafife alıyorsunuz.
(Daha sonra devam edeceğim. Çünkü torun tepemde 'hadi dede, hadi dede'' diye beni zorlamakta. Oyunlardan oynayacakmış.)

Saygılarımla .
Galip Yetkin.

Sayın yetkin,

Öncelikle rabbimden torunlarınız ve diğer aile bireyleriniz için sağlıklı ve imanlı yaşayabilmelerini nasip etmesini dilerim.

yazımdaki yaklaşımım üzerine siz, örneğin; "Biz toplumsal bir ''iffetli'' ekonomik ve sosyal yaşamdan bahsederken, bu yönde sizin bir tefekkürünüzü göremiyoruz." diye sitem etmektesiniz.

Sevgili kardeşim,

burada gerçekten belli seviyenin üstünde akıl kullanana kimselerin yazılarını okuduğumun farkında olarak, onların kabullerindeki hatalı kısımlara değinmenin zorunlu ve yeterli olduğunu düşünmekteyim.

Yoksa, sizin zekat üzerinden insanlara sağlanan faydayı yok saydığınızı kabul eden, bunları yanlış bulan birisi değilim.

Ancak, ne kadar yararlı olmaya çalışsanızda, anlattığınız şeyleri dayandırdığınız ayet yanlış ise onun o konu için yanlış olduğunu söylemek sizi incitmemelidir.

Yoksa; sırf şahsınızı zora sokmak, karalamak gibi bir çaba içinde olarak hareket etmek; benim yapacağım değil, düşünemeyeceğim bile bir hareket olur.

Yazılarınızda, hatalı kısımlar dışında yeteri kadar siz olumlu anlatımlarda bulunduğunuzdan, belki benim ayrıca eklememe yapmama gerek olmayan yazılar olduğunu kabul ettiğimi, o anda sadece hatalı kısım gösterilirse, yazarın konuyu incelemesini ve hatalı olduğunu düşünürse bu hatayı düzeltmesi halinde yazısı daha verimli olacaktır diye benimsediğimi lütfen anlamaya çalışın.

yazımı; sizin çelişki var diye gösterdiğiniz bir kısmı alıntılayarak çelişki olmadığını o yazı üzerinden açıklamaya çalışacağım. Belki o zaman, hatalı anlayabildiğinizi daha net görmenizi sağlayabilirim.

galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı

1). Birinci cümlede ''Tatmin edecek düzeyde verilmesinin zorunluluğu yoktur.'' diyor;
devamı ikinci cümlede ''Herkes tatmin edecek kadar verecek'' ifadesini kullanıyorsunuz.

Yazımı bütün olarak dikkatlice inceleyerek, ikinci cümlede ilk cümleye ters bir şey söylemediğimi görmeye çalışalım.

aorskaya Nickli Üyeden Alıntı

1- Tatmin edecek düzeyde verilmesi güzel olanıysa da verecek kimsenin böyle bir zorunluluğu yoktur.
2- Kaldıki, herkes ya tatmin edecek kadar verecektir, aksi halde verdikleri zekat/infak olmaz denilemez.

3- Tatmin düzeyinin üstünde de verebilir, çünkü ne kadar çok verirse karşılığı da o denli iyi olacaktır.

2 nolu cümleye dikkat ederseniz; "Kaldıki, herkes ya tatmin edecek kadar verecektir, aksi halde verdikleri zekat/infak olmaz" dememişim. Aksine bunu söyleyenler olabileceğini düşünerek, böyle düşünülmesinin yanlış olduğunu ifade eden bu cümleyi, bir daha bakarsanız"...denilemez" kelimesiyle bitirdiğimi göreceksiniz.[/size][/color] Bu durumda ben demediğim gibi böyle denilemez diyorum.

Yani tamda bana ait olduğunu anlama hatasına düştüğünüz bu fikri aksine ben yanlışlamışım.

Kaldıki, 3 nolu cümle de zaten, bu dediğimi destekleyerek bitirmişim.

yani kısaca 2.cümlede sizin dediğimi iddia ettiğinizi ben demiyorum, aksine onun denilemeyeceğini belirtiyorum.

Lütfen daha dikkatli anlamaya çalışalım.

selamlarımla,
aorskaya