hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HADİS ve SÜNNET > Hadis Araştırmaları

 
 
Seçenekler Stil
Alt 6. April 2009, 10:11 AM   #8
Umar
Uzman Üye
 
Umar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesajlar: 157
Tesekkür: 33
17 Mesajina 28 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
Umar will become famous soon enoughUmar will become famous soon enough
Standart

Görüldüğü gibi, peygamberden açıklama isteyenlere "ALLAH" gerekli açıklamayı yapmıştır.O'nun(peygamberin) açıklaması ise bu ayeti okumaktan (tebliğden) ibarettir. O'nun bunun ötesinde hüküm koyucu bir izah getirmesi mümkün değildir. O sadece bir elçidir,ALLAH'ın ortağı değil!.. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.(18:26) 15- Böyle iken, âyetlerimiz, kesin birer belge olarak kendilerine okunduğu zaman, o bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir." dediler. De ki, "Onu kendiliğimden değiştiremem, benim açımdan bu olacak bir şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım." 16- De ki, "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?"(yunus suresi) ALLAH peygamberine, aldığı vahyi yani Kur'an ayetlerini insanlara okumasını, onların tepkilerinden çekinerek gizlememesini emretmiştir : 37- “Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açıklayacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisinden çekinilmeye daha lâyıktı”(33:37). 39- “Onlar(peygamberler), Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve O'ndan korkarlar, Allah'tan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak da Allah yeter”(33:39). 16- Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz." 17- "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir"(36:16-17). 48- “Ey Muhammed! Eğer onlar yüz çevirirlerse bilsinler ki, biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğdir” (42:48). 20- “Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir” (3:20).

Diğer yandan Ehli kitaba da "ALLAH'ın vahiylerini(ayetlerini) açıklamaları" emredilmiştir.Bu emirden murad edilen şey, hiç şüphesiz ALLAH'ın ayetilerini olduğu gibi insanlara okumaları ve işlerine gelmeyen kısımları saklamamalarıdır. Yoksa ayetleri tefsir etmeleri yada yeni hükümler ortaya koymaları değildir:

“İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri, insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya! mutlaka onlara Allah lanet eder”( 2:159). “Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz." diye söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştiler” (3:187). 15 - “Ey kitap ehli! Kitaptan gizlemiş olduğunuz şeylerin çoğunu açıklayan, çoğundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi. Ayrıca size, Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap da gelmiştir” (5:15).

Bu son ayette, kitap ehlinin menfaatlerine aykırı gördükleri bazı ayetleri insanlardan gizlediklerini,ancak sadece ALLAH rızasını düşünen peygamberin, insanları bu ayetlerden haberdar ettiğini anlıyoruz. Peygamberin tebliğ anlamı dışında bir açıklama yaptığını iddia etmek, ancak Kur'an'ı ve gerçeği çarpıtmaktır. İstisnasız tüm Kur'an, elçilerin sadece aldıklarını aynen bildirmek manasında bir açıklama yapmakla mükellef olduğuna dair delillerle doludur. Hadiscilerin savunduğu manada Kur'an'ı açıklamak iddiası aynı zamanda mantıksızdır da.Çünkü Kur'an'ın kendisi zaten bir açıklama'dır. Açıklamanın açıklaması olmaz. Ancak bildirilmesi olur ki, bu da tebliğdir. Kur'an, ALLAH'ın yaptığı en mükemmel açıklamadır ve artık, O'nun sözü üzerine söz söylemek kimsenin haddine değildir :

“…Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar” (2:187). “…Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz” (2:219). “…Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar” (2:221). “…İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor” (2:230). “Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür” (3:138). “Meryem'in oğlu Mesih (İsa), sadece bir peygamberdir.

Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!” (5:75). “Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz” (6:55). “(De ki) Allah, size Kitab'ı (Kur'ân'ı) açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım?” (6:114). “Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar” (6:154). “O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar” (10:5). “Bu Kur'ân, Allah'dandır! Başkalarının iftirasından beridir, lâkin kendinden önceki kitapları tasdik eder ve o kitabı ayrıntılı olarak açıklar” (10:37).

Daha fazla örnek vermeyi gereksiz buluyoruz ve burada kesiyoruz. Dileyen Kur'an'ı inceleyerek onlarca başka örnek bulabilir. Peygamberin Kur'an'da olmayan hükümler koymak suretiyle Kur'an'ı açıkladığı ve dolayısıyla ALLAH'ın eksik bıraktığı bir işi tamamladığı, ancak yalandır ve cehalettir.Tüm Kur'an da buna şahittir...) (M.B.)

Dördüncü iddia: "Peygamber'deki Örnek" Peygamberde takip edilmesi gereken güzel bir örnek olduğu ve bu örneğin de onun sünneti olduğu, gelenekçilerin en son argumanını oluşturmaktadır.Onların bu konudaki delilleri ise: "ALLAH 'ın elçisinde sizin için iyi bir örnek vardır"ayetidir. diğer bir ayet de : "Sen şüphesiz büyük bir ahlak üzerindesin" Gelenekçiler bu ayetlerden şu sonucu çıkarmaktadırlar:"ALLAH'ın elçisi mükemmel bir insandı ve o her alanda takip edilecek en güzel örneği sergilemiştir."Hadis bilimci M.M Azami: Eğer Peygamberi toplum için bir model kabul edersek onun davranış tarzı her halûkârda takip edilmelidir" der.Modern din bilimcilerden Prof.Fazlur Rahman'da peygamberdeki davranış örneğinden bahseder;Bununla birlikte yukarıda verilen 33:21 ayetinin bağlamına bakarsak, burada Peygamberin hal ve hareket tarzının tümünden değil ancak, ALLAH'a ve zafere olan inancından bahsedildiğini görürüz.

Yine bu ayet İnananların inançlarının sarsıldığı Hendek savaşı ile ilgili bağlamda yerleştirilmiştir.Bu yüzden onun her alanda iyi bir örnek olduğu gibi bir sonuca varmak yanlış olur.Burada bahsedilen şey ancak Peygamberdeki samimi ALLAH inancı ve Kur'an'a olan bağlılığıdır.Güzel örnek olarak ifade edilen bu durum esas olarak kişisel davranıştan ziyade zihinsel moral ve ruhsal bir haleti anlatmaktadır. Yine başka ayetlerde aynı tabir İbrahim Peygamber içinde kullanılmıştır. Sıkı bir tek tanrı inancı bağlısı(Hanif) olan İbrahim, bu yönüyle daima güzel bir örnek olarak gösterilmiştir. 60.sure 4.ayet bu durumu açıklar:

“İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için "güzel bir örnek "vardır.Onlar kendi halkına"biz sizi ve ALLAH'ın yanında uydurduğunuz putlarınızı benimsemiyoruz" dediler.Biz sizi reddiyoruz ve siz de ALLAH'a tek olarak inanıncaya değin bizimle sizin aranızda ancak düşmanlık vardır." Yukarıda geçen güzel örneğe bakarsak, bunun ancak kişinin inancındaki samimiyeti,kararlılığı ideolojik duruşu ve bu uğurdaki mücadele azmi olduğu görülür.Bu da, Kur'an'ın kendi kendini açıklamasına iyi bir örnek olarak değerlendirilebilir.ALLAH'ın müslümanlardan, elçisinin kişisel davranış biçimini takip etmelerini istediğini düşünmek mantıksızdır ve Kur'an'a uygun değildir.Çünkü kişisel davranış kalıpları adetler,eğitim,kişisel eğilimler ve yetiştirilme tarzı gibi pekçok farkı etmen tarafından belirlenir.Gerçekte Peygamberin yeme, içme ve giyim tarzı, zamanının diğer insanlarından,ki bunun içine yahudi ve hristiyanlar da dahildir,çok da farklı değildi.

O eğer arabistan değil de bir başka ülkede yaşamış olsa idi ,o topluma uygun bir yaşantısı olacaktı.Bunlar, kişisel ve kültürel tercihlerdir ve dinin ile ilgi alanı değildir.Yine, peygamber kullandı diye bugünün modern silahlarını terkedip kılıç yada ok kullanacak değiliz.Tüm bu bilgilerden anlaşılması gereken, peygambere uymanın Kur'an'a uymak olduğudur.Çünkü o da ancak bunu yapıyordu. Bu sebeple Kur'an'ın sadece genel prensipleri ortaya koyduğu ve hadislerin onu açıkladığı iddiası, ancak “bir yanlış yorumlanma" dır.
__________________
Düşünüp, tutabilmek adına; 'oku'mak !
Umar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Bookmarks

Etiketler
gerçeği, hadis, hurafe, hureyre, islamın, pavlusu, sünnet, yozlaşma


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:26 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam