hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > MAKALELER(DİNİ ve SİYASİ) > Makaleler

 
 
Seçenekler Stil
Alt 29. March 2009, 06:14 PM   #6
Umar
Uzman Üye
 
Umar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesajlar: 157
Tesekkür: 33
17 Mesajina 28 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
Umar will become famous soon enoughUmar will become famous soon enough
Standart

II. Türkiye’nin Konumu


Türkiye, konumu itibariyle, İslâm ülkeleri ile Batı arasında bir köprü görevi görmektedir. Batının ve Modernitenin meydan okumalarını en derinden hisseden ve yaşayan Türk milleti olmuştur. Ancak, bu meydan okumanın cevabı, henüz verilmiş değildir.


Türkiye, halkının yüzde 98’inin Müslüman olduğu resmî istatististiklerle ifade edilen bir ülkedir. Türklerin Müslümanlığının, yaklaşık 1200 yıllık bir geçmişi vardır. Bu Müslümanlık, ağırlıklı olarak bir Türk olan İmam Maturidî çizgisinde, Sünnî anlayış doğrultusunda şekillenmiştir. Selçuklular’ın, Osmanlılar’ın insanlığa armağan ettikleri muazzam Türk - İslâm medeniyeti, Türk insanının zekasının ve kültürünün İslâm’ın getirdiği inanç sistemi ve dünya görüşü ile yoğrulmasının bir ürünüdür. Bu, oniki asırlık kültür ve medeniyeti doğru anlamadan, Türkiye’nin mevcut problemlerini doğru anlayabilmek ve sağlıklı çözümler üretmek, kanaatımızca biraz zordur.


Alevîlik, Osmanlı siyasetinin, özellikle de, Yavuz Sultan Selim- Şah İsmail mücadelesinin sonucu olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Aleviliğin doğuş süreci iyi aydınlatılmadan, günümüzdeki sorunlarına kalıcı çözüm bulmak pek mümkün değildir. Türkiye’de, mevcut nüfusun yaklaşık yüzde onunu Alevîler oluşturur.


Türkiye’de, din alanında, insanları yüksek amaçlar etrafında toplayabilecek, birlik- beraberliği pekiştirecek güçlü fikirler üretilemediği için, bilgi boşluğu, dinî duyguların istismarını kolaylaştırmıştır. Yüzlerce cemaat, tarikat grupları ortaya çıkmıştır. Bu, devletin geleceğini tehdit eden bir yapılanma biçimidir. Çünkü, bu, bilgiye dayalı, rasyonel temelleri olan bir örgütlenme biçimi değildir.


Türkiye, dinî nitelik taşıyan bazı kendi iç sorunları aşabilmek için, din alanında, aklın ve vahyin ön planda olduğu bir yeniden yapılanmayı başarmak zorundadır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceği açısından, hatta bütün Müslümanların ve insanlığın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.


Türkiye, halkı Müslüman olan tek “laik” bir devlettir. Bu durum, İslâm dini ile ilgili birtakım tezahürlerin, zaman zaman yanlış değerlendirilmesine sebep olmaktadır. Türkiye’deki Fransız tipi laiklik, zaman zaman din karşıtlığı olarak algılanmış; zaman zaman da, laiklik adına din düşmanlığı yapılmıştır. Laikliğin sürekli tehdit altında olduğu şeklindeki ön yargı, hem laikliğin sağlıklı bir zemine oturmasını engellemiş; hem de laiklik adına dine ve dinî değerlere saldırmak isteyenlere fırsat vermiştir.


Türkiye’deki dinî hayatla ilgili bilimsel araştırmalar, maalesef yok denilecek kadar azdır. Her şeyden önce, Türkiye’nin dinî coğrafyası tespit edilebilmiş değildir. Diğer taraftan, Türkiye’deki dinî gruplarla ilgili sosyolojik araştırmalar henüz yapılmış değildir. Kendi araştırmalarımıza ve kişisel gözlemlerimize dayanarak yaptığımız tespitler ise şöyledir: Türkiye’de, İslâm dinini benimsemiş olan halkın çoğunluğu, şifahî kültürle beslenen, herhangi bir dinî gruba, ya da cemaate mensup olmayan, kendi halince namaz, oruç, gibi temel ibadetleri yerine getirmeye çalışan Müslümanlardan oluşmaktadır.


Türkiye’de din alanındaki bilgi boşluğu, tahmin edilebilecek olanın çok ötesindedir. Bu durum, bir kısım insanların bilmedikleri şeyin düşmanı olmalarına yol açtığı gibi, bazı insanların saf temiz dinî duygularının, başta siyasîler olmak üzere, bazı odaklar ve kişiler tarafından acımasızca sömürülmesine, hatta insanların yaşama sevinçlerini yitirmelerine bile sebep olabilmektedir. Türkiye’de dini savunur görünenler de, laiklik adına “dine değil, şeriata” karşı olduklarını söyleyenler de, din konusunda bilimsel nitelikli bilgiden yoksun görünmektedirler. Sorunlara kalıcı çözümler üretebilmek, öncelikle konu hakkında doğru bilgi sahibi olmayı gerektirir.


Türkiye, çok ciddi bir kriz döneminden geçmektedir. Hızlı kültür değişiminin dalgaları oturmadan, tüm dünyanın içine sürüklendiği baş döndürücü sosyal değişme süreci, ister istemez Türkiye’yi de etkisi altına almıştır. Değerler alanı altüst olmuştur. Demokrasi, hâlâ oturmamıştır. Tarih, Türk insanını, insanlığın genel gidişinde etkin roller alma hususunda, bilinçaltından sürekli uyarmaktadır. Mevcut konjonktür, biz yeterince değerlendiremesek de, Türkiye’nin önüne, “yeni bir uygarlık yaratmayı” bile düşündürecek yeni fırsatlar koymaktadır. Bu bakımdan, kriz ortamını, hem bir mayalanmanın sancıları olarak, hem de, olumsuzlukların doygunluk noktasına yaklaşması olarak okumak mümkün görünmektedir.
Türkiye’nin Müslüman ülkeler arasında kendine özgü bir yeri vardır. Bu konuda, Pakistanlı büyük alim, merhum Prof. Dr. Fazlurrahman, 1977 yılında, İslam isimli eserinin Türkçe baskısı için yazmış olduğu önsözdeki tespitleri dikkat çekicidir:


“Müslüman ülkelerinin çoğunda, iyi düzenlenmiş bir İslam eğitim örgütü bile mevcut değildir. Sadece Türkiye, 1949’dan beri insana gerçekten umut veren bir İslam eğitim çerçevesi veya örgütü meydana getirmeyi başarmıştır. Ayrıca Türklerin, Batı kültürü hakkında oldukça yakın, sistemli ve uzun tecrübesi bulunması ve bugün bir bakıma İslamı ‘yeniden keşfetmekte’ olması dolayısıyla bu ülkede İslam Rönesansının zengin ve anlamlı olacağını ümit etmek açısından önemli sebep bulunmaktadır. Çünkü geleceği ilgilendiren köklü meselelerle saklambaç oyunu oynamayıp, bu meseleleri hakkıyla karşılamak için lüzumlu cesarete sahip olmak, Türklerin ulusal karakterinde yerleşmiş bir unsurdur. Muhammed İkbal’in de ümit ettiği gibi, Türkiye’nin bir kez daha yeni ve semereli bir İslam Rönesansının öncüsü olduğunu ispatlaması pekâlâ mümkündür”. (Fazlurrahman, İslam, çev. M. Aydın- M. Dağ, İst. 1992, XXXXVI.)
__________________
Düşünüp, tutabilmek adına; 'oku'mak !
Umar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Bookmarks

Etiketler
anlayışı, din, hasan, hurafeler, islam, onat, türkiyede, yaşam


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:36 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam