![]() |
|
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Sayın dost1.
Meryem'in dişilik yönü ile yumurtladığını ve de erkek yönü ile de kendi kendisini(yumurtasını) döllediğini ve böylece İsa Peygamberi peydahladığını yazınızdan çıkarttık ve böylece Allah'ın adet ve sünnetinde bir değişiklik olmadığı ifadenizi anladık. Ana konu yönünden bizi bilgilendirdiğiniz için size teşekkür sunuyorum. Fakat bir husus daha var. Nuh-17. ayeti açıklanırken kullanılan bir ifade : ".....işi kur'a çekerek hallettikleri..." ifadesi. Biz "...kalemlerini atarken...." diye geçen ifadeyi, "ok atma" diye geçene benzeterek, "kura çekme" diye belirtildiğini zannediyoruz. Bize göre bu ifade "bilgilerin ortaya atılması/konması"; yani belirtildiği gibi bir "tartışma"nın ifadesidir ve kur'a ile ilgili değildir; çünkü Zekeriya bir peygamber. "Kur'a çekme" ifadesi orada acaba fuzuli mi? Yanılıyor muyuz? Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (23. July 2014 Saat 04:31 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Hem yumurtlayıp hemde kendini dölleyen bir canlı homo sapiens(insan bedeni) sınıfına girmez. İnsanların çift cinsiyet organlarına sahip olması bir yapı bozukluğudur ve işlevsel değillerdir, kendi kendilerini dölleyemezler, yumurta ve spermi aynı anda üretemezler. Sorun şu, kuranda anlatılan olay, babasız dünyaya gelme, bir biyolojik üreme olayı mıdır?, yoksa başka bir anlatım mıdır? İnsanlarda böyle hermafroditlik gibi bir biyolojik üreme şekli yoktur. İsanın babasız dünyaya gelme olayını, biyolojik üreme olarak açıklamak, kabul etmek, hem yaratılış kanunlarına aykırıdır hemde aklın oluşumun önüne bir engel konmasıdır. Yaratılan ayetler zaten yaratılmıştır, indirilen ayetlere göre yaratılış değişmez, kelamlara göre yaratılan ayetleri sınırlandırmak, tanımlamak akla uygun değildir, kelamların amacı bu değildir! Hacc 78: Ve Allah için hakkıyla savaşın. O seçti sizi ve dinde bir güçlük vermedi size; babanız İbrâhim'in dini. O mâbuttur daha önce ve bu Kur'ân'da size Müslüman adını takan, Peygamber, size tanık olsun, siz de insanlara tanıklık edin diye. Artık namaz kılın, zekât verin ve sarılın Allah'a, odur dostunuz; ne de güzel dosttur, ne de güzel yardımcı. "babanız ibrahim" ifadesi babanın ne demek olduğu hakkında bize bir fikir verebilir. Buradaki baba biyolojik bir baba değildir, dinin kaynağı olarak babadır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.094
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun aleyküm, Değerli Galip Yetkin Kardeşim,
Alıntı:
Sorunuza kaynak olan âyet Âli İmran Suresinin 44. âyetidir: "Zâlike min enbail ğaybi nuhıyhi ileyk ve ma künte ledeyhim iz yülkune aklamehüm eyyühüm yekfülü Meryem ve ma künte ledeyhim iz yahtesımun." "İşte bu, algılama imkânının olmadığı, geçmişin önemli haberlerinden sana vahyettiklerimizdir. Ve Meryem'e hangisi kefil olacağına kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Onlar tartışırlarken de sen yanlarında değildin." Bu âyetle ilgili tefsir kitaplarında çok farklı rivayetler vardır. Bu âyetteki "kalemlerini atarlarken" ifadesi üzerindeki tefekkürümde: 1- Kalem Suresinde kanıt gösterilen: "Nuuun velKalemi ve ma yesturun" "Nûn Kalem’i ve onların satır satır yazıp söylediklerini/efsaneleştirdiklerini kanıt gösteriyorum ki;" "Kalem" burada "marife/bilinen" olarak gelmiş.Bunun herkesçe biliniyor olması gerekir. Arap dilinin anlatım sanatlarından "mecaz-ı mürsel/ parçası söylenip bütünü kastedilerek yapılan edebi sanat" çokça kullanılan bir sanattır. Bu âyette de bu sanat kullanılarak “Kalem” ile Alak suresine ve ilk vahiylere dikkat çekilmektedir. 2- Musa Aleyhisselamın asası: Asa ile ilgili âyetlerde geçen "feelka asahu/asasını bırakma" ifadeleri ile ilgili araştırmalarda lügatlarda ulaştığımız bilgiler: “Asa” sözcüğü aslında, “İçtima (toplanma) ve i’tilaf (uyuşma)” demektir. Asa sözcüğü, el ve parmaklar üzerinde toplandığı için “Ud’a (telli çalgılardan Ud) isim olmuştur. Esmai, Bazı Basralılardan şöyle nakleder: Bastona “asa” ismi verilmesinin nedeni, el ve parmakların üzerinde toplanmasıdır. Bu sözcük Arapların toplumu hayır ya da şer bir şey üzerine topladıkları zaman dedikleri “asavtü’l kavme, esuhüm (toplumu bir araya getirdim, onları bir araya getirin)” deyişlerinden gelmektedir.” “Asanın bırakılması” ifadesi, mecaz olarak, “yolculuğun bitmesi yolcunun gideceği yere varıp direklerini dikip, çadırını kurması; yerleşmesi” demektir. (Lisan; “asa” mad. Tac. “Asa” mad) Bu açıklamalardan da "asa" sözcüğünün “BİRİKİM/ sıkı tutulan” olduğu anlaşılır ki, Musa'nın asasından kasıt da “Musa’nın birikimi” olur. Bu birikimler de “Musa’ya yapılan vahiyleri" ve "Musa’nın deneysel bilgi birikimlerdir". Sonuç olarak ulaştıklarım: "Kalemlerini atarlarken" ifadesini vahiy olarak değerlendirebilmek çoğul bir ifade olduğundan teknik olarak mümkün değildir. Sorunuza dönecek olursak: Belirttiğiniz gibi: Kalemlerini atarlarken ifadelerinden "bunun kura ile ilgisinin olmaması;" bir "tartışma"nın ifadesi olabilir. Buna gerekçe olarak Zekeriya'nın peygamber olmasını gösteriyorsunuz ki düşünülebilir. Bizi kura çekme düşüncesine sevkeden târihî bilgilerde “kalem atmak”, ifadesinin bir kur’a çekme şekli olduğu bilgisidir. Bu bilgiye göre kur’aya katılacaklar toplanıp kalemlerini /çöplerini suya atarlar, suyun akıntısına kapılmayan çöpün sahibi kur’ayı kazanmış sayılırdı. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
anamızın, aslında, evli, meryem, olduğunu, söyleyen |
|
|