hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kadere İman > Kader

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 2. August 2011, 06:35 PM   #1
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hangi toplumlarda dünyaya geleceğimiz bizim değil, Allahın iradesinde.
Biz sadece bize verilen hayatı nasıl yaşadığımızdan, imkanları nasıl kullanıp ne tür davranışlar sergilediğimizden sorumluyuz.

Siz avrupada da doğabilirdiniz, ve ailenizin tutumlarına göre şu anda İsanın bağlılarından oluşan bir forumu da okuyor olabilirdiniz ya da ateist bir grupla tüm dini web sayfalarına saldırı da yapıyor olabilirdiniz.
İngilterede doğmuş büyümüş olup, şu anda yazdıklarımın ızrvalıktan öte gitmeyeceğini düşünüp, çeşitli bilimsel makale ve araştırma sonuçlarını inceliyor olabilirdiniz.
Afrikada doğmuş ve bir bilgisayarın varlığından bile bilgisiz olabilirdiniz ya da şu anda suriyede halka ateş açıyor ya da kandilde iran füzesine bakıp son saniyelerinizi geçiriyor olabilirdiniz.

-Elinizde olmadan doğarsınız,
-Elinizde olmayan bir aileye sahip olursunuz,
-İnsanlar arkadaşlarını kendi seçtiklerini sanarlar, ama sizin seçemiyeceğiniz bir çevrede başka arkadaşlar seçme şansınız var mıdır?
-Eğitim olanakları sizden önce belirlenmişltir
-toplumun tutum ve inançlar (doğduğumdan beri herkes çamura girmemin faydalı olduğunu söylese hatta kaçıkca bunu yapsalardı sanırım bende o çamura girerdim)
-İş olanaklarını siz belirleyemezsiniz, tıpkı çalışma arkadaşlarınızın karakter ve tutumları gibi.

ve yaptığınız her davranış geçmiş bir birikimin yansımasıdır, milyonlarca yıllık genetik aktarımı saymıyorum bile, sadece çocukluk döneminde bilinçaltınıza ekilenler meyve vermeye başlar.

Şimdi kaderi bizim yazdığımızı söyleyenler hangi bilgiye dayanarak bundan bahsediyor?

Hepsi bir yazgının eseridir. woody allenin lafı geliyor "eğer tanrı varsa, açıklama yapmak için sağlam sebepleri olmalı"
Allahı tenzih ederim bu alıntıyı yaptım ama çok rahatsız oldum. Demek istediğim Allahın zaten bir açıklamsı var ve bunu Kuranda söylüyor.
Bütün bu karmaşanın, kaderin, yazgının bildiğimiz ve bilemediğimiz evrenin, paralel evrenlerin, bütün alemin ötesindeki mevcut ve mutlak singuleritenin (bilimsel adı bu, teklik, ALlah en baştaki mutlak tek yaratıcıdır, blime göre herşeyin oluşumunu başlatan tek şey, singularity) sebebi belli.

sebebi; Allah böyle diledi. İnsan sadece belli davranışlarla aradaki boşlukları doldurur. Cüzzi irade sadece başa gelen kadere tepki verir ancak tek başına hiçbirşey savamaz, pekçok bileşenin hesaba katılıp irdelenmesi gerekki insanın başına gelen herhangi bir musibete vereceği tepki, bir civcivin ciyaklıyarak üzerine gelen treni durdurması gibidir. Yada sizi bir yere iten yüzlerce kişiye karşı koymak gibidir, o kişiler isteyerek yada istemeyerek farklı açlılara dönmezlerse asla başaramazsınız.

hayatımız konusunda aslında kaderin oyuncağıyız. bize verilen nimetler tamamen Allahın dilemesi, alınanlar da öyle, sadece aradaki boşlukları doldurabiliriz.zaten o boşluklardan sorumluyuz.

Dileyen olursa bu yazdıklarımı ispat edecek pekçok ayeti paylaşabilirim.
ama ayeti yanlış anlamış yada toplumdan etkilenmişsem bilemem.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (3. August 2011), nerdogan (3. August 2011)
Alt 3. August 2011, 05:02 AM   #2
gerçek hanif
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2011
Mesajlar: 117
Tesekkür: 145
77 Mesajina 151 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
gerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud ofgerçek hanif has much to be proud of
Standart

Hiiic yazdıklarından şunu anladım; Rüzgarın önündeki yaprak gibimiyiz ?Madem kaderin oyuncağı isek öyle olmuyor mu ? Benim seçimim dışında başıma gelenler kader ise eğer.!Allah'ın müdahalesi olmuyor öyleyse ?Yani kur'anda yada Hadis ve sünnetlerde anlatıldığı gibi olan olaylar bugün olmuyorsa bu nedir peki ? Örnek ; Allah'ın yardımı ile Müslümanların galip geldiği yada peygamberinin başına gelen musibetlerden nasıl kurtulduğu anlatılıyor , peki şimdi neden olmuyor bu mucizeler ? Mesela Depremde Evin sağlam olduğu içinmi kurtulursun yada Dua ettiğinden mi ? Evin sağlam olduğundan değil mi ? Dua ile olsa idi yatsı namazında camii minaresiyle birlikte cemaatin üstüne yıkılmaz ayakta olurdu .Yada Yağmur çok yağdığında her tarafı sel götürürken Kabe sular altında kalmazdı.Oranın korunmuş olması lazım gelirdi.Ama öyle olmuyor.
Ateşe elini değersen yakar.Elektriğe çıplak elle donursan çarpar.Çok dindar olanıda çarpar, ateistinide.Hatta Peygamberler zamanında icat olsaydı onlar dokunduğunda onlarıda çarpardı.Yüksekten bırakılan cisim yerçekimi kanunu gereğince düşer.Bunun aksini savunmak ,Allah isterse düşmez demek bence yeterince bilgi sahibi olmamak demektir.Yani bu Sünnetullahada aykırı olurdu .
gerçek hanif isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
gerçek hanif Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (3. August 2011)
Alt 3. August 2011, 06:54 AM   #3
nerdogan
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: May 2011
Mesajlar: 47
Tesekkür: 112
27 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
nerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud of
Standart

Alıntı:
gerçek hanif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hiiic yazdıklarından şunu anladım; Rüzgarın önündeki yaprak gibimiyiz ?Madem kaderin oyuncağı isek öyle olmuyor mu ? Benim seçimim dışında başıma gelenler kader ise eğer.!Allah'ın müdahalesi olmuyor öyleyse ?Yani kur'anda yada Hadis ve sünnetlerde anlatıldığı gibi olan olaylar bugün olmuyorsa bu nedir peki ? Örnek ; Allah'ın yardımı ile Müslümanların galip geldiği yada peygamberinin başına gelen musibetlerden nasıl kurtulduğu anlatılıyor , peki şimdi neden olmuyor bu mucizeler ? Mesela Depremde Evin sağlam olduğu içinmi kurtulursun yada Dua ettiğinden mi ? Evin sağlam olduğundan değil mi ? Dua ile olsa idi yatsı namazında camii minaresiyle birlikte cemaatin üstüne yıkılmaz ayakta olurdu .Yada Yağmur çok yağdığında her tarafı sel götürürken Kabe sular altında kalmazdı.Oranın korunmuş olması lazım gelirdi.Ama öyle olmuyor.
Ateşe elini değersen yakar.Elektriğe çıplak elle donursan çarpar.Çok dindar olanıda çarpar, ateistinide.Hatta Peygamberler zamanında icat olsaydı onlar dokunduğunda onlarıda çarpardı.Yüksekten bırakılan cisim yerçekimi kanunu gereğince düşer.Bunun aksini savunmak ,Allah isterse düşmez demek bence yeterince bilgi sahibi olmamak demektir.Yani bu Sünnetullahada aykırı olurdu .
Sorunun muhatabı olmamakla birlikte fikrimi yazmak istedim.Ancak bu konuda ilim sahibi üyeler kesinlikle ayet destekli cevaplar yazacaklardır..Dua ederek ve de hiçbir şekilde akıl çalıştırmayarak-Allahın insana verdiği en büyük hazine akıl ve irade- hiçbir sorun çözülemez.Bakınız Arap toplumu.Araplar herhalde tüm dünyadan daha çok Allah der dua ederler.
Külli irade ve cüzi irade burada bence sizin sorunuzla direkt ilgilidir.Allahın sonsuz iradesi yani külli iradesi ile sonsuz dileyebilir ve dilediğinin önüne hiçbirşey geçemez.İnsanın kaderi belirlidir.Ancak sayın hiiiç in de dediği gibi biz buraya boşlukları doldurmaya, daha doğrusu nasıl dolduracağımızın görülmesi için gönderildik.Yani biz cüz i irade sahibiyiz.
Bir yazıda şöyle bir örnek verilmiş umarım sizin için açıklayıcı olur,
İnsanın "külli iradesi" ise; Kendisine verilen yeteneklerdir İşte insan, o yeteneklerden bir tanesi ile bir işe yöneldiğinde o "külli irade" artık cüz'ileşmiş olur Buradaki "cüzi" ifadesi "ufaklık" manasında olmayıp, "belirlilik" manasındadır
Mesela insanda yemek yeme kabiliyeti vardır Bu "külli iradedir" İnsan bu kabiliyeti ile simit yemeğe başladığında artık bu kabiliyeti cüzileşmiş olur Artık insan kendindeki külli iradeyi belli bir yönde kullanmış ve simit yemeğe başlamıştır İşte buna cüz-i irade denilir İnsan burada serbesttir Simit yiyebileceği gibi bir haramı yemeği de tercih edebilir Zaten onu mesul eden: ona bu tercih yetkisinin verilmesidir
nerdogan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
nerdogan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (3. August 2011)
Alt 3. August 2011, 06:42 AM   #4
nerdogan
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: May 2011
Mesajlar: 47
Tesekkür: 112
27 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
nerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud of
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allahı tenzih ederim bu alıntıyı yaptım ama çok rahatsız oldum. Demek istediğim Allahın zaten bir açıklamsı var ve bunu Kuranda söylüyor.
Bütün bu karmaşanın, kaderin, yazgının bildiğimiz ve bilemediğimiz evrenin, paralel evrenlerin, bütün alemin ötesindeki mevcut ve mutlak singuleritenin (bilimsel adı bu, teklik, ALlah en baştaki mutlak tek yaratıcıdır, blime göre herşeyin oluşumunu başlatan tek şey, singularity) sebebi belli.

sebebi; Allah böyle diledi. İnsan sadece belli davranışlarla aradaki boşlukları doldurur. Cüzzi irade sadece başa gelen kadere tepki verir ancak tek başına hiçbirşey savamaz, pekçok bileşenin hesaba katılıp irdelenmesi gerekki insanın başına gelen herhangi bir musibete vereceği tepki, bir civcivin ciyaklıyarak üzerine gelen treni durdurması gibidir. Yada sizi bir yere iten yüzlerce kişiye karşı koymak gibidir, o kişiler isteyerek yada istemeyerek farklı açlılara dönmezlerse asla başaramazsınız.

hayatımız konusunda aslında kaderin oyuncağıyız. bize verilen nimetler tamamen Allahın dilemesi, alınanlar da öyle, sadece aradaki boşlukları doldurabiliriz.zaten o boşluklardan sorumluyuz.

Dileyen olursa bu yazdıklarımı ispat edecek pekçok ayeti paylaşabilirim.
ama ayeti yanlış anlamış yada toplumdan etkilenmişsem bilemem.
Çok teşekkürler cevabınız için.Çok çok güzel açıklıyorsunuz.Elbette Allahın yazdıklarının dışına kimse çıkamıyor..Bunun bilincinde olmak zorundayız. Dediğiniz gibi sadece insani irademizle yapabileceklerimizi yapabiliyoruz o kadar.Aslında diğer yazılanlarda dikkatimi çekenler gelişmiş ülkelerin yaptıkları sayesinde refaha kavuşmuş olmalarının yanında akıllarını kullanmaktan çekinen birçok ülkenin de bildiğimiz şartlarda yaşamalarına yapılan vurgu.Yani bu ülkeler belliki bizlerden daha çok verilen aklı çalıştırmış ama acaba sadece iyi niyetlerle mi? sadece dünyayı daha güzel hale getirmek için mi?Yoksa sadece kendi ırkları için mi bilemiyorum. Diğer toplulukların tembelliğini fırsat bilip köleleştirmek için mi-tabiki o "diğer" toplumlar da suçlu- .Bu aklıma takılanlardan biri..

Bunun yanında Allah ın bizi hem nimetle hem de yoklukla sınadığını biliyorum.Bu hem bireyler hemde bireylerin oluşturduğu toplumlar için geçerliyse varlık içine doğan bir insan ile yokluğa doğan bir insanın sınavları ayrı ayrı.Yani hiçbirimiz hakettiğimiz için bu toprakta veya İsviçrede değiliz..Yine kimse hakettiği için başbakanın oğlu kimse de somalideki aç ananın oğlu olarak dünyaya gelmedi. Yine kaderimizde ana hatları ile Yüce Rabbimiz tarafından bize çizilerek veriliyor.Yani aç bir toplulukta dünyaya gelen bir insan ne yaparsa yapsın belki de hiçbirzaman bizim yediğimiz nimetleri göremeyecek ya da bindiğimiz araçlara binemeyecek olabilir vs vs. Ancak başbakanın oğlundan da diğerinden de istenen aynı.Sınav yerleri ve şartları farklı olsa da sorular birebir aynı.. Sorumu sorarken bahsettiğim evladına bakmayan ancak kendisi için çok çalışan ve başarılı olup evler katlar alan bir baba-bunun ülke versiyonu da olabilir- gerçekten hakettiği için mi oradadır?

Rabbimiz isteyen kullarına vereceğini söylüyor.Yani bu adam hep mal mülk için elini açıp gece gündüz çalışır, refah seviyesini yükseltirse, mala mülke kavuşabilir.Geldiği konuma bakarak muhtemelen böbürlenir ama geride bıraktıkları ile ilgilenmez.Bu insan belki hayatının sonuna kadar hem kendi için hem de soy sopu için çok yüksek standartlı bir hayat inşa etmiş de olabilir.
Soyundan gelenler ise bu zenginliğin üstüne geleceklerinden çok çalışmadan zenginliği devam ettirebilir. Belki bu insanların başına ciddi bir kaza bela bile gelmeyebilir.Bu insanlar kendilerini Allahın sevgili kulu bilip yaşayabilirler.
Bu konudaki fikirlerinizi okumak isterim.
Mal mülkün sınav olduğu kitabımızda belirtiliyor.Yani kişi çalışarak da kazansa, üstüne de konsa her türlü sınava dahil değil mi?

Yine kişi kendine iş güçten fakirlikten dolayı bakamaz ağır hastalıklar yaşar tedavi olamaz acılar çekerse yada durduk yere bir kaza geçirirse her ikisi de Allahtan gelen bir bir sınav değil mi?

O ülkelerin refah seviyelerine rağmen halen açgözlülükle tüketmeye ve dünyamızı tükettirmeye devam etmeleri de onların sınavında ne noktada oldukları hakkında bir fikir vermiyor mu?

Konu nerdogan tarafından (3. August 2011 Saat 06:45 AM ) değiştirilmiştir.
nerdogan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
nerdogan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (3. August 2011)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
aynı, ülkelerde, ımtihan


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:02 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam