hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TEMİZLİK VE İBADET > İbadet > Oruç

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 26. July 2013, 06:02 AM   #51
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Benim anlatmaya çalistigim,
Hz Peygamber zamanindaki Islam.

Nasil yani?

Örnegin Furkân sicak dolunayda indirildi (2:185); Biz onu kadir gecesinde indirdik (97:1). O dolunaya tanik olanlariniz onu صوم -savmlasin (2:185).

Ne?! Dolunay mi?! Hilale degil de dolunaya mi tanik olcez yani?!

Bak yegenim. Bir sürü hilal gözetleme istasyonu kurmusuz. Oralarda çalisan, o isten ekmek yiyen bir sürü insan var. Arti, "Hilal göründü; oruca baslayin!" diyen, "Yok! Görünmedi, baslamayin!" diyen fetvacilar var... Onlarin da fiyakasi, ekmegi o isten.

Hilali görmek ister mümkün olsun ister imkansiz ramazan hilal bizim canimiz, cüzdanimiz. Biz hilalimizi birakmayiz; dolunaya molunaya bakmayiz.

Hz Paygamber zamaniymis. Dolunaymis. De git! Hz Peygamber zamanindaki Islam karnimizi doyurur mu?

Konu Hasan Akçay tarafından (5. August 2013 Saat 08:03 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26. July 2013, 08:01 AM   #52
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleyküm! Değerli Bartsimpson Kardeşim!



Umarım sorunuza ışık olur.

Oruç pasajında dikkat edilmesi gereken nokta, Rabbimizin “ الصّيامes Sıyâm” ifadesini kullanmış olmasıdır. Genellikle meal ve tefsir hazırlayanlar bu sözcükteki inceliği ihmal etmişlerdir.
Ayetlerdeki “ الصّيامes Sıyâm” sözcüğü, teknik olarak مفاعلة Müfâale babından “ فعالFiâl” kalıbında mastardır. Bu kalıp, sözcüğün anlamını “işteş” anlama dönüştürür. “ الصّومes Savm” sözcüğü mastar olarak “oruç tutmak” anlamında iken “ فعالFıâl” kalıbındaki “ الصّيامes Sıyam” ifadesi, “ortaklaşa, karşılıklı oruç tutmak” anlamına dönüşür. Aynı uygulamayı Bakara/ 187’de “Kısâs (karşılıklı âdil davranış)” ve Bakara/ 216’da “Kıtâl (karşılıklı öldürme; savaş)” görevi verilmesinde de görmekteyiz.
Bu ayrıntı ve oruç pasajının girişinde Rabbimizin “Ey iman etmiş kimseler! ….” buyurarak tüm mü’minleri muhatap alması, orucun bireysel olarak değil topluca uygulanması gerektiğini göstermektedir.
Demek oluyor ki mü’minler, ramazan ayında işlerini, mesailerini oruç şartlarına göre ayarlayacaklardır. Yani mü’min toplumlarda mesai ve sosyal ilişkiler Ramazan aylarında akşama taşınacaktır. Mü’minlerin yılın on iki ayından bir ayını dünya ve ahıretlerini kazanmak için ayırmaları, kendilerine çok şey kazandıracaktır. Bu, bir eğitim ve öğretim; revizyon sürecidir.
Mü’minler, ramazan ayında birbirlerini zora koşmadan, Allah’ın istediği orucu; yemeyi, içmeyi, konuşmayı (yazışma ve işaretle anlaşma hariç) ve cinsel ilişkiyi bırakarak kendileri ile Allah arasındaki ilişkiyi düşünecekler, Kur’an’ı; Allah’ın kendilerine gönderdiği mesajları; kısaca dinlerini iyice öğrenecekler ve bu sayede gerçek İslâm dinini yaşamaları sayesinde takvaya ulaşacaklardır.
Bireysel tutulan ve karmaşa ortamında; birinin tam tutup diğerinin tutmadığı veya aslına uygun tutmadığı; gerçek anlamında tutulmayan oruçlar, insanları takvaya ulaştırmaz. Sadece açlık ve susuzlukla yapılan bir işkence olur.
Kişiyi takvâ sahibi yapacak olan orucun, kimseyi takvâ sahibi yapmayıp aksine savurgan ve riyakâr yapmasının arkasındaki sebep, orucun İslâm'daki gerçek anlamından farklı uygulanması olsa gerek.

Değerli Kardeşim önemli ve dikkatlerden kaçan bir ifade de "sefer" sözcüğüdür.
“S-f-r”, sözcüğü ile ilgili kadim lügatlardan Tacü’l Arus ve Lisanü’l Arab’da şu açıklamayı görüyoruz:

“Evi süpüren kişiye “sefere beytehü (evini süpürdü)” denir. Rüzgarın bulutları parçalamasına, dağıtmasına; yerdeki tozları, yaprakları dağıtmasına, sürüklemesine “sefr” denir.
“sefer”, “hazar’ın (yerleşik düzenin, meydanda, ortada bulunmanın)” karşıtıdır. Bu duruma, bu ismin verilmesi, bu işin gelişli- gidişli oluşundandır.” (Lisanü’l Arab, Tacü’l Arus; s-f-r mad)
Bu açıklamalardaki iki noktayı; “süpürme” eylemindeki, “ileri-geri hareket”i ve “sefer”in tanımındaki “geliş-gidiş” gerekçesini dikkate aldığımızda kesin olarak sözcüğün anlamının, “hareketli iş” demek olduğu anlaşılacaktır.
Sözcüğün orijinal anlamını tespit ettikten sonra bu anlamı Kur’an kapsamında da kullanmak zorundayız.

Kur’an’a baktığımızda; Rabbimizin, kullarına çekemeyecekleri yükleri yüklemediğini, onlarca ayette görmekteyiz. Ayrıca Müzzemmil/20’de de, yanlış anlamalardan oluşan ağır yüklerin hafifletilmesi; kolaylaştırılması talimatı bulunmaktadır:

Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin gecenin üçte-ikisinden daha azını, yarısını, üçte-birini ayakta geçirmekte olduğunu biliyor. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyledir. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlar. Sizin bu işi kolaylıkla yapamayacağınızı bildi de sizin için bu görevi hafifletti. O hâlde Kur’ân'dan kolay geleni öğrenin-öğretin! Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın fazlından bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O hâlde ondan kolay geleni öğrenin-öğretin! Salât'ı [mâli ve zihinsel desteği; toplumu aydınlatma kurumlarını] kurun/ayakta tutun, zekat'ı verin! Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin! Hiç kuşkusuz Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. (Müzzemmil/20)

Görüldüğü üzere Müzzemmil/20’de “hastalık” ifadesi açıkça, “sefer üzerine bulunmak” ifedesi ise “…Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın fazlından bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi….” şeklinde yer almıştır.
Bu genellemeleri günümüz şartlarına uyguladığımız zaman, “sefer üzerinde bulunmak” tabiri ile; “çiftçilikle, esnaflıkla, tüccarlıkla, eğitim öğrenimle (öğretmen- öğrenci), askerlikle uğraşanlar ve beden gücüyle çalışanların” kastedildiğini anlayabiliriz.
Buradan hareketle diyebiliriz ki: Rabbimiz, oruçta da kesinlikle işlerin aksamasını, kulların zorlanmasını istememekte, buna razı olmamaktadır. Zaten orucun amacının, Bakara/183 ve 185’te açıkça gösterildiği üzere “takvaya ulaştırmak” olması sebebiyle, zorda, darda olan bir kimsenin, bu sorunları ortadan kalkmadıkça, sadece oruç tutmak suretiyle bilinçli olarak takvaya ulaşması da düşünülemez.
Açıkladığımız âyetle ilgili olarak, mealci ve tefsirciler tarafından görmezden gelinen teknik bir özelliğe dikkat çekmek istiyoruz: Ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve şükretmeniz içindir şeklinde çevirdiğimiz 185. âyetin son cümlesi, و[ve] bağlacı ile başlamakta ve ikinci gerekçe zikredilmektedir.
Anlaşıldığı kadarıyla burada hazf vardır. Yani, birinci gerekçe zikredilmeyip و [vav/ve] bağlacıyla bunun varlığına işaret edilmiş ve kelam ikinci gerekçe ile devam etmiştir. Aynı uygulama, En‘âm/105; Ahkâf/19; Yûsuf/21, 52 ve Bakara/259'da da bulunmaktadır.
Pasajdan anlaşıldığına göre âyetteki hazf şöyle takdir edilebilir: “(Bu kolaylık, takvâlı davranmanız) ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve şükretmeniz içindir.”
Âyetin son cümlesinde, orucun, oruç tutulamayan gün sayısınca kaza edilerek tamamlanması istenmektedir.
Kaynak: İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
Ağabey Allah Razı Olsun...

Öğretmen olan insanın anlatma şeklide, hitab şekli de başka oluyor.

Namaz ve Salat konusunu iyice öğrenmiştik, sayenizde oruç ve savm kavramlarını da iyicene idrak ediyoruz.

Bir de size zahmet, Hasan Akçay beyefendi ile birkaç konu başlığında ramazanın zamanı, süresi vb. konularda ben kendi açımdan açmaza düştüm.

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2850

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3382

Vaktiniz olurda bir izahatta bulunabilirseniz sevinirim...

Saygılarımla...

Not : Tekrar aramıza dönmenizden dolayı çok mutlu oldum. Allah sizi "bir ağabey olarak" başımızdan eksik etmesin.
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26. July 2013, 12:30 PM   #53
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Yukariya alintilanan iletide SeHRu Ramazân kastedilerek "yil"in on iki ayindan biri deniyor. "Yil"dan kastin da kamerî yil oldugu açik ve net.

Mü’minlerin yılın on iki ayından bir ayını dünya ve ahıretlerini kazanmak için ayırmaları, kendilerine çok şey kazandıracaktır.

Oysa Bakara 185'te anilan SeHRu Ramazân yilin içinde degil "عدة الشهور -iddet es-suhûr"un içindedir (9:36); dolaysiyla on iki aydan biri degil bazan 13 aydan biri, bazan 12 aydan biridir.

Örnegin su 3 "iddet"e bakar misiniz
(http://www.timeanddate.com/calendar/...ear=2011&n=0):

Kisaltmalar. Ha: Haziran, Te:Temmuz, Ag: Agustos, Ey: Eylul, Ek: Ekim, Ka: Kasim, Ar: Aralik, Oc: Ocak...

1.15Te 2011-13Ag-12Ey-12Ek-10Ka-10Ar-09 Oc 2012-07Su-08Ma-06Ni-06Ma-04Ha
2.03Te 2012-02Ag-31Ag-30Ey-29Ek-28Ka-28Ar-27 Oc 2013-25Su-27Ma-25Ni-25Ma
3.23Ha 2013-22Te-21Ag-19Ey-18Ek-17Ka-17Ar-16 Oc 2014-14Su-16Ma-15Ni-14Ma-13Ha

Görüldügü üzere

Iddet 1'deki SeHRu Ramazân 15 Te 2011 aksami dogmustur.
Iddet 2'deki SeHRu Ramazân 03 Te 2012 aksami dogmustur.
Iddet 3'teki SeHRu Ramazân 23 Ha 2013 aksami dogmustur.

Yine görüldügü üzere

Iddet 1'de 12 ay var,
Iddet 2'de 12 ay var,
Iddet 3'te 13 ay var.

Bu niçin önemli?

12 SeHR 1 kamerî yil yapar. Bu demektir ki Allah'in var ettigi 13 ncü ay, kamerî yil 12 "SeHR"den olussun diye, yok sayilmis ve bir sonraki kamerî yila devredilmistir.

Aylarin devredilmesi Tevbe 37'de lanetlenen النسئ -nesî küfrüdür. Kamerî yil 12 "SeHR"den meydana gelsin diye nesi küfrü otomatige baglanmistir.

Halil Hocama meramimi anlatmaya çalisiyorum ama yaziyi uzatip bikkinlik vermek te istemem. Özetliyeyim:

Yüce Allah'in Kur'ân'da andigi "SeHR"ler, 13 ncü aylar devreye sokulmak suretiyle, vakten sabit hale getirilmistir; kamerî yilin aylari ise vakten oynaktir.

Kamerî yilin içindeki aylar, örnegin kamerî yilin "SeHRu Ramazân"i, gerçek SeHRu Ramazân degildir; sanaldir; yalandir.

Gerçek SeHRu Ramazân her "iddet es-suhûr"un içindeki ilk ay olup vakten sabittir. Fiilî sünnetullahtir bu, tipki günesin dogudan gelmesi gibi (2:258).

Günesi nasil hiç kimse batidan getiremezse ve yine onu nasil hiç kimse erkene alip örnegin gece yarisi getiremezse Allah'in "SeHR"lerini de hiç kimse 11 gün erken getiremez.

Konu Hasan Akçay tarafından (26. July 2013 Saat 03:26 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. July 2013, 08:34 AM   #54
aşık74
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
aşık74 will become famous soon enoughaşık74 will become famous soon enough
Standart

Ööööfff ..... Bu ne arkadaş yaaa.... Bulmaca, bilmecemi çözüyoruz ... Din mi yaşıyoruz !!!!

Var bu iş lerde bir yanlışlk ama nerede ??? Bulabilene aşkolsun yani...

Kızmayın lütfen,daraldım arkadaşlar ...

En güzeli herşeyi resetlemek diyorum bazen. Dünyaya yeni gelmiş bebek gibi olmak.
aşık74 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aşık74 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
mesud (16. June 2014)
Alt 31. July 2013, 10:56 AM   #55
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm ! Değerli Kardeşlerim!

Oruç ve hacc konularında araçların amaçlardan daha öne alınarak ulaşılması gereken amaçların gözardı edildiğini düşünüyorum.

Oruçdaki amaç: Takvaya ulaşmaktır.(Leallekum tettekun.)

Hacdaki amaç:KA’BE’DE YÜKSEK İLAHİYAT ÖĞRETİM VE EĞİTİMİNİ KAFAYA KOYUP ORAYA GİTME, ORADA İBRAHİMÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİMLE İBRAHİMLEŞME; BİR KURMAY TEVHİD ERİ OLMAYA GİTMEKTİR.

Rabbimiz “Hacc, bilinen aylardır” buyurarak; haccın ne zaman, hangi aylarda yapılması lazım geldiğinin belirlenmesini ve bunun İslam alemine duyurulmasını, Müslümanların da bilinen ve bildirilen bu aylarda, tertip tertip askere gider gibi hacca gitmesini istemektedir.

Ayette kullanılan “eşhür” sözcüğü çoğul olduğundan haccdaki bir dönem (tertip; eğitim süreci), en az üç ay olmalıdır. Ayetteki “eşhürün malumat” ifadesi nekre bir ifadedir. İslam öncesi kabul tasvip görseydi bu ifade nekre gelmeyip marife gelirdi. Bu demektir ki, Müslümanlar bir “Hacc organize komitesi veya Hacc emiri” oluşturacaklar, bu kurum Hacc dönemlerini belirleyerek ilan edip herkese bildirecek, herkes de ilan edilen dönemlerde gidip Komite’ye veya Emir’e teslim olacaktır.

Hacc, 26-29’da “SANA GELSİNLER!” ifadesi dikkatlerden kaçmamalıdır. Orada kesinlikle başıboş, plansız, programsız dolanılmayacak, komite tarafından belirlenen, planlanan eğitim ve öğretim programı uygulanacaktır.

Hacc; 26-29:
26-29- Ve hani Biz, bir zamanlar, “Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; dolaşanlar, orada kıyam edenler (zulme baş kaldıranlar), rükû edenler, secde edenler için evimi tertemiz et, kendilerine ait bir takım menfaatlere tanık olmaları ve Allah’ın kendilerine rızk olarak verdiği hayvanlar üzerinde belli günlerde O’nun adını anmaları için insanlar arasında haccı duyur. Yürüyerek veya incelmiş (yorgun düşmüş) binekler üstünde her derin vadiyi aşarak SANA GELSİNLER! Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarını yerine getirsinler. Eski evde/ özgür evde (Ka’be’de) dolaşsınlar.” diye, o evin (Ka’be’nin) yerini, İbrahim için hazırlamıştık. -Siz de onlardan yiyin ve zorluk çeken fakiri doyurun-

Bakara/ 196. ayetin ikinci kısmında (ayetin ilk ve son cümleleri arasında) detaylı olarak verilen; “Buna rağmen, eğer alıkonursanız, o zaman hediyeden kolayınıza gelen şey! Bununla beraber bu hediye, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Artık içinizden hasta olana veya başından ona (tıraşa) bir rahatsızlığı bulunana oruç veya sadaka yahut da ibadetten bir fidye! Artık emin olduğunuz zaman da her kim umrede hacca kadar kazanç sağladıysa, artık hediyeden kolayına geleni! Fakat kim bulamazsa artık üç gün hacda, yedi de döndüğünüzde oruç tutması! Bu, tam ondur. Bu (hüküm), ailesi Mescid-i Haram’da hazır olmayanlar içindir.” ifadeleri ile, haccın ikinci aşamasını gerçekleştiremeyecek olanların ne yapması gerektiği açıklanmıştır. Bu ifadelere göre onlar, yani haccın ikinci aşamasına katılmayanlardan ailesi Mescid-i haram’da bulunmayanlar, yani taşradan gelenler; kendileri oraya gidemeseler de, haccın ikinci kısmına Hedy yollamak ve sivilleşmemek durumundadırlar. Hedy yollamak zorunda olan bir diğer kesim de, haccın ilk aşaması sırasında Mekke’de iken kazanç sağlamış olanlardır.
Kaynak:İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Alalh'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
bartsimpson (31. July 2013)
Alt 31. July 2013, 12:34 PM   #56
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Ayetteki “eşhürün malumat” ifadesi nekre bir ifadedir. İslam öncesi kabul tasvip görseydi bu ifade nekre gelmeyip marife gelirdi.

O ifadedeki aylarin "nekre"ligi, onlarin insanlar tarafindan belirlenmelerine mazeret teskil eder mi? Nekrelik yalnizca "zar"fa dayanan bir varsayim. Haram aylarin "sitai ves sayf"in içinde olmadigi ise mazruf. ASIL onun geçerli olmasi gerekir.

"Sitâi ves sayf" Kureysin Mekke'de bulunmadigi mevsimlerdi (106:2). Bu demektir ki haram aylar o iki mevsime denk gelemez. Mekke panayirlari Kureysin ekmek teknesiydi; kureyssiz Mekke panayiri olmaz.

Kureysin ticaretten baska gelir kaynagi yok. Ibrahim nebi ailesini o ekin bitmez vadiye yerlestiriken Rabbine bundan söz etti (14:37).

Insanlar (egitim amaçli?) dinî haccin aylarini sitâi ves sayf mevsimlerine denk getiremez; öyle bir belirleme yetkisine sahip degiller. Allah belirlemis onlari.

Bir de hac aylari derken neyi kastettigimiz açik olsun. Gûya belirlemekle yetkili oldugumuz o aylar her biri kamerî yilin 12 ayindan biri midir ya da "iddet es-suhûr"un bazan 12 ve bazan 13 ayindan biri mi?

Yani "Hac her yil su su su aylarda yapilacak" diye bi belirleme yaptiysak o su su su aylari vakten oynak midir, sabit mi?

Konu Hasan Akçay tarafından (31. July 2013 Saat 12:53 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (2. August 2013)
Alt 2. August 2013, 10:07 AM   #57
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Yili Allah düzenlemis. Sene. Dünyanin günesi bir kez dolanmasi için gereken süre.
Günü Allah düzenlemis. Yevm. Dünyanin kendi etrafinda bir kez dolanmasi için gereken süre.
Dolunayi Allah düzenlemis. Sehr. Kamerin dünyayi bir kez dolanmasi için gereken süre.

Ama yilin aylarini Allah belirlememis. O, insanlarin isi. O yüzden yilin aylari degisiyor. Hattâ aysiz yil bile var. Örnegin Hz Peygamber döneminde Araplarin kullandigi iki takvimden biri Yildiz takvimi idi.

Bkz http://www.belgeler.com/blg/146f/cah...sdlamic-period

Yildiz takvimin esas aldigi YIL, 28 menazilden meydana geliyormus. 12 Aydan degil. Ay yok! Bu menzillerden 27'si 13 gün (27 x 13 = 351), biri 14 gün. 351 + 14 = 365.

Yildiz takviminin esas aldigi YIL 365 gün.

Hz Peygamber döneminde Araplarin kullandigi öteki takvim ise ay-günes takvimi imis. Iste bu, 12 dolunaydan meydana gelen "kamerî yil"in semsî yila uyarlanmis hali.


Yani ay-günes takviminin esas aldigi YIL da 365 gün.

Kamerî yilcilar bu uyarlamayi es geçmisler. Sorun burdan kaynaklaniyor. Kamerî yildaki "çakma ramazan"in zincirleme 11 gün erken gelmesi ve bir ilk bahara, bir yaza, bir son bahara, bir kisa denk gelmesi o yüzden.

"Dolunaylarin iddeti"indeki sehru ramazân ise mevsim açisindan vakten sabit olup daima ama daima yaz mevsiminin içindedir. Gerçek ramazan iste o.

Allah Tevbe 36'de "Dolunaylarin iddeti 12 dolunaydir" diyor. Bu demektir ki IDDET yil degildir. Çünkü YIL 365 gün oldugu halde 12 dolunayli bir IDDET 354 gündür (12 x 29.5), 13 dolunayli bir IDDET ise 383.5 gün (13 x 29.5).

Yani Yüce Allah 12 ay ile SINIRLAMAMIS dolunaylarin iddetini. Bir de her 3 iddetten 1'ine 13 ncü dolunayi eklemis ve böylece dolunaylari mevsim açisindan sabitlemis.

Kamerî yilda bu 13 ncü ay yok. O yüzden kamerî yil Kur'ân'daki yil kavramina aykiridir; aslinda yok öyle bir yil.

Konu Hasan Akçay tarafından (8. November 2013 Saat 02:44 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. August 2013, 03:17 PM   #58
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Dolunaylarin yukarda verdigim o 3 iddetine bir daha bakar misiniz. Allah 3'ün sonuna 13 ncü bir ay eklemis, 13Ha (13 Haziran). Bunu yapmasaydi nolurdu?

Her iddettin basindaki dolunay "sehru ramazan"dir; "Nolurdu?" sorusunun cevabi onun ne zaman geldiginde. Iddet 2 ile baslayip görelim:

2.03Te, 15Te'dan 11 gün önce;
3.23Ha, 15Te'dan 11 gün önce.
4.13Ha, 23Ha'dan 11 gün önce.

Ve bu, bu sekilde zincirleme devam etmek suretiyle sehru ramazan yazdan ilk bahara sarkacak, ilk bahardan kisa, kistan son bahara, son bahardan yaza... yani vakten oynayip duracakti. Simdiki uyduruk kamerî yilda oldugu gibi.

Allah iste bu saçmaliga izin vermiyor. 13 Haziran, 3'e aittir; orda kaliyor. Gökteki aylar yani iddetlerin aylari mevsim baglaminda vakten sabitleniyor. Örnegin sehru ramazan hep yaz mevsiminin içinde kaliyor, hep yaz mevsiminin, hep yaz mevsiminin.

Buyurun:

1.15Te 2011-13Ag-12Ey-12Ek-10Ka-10Ar-09 Oc 2012-07Su-08Ma-06Ni-06Ma-04Ha
2.03Te 2012-02Ag-31Ag-30Ey-29Ek-28Ka-28Ar-27 Oc 2013-25Su-27Ma-25Ni-25Ma
3.23Ha 2013-22Te-21Ag-19Ey-18Ek-17Ka-17Ar-16 Oc 2014-14Su-16Ma-15Ni-14Ma-13Ha
4.12Te 2014-10Ag-09Ey-08Ek-06Ka-06Ar-05 Oc 2015-03Su-05Ma-04Ni-04Ma-02Ha

Uyduruk kamerî yili güzelim hicrî takvime yamayanlar iste Allah'in bu hükmüne razi olmamislar.

Biliyorum bu söyledigimi kimse kâle almaz. "Indirilen din"in üzerine lök diye çökmüs olan "uydurulan din"i kimse yerinden kipirdatamaz. Cesaret edemezler. Kurulu düzen bozulur. Çikarlar zedelenir.

Ben de cesaret edemem. Konusuyorum iste.

Konu Hasan Akçay tarafından (5. August 2013 Saat 07:55 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
mesud (16. June 2014)
Alt 6. November 2013, 05:17 AM   #59
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

IDDET: süre*, sayi(m).

Tevbe 36'daki "Allah açisindan aylarin süresi 12 aydir" demek EN AZ 12 aydir, demek. 11 olmaz. 11 ay bir IDDET etmez. 12'nci dolunayi devredip te o katmerli nesî küfrünü islemeyin.

Ama 13 olur. Allah gökleri ve yeri yarattigi gün aylari böyle düzenlemis. Allah'in degismeyen yasalarindan biri bu. Sünnetullah. Örnegin Iddet 3'te 13 ay var. 13 Haziran 2014:

23Ha 2013-22Te-21Ag-19Ey-18Ek-17Ka-17Ar-16 Oc 2014-14Su-16Ma-15Ni-14Ma-13Ha

13'ncü dolunayi oldugu yerde birakin; o, içinde bulundugu "süre"ye aittir; SAKIN ola bir sonraki "iddet"e devredilmeye. Yoksa haram aylari helal ilan edersiniz. O yüzden örnegin av yasagi vakten sabittir çünkü av hayvanlari yilin hep ayni vaktinde yavrulayip yavrularini büyütürler. Ama siz haram aylari vakten habire kaydirip av yasaginin disina çikarirsiniz ve av hayvani öldürür, "Allah'in haram aylari"nda kan dökersiniz.

Fesat Sokulmus. 12 sehr 1 kamerî yil olsun diye 13'ncü dolunay zincirleme devredilir olmus, küfür otomatige baglanmis.

______________________________

*Talâk 1'in Diyanet mealine düsülen dipnot: "Iddet, bosanan kadinin esiyle irtibatinin tamamen kesilmesi için dinen beklenmesi gereken süredir."

Konu Hasan Akçay tarafından (6. November 2013 Saat 11:35 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. November 2013, 12:03 PM   #60
beyazasi
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2013
Mesajlar: 203
Tesekkür: 153
10 Mesajina 12 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
beyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud ofbeyazasi has much to be proud of
Standart

....

Konu beyazasi tarafından (31. August 2017 Saat 05:12 PM ) değiştirilmiştir.
beyazasi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ortasında, oruç, yazın


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:29 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam