hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Mezhepler ve Tarikatlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 7. January 2011, 11:38 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Zikr” sözcüğü, “ALLAH” sözcüğü ile tamlama yapılıp, “ZİKRULLAH” olarak ifade edildiğinde anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demek olur ki bizim de ana konumuz budur.

Yani “zikr” mastarı (fiilin kökü) ma’mulüne muzaf olarak izafet-i lâfziyye oluşturduğunda (“anmak” mastarı, tümleci olan “ALLAH” sözcüğü ile tamlama oluşturduğunda) anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demektir. Nitekim Kur’an ayetlerinde de “… Allah’ı ANARLAR”, “… Allah’ı ANMAYA koşunuz” tarzında kullanılmıştır.


Kur’an’ın bir çok ayetinde “zikrullah”tan (Allah’ın anılmasından) bahsedilerek bunun önemine ve gereğine değinilmektedir:

Âl-i Imran; 191: O (Aklını kullanan) kişilerdir ki, ayakta, otururken yan yatarken ALLAH’I ANARLAR ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler: “Ey Rabbimiz! Sen bunu boşu boşuna yaratmadın! Senin şanın yücedir. Bizi ateşin azabından koruyuver!”

Nisa; 103: Sonra da namazı tamamlayınca, artık ALLAH’I AYAKTA, OTURARAK, YAN YATMIŞKEN ANIN. Sonra sükûnet bulduğunuzda da, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakitlenmiş bir farz olmuştur.

Bakara; 114: Ve Allah’ın mescitlerini, içlerinde ALLAHIN ADI ANILMASIN diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir! Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Onlar için dünyada bir rezillik vardır. Bunlar için ahirette de büyük bir azap vardır.

Ankebut; 45: Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Şüphesiz ki namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki ALLAH’I ANMAK daha büyüktür. Allah yaptığınız şeyleri bilir.

Hadid; 16: İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki, kalpleri ALLAH’I ANMAK ve Hakk’tan gelen için ürpersin de daha önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu da yoldan çıkmıştır.

Zümer; 22: Peki Allah kimin göğsünü İslâm’a açarsa, o zaman o, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Öyleyse ALLAH’I ANMAYA karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. İşte onlardır, açık seçik sapıklık içindekiler.

Ta Ha; 42: Sen ve kardeşin ayetlerimi götürün ve BENİ ANMAKTA ikiniz de gevşeklik etmeyin.

Ta Ha; 124-126:Kim BENİM ANILMAMDAN (beni anmaktan) yüz çevirirse hiç şüphesiz onun için zor, sıkıcı bir geçim vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: “Rabbim ben gören biri olduğum hâlde beni neden kör olarak haşrettin?” (Allah) Der ki: “Bu böyledir, ayetlerimiz sana geldiğinde sen onları terk etmiştin; bu gün de aynı şekilde sen terk ediliyorsun.”

A’râf; 205: Ve sabah akşam (her zaman) kendi içinden, korkarak ve yalvararak, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!

Cinn; 17: onları, onun içinde imtihan edelim. KİM RABBİNİN ANILMASINDAN yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.

Nur; 37: Öyle erkekler vardır ki, ne bir ticaret ne bir alış veriş onları ALLAH’I ANMAKTAN, namaz kılmaktan zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar kalplerle gözlerin ters döneceği günden korkarlar.

Münafikun; 9: Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi ALLAH’I ANMAKTAN alıkoymasın. Böyle bir şeyi kim yaparsa işte onlar, hüsrana uğramışların ta kendileridir.

Cuma; 9: Ey inananlar! Toplantı günü namaz için çağrı yapıldığı zaman ALLAH’I ANMAYA koşun, alış verişi de bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

Bakara; 152: Öyleyse BENİ ANIN ki, Ben de sizi ANAYIM. Ve Bana şükredin, Bana nankörlük etmeyin.

Rad; 28: O kişiler inanan ve kalpleri ALLAH’I ANMAKLA yatışan kişilerdir. Gözünüzü açın! Kalpler yalnız ve yalnız ALLAH’I ANMAKLA yatışır/ tatmin olur.

Müslümanlar, Kur’an’da bu kadar önem verilen “zikrullah”ın ne demek olduğunu, nasıl yapılacağını Kur’an’dan öğrenecek yerde İslâm düşmanlarından öğrenmeye kalkınca, ortaya “zikr” yaptıklarını söyleyen bir takım gruplar çıkmıştır. Bu gruplar Dünya üzerinde, özellikle geri kalmış, sürünen Müslüman ülkelerde binlerce cemaat, tarikat, zikir halkaları şeklinde oluşmuş, haftanın belirli gün ve saatlerinde doksan dokuzluk, binlik, on binlik elde tespihleriyle “zikr” yaptıklarını zannederek “Allah, Allah”, “La ilahe illallah, La ilahe illallah” veya “Hu, Hu” diye bağırıp durmuş ve bu yaptıklarıyla da kolayca ve garanti olarak cennete gideceklerine inanmışlardır. Acaba bunların yaptıkları ve inandıkları doğru mudur?
Hayır! Bu tarz inanışlar doğru değildir ve bu tip yozlaştırılmış davranışların hiç kimseye bir yararı olmaz. Parayı çok seven veya paraya ihtiyacı olan bir kimsenin herhangi bir para kazanma uğraşısına girmeden, eline bir tespih alıp günde binlerce kez “para, para, para, ...” diye sayıklamak suretiyle para kazanması nasıl mümkün değilse, ahirette cennetle ödüllendirilmek isteyen bir kimsenin de, yukarıda açıkladığımız yoz ve saçma davranışlarla Allah’ın rızasını kazanması mümkün değildir. Çünkü Yüce Allah, cennetin bedelini Kur’an’da bildirmiştir:

Tövbe; 111: Kesinlikle Allah, Müminlerin CANLARINI ve MALLARINI, KARŞILIĞINDA CENNET VERMEK ÜZERE SATIN ALMIŞTIR. …

Cennetin bedelinin CANLARIMIZ ve MALLARIMIZ olduğunu söyleyen yukarıdaki ayet Kur’an’da duruyor iken, bir Müslüman’ın bilmem kaç tane tespih çekerek Allah’ın rızasını kazanmayı umması ve cennete gireceğine inanması; ucuza cennet kapatma uyanıklığından (!) veya ömrünü lâklâkla geçiren leylek gibi, ömrü bilinçsizce harcama enayiliğinden başka nedir ki? İslâm düşmanları tarafından uydurulan bu tip yalanlar, Müslümanları gayretten, faaliyetten, rekabetten uzaklaştırıp, tembelliğe, miskinliğe ve uyuşukluğa sevk etmekte ve bu yalanlara uyarak dünya hayatını Allah’ın razı olmayacağı şekle sokanların ahiret hayatlarını da karartmaktadır.

Oysa, Allah’ın bizden beklediği doğru davranışların hepsi Kur’an’da mevcuttur. Bir Müslüman olarak bize düşen, Allah’ın bizden istediklerini Kur’an’daki şekliyle öğrenip uygulamaktır. Konumuz hakkında da Yüce Allah, kendisini anmamızı emretmiştir. Dinini Kur’an’dan öğrenen bir Müslüman’ın bunun nasıl yapılacağını öğrenmek için yapacağı tek şey Kur’an’a başvurmaktır. Çünkü, “Madem ki Yüce Allah kendisini anmamızı istemiştir, bunun nasıl yapılacağını da mutlaka bize bildirmiştir.” mantığı ile başvurulacak ve Allah’ın mesajını taşıyan yegâne kaynak Kur’an’dır. Nitekim Yüce Allah, “zikrullah” eyleminin, kendisinin gösterdiği şekilde yapılmasını istemiştir:

Bakara; 198: Rabbinizden bir lütuf istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Sonra Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ari-Haram’da ALLAH’I ANIN. Ve O’nu O’nun SİZE GÖSTERDİĞİ GİBİ ANIN. Ve siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.

Yüce Allah’ın, kendisini anmamız için bize gösterdiği, öğrettiği şekil ise iki ayet sonrasında bildirilmiştir:

Bakara; 200: Sonra da ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine ALLAH’I ANIN, TIPKI BABALARINIZI ANDIĞINIZ GİBİ. Hatta DAHA KUVVETLİ BİR ANIŞLA ANIN. İnsanlardan bazısı, “Ey Rabbimiz bize dünyada ver!” diyen kimselerdir. Onun için de Ahiret’te bir nasip yoktur.

Ayetlerden açık ve net olarak anlaşıldığı gibi Yüce Allah, kendisini babalarımızı andığımız gibi, hatta daha kuvvetle/ şiddetle anmamızı emretmektedir.

Bu durumda, öncelikle babalarımızı nasıl andığımızı düşünmemiz gerekmektedir. Babasını, elde otuz üçlük, doksan dokuzluk, binlik, ... tespih, gece gündüz “Baba, Baba ...” diye diliyle anan bir kişinin bile mevcudiyeti söz konusu olamayacağına göre, burada düğümü çözecek olan ipucu, babamızı anmamızın, onu düşünmemizin nasıl olması gerektiğindedir.

Babalarımızın bizlere “Oğlum/ kızım beni unutma!” dedikleri zaman, elimize bir tespih alıp gece gündüz durmadan “Baba, Baba ...” diye tespih çekmemizi kastetmedikleri kesindir. O hâlde babalarımızı anmamız; “onları düşünmemiz, onları aklımızdan çıkarmamamız, ONLARIN BİZLER ÜZERİNDEKİ HAKLARINI DÜŞÜNÜP, ONLARA KARŞI MADDÎ VE MANEVÎ SORUMLULUKLARIMIZI HATIRLAYIP ONLARA SEVGİDE SAYGIDA KUSUR ETMEMEMİZ” demektir.
Aksi görüşte olup “zikrullah”ı tespihle yapan zihniyetin, Allah’ın Bakara suresinin 152. ayetinde verdiği “BENİ ANIN ki, Ben de sizi ANAYIM” mesajı hakkında ayrıca kafa yormalarında ve Allah’ı “Allah, Allah …” diye anan kullarını, Allah’ın “kulum, kulum …” diye mi andığını düşünmelerinde, kendi çıkarları açısından büyük yarar vardır.

Bu dini en iyi anlayan ve en iyi uygulayanların, peygamberimiz ile onun çağdaşı olan ve ondan eğitim, terbiye alan Müslümanlar, yani sahabe-i kiram oldukları hiç şüphesiz ve tartışmasızdır. Onlar ise bu ayetleri, bugünkü sapık tarikat, tekke ve tasavvuf anlayışıyla anlayıp uygulamamışlardır. Onların, ellerinde tespih, bilmem kaç kere “Allah, Allah ...” dediklerini kimseler duymamış, kitaplar yazmamıştır. Onlar, ömürlerini lâklâkla geçirmemişlerdir. Çünkü onlar LÂFLA PEYNİR GEMİSİNİN YÜRÜMEYECEĞİNİ bilmekteydiler. Onlar, kişinin aynasının “iş” olduğunun, lâfına bakılmayacağının bilincinde oldukları için ömürlerini hep EĞİTİM ile ve Allah için mücadele (cihad) ile geçirmişlerdir.

Netice olarak anlıyoruz ki ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI, halk arasında uygulandığı tarzda; elde tespih, dil ile “Allah, Allah …” demek değildir. ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI; Allah’ın bizler üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmaktır.
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.
Kaynak:İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Anonymous (8. January 2011), hiiic (8. January 2011), snobyx (8. January 2011)
Alt 9. January 2011, 11:04 AM   #2
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu dini en iyi anlayan ve en iyi uygulayanların, peygamberimiz ile onun çağdaşı olan ve ondan eğitim, terbiye alan Müslümanlar, yani sahabe-i kiram oldukları hiç şüphesiz ve tartışmasızdır. Onlar ise bu ayetleri, bugünkü sapık tarikat, tekke ve tasavvuf anlayışıyla anlayıp uygulamamışlardır. Onların, ellerinde tespih, bilmem kaç kere “Allah, Allah ...” dediklerini kimseler duymamış, kitaplar yazmamıştır. Onlar, ömürlerini lâklâkla geçirmemişlerdir. Çünkü onlar LÂFLA PEYNİR GEMİSİNİN YÜRÜMEYECEĞİNİ bilmekteydiler. Onlar, kişinin aynasının “iş” olduğunun, lâfına bakılmayacağının bilincinde oldukları için ömürlerini hep EĞİTİM ile ve Allah için mücadele (cihad) ile geçirmişlerdir.
Bunu siz yazmadınızmı Hani siz ALLAH Rasulunden s.a.v gelen rivayetlere uydurma diyordunuz.Nerde sizin deliliniz ALLAH Rasulunun a.s ve sahabenin r.anhuma bunu yapmadığına dair kanıtınız.
Siz ordamıydınız.

Netice olarak anlıyoruz ki ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI, halk arasında uygulandığı tarzda; elde tespih, dil ile “Allah, Allah …” demek değildir. ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI; Allah’ın bizler üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek
Bu tefekkür değilmi.ALLAH c.c tefekkürü zaten bildirmiş.Niye ona tefekkür demişde zikrullaha tefekkür dememiş.
الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَٰذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Onlar, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar ve göklerle yeryüzünün yaratılışını düşünürler de Rabbimiz derler, bunları boş yere yaratmadın, noksan sıfatlardan arısın sen, koru bizi ateşin azabından.

, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmaktır.
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.
Kaynak:İşte Kur'an
Kendi yazdığınız şeyleri okumuyormusunuz siz.
Bu nasıl bir iştir anlayamıyorum.
İşte ALLAH Rasulunun s.a.v elinden Kuran yorumu alınıpda başkalarına verilirse zikri böyle insanlara yutturmaya çalışırlar.
Bunuda yaparken ALLAH Rasulu s.a.v hiç yaptımı sahabe hiç yaptımı derler Ellerinde hiç rivayette yoktur yapmadıklarına dair.
Halbuki o kadar hadis var ALLAH ın bizzat dil ile zikredilmesine dair.
O kadar hadis rivayeti uydurma.
Naklettiği ve nakletemediği hadislerin tamamını uydurma yapmak için ıslahatını soruyor.
Sen hadis ilminden çok anladığından dolayıdır ki.Hepsine uydurma diyorsun.
Bakın ALLAH RAsulunun s.a.v nasıl ALLAHI zikrtemediğini öğrendiği yer neresiymiş Kuranmış.Resmen ALLAHIn Kelamına iftiradır.
ALLAH Kullarına zikredin diyecek ALLAH Rasulude bunu hiç yapmayacak.
Bunların kafadan uydurdukları ALLAH RAsulunun s.a.v görüşü.Oh ne güzel dünya bu nasıl din anlayışı bu nasıl Kuran anlayışı.
Sonrada kendi yorumlarını ALLAHIN sözü diye yutturmaya kalkarlar
bakın ne diyor.
Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.
Kaynak:İşte Kur'an
Zikrullah
ile tefekkür arasındaki farkı anlayamayacak olmak ya cahillikdir yada biliyorsa fitnecilikdir.
Bu kadarını anlayamıyorsanız.
Bu yazımı okuyan ve arapça bilen herkese soruyorum herkesde cevap versin.
ZİKR dil ile söylemek tefekkürde düşünmek değilmidir.
Arapça öğrendiğiniz hocalar size Zİkri tefekkür olarakmı açıkladılar.
O zaman tefekkürüde Şeytanı anmak diyemi açıkladılar.
ALLAHI insana benzetip haşa ALLAH da seni ebu maruf ebu maruf diyemi anacak deyip.Haşa ALLAHın nasıl insanı anacağına karışarak kendinizi haklımı çıkaracağınızı sanıyorsunuz.
Namazda Kurandan kolayınıza geleni okuyun diyen ALLAHU TEALANIN kelamını zikretmek doğru Onun ismini okumak yanlış.
Hac 28
Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansınlar . Artık ondan hem kendiniz yeyin,hem de yoksula, fakire yedirin.
Sen Kurban keserken ALLAHIn ismini nasıl anacaksın.
Burda dil ile anacaksın.İş tasavvuf oldumu ALLAHın ismini anamazsın.
Yahu Kuran okumaya başlarken bile Hiç Kuran okumadınmı sen.
Bismillahirrahmanirrahim diye bir başlangıç vardır.
Süretül-Fatihanın başında hatta tevbe süresinin dışında bütün sürelerde vardır.
Bu ne demektir.
Rahman ve Rahim olan ALLAHIn ismiyle.
Bunu okurken dahi ALLAHI zikrediyorsun.
Nasıl oluyorda ALLAHI zikretme diye bir şey yoktur şeytanın oyunudur.
Bunu belirten ALLAH c.c Şeytanmı.
Yoksa sen ALLAH diye Şeytanamı tapıyorsun

Konu ebu Maruf tarafından (9. January 2011 Saat 11:32 AM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10. January 2011, 12:26 AM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum!

Yazılara verdiğiniz cevaplardaki çarpıtmaları göstermek için çarpıtma yaptığınız yazının aynını asıyoruz ancak siz çarpıtmalarınıza yine devam ediyorsunuz.

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
“Bu dini en iyi anlayan ve en iyi uygulayanların, peygamberimiz ile onun çağdaşı olan ve ondan eğitim, terbiye alan Müslümanlar, yani sahabe-i kiram oldukları hiç şüphesiz ve tartışmasızdır. Onlar ise bu ayetleri, bugünkü sapık tarikat, tekke ve tasavvuf anlayışıyla anlayıp uygulamamışlardır. Onların, ellerinde tespih, bilmem kaç kere “Allah, Allah ...” dediklerini kimseler duymamış, kitaplar yazmamıştır. Onlar, ömürlerini lâklâkla geçirmemişlerdir. Çünkü onlar LÂFLA PEYNİR GEMİSİNİN YÜRÜMEYECEĞİNİ bilmekteydiler. Onlar, kişinin aynasının “iş” olduğunun, lâfına bakılmayacağının bilincinde oldukları için ömürlerini hep EĞİTİM ile ve Allah için mücadele (cihad) ile geçirmişlerdir.”
Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bunu siz yazmadınızmı Hani siz ALLAH Rasulunden s.a.v gelen rivayetlere uydurma diyordunuz.Nerde sizin deliliniz ALLAH Rasulunun a.s ve sahabenin r.anhuma bunu yapmadığına dair kanıtınız.


Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
Evet ben yazdım Delilim Allah’ın Resulunun tebliğ ettiği Kur’an ve on yıl içerisinde oluşturduğu devlet. Tarih ve Siyer Kitapları. Aklımızdaki değil Allah’ın Kitabında belirttiği Resulune dayanmak ki o da tartışmasız olanı Kur’an’dır.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Siz ordamıydınız.

Sen nerden biliyorsun sahabenin tesbihi olmadığını yada ALLAHI zikretmediğini ordamıydın..
Sorunuza

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
Ben orada değildim. O dönemi Kur’an okuyarak, Tefsir okuyarak,siyer okuyarak, hadis kitaplarını okuyarak,tarih kitaplarını okuyarak öğrenmeye anlamaya çalıştım.Okuduklarımın hiçbirinde Allah Resulunun ve ashabının elinde tesbihle zikrettiklerini okumadım. Peki ya sen, sen orada mıydın? Sen hiç okuduğun siyer kitaplarında, tefsir kitaplarında, hadis kitaplarında Allah resulunun ve ashabının elinde tesbihle zikrettiklerini okudun mu? Okuduysan örnek ver de görelim.
Ancak, Kur’an ayetlerinde geçen “tesbih ediniz”, “tesbih ederler” sözlerini elde çekilen tesbihlerle karıştırmayasınız.
diyorum.

Siz de yazıları çarpıtma yerine Kur’an’dan , tefsir kitaplarından,siyer kitaplarından,hadis kitaplarından bu söylediklerimin aksini gösteren deliller getiriniz .

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı


Netice olarak anlıyoruz ki ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI, halk arasında uygulandığı tarzda; elde tespih, dil ile “Allah, Allah …” demek değildir. ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI; Allah’ın bizler üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmaktır.
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.
.
diyoruz.
Siz ise bu paragrafta yazılanlara

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bu tefekkür değilmi.ALLAH c.c tefekkürü zaten bildirmiş.Niye ona tefekkür demişde zikrullaha tefekkür dememiş.
الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَٰذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Onlar, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar ve göklerle yeryüzünün yaratılışını düşünürler de Rabbimiz derler, bunları boş yere yaratmadın, noksan sıfatlardan arısın sen, koru bizi ateşin azabından.
bu cevabı veriyorsunuz.

Adamın birine sormuşlar:
“Neden namaz kılmıyorsunuz ?
O da:” Kur’an ‘da “Allah namaz kılmayınız.” diye yazıyor demiş.
İyi de onun öncesinde de “sarhoşsanız “ yazıyor demişler.
Ben orasını okumadım demiş.

Sizinki de o hesap.Dam başında saksağan kaz beline vurmayı.
Boşuna dememişler: "Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, Çünkü cahil ne gelirse söyler diline." diye.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Kendi yazdığınız şeyleri okumuyormusunuz siz.
Bu nasıl bir iştir anlayamıyorum.
İşte ALLAH Rasulunun s.a.v elinden Kuran yorumu alınıpda başkalarına verilirse zikri böyle insanlara yutturmaya çalışırlar.
Bunuda yaparken ALLAH Rasulu s.a.v hiç yaptımı sahabe hiç yaptımı derler Ellerinde hiç rivayette yoktur yapmadıklarına dair.
Halbuki o kadar hadis var ALLAH ın bizzat dil ile zikredilmesine dair.
O kadar hadis rivayeti uydurma.
Naklettiği ve nakletemediği hadislerin tamamını uydurma yapmak için ıslahatını soruyor.
Sen hadis ilminden çok anladığından dolayıdır ki.Hepsine uydurma diyorsun.

Bütün siteleri dost1 diye arattırınız. Allah resulu ile ilgili yazdıklarımızı okuduğunuzda yüzünüz kızarmazsa bu iftiraları tekrar yazarsınız.

Mezhepler başlığındaki yazılara bakılabilir.

O başlıktaki yazımızdan alıntı yapmak istiyorum ki altında teşekkür işaretiniz var.

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı

Selamun Aleykum! Değerli Ebu Maruf Kardeşim!


Allah razı olsun. Din adına yazılanlardan yararlanmak ile yazılanları dinleştirmek farklı şeylerdir ki yazıda buna dikkat çekilmiştir.

İnsanlar, inançlarıyla ilgili olduğunu düşündükleri her türlü çalışmaları okurlar incelerler ve inançlarının ana kaynağı olan "Kitaptakilerle" uyuşup uyuşmadıklarına bakarak bir sonuca ulaşırlar.

Sorun bunun yapılıp yapılmamasında değil okunanların okuyanlarınca "din olarak algılanıp algılanmamasında" hatta daha da ileri giderek kendisinin okuduklarına karşı çıkan yazıları savunanları "dinsizlikle" ve "sapkınlıkla" nitelendirilmesindedir.

Kendisini "LA İLAHE İLLAALAH MUHAMMEDİN RESULULLAH" diyerek "MÜSLÜMAN" olarak niteleyen kişi için "DİN ALLAH'INDIR" ALLAH RESULU'NUN ALLAH'TAN ALDIĞI VAHİYLERİN TEBLİĞİNDEN OLUŞANLARDIR Kİ,BU DA KUR'AN'DA OLANLARDIR.

Allah'ın Resulu tebliğ ettikleri ile ilgili soru soranlara elbette cevap verecektir ve vermiştir de. Yine Allah'ın ayetlerini okuyup anlamaya ve yaşamaya çalışanlar kendilerine sorulan sorulara cevap verecektir ve vermiştir de...

Allah'ın Resulu ile aramızda yaklaşık 1400 yıl gibi bir zaman vardır. Allah Resulunun ağzından çıkan sözlerin tartışmasız geleni sadece KUR'AN'dır. Bunun dışında Allah Resulu'ne izafe edilen sözlerin KUR'AN gibi kesinliği sözkonusu değildir bunun için de KUR'AN'ın denetiminden geçirilmeden değerlendirilmesi yanlıştır.

Yine adına izafe edilerek oluşturulmuş mezhepler vardır . Bunların söylemlerinin de "din olarak algılanması" yanlıştır ki birine göre doğru olan diğerine göre yanlıştır.

Allah'ın dinine inananlar için tek ölçüt olmalıdır o da "sayısız mehhep görüşleri" değil KUR'AN'dır.

Bu konularda ne söylediğimizi biliyorsunuz ve yine de çarpıtma ve iftiranıza devam ediyorsunuz. Yazık. Allah sizi affetsin.

Ne zaman ki,

"Yaşar Nuri Öztürkün hamr la ilgili fetvası: Diyorki bir insan sarhoş edici bir içeceği veya maddeyi sarhoş olana kadar içebilir bu helaldir."


yazınızın kaynağını sorduk işler birden değişiverdi. Bu söylediğinizin tam tersi söylemi var diyerek o söylemin sayfa numarasına kadar kaynağını verdik.

Yanılmışız deme basiretini gösteremediniz ve yazılanları çarpıtma işine başladınız.


Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bakın ALLAH RAsulunun s.a.v nasıl ALLAHI zikrtemediğini öğrendiği yer neresiymiş Kuranmış.Resmen ALLAHIn Kelamına iftiradır.
ALLAH Kullarına zikredin diyecek ALLAH Rasulude bunu hiç yapmayacak.
Bunların kafadan uydurdukları ALLAH RAsulunun s.a.v görüşü.Oh ne güzel dünya bu nasıl din anlayışı bu nasıl Kuran anlayışı.
Sonrada kendi yorumlarını ALLAHIN sözü diye yutturmaya kalkarlar
bakın ne diyor.
Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.
Kaynak:İşte Kur'an
Zikrullah
ile tefekkür arasındaki farkı anlayamayacak olmak ya cahillikdir yada biliyorsa fitnecilikdir.
Bu kadarını anlayamıyorsanız.
Bu yazımı okuyan ve arapça bilen herkese soruyorum herkesde cevap versin.
ZİKR dil ile söylemek tefekkürde düşünmek değilmidir.
Tekrar söyleyeyim:

“ZİKR” sözcüğünün sözlük anlamı; “anmak, hatırlamak, hatırdan çıkarmamak, unutmamak, öğüt almak, ibret almak” demektir. Sözcük, gerek “zikr” mastarı ve gerekse diğer tüm türevleri olarak Kur’an’da hep bu sözlük anlamıyla kullanılmıştır.
Ancak sözcük “EZ-ZİKR” şekli ile, yani başındaki harf-i tarif ile muarref (belgisizliği giderilmiş, belirtili bir sözcük yapılmış) hâlde MECAZ-I MÜRSEL olarak, “ÖĞÜT VERME” ekseni etrafında Semavî Kitaplar için yani, Vahy, İlâhî Kitap; Kur’an, İncil, Tevrat, Zebur için kullanılmıştır (Âl-i Imran; 58, A’râf; 63, 69, Hicr; 6, Enbiya; 7, 42, 50, 105, Furkan; 29, Şuara; 5, Ya Sin; 69, Sad; 1, 8, 49, 87, Zümer; 23, Fussılet; 41, Şûra; 5, Zühruf; 36, 44, Kamer; 25, Kalem; 51, Tekvir; 27, Kehf; 83, Ta Ha; 10, 99, 113, Saffat; 3, 168, Talâk; 10, Mürselât; 5, Müminun; 71, En’âm; 90).
“Zikr” sözcüğü, “ALLAH” sözcüğü ile tamlama yapılıp, “ZİKRULLAH” olarak ifade edildiğinde anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demek olur ki bizim de ana konumuz budur. Yani “zikr” mastarı (fiilin kökü) ma’mulüne muzaf olarak izafet-i lâfziyye oluşturduğunda (“anmak” mastarı, tümleci olan “ALLAH” sözcüğü ile tamlama oluşturduğunda) anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demektir. Nitekim Kur’an ayetlerinde de “… Allah’ı ANARLAR”, “… Allah’ı ANMAYA koşunuz” tarzında kullanılmıştır.


Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Arapça öğrendiğiniz hocalar size Zİkri tefekkür olarakmı açıkladılar.
Zikrin ne olduğunu yukarıda söyledim tekrar okuyunuz lütfen. Tefekkür sözcüğü var mı bakın. Zikrullahın ne olduğunu soruyorsanız yine söyleyeyim.:
Netice olarak anlıyoruz ki ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI, halk arasında uygulandığı tarzda; elde tespih, dil ile “Allah, Allah …” demek değildir. ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI; Allah’ın bizler üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmaktır.
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.



O zaman tefekkürüde Şeytanı anmak diyemi açıkladılar.

Tefekkür konusunu öğrenmek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.


Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

ALLAHI insana benzetip haşa ALLAH da seni ebu maruf ebu maruf diyemi anacak deyip.Haşa ALLAHın nasıl insanı anacağına karışarak kendinizi haklımı çıkaracağınızı sanıyorsunuz.
Namazda Kurandan kolayınıza geleni okuyun diyen ALLAHU TEALANIN kelamını zikretmek doğru Onun ismini okumak yanlış.
Hac 28
Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansınlar . Artık ondan hem kendiniz yeyin,hem de yoksula, fakire yedirin.

Aklınız,yalanınızın açığa çıkmasından doğan kinle yazılanları anlayamayacak kadar örtülmüş.

Öylesine örtülmüş ki,yazdığımız ZİKR/ ZİKRULLAH yazısını okuduğunu söylediğiniz halde
Hac 28
Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansınlar . Artık ondan hem kendiniz yeyin,hem de yoksula, fakire yedirin.

Ayetini örnek veriyorsunuz. Oysa ki, bundan bir ayet sonra gelen ayeti okusanız;

"İşte böyle. Kim Allah’ın hürmetlerine ta’zim ederse, o, onun için Rabbinin indinde daha hayırlıdır. Size tilavet edilenler müstesna, sizin için en’am helal kılındı... O halde putların pisliğinden kaçının ve yalan-uydurma sözden kaçının.

Ayetini okuyup Allah’ın emrine uyanlardan olurdunuz.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Sen Kurban keserken ALLAHIn ismini nasıl anacaksın.
Burda dil ile anacaksın.İş tasavvuf oldumu ALLAHın ismini anamazsın.
Kurban keserken değil de Allah’a kurban olmak için hayvan keserken “Allah’ın adıyla” diyerek başlarım.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Yahu Kuran okumaya başlarken bile Hiç Kuran okumadınmı sen..
Okumaz olur muyum hiç 50 yıldır kur’an okuyorum.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bismillahirrahmanirrahim diye bir başlangıç vardır.
Evet . Doğru söylüyorsunuz.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Süretül-Fatihanın başında hatta tevbe süresinin dışında bütün sürelerde vardır.
Evet doğru söylüyorsunuz Mushaflarda dediğiniz gibidir.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu ne demektir.Rahman ve Rahim olan ALLAHIn ismiyle.
Bunu okurken dahi ALLAHI zikrediyorsun.

Zikr/Zikrullah yazısını tekrar okursanız Allah’ı zikredip zikretmediğimizi öğrenirsiniz.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Nasıl oluyorda ALLAHI zikretme diye bir şey yoktur şeytanın oyunudur.


Allah’ı zikretme diye bir şey yoktur yargısına Zikr/Zikrullah yazısını okuyarak vardınız öyle mi?

Yazılanları çarpıtmak ve yalan söylemek gerçekten de şeytanlaşmış olan insanların işidir.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bunu belirten ALLAH c.c Şeytanmı. .
Haddinizi bilin ne demek Allah c.c şeytan mı?

Kur’an’ı, kulu ve Resulu Muhammed’e vahyeden ve “ikra” diye emreden Allah’tır. Kur’an’ı Allah’ın vahyettiği gibi İnsanlara tebliğ eden de Allah’ın Resuludur. Allah emrettiği için “ikra” emrine uyar ve gereğini yapanlardan oluruz. İnşaAllah.


Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Yoksa sen ALLAH diye Şeytanamı tapıyorsun .
Allah’ın kulu ve Resulu olan Allah Resulunun tebliğ ettiği KUR’AN’ da belirtilen ALLAH’a kulluk yapmaya çalışıyorum.

Resulunun tebliğ ettiği KUR’AN’I mehcur/terk edilmiş bırakarak ALLAH yerine DUNİLLAHI/ASTLARINI VELİ EDİNENLERE de uyarı görevimi yaparak şeytanlaşmış insanların tasallutundan kurtulmaları için Kur'an'da olanları tebyin ediyorum.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
hiiic (10. January 2011), Miralay (10. January 2011), snobyx (10. January 2011)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anlamak, hadislere, için, ihtiyaç, kuranı, varmıdır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:18 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam