![]() |
|
|
|
|
#1 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Alıntı:
Bir hayvanı kurban edince, onu 3 eşit şekilde parçalara bölüp; 1.bölüneni; aile tüketimine, 2.bölüneni; akraba, komşu, eş dosta, 3.bölüneni; ihtiyaç sahibi fakir fukaraya vermek üzere bulundurduğunuz bir anda, diyelimki, çok sayıda yoksul, gariban tam da kurban kestiğiniz yere gelip, sizden et istediler. Şimdi size göre; onlara ayrılan 3.bölümü, gelenlere eşit şekilde paylaştırmalısınız değilmi? a-Peki bu durumda da kişilere, önemsiz bir miktar düşerse ne yapacaksın? b-fakirlerden az, maz neyse hepsine ayırdığın bölümü dağıttın gittiler. Hemen ardından bir fakir daha geldi diyelim, O zaman ne yapacaksın? - Orada, iki bölüme ayrılan etler durduğu halde; "Size ayrılan payları başkalarına verdim, sana yok" mu diyeceksin? - yoksa; diğer bölünenlerden tutup onadamı vereceksin? Eğer böyle yaparsan, bu defa 3 eşit bölüme ayırmamış olacaksın, ayete ters düşeceksin demektir değilmi? Gördüğün gibi zorlama olarak 3 bölme gibi bir durum yoktur. Kurban kesen olarak, 3 bölme falan demeden, mümkün olduğu kadar fakir fukaraya dağıtman gerektiğini bilmelisin. Sen, zaten kurban kesebildiğine göre, et de alabilecek durumda olduğundan, kendine et almayabilirsin. Ancak, dağıtım yaptığınız halde bitiremediğiniz bir kısım olursa onları eş-dost-aile olarak yiyaybilmeniz gerekir. Bunlar, asıl konuda, senin verdiğin örneğe göre kurban ile ilgili hatalı düşüncenin düzeltilmesine ilişkin açıklamalardı. Asıl konuya gelecek olursak; Bir kimse, bilim adamı yada başka bir meslekteki kimse veya tüccar olsun. Bu kimse, kendini ve imkanlarının hepsini insanlar için harcasın. Ama, LA İLAHE İLLALLAH kavramını anlamaya, ona iman edip, ona göre yaşamaya çalışmasın. Şimdi sen, bu kimsenin cennete girmesi gerektiğinimi söyleyeceksin? Bu sorunun cevabını da net olarak vermeni bekliyorum. Yazılar içinde konular boğulmasın ve bunun cevabı atlanmasın. selamlar, aorskaya |
|
|
|
|
|
|
#2 | ||||
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Selamlar;
Aorskaya kardeşim yazında sitemde bulunmuşsun, senin iddialarını çarpıtmaktan bahsetmişsin; Alıntı:
Aşağıda yazdığın yazılardaki yazdığın bana göre çelişki olanları senin çelişki olarak görmemen, işte kavramları yanlış olarak zihnine yerleştirmenden kaynaklanıyor, bu sadece seninle ilgili olan bir şey değil genel olarak toplumda bir kavram kargaşası var, oda ezberci eğitim sisteminden kaynaklanıyor, neyse yazılarını alıntılıyorum bir tekrar oku; Alıntı:
Bilim İnsanı, geniş anlamda bilgileri elde etmek için sistematik bir faaliyet yapan kişi. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Kişi bilimin bir veya birden fazla alanında uzman olabilir. Bilim insanları; fiziksel, matematiksel ve sosyal alanlarda da dahil olmak üzere doğanın tüm alanlarında araştırmalar yaparlar. Objektif(nesnel); Tarafsız (bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan) Objektif = Kesin = Bilimsel = Değişken olmayan = Kanıtlanabilir = Herkese göre aynı Alıntı:
Yazdıklarındaki çelişkiyi gör, Alıntı:
Bilim adamları Allahın yarattığı ayetleri inceliyor. Bilim adamları “varlık alemi” ile Allah arasında nasıl bir ilişki kuracaklar, neyi göreceklerde gizlemeyecekler? Hangi deney ve gözlem sonucunda bu bilgilere ulaşacaklar? Böyle bir şey beklemek, bana göre çok büyük bir çelişki mantıksızlık! Senin bildiğin, bilim adamlarının sakladığı, Allahla ilişki gördükleri bir durum mu var? Seni tekrar uyarıyorum, senin dediğin tarzda bir ilişkiyi bizler kurabiliriz, bilimin ortaya çıkardıkları bilgileri kullanarak Allahın ne kadar yüce olduğunu, bizim aklımızın bunu anlamaya yetmediğini kabul ederiz, ayrıca ortaya çıkan bu bilgilerle cahilliğimiz ortadan kalkar bu ayrı. Bilim adamı ulaştığı bilgilerle Allahın yücelik sıfatları arasında bağ kuruyorsa, bu onun kendi imanını kuvvetlendirir, bize kamuoyuna bu kişisel görüşünü bilim adı altında açıklayamaz. Açıklarsada bu bilimsel olmaz, kişisel görüştür, ispatlayamaz, makalesinde böyle bir bölüm açamaz. Böyle işler bilim adamlarının görevi değil, ilahiyatçıların işidir. Umuyorum ki bu konularda anlaşırız, yoksa kavram karmaşası devam eder. Kurban ile ilgili matematik soruna gelirsek cevabı kendin vermişsin, hepside dağıtılabilir, bir itirazım yok, kurbanı zengin olan keser, zengin olanında ete ihtiyacı yoktur, ben sadece genel anlayıştan bahsettim ve bununda kuranda dayanağının olduğunu belirttim. Ayrıca burda dikkat edilmesi gereken husus zenginlik, dinen zengin olmak nedir? Mal, mülk, dünyalıklar mı? Bir sürü evi, parası, arsası olanlar vardır, ama dinen fakirdirler. Ama dediğim gibi bu kavramları anlamak için soyut düşünce yeteneğinin geliştirmek gereklidir. Somut, görünen, birebir kavramlarla uğraşan BİLİM’dir. Düşünemeyenler, kelimenin peşinden gidenler, ezberciler için KATI kurallar konulmuştur, Bu katı kurallar düşünmeyi, aklı idame ettirmeyi sağlamak ve toplumda kargaşa çıkmasını engellemek içindir, insanların tutunacağı bir zemin, şekil osun diyedir bunlar. Cennetemi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden eminmiyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb. Bir kimse malını, canını, ilmini, aklını insanlığa adıyorsa, bunun için ömrünü kurban ediyorsa böyle bir kişinin sen Allahtan uzak olacağını mı zannediyorsun? Bu soruda tutarsız, Aorskaya kardeşim bunlar nasıl sorular? Sen şimdiye kadar böyle bir kişiyle karşılaştın mı, kendini insanlığa feda etmiş, insanlık için çalışan? Böyle bir kişi varsa elini öpmek gerekir, ona karşı saygıda kusur edilmemelidir, insanlığa örnek olur böyle kişiler. |
||||
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Alıntı:
1- Bilim adamı, uğraştığı bilim dalıyla ilgili olarak vardığı bilimsel sonuçları, bilimin sonucu olarak açıklarken, yine bu sonuçların yaratanla ilgisini kavrayabilmiş ise; "bu bilimsel sonuçlar, bir Tanrı'nın olduğunu şu bakımlardan gösteriyor" diyebilmesi de gerekir. Sana, mutlaka bilimsel sonuç olarak açıklasın diyen yoktur. 2- Kaldıki, sen bilimsel sonuç deyince, bulunan şeyin doğrudan Allah'a ait bir somut bir bağ olması şeklinde anlıyorsun... Halbuki, bu bağı zaten kimse bulamaz, çünkü Fizik anlamda rabbi bilme imkanı yoktur. Ama, şöyle bir örnekle konuyu açıklayayım; Matematik bilimi ile uğraşan bir bilim adamı, mantık kuralı gereği; Allah'ın olması halinde; Yaratanın olmadığına inanıp onu reddederek yaşamak halinde insanların kazanacakları sadece dünya yaşamında biraz daha serbest yaşamak olurken, Allah'a inanmaları ve buna göre yaşamaları halinde ise, dünyada biraz daha fazla kurallara dikkat ederek yaşamaya katlanmak karşılığında, öbür yaşamlarının ebedi olması ve ebediyetin yanında sayılı yaşamın hiç öneminin olmayacağını anlatarak, iman etmenin mantığın gereği olduğunu açıklaması onun bilimsel görüşü olmazmı? Bilim adamı bunu yapamazmı? Neden, sıradan insanlar bilim ve yaratan ilişkisini gördüklerinde açıklayıp yaşayabilirken, bilim adamlarının bunu yapamayacağı kabul edilsinki? Bilim adamlarını bundan soyutlamaya kimin hakkı olabilir... 3- Bir kaç defa söylememe rağmen, "LA İLAHE İLLA ALLAH" deyimini kavrayıp, ona göre yaşayamayanların, ömürlerini tüm insanlığa yararlı şeyler yapmakla geçirse de kabul edilmeyecekleri ve cennete giremeyeceklerine ilişkin görüşümü yanlış bulup bulmadığını net olarak açıklayamadın hala... Bir kere daha soruyorum: LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını benimsemeyen, buna göre yaşamak istemeyen birisi cennete girebilirmi? 4- Cennetemi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden eminmiyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb. DEMİŞSİN. Bunlar bize neden gayb olsunki? Allah, kuranda kimlerin cehennemlik, kimlerinde cennetlik olduğu bilgisini bize vermişse, biz de buna uyan durumlar için bu açıklamaları yapabiliriz. İşte bunlardan ilki ve en önemlisi; LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını kabul etmeyenlerin, benimsemeyenlerin, ebedi cehennemlik olduklarıdır. Bakın TEVBE SURESİ 113. ayette rabbim ne diyor: Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere. Demekki, cehennem halkından oldukları açıkça belli olanlar olabiliyormuş değilmi? Demekki bizler, durumlarına bakarak, bize göre cehennemlik olduklarını düşündüklerimiz olabilirmiş değilmi? LA İLAHE diyemeyen, İLLA ALLAH'ı benimseyemeyen birilerini, hala cehennemlik olup olmadıklarını Allah bilir, bize gayb demeye devam etmeyeceksiniz artık değilmi? Şimdi, bunu benimsemeyen isterse bütün insanların duasını alan, insanlara hayır yapan birisi olsun, cennete gidebilirmi? Rabbimiz, yaratan olarak kendini tanımayan, reddeden bu kimseleri, yarattıklarına iyilikler yaptı diye cennete koyarmı? Tabi, tevbe etme şansına sahip olmamışsa... selamlar, aorskaya |
|
|
|
|
![]() |
| Bookmarks |
| Etiketler |
| bilimi, çok, daha, kullanmak, İçin, İnsan, öldürmek |
|
|