25. April 2013, 10:14 AM | #11 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Ve Aleykum Selam Degerli Dost1 Kardesim,
iyi güzel de, demke hayvanlarda seclerinde/bagliliklarinda hatalar yapiyorlar. Bir timsah 1 sene yetiniyor bir kere beslenmesiyle, bir yilan aylarca. Baliklar tokluk nedir bilmiyorlar, catlayincaya kadar yiyorlar. Karincalar ihtiyaclari olmadigi halde ömürleri boyunca biriktirip duruyorlar. Gelecek nesilleri icin biriktirmelerine hic de lüzum yok, zaten gelecek nesilleri de ayni sekilde biriktirip duracaklardir tabiatlari usülünce. Bir vahsi hayvan dahi avlandigi ile yada buldugu les ile tika basa karnini doyurduktan sonra, baska hayvanlar bulup ta beslenmesin diye artan yemlerini bir taraflara sakliyorlar. Cekirgeler ve termiteler kurutuncaya kadar tarlalara saldiriyor tüm besinleri yok ediyorlar. Bu mudur secdeleri/bagliliklari? Insanlarin oran sayisina nispet hayvanlarin oran sayisi cok daha fazla oldugundan hesaplanacak olunursa, hayvanlarin actiklari zarar da o denli fazla olmuyormu? Belki de bu yüzdendir yeryüzündeki insanlarin tabiatlarindaki bozukluklar, hayvanlardan gördüklerini negatif hareketleri uygulamalarindan dolayi. Selam ve dua ile. |
25. April 2013, 10:39 AM | #12 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Özet olarak diyebiliriz ki, hayvanlardaki yasama gücü insanlardaki yasama gücünden daha kuvvetlidir, daha hirslidir ve daha menfaatperesttir.
|
25. April 2013, 11:18 AM | #13 | ||||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.024
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleyküm! Değerli Merdem Kardeşim!
Zinedov kardeşimizden yaptığınız alıntıdaki hicr 29 dun mealindeki "Onu amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp RUHumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın" ayetindeki "sacidin" sözcüğüne dikkat çekmek için yazdığım yazıda secdenin yere kapanmak olmadığını "bağlılık" olduğunu belirttim. Yanlış anlaşılmaya neden olmamak için "secde" sözcüğünü biraz daha ayrıntılı belirtelim. Teslim olma, boyun eğme anlamında kullandığımız “secde” sözcüğünün ilk ortaya çıkışı, “devenin sahibini üstüne çıkarması için boynunu kösmesi, (eğmesi)” ve “meyve yüklü hurma dallarının, sahibinin rahat uzanıp toplamasına elverişli olarak eğilmesi” anlamındadır. Daha sonra da sözcük; “ülke krallarının bastırdıkları para üstündeki kabartma resimlere tebaanın baş eğerek bağlılık göstermesi” anlamında kullanılmıştır. (Lisan ül Arab; c:4, s:497) Demek oluyor ki “secde”; “kişinin bilinçli olarak bir başkasına -kendisinden daha güçlü olduğunu kabul ederek- teslim olması, boyun eğmesi, onun otoritesi dışına çıkmaması” demektir. Kur’an’da defalarca nakledilmiş olan, “meleklerin Âdem’e secde etmeleri” de işte bu anlama gelmektedir. Yani melekler (tabiat güçleri), Âdem (bilgili kimse) karşısında, o kendilerinden daha güçlü olduğu için ona boyun eğmişler ve teslim olmuşlardır. Görüldüğü gibi, “secde” sözcüğünde “yere kapanmak” anlamı yoktur. “Yere kapanmak” eylemi “harur” sözcüğü ile ifade edilir. Kur'an'da bazı ayetlerde “harru sücceden” diye geçer ki bunun anlamı; “secde ederek (teslim olarak) yere kapandılar” demektir. 17.107 - Gul âminû bihî ev lâ tu'minû, innellezîne ûtul ılme min gablihî izâ yutlâ aleyhim yehırrûne lil ezgâni succedâ. 17.108 - Ve yegûlûne subhâne rabbinâ in kâne vağdu rabbinâ lemef'ûlâ. 109 - Ve yehırrûne lil ezgâni yebkûne ve yezîduhum huşûâ. İsra; 107–109: De ki: Siz ona (Kur’an’a) ister inanın, ister inanmayın; şu daha önce kendilerine ilim verilenler; o (Kur’an) onlara okunduğunda onlar, secde ederek (teslimiyet göstererek) çeneleri üstü kapanırlar. Ve: “Rabbimiz tenzih ederiz. Rabbimizin vaadi mutlaka gerçekleşecektir.” derler. Ve onlar, ağlayarak çeneleri üstü kapanırlar. Ve bu (Kur’an) onların huşuunu (alçak gönüllüğünü) artırır. Şimdi sorularınıza -Ahzab 72 yi de gözardı etmeden- geçelim. Ahzab 72:"Şüphesiz Biz, emaneti [bütünlüğü, kusursuzluğu, mükemmelliği] göklerin, yerin ve dağların üzerine yaydık, yaygınlaştırdık da, onlar, onu taşımaya yanaşmadılar, bütünlüğün, kusursuzluğun, mükemmelliğin alıp götürülmesinden korktular. Ve onu insan taşıdı [onu aldı götürdü, ona ihanet etti]. Şüphesiz insan, çok yanlış davranan; kendi zararlarına iş yapan ve çok cahildir." Alıntı:
Alıntı:
İsra;44: "Tüm gökler/ uzay, yeryüzü ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı noksan sıfatlardan arındırırlar. O'nun övgüsü ile birlikte noksan sıfatlardan arındırmayan hiçbir şey yoktur. Fakat siz, onların Allah'ı noksan sıfatlardan arındırmalarını iyi kavramıyorsunuz. Şüphesiz ki O, yumuşak davranandır, çok bağışlayandır." Doğal ortamında çatlayıncaya kadar yiyip de çatlayan balık var mıdır? Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Kime karşı olan secdeleri? Alıntı:
Eğer hayvanlar insanlara zarar verecek şekilde proğramlanmış olsalardı yeryüzünde bir tane bile insan kalmazdı. İnsanlık; Allah'a olan secdesi/bağlılığı tek otorite tanımasından doğacak ahlakla her yaratılandan alınacak dersi alanlar olacaktır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||||||
25. April 2013, 11:43 AM | #14 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Allah emeklerinizden razi gelecektir muhakkak. Ben de tesekkürlerimi sunarim. Verdiginiz linke daha bir takim linkler eklenmis. Kisacasi söylemek istedigim, sizin anladiginiz sekilde ben anliyamiyorum. Vermis oldugunuz yazarlarin ve sitelerin paylasimlarini, izahlarini, ifadelerini okurken kafam karisiyor. Allah'in apacik izah ettigi ayaetleri anlamam icin yeni bir külliyat okumak zorunda kaliyorum. Bu da yine eskileri hatirlatiyor, siz Kur'an dan anlamazsiniz, biz anlar ve size aciklariz durumuna geliyor. Elbette ayetler üzerinde düsünüyor, emek sarfediyorum, arastirmalar yapiyorum. Ama Kur'an bu kadar karmakarisik yollardan anlasilma yoluna gidilecek olursa benim icin cok cok zor oluyor. Allak bullak oluyorum. Kur'an indirildigi zamanlarda nasil oluyordu, o cahil Araplar yalniz bir kac soruyla gecistirmis konulari. Demek geri kalan her bir seyi anlamislar o cahil halleriyle. Sana ....soruyorlar ayetlerinden de anlasildigi kadariyle sorulan sorular esasinda günümüzde hic bir problem yaratmiyor, günümüzde kaynasan sorularla hatta bir iliskileri bile yok. Sadece önemsiz konularda mi sorular yöneltilmis acaba? Geri kalan ayetleri edebiyat yazarlari, köse yazarlari ve alimlerin aciklamalariyla mi tamamliyacagiz? Bu da Kur'an i herkesin anlayamadigini koyar orta yere, sayet her ayetin yanina sayfalar dolusu bir izah gerekiyorsa. Ben normal bir insanim, gayet normal. Fazla laf ebeliginin oldugu yerde canim sikiliyor bir nevi. Kendi dilimden olmadigin kanisina variyorum cogunlukla. Her bir dini yazi icin söyliyemem, bir cok yazilar var zevk ile okuyorum, yazilis ve anlayiz tarzlari ilgimi cekiyor. Agir ve uzun dolambacli sekillerdeki yazilar bana agir geliyor. Rabbim elbette sikintili yollardan bilgi edinip zora düsmemi elbette arzu etmez. Benim icin ideal olan, Kur'an ayetlerini kainat ayetleri esliginde degerlendirme seklidir. Kendim anlamak istiyorum. Kendim tatbik istiyorum. Devamli onun bunun uzun uzadiya agir bir dille yazilmis satirlarini okumaktan icime bikkinlik geldigi oluyor. Bir devlet kanunu maddelerinde, tibbi deyimlerde, kimya ve bioloji alaninda, avukatlarin ifadelerinde, uzay hakkinda aciklamalarda kullanilan mesleki kelimeler yoruyor beni, halk dilinde bir anlatis seklini tercih ediyorum. Ben akademiden ögrenim görmüs birisi degilim, bu yüzden halk dilini seviyorum. Agir tabirlerden hoslanmiyorum. Zaten yarim asra yakindir dilimden uzak kalmisim, türedi kelimelerle vakit geciremem, türkcemin yanina yeni yeni tükce lügatlar katmam lazim gerekir. Yabanci kelimelerden hoslanmiyorum. Hoslanmis olsam oturur Kur'an i almanca okurum. Hic olmazsa az bucuk almancam da var. Ama ben türküm, benim ana dilim türkce, sade türkcedir, icinde farscasi arabcasi latincesi yunancasi ingilizcesi vb. karismis bir dil ortakligindan hoslanmiyorum. Selam ve dua ile. |
|
25. April 2013, 12:42 PM | #15 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Degerli Dost1 Kardesim,
TV de seyrettigim doku programlarindan bildigim kadariyla, karincalar devamli yiyecek stokundadirlar. Hatta baska karinca yuvalarindan caldiklari yumurtalari kendi yuvalarina tasir, yumurtadan ciktiklarinda onlari esir olarak tasirlar. Timsahlar ve yilanlari kanaatkar olarak tanimlayabiliriz, ya uzun sindirimlerinden dolayi yada doyum hislerinin oldugundan dolayidir ki devamli av pesine düsmezler. Allah bilir. Baliklar icin de Rabbimiz rizki düzenli vermistir. Bol bol bulsalar onlar da tika basa tepecekler midelerini. Kimi baliklar sezon dolayisiyla baska deniz bölümlerine göc ederler. Kimileri devamli birbirlerinden saklanir ve korunurlar, o yüzden baliklarin sürekli beslenmeleri engelli olur tabiatta. Yabani hayvanlar bencildirler, baska hayvanlarla paylasmayi sevmezler. Cekirgelerin hangi nedenle, bilhassa en fakir ülkelerin hasadlarini yok ettiklerini, insanlarin ve büyükbas hayvanlarin ana besini olan tahili yok ederek onlari ölüme sürüklediklerinin sebebini bende bilmek isterdim. Belki de bu yüzdendir yeryüzündeki insanlarin tabiatlarindaki bozukluklar, hayvanlardan gördüklerini negatif hareketleri uygulamalarindan dolayi. bu satirlari yazmamdaki maksat, güzel huylu insanlar hayvanlardan güzel örnekleri alirlar, tabiati bozuk olanlar da yirtici ve egoist hissi veren örneklerini alirlar kendilerine. Bu örnekler sadece bir kacidir kainat ayetlerinin. Insanlarin kabul ettigi yükü besbelli hayvanlar kabul etmek dahi istememisler, sorumsuz bir sekilde hayatlarini sürdürebilmek icin olsa gerek. Sayet akil yanliz insanlara mahsus bir vergi ise, o zaman hayvanlar bilincsiz bir sekilde, bir robota uygulanmis program misali sartsiz ve itirazsiz olarak Rabblerine secdelerini sürdürüyorlardir. Selam ve dua ile. |
Bookmarks |
Etiketler |
kuranda, ruh |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|