10. October 2014, 10:19 PM | #11 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Oct 2014
Mesajlar: 19
Tesekkür: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
kollektivizm denince aklıma oligarşik yapı ve yoksullukta hatta açlıkta eşitlik geliyor nedense.kollektivizmin hiç bir şekilde haşr 9 u yansıttığını düşünmüyorum.kuranı stalinin uyguladığı acımasız politikalara indirgemek ideolojinin inancın önüne geçtiğinin bir göstergesi.
|
2. January 2015, 09:41 PM | #12 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Tabiki Hakkı Yılmaz yorumu da çok kıymetli ve dosdoğru yol arayışına bir katkıdır. Bana göre SaLat>SaLah, temel anlamda ıSLah olmak/etmek gibi geliyor. Şahsi veya toplu Tefekkür, Şükür ve Allah ile BİRleşme'yi sağlayacak bir ibadet türü olarak algılıyorum. Tüm bunları günümüze kadar yapılagelen geleneksel namazda bulabilmek coğrafyamızda ve günümüzde pek mümkün değil. Ancak tüm bunları Huşu'lu bir namaz ile yaşayabilmek belki de asıl olması gereken şey. Bu yüzden salat, "günümüzde bildiğimiz namaz değildir" görüşü biraz sorunlu olur. Konuya dönersek, yukarıdaki huşu tanımı yaşanabiliyorsa bazı toplu salatın sesli veya sessiz olması farketmeyecektir. Ancak günümüzdeki gibi tabiri caizse "saygı duruşu" misali sessizce durmak biraz şüpheli oluyor.
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... |
|
3. January 2015, 05:54 AM | #13 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Şu hususlar açıklanırsa mutlu oluruz:
A)1-Şahsi veya toplu tefekkürün a.huşulusu b.huşusuzu 2-Şükür'ün a-huşulusu b-huşusuzu 3-Allah ile birleşmenin a-huşulusu b-huşusuzu. B)Huşulu veya huşusuz Allah ile birleşme sihirini Musa Peygamber bile o kadar yakın olmasına rağmen başaramamiş olmasına rağmen siz nasıl başarabiliyorsunuz? a-Birleşme hangi oranda oluyor. b-Katılan siz mi oluyorsunuz? Yoksa Allah mı size katılıyor? Ortaya çıkan yeni varlık ne oluyor? Ne isim alıyor? c-Eski Yunan mitolojilerindeki "titan"lar ile bir özdeşlik kurabiliyor musunuz? ç-Biri diğerinden ayrılmak istemez ise........ C) Bir de Allah'tan geldik Allah'a döneceğiz diyen ve ölünce Allah ile birleşileceğine inananlar var ki, bunlar dünyada işledikleri suçlar nedeniyle Allah'ın bir parçası olmalarından dolayı "Allah kendine eziyet etmez. Allah'a ceza mı olur?"diyenler de var. Bu görüş de burada yazılanı mı aktarıyor? Bizi şimdilik bu kadarlık bu kadar ilginç konulara getiren yazı yönünden aydınlatırsanız mutlu olacağız? Saygılarımla Galip Yetkin |
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi: | bartsimpson (3. January 2015), dost1 (3. January 2015) |
3. January 2015, 08:00 PM | #14 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
@galipyetkin
Yukarıda salat yorumum/tanımının, Sn. Hakkı Yılmaz tanımına yakın ve çok da farklı olmadığını farketmişsinizdir. Cevabınızdaki sorulardan anladığım kadarıyla sizin asıl sorunuz "Allah ile BİR'leşme" kavramı. Tüm insanların beyin hücreleri ve dolayısıyla düşünme kabiliyetleri mutlak homojen olamayacağı için, doğal olarak her kelimenin/sözün kişiye özgü anlamları ortaya çıkar. Bu yüzden Kuran'dan da tek mutlak bir anlam çıkarma arayışı yersiz olmaktadır. Sizin BİR'leşme sözüne olan eleştiriniz de, doğal olarak farklı manalar yüklememizden olsa gerek. Benim bu söz ile kastettiğim; "Şah damarından daha yakın olan" Rabb'e örn. doğanın bir yüceliğini tefekkür veya yaşanılan bir olay sonrası özümüzde hissettiğimiz acizlik/mahcubiyet sebebiyle, yoğun hayranlık duygusu ile övgü, ruku, secde gibi gönül-beden yöneliminde bulunmadır. Bu kastettiğim yönelim; dev bir tanrı imgesine karşı alçalmadan ziyade, tabiri caizse bir çocuğun benzer bir ruh haliyle ana-babasının kucağına sığınması(birleşmesi) gibidir. Aynı zamanda "huşu" sözüne yüklediğim anlam da yine bu açıklamadaki gibidir. Biyolojik insan beyninin kalıcı öğrenme yetisi aralıklı(periyodik) tekrar ile gerçekleştiği günümüz bilimince malum. Bu gerekçeyle şahsen, hakkı verilerek yapılabilirse, gümüzdeki salat-namaz'ın tekrarlı bir salat(ıslah olma/etme) olarak kabul edilebileceğini düşünüyorum. Sn Hakkı Yılmaz tanımına paralel olarak devam edecek olursam, Cami'de topluluğa hitap eden imam veya kişinin kendisi salatı, ıslah olmak/etmek(tefekkür ile ilim arttırma/yayma) için yapabilirse yine salat'ı ikame etmiş olmaz mı? Selamlar.
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (3. January 2015 Saat 08:09 PM ) değiştirilmiştir. |
4. January 2015, 01:57 PM | #15 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Sayın han
Elimizde doktorluk bir konu olmamasına rağmen sizin uzman bir doktor edasıyla konuyu ele alıp " anladığım kadarıyla sizin asıl sorunuz "Allah ile BİR'leşme" kavramı." teşhisiyle diğer bütün konuları gündemden düşürüp asırlardır zaten konuşulan ve bu yüzden yalama olan konuyu gündemde tutmak. Biz size sizin bahsettiğiniz huşulu-huşusuz eyelemleri sorduk birleşme oranlarını sorduk, bir çok kereler bu birleşmenin ruhsal olduğu anlatılmaktaysa da o esnada önünden "şöyle bir hatun kişi" geçtiğinde göz, ruh, ve istek olarak birleşme isteği bu hatun kişiye kaydığından eylem başarısızlığı nedeniyle yinelemeler de, bu Allah ile birleşme arzularında bazı şüpheler-ütopya- ve dinsizliğe ulaşabilecek fikirler yaratıyor. Her neyse bunlar ayrı konular, yeri gelince ukalalık ederiz. "halife" olarak ihtimamla yaratıp akıl ve meleke ve dosdoğru yolda/sırat el mustakimde yaşaması için bilgiler indirdiğini, yol göstericiler gönderdiğini söylemesina rağmen "hayır ben hep çocuk kalacağım, ana baba kucağındaki gibi nasıl ihtimamla bakılıyor idiysem "dev tanrının kucağına sığınarak "asalak" yaşayacağım diyorsanız. Yaşa kardeşim herkes uşak, herkes hizmetçi. Yiyin, için. "Sn Hakkı Yılmaz tanımına paralel olarak devam edecek olursam," demişsiniz. 1-Sayın Hakkı Yılmaz "salat" kelimesine bir tanım getirmemiştir. Lügatta var olanı, analizlerle, bilmeyeni insanların bilmesine sunmuştur. Islahla, hacla, falanla filanla karıştırılmasın diye bunu yapmıştır. Dinler arası diyaloğ palavrasını açığa çıkartmak için de bunu yapmıştıor. 2-Hakkı Yılmaz Salat ve salat-ı ikame için yöntem açıklamıştır. Kabul edersiniz veya etmezsiniz; bu da Sayın Hakkı Yılmaz'ı çoook üzer herhalde. Müslüman toplumunda "imam" mı varmış?. Asliyetini bir herife teslim etmiş toplüm "müslüman" mı olurmuş? Aman, bakın bakayım! Bakara-104. ayet yerinde duruyor mu yoksa onuda mı keçi yedi? Burada kesiyorum; ağzımdan aşırı bir laf çıkması olası. Saygılarımla. Galip Yetkin Konu galipyetkin tarafından (8. January 2015 Saat 06:54 AM ) değiştirilmiştir. |
4. January 2015, 11:27 PM | #16 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
@galipyetkin
cevaplarınızdaki sûizanlı tepkiyi anlamak mümkün değil. İnsanın algılayış farklılığının kendimce gerekçesini dile getirdim, hücre dedim. Nöron-dendrid mi dedik de doktor yaptınız. Şahsen hiçbir görüşü aşağılamadığım gibi yüceltmem de. Ben kutsallığını kabul edip-referans almaya çalıştığımız Kuran'ın, kişiye özgü yorumlar gerektirdiğini düşünen biriyim. İndiği andan itibaren sayısız yorum-alim-düşünür-eleştirmen vs. çıkmasının sebebi de bu olsa gerek. Bu bilinçle, özüme, Sn. Hakkı Yılmaz veya bir başkasına ait düşünceyi küçümsemem ve yüceltmem. Çünkü bana göre Sıratı-Mustekim sonu olan bir yol değil, modern bilim gibi birikimli bilgi arayışı. Dolayısı ile her inanç, görüş ve her çıkarım zamanla gelişebilir/değişebilir. İnancıma bu metotla yaklaştığım için, kişinin kendisinin veya tabi olduklarının çıkardığı yargıyı mutlak doğrulukta kabul edip, en masum(yapıcı/yerici) eleştiriyi elinin tersiyle iten "sizin" gibi üstadlara karşı şaşıyorum. Burada Kuran'ı anlamak adına paylaşılan hüsnüzanları kimden olursa olsun küçümsemeden devam edelim. Sizden ricam, yazımdaki yazı biçimlerine de odaklanmanız örneğin yanlış algıladığınız kelimeyi kullanış biçimim; birleşmek >> BİR'leşmek İşin en şaşırtıcı yanı da; "birleşmek" fiilini "iki ayrı bedenin birbirine karışması" algılayıp, bir bedene dönüştürmeniz. O işte bilirsiniz ki, kelime özündeki gibi birleşilmez sadece TEMAS edilir, bedenler hala iki tanedir. İslamdaki Allah inancı, O'nu tasavvur edebildiğimiz tüm maddiyattan soyutladığı(subhan) için, BİR'leşme ile ne kastedilmiş olabileceğini hüsnüzanla düşünmelisiniz. Huşulu/huşusuzluk muhabbetiniz ise tamamen salata niyetiyle sorulmuş gibi görünüyor.(yanılıyor da olabilirim, ön algım bu) Yine de kastımı söyleyeyim. Ciddi manada konsantrenizin-feyzinizin fazla olduğu duygu durumunu kastediyorum. Bu duygu için de şahsen, ön uyaranlara ihtiyaç duyarum. Örn. varlığı düşündürücü/sorgulayıcı bir belgesel-film veya şahit olunan ibretlik bir olay gibi. Veya çok sevinilen bir andan sonra yapılan şükür secdesinin huşusu gibi. Kastım bu! Ilımlı saygılarımla,
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (4. January 2015 Saat 11:36 PM ) değiştirilmiştir. |
Bookmarks |
Etiketler |
ayrıntı, bir, düşünmemiz, gereken, konusunda, namaz |
|
|