hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Mezhepler ve Tarikatlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 6. January 2011, 04:04 AM   #1
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum benimde anladığım şudur Rabbim HAK Teala Kuranda genel hükümler belirlemiştir.Misalen Hamr gibi.Şimdi hamr sıfatına hangi içecekler girer bunu ALLAH Rasulu a.s açıklamıştır.
Allahın serbest bıraktığı konularda hangisinin daha faziletli olduğunu ALLAH Rasulu a.s açıklamıştır.
Sevgili kardeşim Hamr akıl örtücü demektir. Buna içki de girer uyuşturucu da girer zikir adı altında yapılan saçmalıklar da girer. Aklımızı örten yani sağlıklı düşünmemizi engelleyebilecek her şeyden uzak durmalıyız. Ayrıca bunun azı çoğu olmaz. Uzan durmamız gerekiyor derken TAMAMEN uzak durmamız gerekiyor demektir çünkü yasak olduğu açıkça yazıyor muhkemdir.
Eğer sizin dediğiniz gibi olsa üç alim bir araya gelir "bu konuda hadis yok" der esrarı serbest bırakır, meditasyonu serbest bırakır hatta kimisi zikir ayinlerini teşvik eder öbürü de metalcilerin kafa sallayıp kendinden geçmesine caiz der bir başkası da dönerek kafa bulmayı Allah yolu diye yutturur vb. Bu işin sonu olmaz. Bana göre söz konusu ayet açık ve nettir.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Namazda ayakta durulacağını ALLAHU TEALA bildirmiş edeben el bağlanmasını ALLAH RAsulu belirtmiştir.
Yani Kurandaki hükümleri anayasa gibi görürsek Sünneti nebeviyide anayasa maddelerinin fırkaları gibi anlayabiliriz.
Allah Allah peki peygamber nereden öğrenmiş el bağlanması gerektiğini? kendi mi karar veriyor bu işlere? Allahın bir emri varsa vardır. Yoksa yoktur. Bazen Allah yapılması gerekeni, zaten yapıldığı için söylememiş, meşru kılmıştır. Örneğin hacdaki kurban.

Yahudiler de öyle namaz kılıyorlar hatta ellerini bağlıyorlar. Onlar da peygamberimizden mi öğrenmişler? Belki de biz onlardan öğrenmişizdir, olamaz mı?

Bir bakın bakalım nasıl kılıyor yahudiler:

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.




Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen başka türlü hüküm verirsin diğeri bir başka.
YAda başörtüsü meselesindeki gibi.
Bakın nisa süresi 31 ayette sanırım humurihi kelimesi geçer oda mastar olarak hamr kökenlidir.
MAnasıda baş örtüsüdür.
HAlbuki Yaşar Nuri özTürkün baş örtüsüyle alakalı fetvasını okudum.
Humurimi hamr kökenli olup manası şarapdır diyor.YAni baş örten manasını kaldırıp şaraptır diyor bu sebeble burada baş örtüsü manasına alınamaz deyip başın açık olmasına hükmediyor.
Halbuki ALLAH Rasulunden gelen rivayetlerde başörtüsü sabittir.
Sevgili kardeşim sorun Miralay kardeşimin dediği gibi oradaki kelimenin başörtüsü mü örtü mü olduğu sorunu değildir. Bu göz boyamadır. Asıl sorun orada başın örtülmesi emrinin olmayışıdır. Yani bir cümlede başörtüsü geçmesi ile başın örtülmesinin emredilmesi arasında dağlar kadar fark vardır.

Size bir örnek vereyim:
Örneğin Allah orada erkeklere emretseydi, yani şu anki Arap erkeklere emretseydi, tabi ki ayetin muhatabı olan Arapların başlarına taktığı örtüyü kullanarak emredecekti. (o arapların başlarına taktıkları halkalı örtünün ismini bilmiyorum şimdilik adına XX diyelim. birisi söylerse mesajımı düzenlerim) Orada Allah deseydi "Ey erkekler. XX'lerinizi yakanızdan fışkıran göğüs kıllarınızı örtecek şekilde koyun" deseydi burada emir göğüs kıllarının gizlenmesi midir yoksa özellikle XX kullanılması mıdır? Eğer böyle bir ayet olsaydı tüm dünyadaki müslüman erkekleri Arapların başına taktığı Araplara özgü o halkalı başlıktan takmak mı zorundaydı? Emir diyor ki göğsünüzün kılını örtün diyor siz de diyorsunuz ki hayır Allah orada XX takmamızı emrediyor. Anlayış farkı buradan kaynaklanıyor bence. Bana göre başın örtülmesi emri yoktur. Başörtüsü bana göre kültüreldir "dini" değil. Bu kültürel ve tarihi gerçekleri de bilmek için rüyaya yatmak yetmez biraz araştırmak lazımdır bilim lazımdır. Ben bayan olsaydım ve Türkiyede yaşasaydım normal başım açık gezerdim. Abdest uzuvlarım gözükürdü ve abdest uzvuma kollarım da dahildir başım da dahildir. Ama Arabistana gitseydim orada yaşayacağım zaman oranın kültürel yapısına uygun giyinirdim yani kapanırdım. Orada o şekilde kültürü olan bir yerde kısa kollu gezseydim bu teşhircilik gibi olurdu. Tabi isteyen o şekilde anlar ve kullanır bu insanın kendi isteği ve anlayışı ile ilgili bir şeydir ben saygı duyarım. Bu tartışma konusunda aşırıya kaçıp başörtüsü düşmanı olanları da kınıyorum. Kendi seçtikleri giyimlerinden dolayı başörtülü insanları üniversitelere almamak da insanların zorla başını kapatmak kadar büyük bir zulümdür. Çünkü Allahın bu konuda bir emri veya yasağı mevcut değil. Bu alakasız bir şeyden bahseden ayete dayanarak başörtüsü kullanan veya kullanmayan insanın dinini namusunu yarım göstermek zulümdür.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum senin taşıdığın aklı yaşar nuride taşıyor bende taşıyorum.Bende düşünüyorum araştırıyorum sende yaşar nuride buna rağmen ortaya belki 3 farklı belkide 1.5 milyar ayrı görüş çıkıyor.Bu durumda 4 mezheb arasında çelişki adı altında kötülenen mezheb bilincinin yerine 1.5 milyar mezheb ortaya çıkıyor.TAbiki ben demiyorum.Bir mezhebin bütün fetvaları doğrudur.Lakin Kuran ve ALLAH Rasulune s.a.v isnad edilmiş rivayetler çizgisinde ele alınan görüşlerin yukarıda saydığım sebeblerden dolayı daha sağlıklı daha birleştirici olacağını düşünüyorum.
Sevgili kardeşim bazı insanlar "ayrılık rahmettir" sözünü kendi Kurana aykırı fikirlerindeki meşruluklarını ilan etmek için sahiplenmelerine rağmen tüm ayrılıkları 4'e indirgeyip geri kalanları kafir, sapık vb. ilan etmişken ben ortada bir samimiyet göremiyorum. Ben x kişiye neden uyayım ki? Onun hidayette olduğunu nereden bilebilirim? Kendi yanlışımı yapma hakkı bana verilmişken benim kadar kusurlu bir kulun yanlışına neden uyayım özellikle rehber edindiğim Kurana uymuyorsa. Bu forumdaki insanlar bizler bir topluluk falan da değiliz, bu forumda bir çok kişi bir çok farklı konuda onlarca belki yüzlerce görüş ayrılıklarına sahiptir. Ama tüm görüş ayrılıklarına rağmen tüm farklı görüşler Kuran'a dayalıdır. Yani burada kimse Kuran haricinde bir kaynağa göre görüş bildirmez. Mesela bir alimin rüyasında şeytandan aldığı vahye dayalı veya uydurma hadislere dayalı görüşlere yer yoktur. Bana göre peygamberin Kuran'a dayanmayan ek hükmü olamaz yani dine ortak değildir. Peygamberin "ne ile" hükmettiği Kuran'da açıkça yazıyor maide ve enam surelerinde. Ayrıca ben icma konusunu da farklı yorumluyorum. Alimler hüküm ile ilgili bir konuda görüş birliğinde ise o konudaki gerekçeleri Kuran'a dayanmalıdır. Yoksa dünyadaki tüm alimler bir araya gelse aynı şeyi düşünse yine de Kuran'a dayanmayan bir konudan hüküm çıkartamazlar çünkü hüküm yalnızca Allahındır. Ayrıca bizler "mealcilerin 50 tanesinden 45 tanesi böyle çevirmiş, demek ki doğru çeviri budur" gibi saçma bir yöntemle de ilim yapmayız. Aslolan çelişkisizlik prensibidir. Bizlerin takip ettiği bir meal falan da yoktur. Bir ayetle ilgili her meale bakarız. Arapça bilenlerimize sorarız araştırırız. Yani "Yaşar nuri böyle çevirmiş. Hmmm demek ki böyleymiş" diyip aklımızı kimseye kiraya vermeyiz. Diğerlerinden farklı çeviren biri varsa gerekçelerine bakarız, tefsirleri karıştırırız. Yani sizin okuduğunuz araştırdığınız kadar biz de araştırırız yalnızca "insanların koyduğu zincirlerimiz" olmadığı için koşulsuz (körü körüne) bağlı olduğumuz bir alim bir çevirmen bir mürşid vb olmadığı için. biraz daha özgürüz ve gözümüz biraz daha açık hepsi bundan ibaret.

Bir çok ehli sünnet takipçisi bir çok konuda aynı görüşte gibi gözüküyor. "Evet katılıyoruz hüküm Allahındır" falan diyor. Fakat Kurana dayanmayan bir çok hadise sırf "çoğunluğun görüşü" nedeniyle inanıyor ve uyguluyorlar. Hatta Kuran'da olmayan onlarca yüzlerce hüküm/haram/helal/ibadet vb. çıkarıyorlar Hatta bunları İslamın şartlarından görüyor, uymayanları kafirlikle sapıklıkla itham ediyorlar. Örneğin çocukların pipisinin ucunu Allah adına kestirmek gibi.

Konu Anonymous tarafından (6. January 2011 Saat 04:17 AM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Miralay (6. January 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 6. January 2011, 07:14 AM   #2
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim Hamr akıl örtücü demektir. Buna içki de girer uyuşturucu da girer zikir adı altında yapılan saçmalıklar da girer. Aklımızı örten yani sağlıklı düşünmemizi engelleyebilecek her şeyden uzak durmalıyız. Ayrıca bunun azı çoğu olmaz. Uzan durmamız gerekiyor derken TAMAMEN uzak durmamız gerekiyor demektir çünkü yasak olduğu açıkça yazıyor muhkemdir.
Eğer sizin dediğiniz gibi olsa üç alim bir araya gelir "bu konuda hadis yok" der esrarı serbest bırakır, meditasyonu serbest bırakır hatta kimisi zikir ayinlerini teşvik eder öbürü de metalcilerin kafa sallayıp kendinden geçmesine caiz der bir başkası da dönerek kafa bulmayı Allah yolu diye yutturur vb. Bu işin sonu olmaz. Bana göre söz konusu ayet açık ve nettir.
Dostum peki size göre hamr olanlarmı daha kesin delildir yoksa ALLAH Rasulune göremi?
Benimde bahsettiğim budur.ALLAH Rasulunun s.a.v yorumlama hakkı yok ise hiç birimizin yorumlama hakkı yoktur.



Allah Allah peki peygamber nereden öğrenmiş el bağlanması gerektiğini? kendi mi karar veriyor bu işlere? Allahın bir emri varsa vardır. Yoksa yoktur. Bazen Allah yapılması gerekeni, zaten yapıldığı için söylememiş, meşru kılmıştır. Örneğin hacdaki kurban.
Dostum sen yukarıda hamr kelimesinin açılımını nasıl yapıyor isen ALLAH Rasulude s.a.v kıyamın açılımını yapmıştır
Yahudiler de öyle namaz kılıyorlar hatta ellerini bağlıyorlar. Onlar da peygamberimizden mi öğrenmişler? Belki de biz onlardan öğrenmişizdir, olamaz mı?
Dostum ALLAH Rasulu s.a.v ister yahudilerden alsın ister kendi yorumu olsun.O söylemişse doğru söylemiştir
Bir bakın bakalım nasıl kılıyor yahudiler:

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.






Sevgili kardeşim sorun Miralay kardeşimin dediği gibi oradaki kelimenin başörtüsü mü örtü mü olduğu sorunu değildir. Bu göz boyamadır. Asıl sorun orada başın örtülmesi emrinin olmayışıdır. Yani bir cümlede başörtüsü geçmesi ile başın örtülmesinin emredilmesi arasında dağlar kadar fark vardır.

Size bir örnek vereyim:
Örneğin Allah orada erkeklere emretseydi, yani şu anki Arap erkeklere emretseydi, tabi ki ayetin muhatabı olan Arapların başlarına taktığı örtüyü kullanarak emredecekti. (o arapların başlarına taktıkları halkalı örtünün ismini bilmiyorum şimdilik adına XX diyelim. birisi söylerse mesajımı düzenlerim) Orada Allah deseydi "Ey erkekler. XX'lerinizi yakanızdan fışkıran göğüs kıllarınızı örtecek şekilde koyun" deseydi burada emir göğüs kıllarının gizlenmesi midir yoksa özellikle XX kullanılması mıdır? Eğer böyle bir ayet olsaydı tüm dünyadaki müslüman erkekleri Arapların başına taktığı Araplara özgü o halkalı başlıktan takmak mı zorundaydı? Emir diyor ki göğsünüzün kılını örtün diyor siz de diyorsunuz ki hayır Allah orada XX takmamızı emrediyor. Anlayış farkı buradan kaynaklanıyor bence. Bana göre başın örtülmesi emri yoktur. Başörtüsü bana göre kültüreldir "dini" değil. Bu kültürel ve tarihi gerçekleri de bilmek için rüyaya yatmak yetmez biraz araştırmak lazımdır bilim lazımdır. Ben bayan olsaydım ve Türkiyede yaşasaydım normal başım açık gezerdim. Abdest uzuvlarım gözükürdü ve abdest uzvuma kollarım da dahildir başım da dahildir. Ama Arabistana gitseydim orada yaşayacağım zaman oranın kültürel yapısına uygun giyinirdim yani kapanırdım. Orada o şekilde kültürü olan bir yerde kısa kollu gezseydim bu teşhircilik gibi olurdu. Tabi isteyen o şekilde anlar ve kullanır bu insanın kendi isteği ve anlayışı ile ilgili bir şeydir ben saygı duyarım. Bu tartışma konusunda aşırıya kaçıp başörtüsü düşmanı olanları da kınıyorum. Kendi seçtikleri giyimlerinden dolayı başörtülü insanları üniversitelere almamak da insanların zorla başını kapatmak kadar büyük bir zulümdür. Çünkü Allahın bu konuda bir emri veya yasağı mevcut değil. Bu alakasız bir şeyden bahseden ayete dayanarak başörtüsü kullanan veya kullanmayan insanın dinini namusunu yarım göstermek zulümdür.

Dostum işte bunların hepsi sizin yorumunuzdur.ALLAH Rasulunun s.a.v yorumu ise benim yada senin yorumdan daha önemlidir bağlayıcıdır.


Sevgili kardeşim bazı insanlar "ayrılık rahmettir" sözünü kendi Kurana aykırı fikirlerindeki meşruluklarını ilan etmek için sahiplenmelerine rağmen tüm ayrılıkları 4'e indirgeyip geri kalanları kafir, sapık vb. ilan etmişken ben ortada bir samimiyet göremiyorum. Ben x kişiye neden uyayım ki? Onun hidayette olduğunu nereden bilebilirim? Kendi yanlışımı yapma hakkı bana verilmişken benim kadar kusurlu bir kulun yanlışına neden uyayım özellikle rehber edindiğim Kurana uymuyorsa. Bu forumdaki insanlar bizler bir topluluk falan da değiliz, bu forumda bir çok kişi bir çok farklı konuda onlarca belki yüzlerce görüş ayrılıklarına sahiptir. Ama tüm görüş ayrılıklarına rağmen tüm farklı görüşler Kuran'a dayalıdır. Yani burada kimse Kuran haricinde bir kaynağa göre görüş bildirmez. Mesela bir alimin rüyasında şeytandan aldığı vahye dayalı veya uydurma hadislere dayalı görüşlere yer yoktur. Bana göre peygamberin Kuran'a dayanmayan ek hükmü olamaz yani dine ortak değildir. Peygamberin "ne ile" hükmettiği Kuran'da açıkça yazıyor maide ve enam surelerinde. Ayrıca ben icma konusunu da farklı yorumluyorum. Alimler hüküm ile ilgili bir konuda görüş birliğinde ise o konudaki gerekçeleri Kuran'a dayanmalıdır. Yoksa dünyadaki tüm alimler bir araya gelse aynı şeyi düşünse yine de Kuran'a dayanmayan bir konudan hüküm çıkartamazlar çünkü hüküm yalnızca Allahındır. Ayrıca bizler "mealcilerin 50 tanesinden 45 tanesi böyle çevirmiş, demek ki doğru çeviri budur" gibi saçma bir yöntemle de ilim yapmayız. Aslolan çelişkisizlik prensibidir. Bizlerin takip ettiği bir meal falan da yoktur. Bir ayetle ilgili her meale bakarız. Arapça bilenlerimize sorarız araştırırız. Yani "Yaşar nuri böyle çevirmiş. Hmmm demek ki böyleymiş" diyip aklımızı kimseye kiraya vermeyiz. Diğerlerinden farklı çeviren biri varsa gerekçelerine bakarız, tefsirleri karıştırırız. Yani sizin okuduğunuz araştırdığınız kadar biz de araştırırız yalnızca "insanların koyduğu zincirlerimiz" olmadığı için koşulsuz (körü körüne) bağlı olduğumuz bir alim bir çevirmen bir mürşid vb olmadığı için. biraz daha özgürüz ve gözümüz biraz daha açık hepsi bundan ibaret.
Dostum ben siz öyle yapıyorsunuz demedim.Fakat bundan etkilenenler var.Nasılki okumadan araştırmadan düşünmeden cahil sofinin lafıyla hareket edenler olduğu gibi.Okumadan araştırmadan insanların Kuran yorumlarını kabul edenlerde var.
Bir çok ehli sünnet takipçisi bir çok konuda aynı görüşte gibi gözüküyor. "Evet katılıyoruz hüküm Allahındır" falan diyor. Fakat Kurana dayanmayan bir çok hadise sırf "çoğunluğun görüşü" nedeniyle inanıyor ve uyguluyorlar. Hatta Kuran'da olmayan onlarca yüzlerce hüküm/haram/helal/ibadet vb. çıkarıyorlar
Dostum yapmayın yüzlerce dediğiniz örneğin misali sizin hamr ile verdiğiniz uyuşturucu,şarap rakı v.s gibidir.Bunu sizde yaptınız.Bu uslu fıkıhdaki usul sebebiyle Ayeti kerimelerdeki illetin tesbiti ve o illetin kapsadığı şeylerle ilgili içtihadlardır.Uslu fıkıh okumanızı tavsiye ederim.
İctihadın neye göre yapıldığına dair.
Kaldıki hiç bir imamın fetvası tekel değilidr.Aynen sizin sözünüzün yada benim sözümün tekel olmadığı gibi.
Hatta bunları İslamın şartlarından görüyor, uymayanları kafirlikle sapıklıkla itham ediyorlar. Örneğin çocukların pipisinin ucunu Allah adına kestirmek gibi.
Yapmayın değerli kardeşim hiç bir ehli sünnet alimi tevatür olmayan hadislerin dışındaki bir hadise inanmamanın küfür olduğunu belirtmez.
Bununla ilgili bir tek kaynak dahi olmadığını iddia ederim.Ben o kadar fıkıh ve akaid kitapları okudum.Hiç birinde tevatür hadis ve Kuran ayetlerinin inkarı dışındaki lerin inkarının küfür olduğunu okumadım.Bunu diyen varsada ehli sünnet akaidine göre söylememiştir.Mütevatir hadislerin dahi reddinin küfür olmayacağını belirten alimler olmuştur.Bir misal veriyim.İmam Ebu Hanife buyurur Miracı inkar eden kafir olmaz ama isra yı inkar eden kafir olur.
selametle
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Anonymous (6. January 2011), Miralay (6. January 2011)
Alt 6. January 2011, 10:35 PM   #3
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yapmayın değerli kardeşim hiç bir ehli sünnet alimi tevatür olmayan hadislerin dışındaki bir hadise inanmamanın küfür olduğunu belirtmez.
Bununla ilgili bir tek kaynak dahi olmadığını iddia ederim.Ben o kadar fıkıh ve akaid kitapları okudum.Hiç birinde tevatür hadis ve Kuran ayetlerinin inkarı dışındaki lerin inkarının küfür olduğunu okumadım.Bunu diyen varsada ehli sünnet akaidine göre söylememiştir.
Sevgili kardeşim bana göre tevatür hadis diye bir şey yoktur. Kaç bin kişinin dinlediği şahit olduğu veda hutbesi hakkında bile sözbirliği yokken tevatürden nasıl söz edilebilir? Ben de hak ve batılı ayırabilmek için Kuran ölçüsüne başvuruyorum.

Örneğin Kuran'a bakıyorum; yalnızca Allahın hüküm verebileceğini ve verdiği hükümleri kitabında eksiksiz açıkladığını, geri kalan konularda bizleri kendi vicdanımıza bıraktığı, peygamberin dine ve hükme ortak olmadığını yazıyor. Buna rağmen Kuran'a dayanmayan dini hüküm içeren bir hadis tevatür diye onu nasıl kabul edebilirim?

Allah gaybı kimsenin bilemeyeceğini söylüyor yalnızca Kuran'da kendi verdiği kadarını peygamberin bilebileceğini söylüyor. Yani peygamber zaten elçidir ve tebliğcidir. Allahın ona vahyettiği ve bize ulaştırması gereken gayb haberlerin hepsi tebliğ görevi gereği Kuran'da mevcuttur. O halde ben tevatür hadis diye geçmiş, gelecek, görünmeyen alem, görünmeyen varlıklar, cennet, cehennem ile ilgili detayları Kuran'a dayanmadan veren hadislere nasıl inanırım?

Ben hadisler dışında Kuran'a dayanan yani Kuranı açıkladığını düşündüğünüz hadisleri tevatür olmasa da zaten kabul ediyoruM. Kuran'a dayandıktan sonra kimin söylediği veya uydurulmuş olması da önemli değil. Peygamberimiz söylemiş olsun veya olmasın farketmez. Yeri gelir konfiçyüsün bir lafından feyz alır, bir şeyler öğrenebiliriz.

Dolayısıyla hadisleri falan reddetmiyoruz, bahsettiğim konulardaki bazı hadisleri "peygamberimizin söylemiş olduğuna" inanmıyoruz. Taptığım Allah'ın elçisi yaşıyor olsa ya da ondan kalan değişmemiş ikinci bir kitap bulunsa ona itaat etmemek benim ne haddime? Peygambere inanmıyor olsaydım ona vahyedilen Kuran'a inanmazdım.

Ehli sünnet konusunda sizin kadar iyimser değilim.
4 mezhep imamının ayrı ayrı yazdıkları söylenen kitaplarda hadis ile çelişen ayet olursa hadisin esas alınması gerektiğini, hadis ile çelişen mezhep hükmü olursa mezhep hükmünün esas alınması gerektiğini okumuştum. Eğer doğru ise bu resmen Kuran ayetlerini hiçe saymak ve Rablik taslamak değil de nedir?

Ayrıca alimler böyle düşünenleri kafir ilan etmez diyorsunuz ama sizin ne dediğinize kimse pek bakmıyor. Ben uygulanışa bakarım. Çünkü bizzat yaşıyoruz. Örneğin foruma kim gelse görüşlerimizi görse bizi sapık ilan ediyor. Bazıları da kıt akıllı ilan ediyor Dışarıda görüşlerimizi tartıştığımız insanlar da böyle düşünüyorlar. Sizin dediğiniz gibi olsa ne güzel olur. İşte o zaman ayrılıklar rahmet olurdu. Mezhepler nedeniyle kaç kişi kaç kişiyi öldürmüş bir oturun hesaplayın bence. Hiç bir konuda fanatiklik iyi bir şey değildir. Fanatizm sağlıklı düşünmeyi engeller.

Bizler hidayetin kendisinde olduğunu düşünmeden bireysel olarak doğruyu arayan, yalnızca birbiri ile yardımlaşan ama kendi görüşünü diğerlerine dayatmayan insanlarız. Herhangi bir görüşe "hidayetteyim" diye saplanmayan insan, doğru bildiğini düşündüğü bir konuda bile "acaba" diyerek zıt görüştekilerin delillerini değerlendiren bir insan yanlış yolda ise bile samimi duaları ile Allah doğru yola iletir diye düşünüyorum.

Burada sizi hedef alarak konuştuğumu sanmayın. Yalnızca sizi vesilenizle içimi döktüm.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

Konu Anonymous tarafından (6. January 2011 Saat 10:43 PM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Miralay (7. January 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 6. January 2011, 11:42 PM   #4
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim bana göre tevatür hadis diye bir şey yoktur. Kaç bin kişinin dinlediği şahit olduğu veda hutbesi hakkında bile sözbirliği yokken tevatürden nasıl söz edilebilir? Ben de hak ve batılı ayırabilmek için Kuran ölçüsüne başvuruyorum.

Dostum senin okuduğun Kuranda tevatür olarak geldi.Sen Kuranın orjinalinimi okuduğunu sanıyorsun.Yanlış anlamayın lütfen sözüm size ve sizin gibi düşünen kardeşlerime değil.Bilinçli olarak bu fitneyi çıkaranlaradır.Sizde benim gibi doğru yolun arayışı içindesiniz.İşte bu fitnenin amacı budur.Önce sahih hadisler inkar edilecek sonra tevatür hadisler.Sonradan denecek Kuranda tevatür yoluyla geldi ondada şüpheye düş.ASırlardır Türk milletinin iman gücü karşısında bir türlü başarı sağlayamayan emperyalist güçler.Türk toplumunun imanına zarar verebilmek için dine fitne katmak amaçlı çalışmalara başladı.Bu önce arap ülkelerinde başladı lavrensle.İbni Teymiye kaynak gösterilip onun ismi kullanılarak.Tasavvuf düşmanlığı yapılmaya başlandı.Arap halkı tasavvufu ve mezheb anlayışını terk edip selef diye tabir edilen akıma kapılarak önce Türk halkına halifeliğe birliğe baş kaldırdı.Sonra Muhammed bin Abdulvehhab ismiyle Artık hadislerde terk edilmeye başlandı.
Sonuç ortada 1948 e kadar gıkını çıkaramayan israil.Zayıflamış imanı fırsat bulup önce devlet kurdu sonrada etrafına saldırmaya başladı.Türk milleti üstündede uygulanmak istenen şey aynıdır.
Kuranın ismi kullanılarak.Bu gün Arapların içinde bulunduğu duruma düşürülmeye çalışılıyor.
Tekrar belirtiyorum sözüm size değil.Bilinçli olarak bu fitneyi çıkaranlaradır.


Örneğin Kuran'a bakıyorum; yalnızca Allahın hüküm verebileceğini ve verdiği hükümleri kitabında eksiksiz açıkladığını, geri kalan konularda bizleri kendi vicdanımıza bıraktığı, peygamberin dine ve hükme ortak olmadığını yazıyor. Buna rağmen Kuran'a dayanmayan dini hüküm içeren bir hadis tevatür diye onu nasıl kabul edebilirim?
Güzel kardeşim bak kendin belirtmişşin bize bıraktığı işte zaten hadis orda devreye girer.Ha bize kalmış ha ALLAH RAsulune s.a.v Rasulullaha s.a.v kalmasından neden rahatsız oluyoruz ki anlayamıyorum.Neden biz yorumlayalım.Bırakalım ALLAH RAsulu a.s yorumlasın.
Allah gaybı kimsenin bilemeyeceğini söylüyor yalnızca Kuran'da kendi verdiği kadarını peygamberin bilebileceğini söylüyor. Yani peygamber zaten elçidir ve tebliğcidir. Allahın ona vahyettiği ve bize ulaştırması gereken gayb haberlerin hepsi tebliğ görevi gereği Kuran'da mevcuttur. O halde ben tevatür hadis diye geçmiş, gelecek, görünmeyen alem, görünmeyen varlıklar, cennet, cehennem ile ilgili detayları Kuran'a dayanmadan veren hadislere nasıl inanırım?
Dostum ALLAHU TEALA RAsulullaha a.s gaybdan gelecekten haberler vermiştir.Hadis kitablarında mevcuttur.Kerbela olayı abbasilerin çıkışı.İstanbulun fethi daha bir çokları hadis rivayetleriyle nakledilmiştir.
Ben hadisler dışında Kuran'a dayanan yani Kuranı açıkladığını düşündüğünüz hadisleri tevatür olmasa da zaten kabul ediyoruz. Kuran'a dayandıktan sonra kimin söylediği veya uydurulmuş olması da önemli değil. Peygamberimiz söylemiş olsun veya olmasın farketmez.
Dostum hadis rivayetlerin % 90 ı zaten Kurana ters düşmezki.Bu da bana göre belkide aslında onlardada tearüz etmiyordur.Bu oran sana göre daha yüksekde olabilir.Fakat bir misal vereyim.Recm hadisleri Kurana tersmiş gibi sanılır.Zira Nur süresinin yanlış hatırlamıyorsam 2-5 ayetlerinde had cezası belirtilir bu sebebden dolayı ters düştüğü sanılır.Halbuki O ayetlerin arapçalarında zaniye ifadesi vardır.Yani zina edenler.
Nisa süresi 15 ayeti kerimesindede fahişetün ifadesi vardır.O ayettede Ölüm onları bulana kadar evlerinizden çıkarmayın yada haklarında bir hüküm verilene kadar ibareleri vardır.
Şimdi fahişetün lafzı Arap belağatına göre çok kötü çok çirkin iş manasında algılanır.Fahişetün ayrıca zina dışında fitneciler için belirtilen bir ibaredir.Onlarda ceza olarak öldürülmelidir.Bunuda belirten Kurandır.Yani bekar birinin zinasıyla evli birinin zinası arasındaki farklar anlatılır.Zaten hadislerdede bekar gençlere nur süresindeki gibi had cezası vardır.Recm ise ölüm onları buluncaya kadar ibareli ayeti kerime üzere evlileredir.Dolayısıyla bir çok hadis ilk bakışta Kurana ters düşüyormuş gibi algılanır.İlk meal okuduğum dönemlerde bende benzer çelişkilerle karşılaştım.Lakin ARapça eğiimi almaya başladığımda ve Kuranı daha fazla ve sürekli inceleme başlayınca ilk başta gördüğüm çelişkiler azalmaya başladı.

Dolayısıyla hadisleri falan reddetmiyoruz, bahsettiğim konulardaki bazı hadisleri "peygamberimizin söylemiş olduğuna" inanmıyoruz. Taptığım Allah'ın elçisi yaşıyor olsa ya da ondan kalan değişmemiş ikinci bir kitap bulunsa ona itaat etmemek benim ne haddime? Peygambere inanmıyor olsaydım ona vahyedilen Kuran'a inanmazdım.
Dostum ALLAH Rasulune a.s isnad edilip fitne amaçlı rivayetler olabilir.Ben bunu red etmiyorum.Bunun tesbitide daha önceleride yazdıklarımda belirttiğim gibi şahsın kalbiyle alakalıdır.Fakat benim ALLAH RAsulunun a.s söylediğine inanmadığım bir rivayete sen inannıyorsan.Benim sana şiddetle karşı çıkmam yada belki hakart etmem.Hatta iftiralarda bulunmam doğru değildir.
Zira Kalben sen onun Rasulullah a.s tarafından söylendiğine kanaat etmişşin.Ben sana Rasulullah s.a.v a itiat ediyorsun diye hakaret etmem ne vahim bir olay olur.Sorunda burdan kaynaklanıyor.


Ehli sünnet konusunda sizin kadar iyimser değilim.
4 mezhep imamının ayrı ayrı yazdıkları söylenen kitaplarda hadis ile çelişen ayet olursa hadisin esas alınması gerektiğini, hadis ile çelişen mezhep hükmü olursa mezhep hükmünün esas alınması gerektiğini okumuştum. Eğer doğru ise bu resmen Kuran ayetlerini hiçe saymak ve Rablik taslamak değil de nedir?
Dostum bu ibareler 4 mezheb imamlarının sözleri değildir.
Bu müctehid olmayan avam için ölçü olsun diye bazı fakihler tarafından belirtilmiştirki.Böyle söylenmesinin sebebi tek bir ayetin okunupda başka ayetlerle tearuzu veyahut müteşabih olup olmadıkları yada nüzul sebeblerini anlamadan yada tercümeleri okundu ise meallerin yanlış tercümeleri vs. gibi eksik anlaşılmalar olabileceği varsayılaraktan belirtilmiştir.
Yoksa ALimlerin zaten mezheb bağımlılığı bile şartı yoktur.4 mezheb görüşlerine göre fetva verebilirler.


Ayrıca alimler böyle düşünenleri kafir ilan etmez diyorsunuz ama sizin ne dediğinize kimse pek bakmıyor.Dostum bunu daha öncedende belirtmiştim cahil sofi şeytanın maskarası olur.Bu cehalet taassup kendini bilmezlik her cemaatin içinde oluyor.Ama tümünü öyle görmek doğru değildir.Bak inanınki bende sizin hepinizi aynı algılasam burada günlerce uğraş vermem.Zaten hiç kimseyle müzakere edemeyeceğim.Ne ben bir şey kazanamam nede karşımdaki deyip.Bırakıp ilimle yada dünyevi işlerimle uğraşırım.Halbuki bana hakaret edenlerle olaylar cedelleşmeye gideceğini görüp.Onlara cevap yazmayı bıraktım ve müzakere edebileceğim kardeşlerimle yazışmaya devam ediyorum Ben uygulanışa bakarım. Çünkü bizzat yaşıyoruz. Örneğin foruma kim gelse görüşlerimizi görse bizi sapık ilan ediyor. Bazıları da kıt akıllı ilan ediyor Dışarıda görüşlerimizi tartıştığımız insanlar da böyle düşünüyorlar. Sizin dediğiniz gibi olsa ne güzel olur. İşte o zaman ayrılıklar rahmet olurdu. Mezhepler nedeniyle kaç kişi kaç kişiyi öldürmüş bir oturun hesaplayın bence. Hiç bir konuda fanatiklik iyi bir şey değildir. Fanatizm sağlıklı düşünmeyi engeller.
Aynen dostum fanatizm hamr gibidir ))
Bizler hidayetin kendisinde olduğunu düşünmeden bireysel olarak doğruyu arayan, yalnızca birbiri ile yardımlaşan ama kendi görüşünü diğerlerine dayatmayan insanlarız. Herhangi bir görüşe "hidayetteyim" diye saplanmayan insan, doğru bildiğini düşündüğü bir konuda bile "acaba" diyerek zıt görüştekilerin delillerini değerlendiren bir insan yanlış yolda ise bile samimi duaları ile Allah doğru yola iletir diye düşünüyorum.

Burada sizi hedef alarak konuştuğumu sanmayın. Yalnızca sizi vesilenizle içimi döktüm.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.
Amin
Sevgili kardeşim.İyi niyetle Rabbini arayan bütün Kullarına HAK TEALA hz.leri yanlış yolda ise doğruya iletecek doğru yolda ise takvaya ulaşması için yoılunu açacaktır.
Önemli olan bütün samimiyetimizle RABBİMize en güzel şekilde Kulluk etmeye çalışalım.İşte o zaman Rabbim hatalarımızı öğretir,hidayet nasip eder.O zaman hiç birimize korkuda olmaz.Tabiki o niyette sebat ettikçe

selametle
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (7. January 2011)
Alt 7. January 2011, 07:16 AM   #5
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum senin okuduğun Kuranda tevatür olarak geldi.Sen Kuranın orjinalinimi okuduğunu sanıyorsun.
Kuran ile hadisleri aynı kefeye koymak imkansız. ilk hadis kitabı ne zaman yazıldı diye araştırmak yeterli. Kulaktan kulağa oynamak ile basılı belge farklıdır.

Ayrıca Kuran konusunda da farklı düşünüyorum. Dayanak aldığım bazı nedenlerden dolayı Kuran'ın peygamberimiz zamanında da "kitap" şeklinde var olduğuna inanıyorum.


Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Güzel kardeşim bak kendin belirtmişşin bize bıraktığı işte zaten hadis orda devreye girer.Ha bize kalmış ha ALLAH RAsulune s.a.v Rasulullaha s.a.v kalmasından neden rahatsız oluyoruz ki anlayamıyorum.Neden biz yorumlayalım.Bırakalım ALLAH RAsulu a.s yorumlasın.
Neden rahatsız olayım kardeşim. Kuran ayetlerini yorumlayan hadislerden Kuran'ın başka kısımları ile çelişmediği sürece faydalanırım da. Hangi tür hadisleri reddettiğimi daha önceki mesajlarımda söylemiştim. Reddetme sebebim resule saygısızlıktan değil, uyduranların resule saygısızlık ettiğini düşünmemdendir.



Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum ALLAHU TEALA RAsulullaha a.s gaybdan gelecekten haberler vermiştir.Hadis kitablarında mevcuttur.Kerbela olayı abbasilerin çıkışı.İstanbulun fethi daha bir çokları hadis rivayetleriyle nakledilmiştir.
Ben inanmıyorum ne yazık ki. Tutan varsa da olabilir, onlara da hadis uydurucuların tutan tahminleri gözüyle bakarım.

Ben zaman vermeden GENEL tabirlerle binlerce kehanet yapsam aradan bir kaç asır geçince en az %15'i illaki tutar. %15'i tutunca (ki binlerce kehanetin %15'i büyük bir rakamdır) taraftarlarım olan inananlarım peydahlanır ve beni "büyük yüce insanüstü kahin" ilan ederler. Tutmayan kısımların da henüz zamanının gelmediğini iddia ederler. Bu işler basittir.



Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Recm hadisleri Kurana tersmiş gibi sanılır.
Evet kardeşim, bence Recm hadisleri Kuran'a Terstir. Recm İslam dışı bir uygulamadır. Ben sizin recm yorumunuza katılmıyorum. Sözkonusu ayetleri de "bence" yanlış yorumlamışsınız. Recm konusunda çok fazla araştırma yaptım ve vardığım ilginç sonuç bir takım insanların ZAMANINDA recm'i islama sokmak için OLAĞANÜSTÜ ve SAÇMALIKLARA VARAN çabalar gösterildiğidir. Bu çabayı görmek bile Recm'in batıl olduğunu anlamaya AKLİ olarak yeterlidir benim gözümde. Ama benim için daha kesin olan ALLAH TARAFINDAN HÜKÜMLERİ AÇIKLANMIŞ Kuran'da böyle bir şey olmamasıdır. "Peygamberimiz recm uygulamış mıdır?" derseniz olabilir diye düşünüyorum. Zina'nın cezası Allah tarafından belirleninceye kadar (ki vahyin sonlarına yakındır) uygulanmasına izin vermiş olabilir diye düşünüyorum. Eğer yanlış bilmiyorsam zaten bir tanesinin sebebi de Maide suresinde açıklanıyor. Tabi bu anlatılan olaylar gerçekleşmiş olabilir veya olmayabilir bilemem, en doğrusunu Allah bilir. Ama Allahın recm EMRİ olmadığına tamamen eminim.



Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum bunu daha öncedende belirtmiştim cahil sofi şeytanın maskarası olur.Bu cehalet taassup kendini bilmezlik her cemaatin içinde oluyor.Ama tümünü öyle görmek doğru değildir.Bak inanınki bende sizin hepinizi aynı algılasam burada günlerce uğraş vermem.Zaten hiç kimseyle müzakere edemeyeceğim.Ne ben bir şey kazanamam nede karşımdaki deyip.Bırakıp ilimle yada dünyevi işlerimle uğraşırım.Halbuki bana hakaret edenlerle olaylar cedelleşmeye gideceğini görüp.Onlara cevap yazmayı bıraktım ve müzakere edebileceğim kardeşlerimle yazışmaya devam ediyorum
İstisnalar genele örnek teşkil etmezler. Keşke herkes sizin anlattığınız kadar anlayışlı olsaydı. Sizin üslubunuzun farklı olduğunu görebiliyorum. Rabbimiz güzel davrananın karşılığını mutlaka verir. Allah hepimizi doğru yoluna iletsin kardeşim.

Konu Anonymous tarafından (7. January 2011 Saat 07:25 AM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Miralay (7. January 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 7. January 2011, 02:16 PM   #6
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran ile hadisleri aynı kefeye koymak imkansız. ilk hadis kitabı ne zaman yazıldı diye araştırmak yeterli. Kulaktan kulağa oynamak ile basılı belge farklıdır.

Ayrıca Kuran konusunda da farklı düşünüyorum. Dayanak aldığım bazı nedenlerden dolayı Kuran'ın peygamberimiz zamanında da "kitap" şeklinde var olduğuna inanıyorum.
Dostum bu dayanak aldığın kaynaklarda hadis rivayetleridirde.Önemli değil zaten inanmada demiyorum zira bende öyle inanıyorum.Lakin benim bahsettiğim ise farklı bir şey şu anki okunan Kuranlar asım kıraatı üzerine harekelenmiştir.
Bu hareke ise yazılı olarak değil kulakdan kulağa ulaşmıştır aynı tevatür hadisler misali.Benim bahsettiğim bu idi.Yani Orjinal yazı altına alınmış Kuran harekesizdir.



Neden rahatsız olayım kardeşim. Kuran ayetlerini yorumlayan hadislerden Kuran'ın başka kısımları ile çelişmediği sürece faydalanırım da. Hangi tür hadisleri reddettiğimi daha önceki mesajlarımda söylemiştim. Reddetme sebebim resule saygısızlıktan değil, uyduranların resule saygısızlık ettiğini düşünmemdendir.
ALLAH RAzı olsun böyle düşündüğünü tahmin ediyorumda.Tevatürün manasını ve tevatür hadisler noktasında inceleme yapmanı tavsiye ederim.



Ben inanmıyorum ne yazık ki. Tutan varsa da olabilir, onlara da hadis uydurucuların tutan tahminleri gözüyle bakarım.

Ben zaman vermeden GENEL tabirlerle binlerce kehanet yapsam aradan bir kaç asır geçince en az %15'i illaki tutar. %15'i tutunca (ki binlerce kehanetin %15'i büyük bir rakamdır) taraftarlarım olan inananlarım peydahlanır ve beni "büyük yüce insanüstü kahin" ilan ederler. Tutmayan kısımların da henüz zamanının gelmediğini iddia ederler. Bu işler basittir.
ALLAH Rasulunun s.a.v kehanetlik amacıyla yapdığını düşünmüyorsunuzdur diye tahmin ederek.
Bir soru sorayım müsaadenizle yarın güneşin doğudan doğacağını sanırım tahmin ediyorsunuzdur.
Fakat küçük yaşta bir çocuk bunu bilmeyebilir.Zira öğretilmemiş olabilir.
Yarın sizin güneşin doğudan doğacağını küçük bir çocuğa bildirmenizden daha doğal ne olabilir.Öğrensin maksatıyla.
Yada hava tahmincileri yarın ne olacağına dair tahminlerde bulunuyorlar.Bunu bize bildirmelerinde ne sakınca var.Bu bir ilimdir.ALLAH kimini meteoroloji uzmanı yapar o ilim vesilesi ile ona gelecekten haber verir.Kiminede Cebrail a.s aracılığıyla.
Neticede ikiside ilim değilmidir.Sana , banada Kuran aracılığıyla Ahiretten yani gelecekten haber veriyor RABBİM HAK Teala.Bunlarıda siz burda insanlarla paylaşıyorsunuz.Bende Avrupada iken gayri müslimlerle çok paylaştım.Yada çocuklarımla yada gençlerle paylaşıyorum.Onların bunları bilmiyor olması Rabbimizin bize öğrettiği gerçeğini değiştirmezki.

Evet kardeşim, bence Recm hadisleri Kuran'a Terstir. Recm İslam dışı bir uygulamadır. Ben sizin recm yorumunuza katılmıyorum. Sözkonusu ayetleri de "bence" yanlış yorumlamışsınız. Recm konusunda çok fazla araştırma yaptım ve vardığım ilginç sonuç bir takım insanların ZAMANINDA recm'i islama sokmak için OLAĞANÜSTÜ ve SAÇMALIKLARA VARAN çabalar gösterildiğidir. Bu çabayı görmek bile Recm'in batıl olduğunu anlamaya AKLİ olarak yeterlidir benim gözümde. Ama benim için daha kesin olan ALLAH TARAFINDAN HÜKÜMLERİ AÇIKLANMIŞ Kuran'da böyle bir şey olmamasıdır. "Peygamberimiz recm uygulamış mıdır?" derseniz olabilir diye düşünüyorum. Zina'nın cezası Allah tarafından belirleninceye kadar (ki vahyin sonlarına yakındır) uygulanmasına izin vermiş olabilir diye düşünüyorum. Eğer yanlış bilmiyorsam zaten bir tanesinin sebebi de Maide suresinde açıklanıyor. Tabi bu anlatılan olaylar gerçekleşmiş olabilir veya olmayabilir bilemem, en doğrusunu Allah bilir. Ama Allahın recm EMRİ olmadığına tamamen eminim.
Buda sizin Kuran yorumunuzdur dostum.Bende olduğuna eminim

İstisnalar genele örnek teşkil etmezler. Keşke herkes sizin anlattığınız kadar anlayışlı olsaydı. Sizin üslubunuzun farklı olduğunu görebiliyorum. Rabbimiz güzel davrananın karşılığını mutlaka verir. Allah hepimizi doğru yoluna iletsin kardeşim.
AMİN
Rabbim hepimizi bağışlasın sıratı mustekıme ulaştırsın


saygılarımla

Konu ebu Maruf tarafından (7. January 2011 Saat 02:20 PM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (7. January 2011)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
beylere, gündelik, hanım, hayat, mezhepçi, tavsiyeleri


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:59 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam