![]() |
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 921
Tesekkür: 191
556 Mesajina 1.179 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
🌿 Allah Rızası: Kur’an’ın Kalbindeki Denge
İnsan hayatının en temel arayışı nedir? Mutluluk, huzur, başarı... İslam inancında ise tüm bu arayışların ortak paydası, Kur'an'ın merkezine yerleştirdiği tek bir kelimede somutlaşır: Rıza. Rıza, salt bir duygu ya da ödül değil; varoluşun Yaratan ile kurduğu denge, ruhsal sükûnetin en üst makamıdır. Arapça’da “R-D-Y” kökünden gelen bu kelime, hoşnut olmak, gönül huzuruyla kabul etmek ve onaylamak anlamlarını taşır. Kur’an’ın yaklaşık kırk yerinde karşımıza çıkan rıza, "rızvan", "radiye" (razı olmuş) ve "mardiyye" (razı olunan) gibi farklı biçimleriyle, basit bir kabullenmenin çok ötesinde, varlıkla Yaratan arasındaki doğru yönelimin adıdır. Rızanın İki Kanadı: Karşılıklı Bağ Kur'an-ı Kerim rıza kavramını, tek taraflı bir teslimiyet olarak değil, karşılıklı bir sevgi ve güven bağı olarak sunar. Bu bağın iki yönü vardır: İnsanın Allah’tan razı olması ve Allah’ın kulundan razı olması. 1. İnsanın Allah’tan Razı Olması: Özgürleşen Kalp Bu, teslimiyetin ve imanın en olgun halidir. Başa gelen olayları bir isyan yahut sorgulama konusu yapmak yerine, "Rabbim böyle uygun gördü" bilinciyle kabul etmektir. Kalbin Allah’a tam bir güven içinde olması, O'nun hükmünde hikmet olduğunu idrak etmesidir. Bu makam, bir ruhsal özgürlük halidir. Kişi, olayların dışsal baskısından kurtulur, kaderiyle barışır ve Rabbiyle huzur bulur. Furkan suresinde geçen, "Ey huzura ermiş nefis! Rabbinden razı ve O da senden razı olarak dön," (Fecr 27−28) hitabı, bu iki yönlü sükûneti müjdeler. Razı olan insan, aynı anda razı olunmaya da layık hale gelir. 2. Allah’ın Kulundan Razı Olması: En Büyük Nimet İnsanın bu teslimiyetine karşılık, Allah’ın kulundan razı olması, tüm manevi arayışların zirvesidir. Kur’an'da, "Allah mümin erkeklerden ve mümin kadınlardan razı olmuştur; onlar da Allah’tan razı olmuşlardır," (Beyyine 8) ifadeleriyle bu karşılıklı durum tasvir edilir. Allah’ın rızası, insanın imanının, niyetinin ve ahlakının ilahi ölçüye tam olarak uymasıyla gerçekleşir. Hatta, cennetin vaat edilen tüm güzelliklerinden daha yüce bir nimet olarak tanımlanır: “Allah’ın rızası, işte bu en büyüğüdür.” (Tevbe 72) Yani rıza, bir mekân (cennet) değil; manevi bir mertebe ve makamdır. Rızayı Kazandıran Üç Temel Davranış Kur’an rızayı soyut bir inançtan çıkarıp, hayatın içine yerleştirir. Allah’ın rızasını kazanmak; niyet, ahlak ve sabır merkezli pratiklerle mümkündür. a. Samimi Niyet (İhlas) Her eylemin değerini belirleyen anahtar, niyettir. "Onlar Allah’ın rızasını ararlar," (Ra’d 22) ayetinde belirtildiği gibi, yapılan işin gösteriş, çıkar veya övgü için değil, sadece Allah’ın hoşnutluğunu kazanma niyetiyle yapılması esastır. Samimiyet, amelin Allah katındaki değerini belirler. b. Adalet ve Merhamet Rıza, pasif bir kabulleniş değildir. Allah rızası, zulme rıza göstermeyi kapsamaz. Kur’an’a göre, "Allah zalimlerden razı olmaz," (Al-i İmran 57) ayeti, rızanın adaletin yanı başında konumlandığını gösterir. İyilik, merhamet ve hakkaniyet, ilahi rızanın pratik zeminini oluşturur. c. Sabır ve Teslimiyet "Allah sabredenlerden razıdır," (Al-i İmran 146) buyruğu, rızanın temel direklerinden birini işaret eder. Rıza, olayların sonuçlarından mutlu olmak değil; Allah’ın hükmünden emin olmak demektir. Sabır, bu sarsılmaz güvenin eyleme dökülmüş, dirayetli halidir. Rızanın Zıddı: Gazap (İlahi Hoşnutsuzluk) Rızanın karşıtı, Kur’an’da "gazap" yani ilahi hoşnutsuzluk olarak ifade edilir. Gazap; kibir, haksızlık, nankörlük ve inkâr gibi ilahi düzene direnişin sonuçlandığı ahlaki bir karşılıktır. Rızada, "Allah ne isterse o olur" bilinci varken; gazapta, "Ben ne istersem o olmalı" isyanı ve benmerkezciliği vardır. Bu nedenle rıza, teslimiyetin meyvesi; gazap ise direnişin bedelidir. Sonuç: Rıza Makamına Erişmek Allah rızası, bir insanın dünyayı terk etmesi değil; dünyayı Allah’ın onayına göre yaşamasıdır. Bu makam, sadece duygusal bir memnuniyet değil; varlığın Allah’a doğru yönelmesiyle oluşan içsel bir denge halidir. İbadetin amacı, ahlakın nihai gayesi ve tüm çabaların odak noktası tek bir soruya bağlanır: "Allah bundan hoşnut olur mu?" Ve sonunda, kalbin susması, aklın teslim olması ve ruhun sükûna ermesiyle Kur’an’ın en huzurlu çağrısı gelir: “Ey huzura ermiş nefis, Rabbinden razı, O da senden razı olarak dön.” (Fecr 27−28) İşte gerçek huzur, Allah rızasında gizlidir. https://dersvekuran.blogspot.com/202...eki-denge.html |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
allah, denge, kalbindeki, kur’an’ın, rızası |
|
|