![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Aslında bizde kimseyi bir yere çağıramayız ne haddimize.
Tam aksine keşke beni çağırsalar, yol gösterilmeye kendimin daha çok ihtiyacı var ve rabbime hep beni doğru yola ilet ordan ayırma diye dua ediyorum. Dualarımı işiten rabbim bir kaç felsefi din dışı oluşumun ardından sonunda kuranı anlayabileceğim bir yol nasip etti. Şeyh denilen kişi Allaha kimi hangi hakla çağırır? eğer elinde imkan olsa Allaha ulaşmak için kendileri yol ararlardı. Ha ama kendisine çağırır, Allahla kandırılanların basamağıda bu zaten. Tıpkı tefeci gibi sana önce biraz iman pompalar, zaten arayıştasındır çünkü bu yüzden ordasın, 2-3 ayetten birkaç hadisten okur sonra elindeki avucundaki tüm imanını alır birde bakmışsın ki kuranın bahsettiğinden apayrı bir yol tutmuşsun.Şeyh eğer fırsat bulsa Allaha ulaşmak için kendisi yol arardı. Yani bizde kimseye yol gösteremeyiz yada Allaha çağıramayız, ancak belki Allahın rızasına kavuşuruz umuduyla sünnet gereği bildiklerimizi paylaşırız. İmana getirme ibi bir özelliğimiz yok, iman Allahın işi. O tarikatçinin vicdanına öyle sancılar verirki sonunda doğruyu zorla gösterir, Allah samimi kullarına doğru yolu kesinlikle gösterir. Eğer doğruyu bulamıyorsa o kulun samimiyetinde ben inanmam, bu nedenle tarikatçilerin samimiyetine inanmıyorum. onlar hakikaten rab yerine koyduklarına tapmıyorlar, ahirettede bu sözle araları ayrılacak, siz bize zaten tapınmıyordunuz kendi heveslerinize tapıyordunuz denilecek. Samimi olan kul hakikati araştırır, ve gerçekten tutarlı ayetleri görünce direk secde eder. Buradan ne söylesek boş. Ayetlere secde edicek samimiyet olmadıktan sonra heleki kendi şeyhine bile samimiyetle inanmadıktan sonra yani Allah bir kere doğru yolu nasip etmedikten ve o kişiyi sapıklıkta bıraktıktan sonra, akşama kadar konuş onun hali soluyan köpeğin haline benzer. üzerine varsanda bir varmasanda. dilini çıkarmış sadece solur. onlar sapık fikirlerinde bocalar halde bulunur. Kimse kimseyi bir yere çağıramaz. Ancak bildiklerini paylaşarak insanların yararlanmasını ve istifadesini sağlar ki buda rahmet ummaya layık bir ameldir. O bilgiye vesileler açarak Allah ulaştıracaktır. Bir yere çağıran kişiye teslim olmak kuranda yasaklıdır zaten. hakkında delil indirmediğim şeyin peşinden koşma diyor Allah. Yani seni bir yere çağıran davet edene uymadan onu bi ölç biç delil ara. yok körü körüne bağlanırsan ve sorgulamazsan kusura bakma birde üstelik müslümanlara bilmeden saldırırsan evah işte o zaman yandı gülüm keten helva. Biz peşine takıldığımız kimseleri ölçdük biçtik çok şükür, akıl mantık ve vahiy yolumuzu aydınlattı, inşallah o nur sönmez de karanlıkta kalmayız. Allah kuranı en saf ve berrak haliyle çevirip istifademize sunanlardan razı olsun. |
|
|
|
| hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. June 2010) |
|
|
#2 |
|
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 34
Tesekkür: 1
14 Mesajina 15 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Soru : Mürşit dediğiniz evliyadan sayılan beşer kişi; Allahla kul arasında bir vasıta değil midir? (yani allaha yakınlaştırmıyor mu)
Cevap : Mürşit evliyadan olması şart değildir herhalde. Allah'la kul arasında bir vasıta nasıl olsun. Kesinlikle değildir. Allah'a kimsenin kimseyi yakınlaştırmaya gücü yetmez. Kasas Suresi 56. Ayet :" (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir. " Mürşit eğer bir bilgisi varsa ve Allah'a giden yollar konusunda ehil ise müridini bu yola sevk eder. Bu yol başarılı bir yol mudur değil midir Allah bilir. Eğer mürşid iyi değilse ve cahillerden ise vereceği akıl da bir işe yaramaz. Mürşid bu manada bir öğretmen gibidir. Sadece tebliğ eder, anlatır. Gerisi öğrencinin işidir. Soru : Mürşit Allaha ayna değil midir? Cevap : Hayır nasıl olsun. Tam cümledeki manasıyla hangi beşer bu tip bir şeye soyunabilir. Fesubhanallah. Ama şu manada kullanılıyorsa, mürşid öyle güzel bir müslümandır ki görüldüğü anda Allah akla gelir deniyorsa bu doğrudur. Niye olmasın. Hemen her müslüman görüldüğü anda Allah'ı hatırlatır. Soru : Mürşitin Allahtan ayrısı gayrısı yok mu? Cevap : Mürşide insan üstü bir konum yüklemek uygun değildir. Mürşid eğer salihlerden ise ve Allah'ın veli kullarından ise ne mutlu. Allah çok yüce ve uludur. Kimseye ve hiçbirşeye muhtaç değildir. Herşey ve herkes ona muhtaçtır. İnsanlar arasında üstünlük ancak takava iledir. Onu da insanlar bilmez. Hülasa; Şahsen pek çok tarikatı yakinen bilirim. Genelde alt kesimle hiç muhatap olmadığım için sizin bu anlattığınız şeylere şahit olmadım. Yakinen bildiğim tarikatlerin hocaefendilerinden Kurana azcık bile aykırı hiçbir şey duymadım. Tarikatin özüne hakim olmayan insanlar, eğer bir de cahil ise neler neler söylerler. Bu her kesim de böyledir. Cehalet insanlara neler yaptırır. Amma hakikatte böyle değildir. Rabıta bir yöntemdir. Tarikat mensupları bu islam için şarttır demezler. Kuran da vardır da demezler. Daha önce anlattığım şekilde sadece bir yöntemdir. Başarılıdır değildir ayrı konu. Sonuçta insanlar Allah'a yaklaşmak için pek çok yöntemler denerler. Hepsi Kuran'da aynen yoktur. Kuran güzel amelden bahs ediyor. Nefis terbiyesinden bahs ediyor. Bunları gerçekleştirmek her müslümanın görevidir. Bunun için Kuran'a aykırı olmamak kaydıyla pek çok yöntem denerler. Sonuç olarak Şeriatta helal-haram-mübah-farz gibi kavramlar vardır. Mübah olan davranışlar sınıfından herşey yapılabilir kimse bundan dolayı dinen ayıplanamaz. |
|
|
|
| myro Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. June 2010) |
![]() |
| Bookmarks |
| Etiketler |
| bir, daha, dışının, ibn arabi, tarikat, vahdet-i vücud |
|
|