![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() |
PEYGAMBER'İN SALÂTI: TESBİH ve ÖĞÜT; EĞİTİM-ÖĞRETİM, İSLÂM İLKELERİNİ KURUMLAŞTIRMAK
Peygamber'in ve tüm peygamberlerin tebliğ ve tebyin [müjde, uyarı, öğüt] görevi kapsamındaki en önemli işlerinden biri “tesbîh”; Allah'ı noksan sıfatlardan arındırmak, tevhidi yerleştirmektir. Bu Rasûlullah'ın salâtı olduğu kadar diğer peygamberlerin de salâtıdır. Güneşin dülûkundan [batmasından, kaybolmasından] gecenin kararmasına kadar salâtı ikâme et ve sabah Kur’ân'ını da. Çünkü sabah Kur’ân'ı görülecek şeydir. Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, onu [gece salâtını] teheccüd e [uyanıp ikâme et]! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur. (İsrâ/78-79) Sonra o [Zekeriyyâ] mihrabda dikilmiş destek verirken [eğitim, öğretim yaptırırken] melekler o'na, “Şüphesiz Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi [bir önder], iffetli bir peygamber olarak, sâlihlerden müjdeliyor” diye seslendiler. (Âl-i İmrân/39) TESBÎH تسبيح [tesbîh] kelimesinin sözlükte, “havada ve suda hareket etmek, geçip gitmek, yüzerek uzaklara gitmek” demek olan سبح [sebh] kökünden türediğini; Kur’ân'daki anlamının da, Allah'ı O'na yakışmayan şeylerden uzak tutmak, yüceltmek, O'nun her türlü kemal sıfatlarla donanmış olduğunu kavramak ve bunu her vesile ile yüksek sesle söylemek olduğunu, Kalem/29'un tahlilinde belirtmiştik. Kısaca تسبيح [tesbîh], “yaratanı tüm nitelikleriyle tanımak ve tanıtmak”tır. Dolayısıyla tesbîh'in, 33'lük ve 99'luk tesbîhlerle de, –Ebû Hureyre'ye nisbet edilen rivâyetlerde zikredildiği üzere– namazlardan sonra 33 kere “sübhânallâh” denilmesiyle de bir alâkası yoktur. İSMİN TESBÎHİ Bir ismi tesbîh etmek [noksanlıklardan uzak tutup yüceltmek], aslında o ismin sahibini tesbîh etmektir. Çünkü bir ismin sahibinin yüceliği ve kutsallığı, ismin yüceliği ve arınmışlığı ile ifade edilir. Bir kısım âlimler, “İsim ile sahibi aynıdır” demişlerse de, hepsi ismin arındırılmasındaki maksadın, sadece ismin değil, ismin sahibinin arındırılmasına yönelik olduğunu kabul etmişlerdir. Dolayısıyla burada “ismin tesbîhi”nden maksat, kendisine yakışmayan isim ve sıfatların, Rabbimizden uzak tutulmasıdır. Kur’ân'ın indiği dönemde Araplar arasında; * Meleklerin, Allah'ın kızları olduğu, * Üzeyr'in ve Îsâ'nın Allah'ın oğlu olduğu, * Bazı melek ve putların Allah'a yaklaştırıcı olduğu, * Cinnler ile Allah arasında bir neseb [soy bağı] ilişkisi bulunduğu gibi yanlış ve saçma inanışlar yaygındı. İşte, “ismin tesbîhi” emri, bu tarz inançları yansıtan isim ve sıfatların Rabbimizin isim ve sıfatları arasından derhal çıkartılıp atılmasını gerektirir. Peygamber'in toplumu ilk önce bu açıdan bilgilendirip eğitmesi, yani Allah'ı doğru olarak tanıtması gerekir. O [Zekeriyyâ], “Rabbim! Benim için bir âyet [alâmet] kıl” dedi. O [Allah], “Senin âyetin [alâmetin], işaretle hariç, insanlara üç gün, konuşmamandır. Ve Rabbini çok an, sabah-akşa [daima] tesbîh et” dedi. (Âl-i İmrân/41) O hâlde sana yakîn gelmesi için Rabbini hamd ile tesbîh et, secde edenlerden [boyun eğenlerden, teslim olanlardan] ol ve Rabbine kulluk et! (Hicr/98-99) Artık onların söylediklerine sabret, hoşnutluğa erebilmen için güneşin doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdi ile tesbîh et. Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da tesbîh et! (Tâ-Hâ/130) Ve sen, ölmeyen hayy'e [daima diri olana] güvenip dayan. Ve O'nu övgü ile arındır. Kullarının günahlarından haberdar olarak O [daima diri olan] yeter. (Furgân/58) O halde sabret. Şüphesiz Allah'ın vaadi haktır. Günahın için affedilme iste ve akşam-sabah [her zaman] Rabbini hamdiyle tesbîh et. (Mü’min/55) O nedenle, sen onların söylediklerine karşı sabret. Ve güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbîh et, ve geceden bir bölümde. Ve secdelerin artlarında da O'nu tesbîh et. (Kaf/39-40) Ve Rabbinin hükmüne sabret. Artık şüphesiz sen Bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığın zamanda, gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında Rabbinin övgüsü ile tesbîh et. Hadi O'nu tesbîh et! (Tûr/48-49) Öyleyse büyük Rabbinin adını tesbîh et! (Vâkıa/74 ve 96) Rabbinin Yüce adını tesbîh et! (A‘lâ/1) Allah'ın yardımı ve zaferi geldiği ve insanları dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğün zaman, hemen Rabbinin övgüsüyle tesbîh et ve O'ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr/1-3) O halde, çok büyük Rabbinin ismini tesbîh et [temize çıkar]! (Hâkka/52) ÖĞÜT Haydi öğüt ver/hatırlat; şüphesiz sen sadece bir öğütçüsün/hatırlatıcısın. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. (Ğâşiye/21-22) Ve dinlerini oyun ve eğlence edinmiş/oyun ve eğlenceyi kendilerine din edinmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olan kimseleri bırak ve onunla [Kur’ân ile] hatırlat/öğüt ver: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığıyla helake düşerse, onun için Allah'ın astlarından bir velî [yakın kimse] ve şefaatçi söz konusu olmaz. Her türlü dengi denkleştirse de [suçuna karşı her türlü bedeli ödemeyi istese de] ondan alınmaz. İşte bunlar, kazandıkları ile helake düşen kimselerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır. (En‘âm/70) Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Ve sen onların üzerinde zorlayıcı değilsin. O halde sen, Benim tehdidimden korkan kimselere Kur’ân ile öğüt ver. (Kaf/45) Artık sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin. Ve sen öğüt ver/hatırlat. Çünkü şüphesiz öğüt/hatırlatmak, mü’minlere fayda verir. (Zâriyât/55-55) Hadi sen öğüt ver! Artık sen Rabbinin nimeti sayesinde kâhin ve mecnûn biri değilsin. (Tûr/29) Bundan dolayı hemen öğüt ver, eğer öğüt fayda veriyorsa/verecekse, saygısı olan öğüt alacaktır. (A‘lâ/9-10) Öyleyse kâfirlere itaat etme ve onunla [Furgân ile] onlara karşı olanca gücünle büyük bir cihad yap! (Furgân/52) ALLAH ve MELEKLERİ GİBİ MÜ’MİNLERİN DE PEYGAMBER'E SALÂT ETMELERİ [DESTEK VERMELERİ] GEREKİR Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'i destekliyorlar. Ey iman etmiş kişiler! Siz de o'na destek olun ve o'nun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayın! (Ahzâb/56)
__________________
|
|
|
|
|
|
#2 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Alıntı:
Ey iman edenler! Salat (NAMAZ) için kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. (MAİDE SURESİ-6) Dua mahiyetindeki bu özel salatın tatbikinde Köle sahibi bir müslümanın kölesiyle aynı safta durması, boyun eğmenin, itaat ve teslimiyetin yalnızca Allah’a yapılabileceğini simgeleyen rüku ve secdeler, sadece Allah’ı yücelten ifadeler ve Kuran tedrisi hep genel manadaki salata hazırlık olarak yapılmaktadır. Kulun Acizliği ve Allah’ın yüceliği ön plana çıkarılarak Allah’a teslimiyet manasına gelen İslam'ın ihyası için mücadelenin bir simgesi haline gelmiştir.Namazsız ,abdestsiz müslüman düşünülemez.. Müslümanlar Kur'an'ı düşünerek, öğüt alarak okumayı, onun terbiyesine girmeyi ihmal edince, zikrim (Kuran) için salatı ikame edin emrini unutunca namaz da özünü kaybederek sadece bazı şekillerden ibaret bir tatmin aracı haline geldi. İman iddiasında bulunan insanlar Allah resulü gibi Kurana tabi olmadıkça iman etmiş olmayacaklarını bilmeli, salatı ikame ederken (genel manada ) salat etmeliler, yani namazı kılmalıdırlar. Eğer, Kur'an'da namaz diye bir ayet yoktur derseniz külliyen kafir olmuş olursunuz...
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) Konu FEDAKARADAM tarafından (7. February 2011 Saat 12:27 PM ) değiştirilmiştir. |
|
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() |
Alıntı:
Fedakar Maide 6 da namaz falan yoktur, bak bunu sana isbat edeyim. Gelenekçi müfessirler genellikle ALAK suresindeki ABDEN İZA SALLA ayetini, KULUNU NAMAZDAN KİM ENGELLER diye çevirir. Biraz sonra bunu unutur ve der ki YOKYOK NAMAZ ASLINDA MİRACDA EMRİDİLDİ. Şimdi, İster alaktaki SALLAyı ister Miracdaki tuhaf olaylar dizisini NAMAZ'ın başlangıcı olarak kabul edin. Ortaya şöyle bir tuhaflık çıkmakta. Allah, namazı ilk surede , abdesti ise en son inen ikinci surede indirmek suretiyle Nebisine ve iman edenlerine abdestsiz namaz kıldırmıştır! Öyleya, madem abdest namazın ön şartı, namaz emrinden önce inmeli değil miydi? Neden en son inen ikinci surede insin (ki ALLAH ÇELİŞKİLERDEN MÜNEZZEHTİR) Öyleyse ortaya başka bir realite çıkıyor. O da şudur; Toplantılara, eğitim merkezlerine, toplu yapılan faaliyet alanlarına PİS, PASAKLI, PESPAYE ve VURDUMDUYMAZ bir şekilde katılan Araplara.. Okkalı bir tokat lazımmış. Ve maide 6 bu görevi yerine getirmiş. Aslında bu ayet, Arabların bir medeniyet belgesidir de.. Bir ELÇİ'nin bile huzuruna giderken nasıl hareket edeceğini bilemeyen BEDEVİLERE.. Günümüzde 2 yaşındaki çocukların bile riayet ettiği bir eylemi öğretmektedir. Bu da. ARAPLAR ÜSTÜN, MEDENİ, TEMİZ VE AKILLI millettir tezini çürütmektedir maalesef. Arapların bir yarasını deşifre eden ayeti getirip abdest diye yutturmak.. Olsa olsa ya muaviyenin ya da onun çağımız uzantılarının işi olmalı demek ki!!!
__________________
|
|
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Alıntı:
Fedakar kardeş selaamlar... Size maide suresi 6 ve 7 . ayet leri yazayım isterseniz.. Biraz düşünün üzerinde.... Ey Allahakoşulsuz bir güvenle bağlananlar!İnsanların dirlik ve esenliği için toplanmadan önce.elinizi,dirseklerinize kadar yıkayın,yüzünüzü yıkayın, saçınızı silerek düzeltin, topuklarınızla birlikte ayaklarınızı yıkayın---veya silin—cinsel ilişkide bulunmuşsanız duş alın, hasta veya yolcu iseniz, yahut tuvaletinizi yapmışsanız, yahut hanımınızla cinsel ilişkide bulunmuş da su bulamamışsanız, ellerinizin avuç içlerine temiz toprak alarak Ellerinizi ve yüzünüzü temiz toprakla ovuşturun, Allah size zorluk çıkarmak istemez, ancak sizi temizlemek ve sizi gerçekten ilgilendiren kuralları tamamlamak ister, belki uyum sağlayarak iyi karşılık verirsiniz. Allahın sizin için belirlediği kurallara uyum sağlayarak anlayışınızı zinde tutun.O,na verdiğiniz sözü işittim ve kabul ettim diye sözvermiştiniz, Allahın sizin için belirlediği kurallar ile ilgili kuşkuya düşmeyin,Allah içinizde olanları biliyor. Selamlar.... |
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() |
Alıntı:
Kırmızıya aldığım cümlecik maide 6'nın ana fikrini vermekte zaten
__________________
|
|
|
|
|
|
|
#6 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Alıntı:
Zaten mezhepsizler, şeriat düşmanları sanal alemde cirit atıyorlar.Gidin de camiiler dernekler dolaşın, boyunuzun ölçüsünü alın.Bakalım sizi kaç kişi tasdik edecek?
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
|
|
|
|
|
|
#7 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Alıntı:
Konu aşık74 tarafından (12. February 2011 Saat 09:59 PM ) değiştirilmiştir. |
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Tebyin kardeş ayet i yazmayı unutmuş sanırım,ben yazayım....
MAİDE SURESİ 6 AYET : Elmalılı Hamdi Yazır Ey iman edenler, namaza kalkacağınız vakit, yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshadip topuklara kadar ayaklarınızı (yıkayın). Eğer cünüpseniz tastamam yıkanın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz hacet yerinden gelmişse ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin, niyetle o topraktan ellerinize ve yüzlerinize sürün. Allah'ın muradı sizi sıkıntıya koşmak değildir; fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz. |
|
|
|
|
|
#9 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() |
Alıntı:
Ayeti vermekle iyi etmişsiniz Ayetin, yıkayın, tastamam yıkanın, temizlenin emirleri ne kadar açık ama görene
__________________
|
|
|
|
|
![]() |
| Bookmarks |
| Etiketler |
| kuran, satan, tezgahında, şeytan |
|
|