![]() |
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
🥻Kur’an’da Ziynet, Örtünme ve İffet: Başörtüsü Meselesine Kavramsal Bir Yaklaşım
--- 1. Giriş: Tartışmanın Zeminini Belirlemek Başörtüsü meselesi, yüzyıllardır İslam toplumlarında hem bireysel hem de kamusal düzlemde çokça tartışılmış bir konudur. Ancak bu tartışmaların çoğu, Kur’an merkezli olmaktan ziyade, hadisler, kültürel örf, fıkıh yorumları ve mezhepsel yaklaşımlar üzerinden şekillenmiştir. Bu durum, örtünme emrinin özünü şekilden ibaret bir zorunluluk haline getirmiş, ahlaki ve kavramsal yönünü ise çoğunlukla görünmez kılmıştır. Oysa Kur’an, herhangi bir hüküm verirken yalnızca şekilsel uyumu değil, ahlaki niyet, sosyal etki ve toplumsal faydayı da dikkate alır. Kur’an’da geçen örtünme ile ilgili ayetler, salt bir giyim kodu tanımlamaktan çok, iffetli yaşam tarzını destekleyen ve kişiyi toplum içinde saygınlaştıran bir davranış modeli sunar. Bu çalışma, başörtüsü meselesini yalnızca Kur’an’a dayanarak ve kelime-kavram çözümlemesi yaparak yeniden düşünmeyi amaçlamaktadır. Geleneksel söylemin dışında durarak, şu temel sorulara cevap aranacaktır: Kur’an’da “ziynet” nedir ve neyin örtülmesi istenir? “Baş” ya da “saç” açıkça örtülmesi gereken yerler midir? “Humur” ve “cilbab” kelimeleri neyi ifade eder? Dar giyim, süslü örtüler ve moda olgusu Kur’an’ın örtünme mantığına uygun mudur? Örtünme bir sembol mü, yoksa ahlaki bir duruş mudur? Bu sorulara verilecek cevaplar, yalnızca Kur’an ayetleri ve Arapça kavramların semantik (anlam bilimsel) çözümlemeleriyle oluşturulacaktır. Amaç, Kur’an’ın örtünme bağlamındaki ahlaki, sosyal ve kavramsal yönlerini görünür kılmak ve başörtüsünü şekli bir simgeden öteye taşıyabilmektir. --- 2. Ziynet Kavramı: Kur’an’da Ne Anlama Gelir? Kur’an’da örtünme bağlamında temel kavramlardan biri “ziynet” (الزينة) kelimesidir. Örtünmeye dair düzenlemelerin merkezinde yer alan bu kelime, yalnızca takı veya süs eşyalarını değil, aynı zamanda bedenin dikkat çeken veya cinsel çağrışım yapan bölgelerini de kapsayan bir anlam alanına sahiptir. Bu nedenle, ziynet kelimesinin Kur’an’daki kullanımı, başörtüsü gibi tartışmalı konularda belirleyici rol oynar. a) Ziynet’in Sözlük ve Ayet Bağlamındaki Anlamı “Ziynet” kelimesi, Arapça köken olarak z-y-n (ز-ي-ن) harflerinden türetilir ve genel anlamıyla "süs", "güzellik" veya "çekicilik" anlamına gelir. Kur’an’da bu kavram hem maddi hem de mecazi anlamda kullanılır: Maddi ziynet: Altın, gümüş, takı, elbise, güzel nesneler Örnek: > “De ki: Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve rızık olarak verdiği temiz şeyleri kim haram kıldı?” (el-A’râf 7:32) Doğal (bedeni) ziynet: Kadının vücudunda doğal olarak bulunan ve cazibe uyandıran unsurlar (örneğin saç, göğüs, kalça) Örnek: > “Ziynetlerini göstermesinler – ancak kendiliğinden görünen kısmı hariç.” (en-Nûr 24:31) Bu ayette geçen ziynet, kadının süs yerleri anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla, ziynet yalnızca bir nesne değil, bedensel bir varlıktır ve bu bedensel ziynetin açığa çıkarılmaması istenir. b) “Görünür Olan Hariç” İfadesi Kur’an’da ziynetin bir kısmının “görünür olmasına izin verildiği” belirtilir: > “Ziynetlerini göstermesinler; ancak kendiliğinden görünen hariç...” (24:31) Burada iki ayrı kategori ortaya çıkar: 1. Görünmesi doğaldır ve örtülmesi zorunlu değildir: Yüz, eller gibi zaruri açık kalan yerler. 2. Görünmesi iffet algısını zedeleyebilir ve örtülmelidir: Göğüs, saç, kalça, boyun gibi cinsel çağrışım içeren veya dikkat çeken bölgeler. Bu ayrımı belirleyen şey mutlak bir kural değil, örf ve sosyal bağlamdır. Örneğin bir toplumda saç cazibe unsuruysa, ziynet kapsamına girer ve dolayısıyla örtülmelidir. Başka bir toplumda bu böyle olmayabilir. c) Saç Ziynet midir? Kur’an açıkça “saç” kelimesini zikretmez. Ancak yukarıdaki ziynet tanımı bağlamında, eğer saç bir süs ve dikkat unsuru olarak görülüyorsa, dolaylı olarak ziynet kapsamına girer. O zaman örtülmesi, ayetin mantığına uygundur. Yani emir doğrudan değil, kapsam içinden türetilmiştir. Bu yaklaşım, Kur’an’ın şekilci değil, amaç ve anlam odaklı yapısına uygundur. Kur’an örtülmesini istediği şeyin adını değil, niteliğini tarif eder: “görünür olmasın”, “ziynet olmasın”, “fitneye sebep olmasın”, “iffetli olsun.” --- 3. Örtünme ve Humur: en-Nûr 24:31 Ayetinin Anlamsal Tahlili Kur’an’da kadınların örtünmesine dair en açık ifadelerden biri, en-Nûr 24:31 ayetinde geçmektedir. Bu ayet, ziynetin örtülmesi gerektiğini ifade ederken, aynı zamanda “humur” kelimesiyle spesifik bir örtünme biçimini de tanımlar: > “Mümin kadınlara söyle: Gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve ziynetlerini açmasınlar – kendiliğinden görünen hariç – ve başörtülerini (bi'humûrihinne) göğüslerinin üzerine vursunlar (yudnîne)...” a) “Humur” Kelimesinin Etimolojisi “Humur” kelimesi, hamr (خَمَرَ) kökünden gelir ve sözlükte örtmek, gizlemek anlamındadır. Aynı kökten gelen hamr (şarap) kelimesi de “aklı örtme” işlevinden dolayı bu ismi alır. Humur, çoğul bir kelimedir ve “başı örten örtü” (başörtüsü) anlamına gelir. Ancak burada önemli olan, Kur’an’ın humuru nereye örtmeyi emrettiğidir. b) “Göğüs Üzerine Vursunlar” İfadesi Ayette geçen “yadribne bi'humurihinne ʿalâ juyûbihinne” ifadesi, kelime kelime şu anlamdadır: yadribne: vursunlar, uzatsınlar, örtüp kapatsınlar bi'humurihinne: kendi başörtüleriyle ʿalâ juyûbihinne: göğüs açıklıklarının/oyuklarının üzerine Bu ifade, humurun yalnızca başı örtmekle kalmayıp, göğüs bölgesini de kapatacak şekilde kullanılmasını emreder. Bu bağlamda, o dönemde kadınların başlarına örttükleri örtüyü göğüslerine sarkıtmadıkları ve ziynet yerlerini (örneğin göğüs) açık bıraktıkları anlaşılmaktadır. Ayet, bu uygulamayı düzeltmektedir. c) Ayetin Yönelimi: Şekil Değil Amaç Kur’an, örtünün biçimini tarif etmez; örtünün nereye ve nasıl örtmesi gerektiğini söyler. “Başörtüsü takın” demek yerine, var olan örtünün (humur) nereye kapatılması gerektiğine odaklanır. Yani mesele, baş örtüsü takmak değil, ziynet yerlerini örtmektir. Bu bağlamda, eğer saç bir ziynet olarak görülüyorsa, başın da örtülmesi bu ayetin genel mantığına dâhil olur. Ancak asıl emir baş örtüsünün göğüs gibi mahrem yerleri de kapatacak biçimde kullanılmasıdır. Bu, örtünmenin salt bir baş giyimi değil, ziyneti gizleyen ve iffetle ilişkilenen bir tavır olduğunu gösterir. --- 4. Cilbab Kavramı ve Toplumsal Görünürlük: el-Ahzâb 33:59 Örtünme ile ilgili ikinci temel ayet el-Ahzâb 33:59’dur. Bu ayet, özellikle kamusal alanda kadının tanınması ve rahatsız edilmemesi için önerilen bir davranış biçimini tanımlar: > "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: Cilbâblarını üzerlerine salsınlar (yudnîne ʿaleyhinne min celâbibihinne). Bu, onların tanınması ve eziyet edilmemesi için daha uygundur. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir." (el-Ahzâb 33:59) a) “Cilbab” Kelimesinin Etimolojik Anlamı “Cilbab” (جلباب), köken olarak ce-l-b (ج-ل-ب) kökünden gelir ve “dıştan getirmek, kuşatmak, örtmek” anlamındadır. Kur’an'da yalnızca bu ayette geçer. Sözlüklerde “vücudu örten geniş elbise”, “baş ve bedeni saran örtü” gibi anlamlar verilir. Ancak Kur’an bu kelimeyi tarif etmez; yani nasıl bir giyim olduğu değil, ne amaçla kullanıldığı açıklanır. b) “Üzerlerine Salsınlar” Ne Demektir? Ayetin ana fiili “yudnîne” kelimesidir. Bu kelime, “yaklaştırmak, sarkıtmak, salmak” anlamına gelir. Fiil nesnesiyle birlikte şu anlama gelir: “Yudnîne ʿaleyhinne min cilâbibihinne” = Cilbablarının bir kısmını üzerlerine doğru salsınlar. Yani burada söz konusu olan, dış giysiyle vücudu tanınmaz kılmak veya cazibeyi azaltmak değil, toplum içinde saygın ve iffetli bir görünüm kazandırmaktır. c) Örtünmenin Toplumsal Gerekçesi Ayet, örtünmenin gerekçesini açıkça belirtir: “Tanınmaları için”: Yani sıradan, iffetsiz ya da köle kadınlarla karıştırılmamaları için bir kimlik ifadesi. “Rahatsız edilmemeleri için”: Kamusal alanda sözlü veya fiziksel tacizden korunmaları için. Dolayısıyla cilbab, bir ahlaki duruşun kamusal görünürlüğe dönüştüğü iffet simgesidir. Buradaki örtünme, kadını görünmez kılmak değil, görünür kılarken tanınmasını ve saygınlığını korumak içindir. d) Yüz Örtüsü Tartışmaları Bu ayetten yüz örtüsünün farz olduğu sonucu çıkarılmaz. Çünkü ayette “yüzünüzü örtün” denmez. Aksine, Kur’an’ın genel örtünme emri, iffetle tanınma, zarardan korunma ve ziyneti örtme üzerinedir. Yüz, kişiliğin ve kimliğin sembolüdür. Kur’an, tanınmayı örtmeyle değil, örtünerek tanınmayı vurgular. --- 5. Saç ve Vücut Hatları Ziynet midir? Kur’an, kadınların “ziynetlerini açmamaları” gerektiğini belirtirken, ziynetin ne olduğunu doğrudan tanımlamaz. Bu durum, ziynet kavramını her toplumun kültürel bağlamı, cinsel sembollerle ilişkilendirdiği unsurlar ve örtünmenin amacı üzerinden değerlendirmeyi gerektirir. a) Saç, Ziynet Olarak Görülebilir mi? Kur’an'da saç kelimesi geçmez. Ancak ziynet = dikkat çeken ve cinsel anlam taşıyan unsur olarak tanımlandığında, saçın bu kapsamda değerlendirilmesi mümkündür. Özellikle: Kadın saçı tarih boyunca hem erotik hem estetik bir sembol olmuştur. Başın açılması, özellikle uzun ve süslenmiş saçların görünmesi, birçok toplumda cazibe ile ilişkilendirilir. Saç, örtülmediğinde kadının kamusal kimliğini değil, dişiliğini vurgular. Bu açıdan bakıldığında, saç “doğal ziynet” kapsamına girebilir. Bu durumda başın örtülmesi, Kur’an’ın örtünme mantığına uygundur – çünkü örtünme, ziyneti saklama eylemidir. Ancak bu hüküm, evrensel ve mutlak değil, bağlama göre değişkendir. Çünkü aynı Kur’an, “kendiliğinden görünen ziynet hariç” ifadesiyle örtünmede toplumsal örfe alan tanımıştır. b) Dar Giysiler ve Vücut Hatları Kur’an’da giysi biçimi değil, amaç vurgulanır: ziyneti örtmek ve iffetli görünmek. Ancak dar giysiler: Göğüs, kalça, bel gibi bölgeleri vurgular, Kadının vücut hatlarını açığa çıkarır, Bedenin kendisini bir ziynet nesnesine dönüştürür. Bu nedenle dar giysiler, teknik olarak “örtmekte” olsalar da, Kur’an’ın örtünme amacına aykırıdır. Yani “bedeni örtmek” ile “ziyneti gizlemek” aynı şey değildir. Kur’an’ın ölçüsü ikincisidir. c) Süslenmiş ve Gösterişli Başörtüleri Bazı modern uygulamalarda, başörtüsü işlevini yitirerek bir moda aksesuarına dönüşmektedir. Parlak, desenli, dikkat çekici örtüler: Başörtüsünü ziynet haline getirir, Dikkat çeker, bakış toplar, örtünmenin ruhunu zedeler, “Örtünerek teşhir” gibi bir çelişki doğurur. Kur’an, bu tarz bir görünümü değil, sakınılmayı, alçak gönüllülüğü ve iffetli duruşu önerir. Örtünme gösteriş değil, tevazu taşımalıdır. > “Yürürken ziynetlerini gizleyip ayaklarını yere vurmasınlar.” (en-Nûr 24:31) Bu ayetin sonunda yer alan bu ifade, örtünmenin taşıdığı sembolizmi bile teşhir etmemek gerektiğini ima eder. --- 6. Örtünme Bir Kimlik midir, Ahlaki Tavır mı? Kur’an’da örtünme emri, bir giysi standardı koymak yerine, kişiliğin bir tezahürü olarak sunulur. Yani örtünme, bir “kimlik göstergesi” değil, ahlaki bir tavır ve içsel bilinçle bağlantılı bir tutumdur. a) “İffet” Merkezli Yaklaşım Kur’an’da örtünme, doğrudan iffet kavramıyla ilişkilendirilir. Kadının ziynetini örtmesi, kendisini saklaması değil, iffetini görünür kılmasıdır. Ayetlerde geçen ifadeler bunu açıkça ortaya koyar: “…iffetlerini korusunlar…” (en-Nûr 24:30-31) “…tanınmaları ve rahatsız edilmemeleri için…” (el-Ahzâb 33:59) Bu ifadelerden anlaşıldığı üzere örtünme, kadının saygın bir kimlik taşıması, iffetini görünür kılması ve cinsel simge olarak değil, bir özne olarak tanınması içindir. b) Şekil Değil, Şuur Vurgusu Kur’an’ın örtünmeyle ilgili ayetlerinde: Örtünün şekli, rengi, kumaşı gibi detaylar verilmez. Hangi bölgelerin ne kadar örtüleceği sınırları, ziynet ve iffet kavramı üzerinden tayin edilir. Amaç mahremiyeti korumak, eril bakışa nesne olmamak, teşhirden sakınmak ve cinselliği kontrol altına almaktır. Bu durumda örtünme, tek başına bir bez parçası değil, kişinin içsel duruşunun ve ahlaki bilincinin bir tezahürüdür. c) Örtü Bir “Kimlik Üniforması” Değildir Bugün birçok çevrede başörtüsü, dini kimliğin bayrağı, siyasi bir aidiyetin simgesi veya grup aidiyetinin şartı gibi sunulmaktadır. Bu ise Kur’an’ın örtünme anlayışıyla çelişir. Çünkü Kur’an: Örtüyü bir grup ayrımı olarak değil, bireysel ahlaki tercih olarak görür. “Örtündü, demek ki iffetli” gibi bir ezber sunmaz. “Örtünmedi, demek ki iffetsiz” gibi bir hüküm de vermez. Asıl olan görünüş değil yöneliştir. Kur’an’a göre iffetsizlik; arzunun teşhiri, ziynetin gösterilmesi ve sınır tanımazlık ile ilgilidir – başörtüsüzlükle değil. d) Erkekler de Gözlerini ve Organlarını Sakınmalıdır Kur’an örtünme emrini kadınlardan önce erkeklere verir: > “Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır…” (en-Nûr 24:30) Bu, örtünmenin kadına ait bir yükümlülük değil, herkes için bir ahlakî sınır olduğunu gösterir. Kadının bedenini örtmesi kadar, erkeğin bakışını ve zihinsel arzusunu kontrol etmesi de Kur’anî bir emirdir. --- 7. Sonuç: Kur’an’a Göre Örtünmenin İlkesi ve Yorumu Kur’an’a göre örtünme, bir kılık kıyafet yönetmeliği değil, bir ahlakî yönelim, bir kişilik inşasıdır. Bu yönüyle örtünmenin amacı, bedeni kapatmak değil, ziyneti teşhir etmekten kaçınmak, cinselliği sınırlandırmak ve kişiyi saygın bir özne olarak kamusal alana taşımaktır. a) Kur’an’da Örtünmenin Temel İlkeleri Kur’an’ın örtünmeye dair temel ilkeleri şöyle özetlenebilir: 1. Ziynet gösterilmemelidir (en-Nûr 24:31): Örtünmenin amacı, dikkat çeken ve cinsellik çağrıştıran unsurları gizlemektir. 2. Örtü işlevsel olmalı, teşhir aracı hâline gelmemelidir Başörtüsünü sadece takmak değil, göğüs gibi mahrem alanları kapatmak gerekir. (en-Nûr 24:31) 3. Cilbab toplumsal görünürlükte iffeti ve kimliği korur (el-Ahzâb 33:59): Kadınlar, rahatsız edilmemeleri ve tanınmaları için dış örtülerini kullanmalıdır. 4. Örtünme iffetin bir parçasıdır, iffetin kendisi değil İffet; davranışla, bakışla, niyetle ve tutumla başlar. Örtünme bu tutumun sembolüdür. 5. Erkek ve kadın birlikte sorumludur (en-Nûr 24:30): Erkek de bakışlarını ve arzularını denetlemekle yükümlüdür. b) Örtü: Araç mı, Amaç mı? Kur’an’da örtü amaç değil, araçtır. Asıl amaç: İffeti korumak, Teşhirden sakınmak, Cinsel albeniyi azaltmak, Kadın ve erkeği saygın bir sosyal denge içinde tutmaktır. Bu çerçevede, bir başörtüsünün parlak ve süslü olması, dar kıyafetlerin vücut hatlarını teşhir etmesi, hatta örtüyle bile dikkat çekme arzusu, Kur’anî örtünme ruhuna aykırıdır. c) Ne Farzı Ne De Serbestliği Abartmak Kur’an örtünmeyi: Ne tüm kadınlara yüzlerini kapatacak şekilde mutlak ve ayrıntılı bir farz kılar, Ne de örtünmeyi kişisel tercihe indirgenmiş önemsiz bir şey gibi sunar. Aksine, örtünmeyi bir “iffet göstergesi”, “ziynetten sakınma ilkesi” ve “sosyo-ahlaki sorumluluk” çerçevesinde yorumlar. Bu yüzden örtünmenin Kur’anî anlamı, ne bir kumaşa indirgenebilir ne de bireysel vicdanla sınırlanabilir. Örtünme, sosyal ilişkilerin, ahlakın ve cinsiyetler arası dengenin düzenlenmesine dair bir ilkedir. --- https://dersvekuran.blogspot.com/202...iffet.html?m=1 |
![]() |
![]() |
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (22. May 2025) |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
kur’an’da, İffet, ziynet, örtünme |
|
|