![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
"Sayın" Kelimesi ile Başlayan Hitaplarımız
İletişim gündelik yaşamın var ettiği ve yarattığı dil içerisinde yaşanır. Aktüel dil olarak ifade edilen dil, bugünün tarihi altında yaşayan insanların meydana getirdiği güncel ve yaşam üzerinde karşılığı olan iletişim biçimlerinin de habercisidir. Beş yıl öncenin dili o zaman dilimine ait, 20 yıl öncenin dili o tarihe, 200 yıl öncenin dili yine 200 yıl önceye aittir. Zaman ilerledikçe ve takvimlerdeki sayılar değiştikçe dilde yaşayanlarla beraber gelişir, değişir, kendince yol alır. Bu biçimle yaşayan insanlar birbirleri ile sağlıklı iletişim kurarlar. İletişim kurmanın temelinde yer alan “ben buradayım” yani görünür olma isteği kişinin varlığını topluma kabul ettirme isteğinin yansımasıdır. İnsanlar için en büyük ceza görmezden gelinmek ve görünmemektir. Dünya üzerinde varlığı olan, bedeniyle, ruhuyla bir bütünü temsil eden insanın görmezden gelinmesi insan için kabul edilemezdir. Birbirimizi sağlıklı görmek ve başkalarının bizleri görmesi için verdiğimiz çabayla beraber saygı gören, kabul gören birey olmak için mücadele eder dururuz. Çok katmanlı olan iletişimde bir insanı anlayabilmek kurduğu cümlelerin birebir anlamlarıyla mümkün değildir. Emek ve detay ister birini anlayabilmek. Farklı ifade alanlarında yaratılan mesaj kodları benzer kelimeler içerse de farklı anlamlara gebedir. Bu yüzden cümlelerin arka planlarında yatanları anlamak karşımızdaki tanıma sürecimizle doğru orantılı olarak başarı gösterecektir. İçinde bulunduğumuz zaman diliminin kabullerine göre şekillendiğimiz hayatlarımız iletişim kurma ve kendimizi ifade etme biçimimizi etkiler. Tarih dilimine göre yaşadığımızdan kendi sınırlarımızı tarihi kurgularla çizeriz. Türkiye gerçeğine döndüğümüzde özellikle resmi makam ve mevkilerin gündelik yaşama ne derece adapte edildiğini farkedebiliyoruz. Bir ilkokul öğretmenine bugün verilen değer ile 50 yıl önce verilen değer belki çok farklı olsa da bir köye ya da geri kalmış bir bölgeye gittiğinizde hala “Hocam” hitabı ve gösterilen “saygıyı” yakından izleyebilirsiniz. Saygıdan kaynaklanır gibi görünen bu dil devletin ideolojik baskı aygıtları ile resmi söylem içerisindeki kabullerimizi çok daha kolay biçimde sindirmemize yardımcı oluyorlar aslında. Saygı kökenli gibi hissettiğimiz iletişim kurma biçimlerimiz belirli bir süre sonra koşulsuz bağlılık ve kabullenmeyi beraberinde getiriyor. Özellikle son dönemde iktidar, hükümet güçlerinin toplumsal yaşamdaki baskıya ait yansımalarının çok daha görünür olmasıyla beraber Sayın Milletvekilim, Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, Sayın Bilmemkim hitapları yalakalık, rant, dalkavukluk adına daha sık telaffuz edilir oldu. Bu mevki ve makam belirten sözcüklerin sonuna getirilen her iyelik eki o kişileri bize mal eden ve onlar altında ezilen havasıyla bizleri köleleştiriyor her geçen gün. Bakkaldan alışveriş yapan üniversite hocasına bakkalın “Hocam” şeklinde hitap etmesi saygıdan öte taşıdığı anlam bakımından yalakalıkla beraber gelen “ben sizi tanıyorum ve size koşulsuz bağlanırım” mesajını iletiyor sürekli. Oysaki kimliklerimiz bulunduğumuz ve onları icra ettiğimiz mekanlardan sonra anlamlarını yitiriyorlar. Bir kadın milletvekili mecliste milletvekili, evinde anne, üniversitede hoca, komisyonda üye sıfatıyla bulunur. Bakkalda ise müşteridir ve bakkaldan alışveriş yaparken “sayın vekilim” sözünü haketmez. Bu hitap bakkal ve müşteri arasındaki mesafeyi açarak, insanlar arası iletişimi sınırlandırarak biat yaratır. Alıştırıldığımız biçimde hitap ettiğimizden dolayı bunlar çok dikkatimizi çekmiyor olabilir ama her hitabımızdan sonra bir kez daha hegemonyaya kurban oluyoruz. A.Buğra TOKMAKOĞLU [email protected] |
|
|
|
| merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. March 2013) |
|
|
#2 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
"Sayın" kelimesi Türkçe kökenli bir kelimedir.Saygı kelimesinden türemiş olup "saygı duyulan kişi" anlamına gelir. Sayın kelimesi çok bilinen bir kelime olmakla birlikte asıl kullanımının yaygınlaşması Ecevit in son hükümet dönemine rastlar. Ecevit "sayın" kelimesini siyasi hayatımıza sokmuş ve yaygınlaşmasını sağlamıştır. Siyasi hayata bir edep,incelik getirmiştir. Ancak bu kelime eski Türkçe de ve halen orta Asya devletlerinin kırsal kesimlerinde başka bir amaçla söylenmektedir. Sayın kelimesi eskiden ve halen orta asya devletlerinde ölmüş kişilerden saygıyla bahsetmek için söylenir. Kelimenin taşıdığı anlam aynıdır ama tek farkla; ölmüş kişilerin adı geçtiği zaman. Nasıl şimdi "rahmetli" kelimesi ölmüş kişiler için söyleniyorsa eski Türkler de ölmüş kişilerin isimleri geçtiği zaman "sayın" kelimesini kullanırlardı. Şimdi biz yaşayanlar için kullanıyoruz. Örnek verirsek Ecevit ten bahsederken ölmüş bir kişi olduğu için "Sayın Ecevit" denirdi ama yaşayan biri için bu kelime kullanılmazdı. |
|
|
|
| merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. March 2013) |
|
|
#3 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Saygi gosterme, "Sayin" kelimesinden gecseydi, hepimiz TRT cocugu olurduk... Saygi duydugun insana sadece hiddetlenmeden, suclamadan, saygi duydugunuzu ifade ederekten, hosgoru, emir kipi kullanilmadan hitap edilir, hitap edilisdeki kelime secimi de her zaman Sayin olacaktir diye bir sey yoktur. Zorundasin, yapacaksin, edeceksin diyerek anca zorba olunur, saygili olunmaz.
http://mkoz.wordpress.com/2012/05/21/sayinlik-meselesi/ |
|
|
|
| merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. March 2013) |
![]() |
| Bookmarks |
| Etiketler |
| saygisayin, saymayin, yada |
|
|