![]() |
|
![]() |
#1 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun aleyküm, değerli Galipyetkin kardeşim ,
Alıntı:
Kalem;28: Kale evsetuhum elem ekul lekum levha tusebbihûn. Adiyat;5: Fe vesatne bihi cem'a. Bakara;143: Ve kezalike cealnakmum ummeten vesetan li tekunu şuhedae alen nasi ve yekuner rasulu aleykum şehida, ve ma cealnel kibletelleti kunte aleyha illa li na'leme mey yettebiur rasule mimmey yenkalibu ala akibeyh, ve in kanet le kebiraten illa alellezine hedellah, ve ma kanellahu li yudi'a imanekum, innellahe bin nasi le raufur rahîm. Bakara;238:- Hafizu ales salevati ves salatil vusta ve kumu lillahi kanitîn. Maide;89: La yuahizukumullahu billağvi fi eymanikum ve lakiy yuahizukum bima akkadtumul eyman, fe keffaratuhu it'amu aşerati mesakine min evseti ma tut'imune ehlikum evkisvetuhum ev tahriru rakabeh, fe mel lem yecid fe siyamu selaseti eyyam, zalike kefferatu eymanikum iza haleftum, vahfezu eymanekum, kezalike yubeyyinullahu lekum ayatihi leallekum teşkurun. ayetlerinde geçmektedir . وسط [v-s-t] kök sözcüğü, vesat ve vest şekillerinde okunur. Vesat şeklinde okunduğunda isim, vest şeklinde okunduğunda zarf olarak kullanılır. Bu sözcük, “bir şeyin iki ucu arasındaki kendine ait kısmı” manasında olup, “bir şeyin kendi ortası” olarak anlaşılır ve sözcük “ipi ortasından kavradım”, “oku ortasından kırdım” cümlelerindeki gibi kullanılır. Arap örfünde bir şeyin ortası, o şeyin en hayırlı, en yararlı bölümüdür. Meselâ, at veya devesine binecek bedevi için at veya devesinin en hayırlı yeri, boynu ve kıçı değil belinin ortasıdır. Yine, bedevinin devesine kuracağı ağıl için en hayırlı yer, otlağın ortasıdır. Gerdanlığın, inci veya elmas takılacak en hayırlı [güzel ve uygun] yeri, gerdanlığın ortasıdır. Ayrıca her güzel ve yararlı davranış, kendi cinsinden olan davranışların ortada olanıdır. Meselâ cömertlik, cimrilik ve savurganlığın ortasında bir davranıştır. Cesaret, korkaklık ve saldırganlık arasında bir davranıştır. İşte bu nedenle وسط [vest] sözcüğü; “hayırlı, yararlı, üstün” anlamına genelleşmiştir. Araplar, “O, kavminin evsatındadır” sözüyle, “o, kavminin hayırlı, yararlı, şerefli olanıdır” demek isterler. Veya, “Şu vesît kişiye bir bakın” sözüyle, “şu hayırlı, şerefli kişiye bir bakın” demek isterler. Sorunuzla ilgili vasat ümmet bu âyetteki, Ve işte böyle Biz, siz insanlar üzerine şâhitler olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şâhit olsun diye sizi hayırlı bir ümmet kıldık ifadesi, “ve işte böyle sizi hayırlı, yararlı ve şerefli bir ümmet kıldık” demektir. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
![]() |
#2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 387 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
ümmed kelimesi şu ayetlerde kullanımı beni çok etkilemiştir
1-Allah'ın bir kadın erkekle başlayan zurriyetlerin soyların ırkların halk ve toplulukların birbirleriyle tanışması tearufu ile yani toplumların kültür gelenek ırkları inançları farklı bireyler bir araya gelsede islamda en hayırlı bireyin takvaca ileride olan der Hucurat 49/13 Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün kerim olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. BU ayettede insanların içinden bir önderin(imam ve etrafında toplananlar ) sahıp olacağını vasıflarını söyler Ali imran 3/ 104 Ve içinizden hayra çağıran, ma'rûfu emreden, münkerden men eden bir ümmet bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ Veltekumminkum ummetuy yed’ûne ilel hayri ve ye’murûne-- bil ma’rûfi ve yenhevne anil munker- ve ulâike humul muflihûn Bu ayette ümmed örnekleri görüyoruz en hayırlı ümmed'in şeksiz teslim olmuş ,Allah'a iman eden islam ümmedi =ehli kitap iman edenlerden ve iman etmeyenler ehli kitabtan ve sapmış islam kardeşliğinden kopmuş,uzak kalmış parçalanmış ziyana uğrayanlardır. Ali imran 3/110 Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; ma'rûfu emreder ,münkerden men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.
__________________
De ki: “Ey kâfirler! Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam. Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız. Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz. Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.” Kâfirûn Sûresi |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
ümmet |
|
|