![]() |
|
![]() |
#1 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 52
Tesekkür: 15
19 Mesajina 33 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() |
![]()
Bana göre, Kuran'da namaz ile ilgili ayet yok. Bazı değerli ağabeylerimin ilgili olarak belirttikleri Araf 55 'de namaz ile ilgili değil.
|
![]() |
![]() |
bob Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | aşık74 (27. May 2010) |
![]() |
#2 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
![]() Bende yaklaşık 2-3 aydır okuyor okuyor ve araştırıyorum. Varda diyemiyorum, yok da diyemiyorum ![]() Ama hala araştırıyor ve okuyorum. Var veya yok demek için kalbimin tatmin olması lazım,daha hala kalbim tatmin değil. Şu an sanki açık denizde ,yolunu arayan , bir gemi gibiyim.Bir sağa bir sola sürükleniyorum... Rabbim benim ve hepimizin sürüklenmelerini kendi doğru yoluna çıkarır inşaallah.. Selamlar .... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
![]() Kur'an da namaz ile ilgili ayet yok ise,şu an namaz kılan kardeşlerimiz,kur'an dışı bir hareket yapmış olmuyormu peki ? Sevgili bob, yukarıdaki yazından , şu çıkarımı yapabilirim ! Kuranda namaz ile ilgili ayet yok ise, demekki şu an yapılan şekilsel namaz ritüeli de yok !!! Doğrumuyum ? Rabbim rızası için beni yanlış anlamayın,bu yazdıklarımı kinayeliğine yazmıyorum. Birileri çıkar,benim gibi bir cahili aydınlatır diye yazıyorum. Selamlar sevgiler... |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 34
Tesekkür: 1
14 Mesajina 15 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Allah Resulü (S.A.V.) Kurandan ayrı olarak değerlendirildiğinde işte böyle enteresan noktalara çıkabilirsiniz. Şimdilik namaz gitti. Mübarek resulün kuranı en iyi şekilde anlayıp uyguladığından bir müslümanın şüphesi olamaz herhalde. O mübarek nebi (S.A.V.) rabbü aleminin koruması altında, en güzel bir ahlak üzere olarak ve en güzel bir örnek olarak islamı yaşamış ve bize örnek olmuştur. Namaz o nasıl kılıyorsa öyle kılınır. Oruç o nasıl tutuyorsa öyle tutulur. Zekat o nasıl veriyorsa öyle verilir. Hac o nasıl yapmışsa öyle yapılır.
Bir an için kendimizi sahabe yerine koyalım. O kutlu devirde o mübarek resulün(S.A.V.) dizi dibinde olduğumuzu hayal edelim. Namaz ayetleri geliyor. Rekat yok nasıl kılınır yok. Rabbul alemin diyorki kılın. Mübarek resul(S.A.V.) o emri üzerine kalkıyor namaz kılıyor. Siz nasıl kılardınız? Mübarek resul diyor ki namazı böyle kılacaksın. Siz ne derdiniz? Bir müslümanın Allah resulünün(S.A.V.) emrine uymaması düşünülebilir mi? O mübarek nebinin emri (kavli olanları) direkt olarak farz olur. Allah resulünün(S.A.V.), Allah'ın(C.C) rızası dışında bir emri hiç olur mu? Olabilir mi? Ayet meali: Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. (Ahzab Suresi 36. ayet) (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır. (Cin suresi 23. ayet) Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim." Ehl-i kitaba ve ümmilere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de. Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir. (Ali İmran Suresi 20. ayet) (Resulüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Ali İmran Suresi 31. ayet) (Resulüm!) De ki: "İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim." (Yusuf Suresi 108. ayet) Hülasa: Din Allah Resulünün(S.A.V.) yaşadığı dindir. Onun yaşadığı şekilde yaşanır. İbadetler onun yaptığı şekilde yapılır. Namaz o nasıl kıldıysa öyle kılınır. Kullukta Allah Resulünü(S.A.V.) geçmeye çalışmak abesle iştigaldir. O müminler için en güzel örnektir. En iyisini Allah(C.C.) bilir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Selamlar kardeşim,cevabınıza teşekkür ederim. Üstteki gibi yazmışsınız ! Bilindiği üzere ilk gelen ayet ler alak suresi ile başlıyor ! Acaba ilk inen sure olan , alak suresi indiğinde , peygamberimiz nereden biliyordu namazın kılınışını da , engelleniyordu ? Sizce gerçekden , peygamberimizin engellendiği davranış namazmıydı ? Benim anladığıma göre , engellendiği davranış namaz değil!! Çünkü ortada namaz ile ilgili ayet ler yokki , peygamberimiz namaz kılsında,sonra engellensin !! ayet leri vereyim : Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla. 1. Yaratan Rabbinin adiyla oku! 2. O, insani bir asilanmis yumurtadan yaratti. 3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. 4. O Rab ki kalemle (yazmayi) ögretti. 5. Insana bilmedikleri seyi ögretti. 6. Gerçek su ki, insan azar. 7. Kendini kendine yeterli gördügü için. 8. Kuskusuz dönüs Rabbinedir. 9. Gördün mü su men edeni, 10. Namaz kilarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)? 11. Gördün mü, ya o (Peygamber) dogru yolda olur, 12. Yahut takvâyi emrediyorsa? 13. Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanliyor ve dogru yoldan yüz çeviriyorsa! 14. (Bu adam) Allah'in, (yaptiklarini) gördügünü bilmez mi! 15. Hayir, hayir! Eger vazgeçmezse, derhal onu alnindan (perçeminden), yakalariz (cehenneme atariz). 16.O yalanci, günahkâr alindan (perçemden), 17.O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarini) çagirsin. 18.Biz de zebânîleri çagiracagiz. 19.Hayir! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnizca O'na) yaklas! Selamlar... sevgiler... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 52
Tesekkür: 15
19 Mesajina 33 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() |
![]() Alıntı:
Yanılma hakkım saklı olmakla birlikte; Evet. Kuran'da şekilsel namaz ritüeli yok. Namaz kılanlar Kuran'da "mutlaka yapın" denmeyen bir ritüeli uyguluyorlar. Ama, bu onların yaptığını haram, günah ya da kötü yapmıyor. Arayışta olan bizler, bir yolculuk içerisindeyiz. Amaç, mutlak hakikate ulaşmak değil, yolda olmaktır. Önceki iletimde sorduğum sorular hakkında düşündünüz mü? Belki faydası olur. |
|
![]() |
![]() |
bob Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (31. May 2010) |
![]() |
#7 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun Aleykum! Değerli Bob Kardeşim!
Alıntı:
İnsanların kullandıkları sözcüklere yükledikleri anlam vardır. O sözcük duyulunca zihinde onunla ilgili yüklenen kavram anlaşılır. Çok okuduğunu araştırdığını biliyorum. Bu yazıları okuyanlar için pekiştireç olabilir düşüncesiyle de yine yazıyorum. "Namaz" diyoruz. Aslı Türkçe bir sözcük değil. Farsça dilinden geçmiş. Farsçadaki anlamı “Namaz” sözcüğü Hindçe'den Farsça'ya, Farsça'dan da Selçuklular döneminde Türkçe'ye geçmiştir. Farsça'daki ilk anlamı, “ateş önünde saygıyla eğilmek” demektir. Sanskritçe, “saygı sunmak” anlamına gelen namaste kelimesinin Farsça'ya geçmiş şekli olması muhtemeldir. Bu kelime de, “selam vermek” anlamına gelen nam kelimesinden türemiş olmalıdır. Hem nam [selam] ve hem de namaste [saygı sunmak] günümüz Hind kültüründe de görülebileceği üzere “eğilerek” yapılan bir fiildir. "Namaz” sözcüğünün Farsça'daki bu “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı, Arapça ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala/sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Bunu da Rabbimiz şu âyetiyle emretmiştir. Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez. (A‘râf/55) Âyetin orjinalindeki تضرّعاً[tezarru‘an] ifadesi, ض ر ع[d-r-a] kökünden türemiş “tefe‘ul” babından bir sözcüktür. Kök sözcüğün anlamı “zillet ve tevazu göstermek”tir. Tazarru‘an sözcüğü, kalıp ve cümledeki “hal” ögeliği itibariyle “zillet üstüne zillet, zillet üstüne zillet” [alçala, alçala, alçala alçala] demektir. Âyetin orjinalinde yine و[vav] bağlacıyla cümlede ikinci “hal” konumunda bulunan hufyeten sözcüğü, h-f-v kökünden türemedir ve ezdâd'dandır. Yani, iki zıt anlamı da içeren bir sözcük olup “açıkça göstererek, parıl parıl parlatarak” ve “gizleyerek” demektir. Bu durumda âyetten her iki mana da anlaşılmalı ve her iki hal ile de bu görev yapılmalıdır. Biz de önce dua hakkında bilgi verdikten sonra tazarru ile yapılan duaya [namaza] geçeceğiz. DUA: İnsan kişiliğindeki zaafların yol açabileceği kaymaları önlemek için olsa gerektir ki, ilâhî dinlerde, insanda yaratılıştan var olan dinî yöneliş duygusunun mümkün olduğu kadar canlı ve etkili bir hâlde bulunmasını sağlayacak bazı davranışlar görev hâline getirilmiştir. Bu davranışlar, yapılması zorunlu kılınan ibadetlerdir ve özellikle de ibadetlerin özü olan duadır. Dua ile insanın bilhassa refahta ve rahat ortamda iken Allah'ı hatırlaması öngörülmüş, böylece bencil isteklerine kapılmasının engellenmesi hedeflenmiştir. İbadet ve dua sayesinde Allah'a yönelme güdüsünü canlı tutan insan, Allah'a boyun eğmekten [kulluktan] hiç çıkmayacağı gibi, bu şekilde gösterdiği küçülme ve saygı da Allah'ın rahmet ve bereketinin hep onun üzerinde kalmasını sağlayacaktır. Böylece ilk bakışta insanın Allah'a doğru bir yönelişi olarak görünen dua, Allah'ın rahmet ve şefkatini celbetmek sûretiyle Allah ile kul arasında karşılıklı bir ilişkinin başlangıcı hâline dönüşecek, bir başka boyut kazanacaktır. Bu sebeple dua, kulluğun en ileri mertebesi ve ibadetlerin özü ve en önemlisidir. Rabbimiz kulun ancak duası ile değer kazanacağını bildirerek duanın önemini şöyle vurgulamıştır: De ki: “Duanız olmasa Rabbim size kıymet verir mi ki de siz kesinkes yalanladınız? Artık size o kaçınılmaz olacaktır.” (Furkân/77) Allah ile kul arasındaki böyle bir ilişkide bir vasıtanın olamayacağı ortadayken, aracısız yapılacak duaların Allah tarafından kabul edilip edilmeyeceği hakkında Peygamberimize soru sorulmuş olmalı ki, Rabbimiz bu sorulara, dua edenlere çok yakın olduğunu ve onların dualarına karşılık vereceğini bildiren âyetlerle cevap vermiştir: Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi. (Mü’min/60) Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman, biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O hâlde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve bana inansınlar. (Bakara/186) Yüce Allah, kuluna cevap vermek için ondan sadece Kendisine başvurmasını istemektedir. İnsanın Allah'a başvurması için pek çok sebebi olabilir. Bu sebepler hayranlık, hamd, şükür olabileceği gibi, herhangi bir şeye ihtiyaç, korkulandan kurtulma ve yapılan hataların bağışlanması isteği de olabilir. SÖZCÜK ANLAMI: Dua, “da’vet” ve “da’va” sözcükleri gibi mastar olup “çağırmak, seslenmek” demektir. İslâmî terim olarak “dua” ise, “yaratıklardan alâkayı keserek Allah'a yönelip O'ndan hayır istemek [hayır istemek için O'na yakarmak]” demektir. Dinlerdeki duaların; içerik ve biçimleri değişik olsa da, asıl olan dua yalvarıp yakarmaktır. Çünkü insan, kendisinden daha üstün olan bir varlıkla irtibat kurma ihtiyacı duyar. Bu sebeple, dua ederek varlığını kabul ettiği o Yüce Güç karşısında duyduğu saygı ve ümit hislerini açıklar, böylece bu ihtiyacını en üst seviyede karşılayarak gönlü huzura kavuşur. Dolayısıyla dua, Allah ile O'na inanan ve hâlini arz edip O'ndan niyazda bulunan kul arasındaki yakın ilişkinin nişanesi olan bir konuşmadır. Zaten bu sebeple duaya “münâcât” [Allah ile gizliden ve ruhsal konuşma] adı da verilmiştir. Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz) Hakk'a giden yolda HAkk'ın vahyiyle olabilmek dileğiyle. Kusursuzluk sadece AllaH'A mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen AllaH'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
namaz, rekatları |
|
|