hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > EĞİTİM - ÖĞRETİM > Sağlık Genel

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 22. September 2008, 02:31 AM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Kalsiyum, diş/kemik sağlığı ve süt

Sütün tarihiydi, ticari mandıracılık uygulamalarıydı, pastörizasyondu, homojenizasyondu derken şimdi asıl konumuza, marketlerden aldığımız sütlerin gerçekten sağlıklı bir kalsiyum kaynağı olup olmadığı konusuna geri dönelim. Bazı okurların aklına süt konusunda neden bu kadar uzun bir giriş kısmına gerek duyduğumuz sorusu gelmiş olabilir.

Ancak tıpkı beslenme ve metabolizma uzmanı Doktor Ahmet Aydın’ın sık sık belirttiği gibi bir fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olunmalıdır. Özellikle de mümkün olduğunca çeşitli ve tarafsız bilgi. Böylece bu bilgiler değerlendirildikten, her bir iddianın fayda/zarar oranı tespit edildikten sonra net bir karara varılmalıdır.

İnsanoğlu, bir ekolojik besin zincirinin şu an en tepesinde bulunmaktadır. Bu zincir; toprak, bitkiler ve otobur hayvanlar seklinde devam eder ve hem hayvansal, hem bitkisel kaynaklı olarak beslenebilen biz insanoğlu ile son bulur. O nedenle bizlerin sağlığı, bu besin zincirindeki her bir öğenin sağlığı ile çok yakından ilişkilidir. Örneğin içtiğimiz sütün sağlığı bu sütün geldiği ineğin sağlığına, o ineğin sağlığı onun yediği bitkilerin ve hububatın sağlığına ve son olarak o bitki ve hububatların sağlığı ise bunların yetiştiği toprağın sağlığına bağlıdır.

Bu düşünceden hareket ederek önceki bölümlerde öğrendiklerimizi pekiştirirsek; dört duvar arasına hapsedilip nişasta/antibiyotik/hormon üçlüsü ile semirmiş sığırlardan sağılan, ısı ve basınç işlemleriyle doğal hali değiştirilmiş, üstüne üstlük içerisine sürüyle ticari katkı maddesi eklenmiş market sütlerinin bizlere ne kadar sağlıklı olabileceği tartışılır.

Bazı doktorlar ve medyanın her gün süt tüketilmesini salık vermesindeki en büyük neden, kalsiyum minerali ile kemik ve diş sağlığımız arasındaki ilişkidir. Bu doğrudur, sütte kalsiyum bulunur. Ancak bir mineralin bir besinde bulunması kadar, o mineralin sindirilebilirliği ve vücutta kullanılabilirliği de önemlidir. Eğer pastörizasyonla ilgili kısımdan da hatırlayacak olursanız kalsiyumun sindirilmesinde ve kemiklere taşınmasında görevli bir enzim olan fosfataz enzimi yok edilmiştir.

Bu durumda pastörize sütler kalsiyum açısından zayıf kaynaklar haline gelirler. İşte bu nedenle hastalarına sağlığından ve temizliğinden emin olunan bir mandıranın kaymak bağlayabilen ve kesilebilen taze çiğ sütlerini öneren Doktor Ahmet Aydın, pastörize ve UHT uzun ömürlü sütlerin kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini savunmaktadır.

Kalabalık şehirlerde yaşayıp da sağlıklı şartlarda üretim yapan bir mandıranın çiğ sütüne ulaşma imkânı olmayanlar için pastörize ve homojenize market sütleri yerine hem çok daha sağlıklı, hem de çok daha iyi sindirilebilir kalsiyum kaynakları mevcuttur. Hakan Arabacıoğlu’nun çevirdiği “Pastörize süt mü, çiğ süt mü?” başlıklı yazısında da bahsettiği gibi inek sütünün 100 gramında yaklaşık 118 mg kalsiyum bulunmaktadır (5).

Bunu diğer besin guruplarının 100 gramlarındaki kalsiyum miktarları ile karşılaştırdığımız zaman mesela bamyada 95 mg, rokada 120 mg, brokolide 130 mg, kıvırcık lahanada 187 mg, dereotunda 208 mg, şalgam yaprağında 246 mg, bademde 175 mg, kuru incirde 126 mg, pekmezde 684 mg, sardalye balığında 400 mg ve susamda 1,160 mg kalsiyum bulunduğunu görüyoruz.

Tıpkı bütün diğer memeli hayvanların ihtiyacı olmadığı gibi, biz insanların da anne sütünden kesildikten sonra kalsiyum açısından süte ihtiyacı yoktur. Bağırsak florasını ve dolayısıyla bağışıklık sistemini güçlendirmek, ya da basitçe damak zevki gibi nedenlerle mandıra ürünlerini tüketmek isteyenler, temizliğinden emin olunan bir köylünün çiğ sütünü bulamıyorlarsa, mümkünse evde yapılmış yoğurt ve kefir gibi fermente süt ürünlerini tüketerek hem bu ihtiyaçlarını giderebilir, hem de faydalı bağırsak bakterilerini geri kazanmış olurlar.

Evde yapılan bu süt ürünlerinin hammaddesi olarak kesinlikle UHT ya da homojenizasyon işlemlerine tabi tutulmamış, şişe günlük sütlerin kullanılması çok önemlidir. Faydalı bakteriler ve fermente süt ürünleri hakkında daha geniş bilgi İçin Profesör Doktor Ahmet Aydın’ın www.beslenmebulteni.com adresinde bulunan “Kefir ve diğer prebiyotiklerin insan sağlığındaki önemi” başlıklı yazısını okumanızı önemle tavsiye ediyoruz (23).

Sağlıklı kemik ve dişlere sahip olabilmek için, kutu kutu vitamin mineral hapları satın almaya başlamadan önce modern diyet ve yaşam tarzının doğal kalsiyum metabolizmamızda yarattığı olumsuz değişiklikleri öğrenmemiz gerekmektedir. Eğer kemik ve diş yoğunluğumuzu azaltan bu etkenleri ortadan kaldırır ve yukarıda bahsettiğimiz pastörize süt haricindeki kalsiyumdan zengin besinleri diyetimize ekler isek kolay kemik kırılmaları, osteoporoz, diş çürükleri ve benzeri sorunlara karşı en mantıklı korunma yöntemini uygulamış oluruz. Kalsiyum metabolizmasını olumsuz etkileyen ve kemiklerden, dişlerden mineral eksilten başlıca faktörler şunlardır (24):
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 22. September 2008, 02:31 AM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

1. Diyetimizin asit/baz dengesi. Yapılan son araştırmalara göre asitlik oranı yüksek bir diyet, kemiklerden ve dişlerden çalınan kalsiyum miktarını arttırır. Asitlik oranı yüksek bu yiyecekler şekerli besinler, unlu nişastalı ürünler, et ve balıktır. Bazik özellikte bulunan besinler ise çiğ sebzeler ve meyvelerdir. Profesör Doktor Loren Cordain’e göre taş devri insanları fazla miktarlarda et ve balık tüketmelerine rağmen, diyetlerinin en azından 3’te birisinin çiğ sebzeler ve meyvelerden oluşması ve günümüz gençlerinin yaptığı gibi hemen her öğünde lokmalarını Coca-Cola’dan aldıkları bir yudum ile yuvarlamamış olmaları, onları kemik erimelerine karşı korumuştur (24).

2. Güneşlenmenin etkisi. Bağırsaklarımızdan kalsiyum ve fosforun emilmesini sağlayan ve bu minerallerin kemiklerde çimento görevi görmesinde çok önemli rol oynayan bir vitamin, D vitaminidir. Vücudumuzda bulunan D vitamininin yaklaşık yüzde 95’i güneş ışınlarının yardımı ile derimizde sentezlenir, o nedenle yiyecekler ile sağlanan D vitamininin büyük bir önemi yoktur.

Gerek Doktor Loren Cordain, gerekse Doktor Ahmet Aydın ofislerde geçirilen uzun mesai saatleri, hava kirliliği ve aşırı giyinme gibi nedenlerle son yüzyılda insanların yeterince güneş yüzü göremediğini ve bunun D vitamini eksikliğine yol açarak zamanla kemik erimesi dâhil diğer birçok kronik hastalığın riskini arttırdığını öne sürmektedirler (24, 25). Ülkemizde özellikle kadınlarda yüzde 80’lere varan D vitamini eksikliği bu iddiaları doğrulamaktadır (25). O nedenle uzmanlar önceleri 10–15 dakika ile başlayarak zamanla bizlerin en azından günde 30 dakika güneşi görmemiz gerektiğini tavsiye etmektedirler.

3. Egzersiz: Eski çağlardaki insanların Coca-Cola içmiyor olmak dışında yapmadığı bir diğer zararlı alışkanlık, hiç şüphesiz masa başında ya da televizyon karşısında saatlerce oturmak olmaktadır. Doç. Dr. Kemal Yesilçimen’in Aksiyon dergisinde çıkan yazısında da belirttiği gibi yüzyılımızda insanlığın normal bir günlerinde yaptığı yegâne egzersiz, yatak, koltuk, araba, asansör ve ofis masası arasında yapılan birkaç dakikalık yürüyüşten ibaret durumdadır (26). Tabii buna yürüyüş denilirse. Amerika’da bizdeki sağlık bakanlığının eşiti olan US Surgeon General’in en az olarak kabul ettiği günde 30 dakikalık düzenli bir egzersiz şartını ülke genelinde bayanların yüzde 97’si, erkeklerin ise yüzde 92’si yerine getirememektedir (27).

Ülkemizi de yavaş yavaş tehdit etmeye başlayan Amerika’daki acı tablonun rakamları ne yazık ki sadece bunlardan ibaret değil. 2003 senesinde Kaliforniya eyaletinde lise öncesi bütün okullardaki 3 farklı sınıf grubunun öğrencilerini kapsayan bir araştırmada bu çocukların yüzde 75’i en basit beden eğitimi dersi testlerini bile geçememişlerdir (28). Bu demektir ki her dört çocuktan üçü öğretmenlerinin bütün yardımlarına rağmen şınav çekememekte, barfiks çekememekte ya da koşamamaktadır. Ayrıca gönüllü olarak silahlı kuvvetlere başvuran her iki gençten birisi düşük kondisyonları sebebiyle reddedilmektedir (29).
Egzersizin, özellikle de yerçekimine karşı yük bindiren (yürüme, koşu, çömelme, sıçrama ya da ağırlıklı çalışma gibi) egzersizlerin kemik sağlığımıza olan etkisi, gıda ya da takviye haplar ile alınan kalsiyumun sağladığı etkiden çok daha önemlidir (20, 24, 30). Öyle ki yaşları 12 ila 18 arasında değişen 81 genç kızın katıldığı ve yaklaşık 6 yıl kadar süren bir araştırmada, günlük kalsiyum alımları 500 mg olan kızların kemik yoğunluğunun, 1500 mg olan kızların kemik yoğunluğundan hiçbir farklarının olmadığı bulunmuştur (31).

Benzer şekilde günlük ortalama kalsiyum alımı 1,000 mg civarında olan Amerikalı siyahlarda görülen kalça kırıkları, işlerine yürüyerek ya da bisiklet ile giden, ev işlerini makine gücünden yoksun olarak yapan ve günde 196 mg kalsiyumu ancak tüketebilen Güney Afrikalı kardeşlerinden tam 9 kat daha fazla olmaktadır (31).
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 22. September 2008, 02:33 AM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Özet

1. Atalarımız on binlerce yıl boyunca sütü ya çiğ, ya da fermente etmek suretiyle tereyağı, yoğurt, peynir ve kefir halinde tüketmişlerdir.

2. Bir zamanlar yok olma tehlikesi yaşayan Batılı kolonileri kurtaran geleneksel süt ve süt ürünlerinin yol açtığı iddia edilen hastalıkların nedeni tabiatın bu gıdaların içerisine doğal olarak koyduğu organizmalar değil, modern insanların süt veren hayvanlara sağladığı olumsuz koşullardır.

3. Normal ömrü 25 sene civarında olan, sadece ve sadece doğum yaptığında süt veren, istediği zaman güneşi görebilen; ot, saman, kök sebzeleri veya meyve ile beslenen sağlıklı ineklerin çiğ sütlerinden veya bu sütler kullanılarak evde yapılan süt ürünlerinden dedelerimiz ve ninelerimiz bir zarar görmedi, bizler de görmeyiz.

4. Pastörizasyon, biz modern insanların tabiat ve hayvan sağlığında yarattığı olumsuzluklara karşı önerdiği bir kısa yol çözümüdür. Önemli olan sütün içerisindeki mikrop değil, gerek ineğin, gerekse de o sütü içecek olan biz insanların o mikrop ile savaşacak bağışıklık sistemine sahip olup olmadığıdır. Pastörizasyon sırasında yok edilen faydalı bakteriler, enzimler, vitamin ve mineraller nedeniyle bu bağışıklık sistemi bırakın gelişmeyi, tam tersine gün geçtikçe daha da zayıflamaktadır.

5. Pastörizasyon ve homojenizasyon, modern süt üreticilerinin bizlerin sağlığından çok ticari kazançları için tercih ettiği yöntemlerdir. Özellikle homojenizasyon sütün doğal yağ moleküllerinin boyutlarını aşırı ufaltarak sindirim sistemi hasarlarına ve hatta kalp damar rahatsızlıklarına neden olarak gösterilmektedir.

6. Az yağlı ya da yağsız süt ve süt ürünlerindeki proteinlerin sindirilebilmesi çok daha güçtür.

7. Kalsiyum kaynağı olarak süt ve süt ürünleri tek çare değildir. Özellikle yeşil yapraklı sebzelerde ve bazı yemişlerde yüksek oranlarda kalsiyum bulunur.

8. Sağlıklı bir iskelet sistemi ve diş yapısı için kalsiyum içeren gıdaların ve takviyelerin alınması yanında, vücudun asit/baz dengesi, güneş ışınları yardımıyla yeterince D vitamini sentezlenebilmesi ve düzenli egzersiz gibi faktörlerin önemi çok büyüktür.

Yararlanılan kaynaklar

1. The Untold Story of Milk, Ron Schmid, ND
2. Nutrition-Concepts and Controversies, 8. baskı, Frances Sizer M.S. ve Eleanor Whitney Ph.D.
3. Pottenger’s Cats, Francis M. Pottenger, Jr., M.D.
4. Food Enzymes, Health & Longevity, Dr. Edward Howell, Lotus Press yayınları
5. Pastörize Süt mü Çiğ Süt mü? Hakan Arabacıoğlu, http://www.vejetaryen.net/beslenme/m..._mi_cig_mi.asp
6. Nutrition and Physical Degeneration, Weston A. Price, D.D.S.
7. Laktoz Intoleransı (süt içememek), makale yazarı Dr. Alper Mumcu, www.mumcu.com
8. You Are What You Eat, audio- cd serisi, konusmacı Paul Chek
9. http://www.realmilk.com
10. Digestive Wellness, Elizabeth Lipski, Ph.D., CCN
11. http://www.organicpastures.com/
12. Truth in Nutrition Part 1, Craig Burris, www.ptonthenet.com
13. Whey Products, Supplement or Detriment? Yazı dizisi bölüm 1–2, Paul Chek, www.ptonthenet.com
14. Milk – The Deadly Poison, Robert Cohen
15. http://www.themeatrix.com/
16. Bu Sabah Hormonunuzu İçtiniz mi? Serkan O. Yimsel, www.beslenmebulteni.com
17. http://www.dairyscience.info/inhibitors.htm#s
18. http://www.vipirg.ca/assets/publicat..._footprint.htm
19. Nourishing Traditions, Mary G. Enig, PhD ve Sally Fallon
20. How to Eat, Move and Be Healthy, Paul Chek
21. http://www.dcdoctor.com/dc/ca/backna...ngbalance.html
22. Healthy Medicine, Robert J. Zieve, M.D.
23. Kefir ve Diğer Prebiyotiklerin İnsan Sağlığındaki Önemi, Prof. Dr. Ahmet Aydın, www.beslenmebulteni.com
24. http://sites.mercola.com/article/car...#231;_diet.htm
25. Günde 400 Ünite D Vitamini Almak Yeterli mi? Prof. Dr. Ahmet Aydın, www.beslenmebulteni.com
26. Bermuda Şeytan Üçgeni, Koltuk-Araba-Asansör! Doç. Dr. Kemal Yesilçimen ile Söyleşi, http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=23516
27. Paul Chek ile söyleşi, Nutrition and Lifestyle Assessments Part1, www.ptonthenet.com
28. http://www.sfgate.com/cgi-bin/articl...DGU9GJDO41.DTL
29. The Metabolic Typing Diet, William Wolcott
30. http://www.mercola.com/2000/jul/9/ex...ne_density.htm
31. http://www.vegsource.com/articles/calcium_update.htm

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. September 2008, 07:49 AM   #4
PİLOT
Uzman Üye
 
PİLOT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: BURSA
Mesajlar: 228
Tesekkür: 17
40 Mesajina 62 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
PİLOT is on a distinguished road
Standart

selamlar,

Modern kabul edilen toplumlarda ,

Günde şu kadar bundan ye şu kadar bundan iç telkinleri yapılarak tüketim çılgınlığına gidilmektedir.

Oysa insan vucudu neye ihtiyacı varsa canı onu çekmektedir...insanların çuval gibi şişirilmesi yanlıştır.

Abd ve avrupada insanlar artık hibrid hayvanlara benzemekte ve bu yüzden duyguları bile körelmekte cyborg insanlar olmaktadırlar.

Bu kadar yiyip içip sonunda somun pehlivanı oldular.
__________________
aydemir.
PİLOT isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 30. September 2008, 04:47 PM   #5
kuranyeter
Katılımcı Üye
 
kuranyeter - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 54
Tesekkür: 0
6 Mesajina 12 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
kuranyeter is on a distinguished road
Standart

(Mekkî 70) Hayvanlarda da sizin için kesin bir ibret vardır. Size onların karınlarından, fışkı ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazlarından kayar gider.

selam
sizlere tavsiyem inek ten sağıldıktan hemen sonra bir kez olsun sütü kaynatmadan içmeniz ve çocuklarınıza içirmeniz tabiki kaynatarak ta içebilirsiniz ama çiğ olarak doğal otla beslenen suni yem yemeyen bir hayvandan süt içmeniz ayetin ne kadar açıklayıcı olacağını içtikten sonra konuşalım.

silaj denen yemlerle beslenen sütün tadının anlatıpta midenizi bozmayalım.
__________________

(Medenî 113) Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir.
kuranyeter isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bildiğimiz, doğru, için, süt, yanlışlar


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:59 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam