hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 4. December 2012, 12:18 PM   #1
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Aleyküm Selam;

Aorskaya Kardeşim, bizim elimizde okuduğumuz Kuran ayetlerini incelersek; Tevrat veya İncilin bozulması, hükmünün kalkması gibi çok önemli bir meseleye hiçbir atıf yoktur. Hatta tevrat veya incilde nur olduğundan bahseder. Daha önceki yazılarda bu konuyu işledik, eğer bir bozulma varsa bu bozulma, sapma, tevrat veya incilin hükümlerini uygulamayan, kelimeleri eğerek kendi menfaatlerine göre yorumlayan hristiyan veya yahudilerdedir. Bizimde bu konuda onlardan aşağı kalır bir yanımız yoktur. Peygamberimiz döneminde böyle bir sorun, incil veya tevratın bozulduğuna ilişkin bir algı yokmuş(Süleyman Ateşin yazısında var), bunlar sonradan ortaya konmuştur.

Eğer Kuranı ön plana alıyorsak bir bozulma yok, eğer atalar (geçmiş) öğretisini kabul edersek bozulma var. Hangisini kabul etmek daha mantıklı. Ben kurandaki verilerin doğru olduğunu düşünüyorum. Atalar öğretisi o kadar baskın olmuş ki kuranda yazanları göremiyoruz, üstünü örtüyor. Doğruya yönelmek için eğriye eğri demeliyiz, burda eğrilik tevrat veya incile bozuldu demektir ve ondan uzak durmaktır. Kuranda bir bozulmadan bahsetmediğine göre, hatta nur var dediğine göre özü korunmuştur. Bu özüde dini kavramış olanlar anlar, DİN tekdir. Tevrat veya incil haktır, Allahın indirdiği ayetlerdendir. Biz tevrat ile incili incelemediğimiz için, anlatım tarzı, uslubu bizim anlayışımıza ters gelebilir. Ama mutlaka içinde ders alacağımız, ibretlik öğretiler vardır, Dini ortaya çıkarmak, anlamak için insani değerler vardır, incelemeden anlayamayız. Müslüman araştırır, bilgilenmekten korkmaz, bilgilendikçe iman artar. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- birbirinden farklı dört incili ve kutsal üçlemeyi kurana nasıl ters düşmediğini açıklayarak,
2- en basitinden evli kadına uygulanacak zina cezası olan recmin nasıl olupda kurana ters olmadığını açıklayarak, bizlere incil ve tevrata neden iman edilmesi gerektiğini anlatabilirmisiniz?
Aorskaya kardeşim, üçleme ile ilgili Kuranda yazanlar açıktır, bizim buradan elde ettiğimiz bie bilgi vardır. Ne diyor ayetlerde;

Nisa 171;
Ey kitab ehli! Dîniniz hakkında haddi aşmayın! Allah'a karşı haktan (doğrudan, gerçekten) başka bir şey söylemeyin. Mesih İsa, Meryem'in oğludur ve sadece Allah'ın resûlü ve O'nun kelimesidir. (Ruh'ûl Kudüs) Onu Meryem'e ilka etti ve o, kendisinden (Ruh'ûl Kudüs'den) bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin! Ve "Üçtür." demeyin (baba Allah, oğul Allah ve Ruh'ûl Kudüs diye üç Allah vardır demeyin), vazgeçin, sizin için hayırlıdır. Allah sadece tek ilâhtır. O'nu, “çocuk sahibi olmaktan” tenzih edin. Göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) O'nundur. Ve vekil olarak Allah yeter.
Nisa 172;
Mesih Allah'a kul olmaktan çekinmez; Allah'a yaklaştırılmış melekler de çekinmezler. Kim O'na kul olmaktan çekinir de büyüklenirse (bilsin ki) O, onların tümünü kendi huzuruna toplayacaktır.

Maide 72
Andolsun ki; “Muhakkak ki Allah, O, Meryem oğlu Mesih'tir.” diyenler kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih (Hz. İsa, onlara) şöyle demişti; “Ey İsrailoğulları! Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kul olun. Muhakkak ki, kim Allah'a şirk (eş, ortak) koşarsa, o taktirde Allah ona cenneti haram etmiştir ve onun varacağı yer ateştir. Ve zalimler için bir yardımcı yoktur.”
Maide 73
Andolsun ki, "Allah üçün, üçüncüsüdür." diyenler kâfir olmuşlardır. Ve tek bir ilâhdan başka bir ilâh yoktur. Ve eğer bu söyledikleri sözlerden vazgeçmezlerse, onlardan (bu sözlerinde ısrar edip) kâfir olanlara, mutlaka “elîm azap” dokunacaktır.
Maide 74;
Meryem oğlu Mesih sadece bir Resûldür. Ondan önce de resûller (elçiler) gelip geçmiştir.Ve onun annesi sıddîktır (çok doğru ve iffetlidir). İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetleri nasıl açıklayıp beyan ediyoruz. Sonra da bak, nasıl (Allâh'tan) döndürülüyorlar.

Yeterince ve açık bilgi var, şimdi bu üçlemeyi kim icat etmiş, haddi aşanlar yani hristiyan din adamları yunan kültürünün katkısıyla böyle bir karar almışlar, buda bizim için ikinci bir bilgi, hatta incilde böyle bir üçleme yok, bunları toplarsan yanlış hükme, yargıya kimin vardığı net bir şekilde ortaya çıkar. hristiyanlardan bazılarının böyle bir şirke düşmeleri, incilin bozulduğunu değil, bu inanca sahip olanların saptığını, yanlışa yöneldiklerini anlarız. Onların icadıdır, bu incili kirletmez, kendi zihinlerini kirletirler. Ayrıca bu çarpıtma işini Süleyman Ateş de yazısında açıklamış, din adamlarının yanlış yorum yaptığını fıkıh ve uygulamalarla kitabın dışına çıktıklarından bahsetmiş.

İkinci soruna gelecek olursak, buda cevaplanır, şöyle bir durum var aramızda incil veya tevrattan anlayanlar yok, bende uzman değilim, sende uzman değilsin, kabataslak bakalım. Kuranda yeralan ayetlerden anlamaya çalışalım.

Maide Suresi;
46. Kendinden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerine, Meryem oğlu İsa'yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nûr bulunmak, önündeki Tevrat'ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil'i verdik.

47. İncil'e inananlar, Allah'ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır.

48. Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını) O haber verecektir.

Maide 48. Ayete bakarsak, “Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın.” Demekle dinde farklılık olmadığı ama şeriatte, uygulamada farklılık olduğu bahsediliyor. Farklı ümmetler var, farklı şeriat ve yollar var, iyi işlerde bir yarış var. Uygulamada Kuranda aynı, tevrat da aynı yazacak diye bir şey yok, bu bir bilgidir bunu anlayalım önce. Aorskaya kardeşim sen bu uygulamadaki, şeriattaki farklılıkları çelişki olarak görüyor ve kurana ters gibi anlıyorsun. Ama Kurana göre bu normal doğal bir durum, niye? Musa şeriatı farklı, İsa şeriatı farklı, Muhammed şeriatı farklı, yollar farklı ama DİN tek, hepsi Allaha gidiyor. Ve burdada ümmetler arasında bir yarış var, biz bu yarışta geri kalıyoruz.
Bu konu her üç kitapda ayrıdır, şeriatler farklıdır, tevratta recm var, kuranda “Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun”, incilde ne varmış,

Yu.8: 34 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, "Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı" dediler.

Yu.8: 5 "Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?"

Yu.8: 6 Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.

Yu.8: 7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, "İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!" dedi.

Yu.8: 8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı.

Yu.8: 9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.

Yu.8: 10 İsa doğrulup ona, "Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?" diye sordu.

Yu.8: 11 Kadın, "Hiçbiri, Efendim" dedi. İsa, "Ben de seni yargılamıyorum" dedi. "Git, artık bundan sonra günah işleme.

Aorskaya kardeşim, bunlar çelişki değil; şeriatler, ümmetler farklı olduğu için uygulamalar farklıdır. Bu durumu görmek ve anlamak gerekir, biz yorum yaparak kitaplarda aynı hükümler yok diye reddedemeyiz. Kitaplarda yeralan bu kurallar katı kurallardır, toplumu düzene sokmak için, neyin doğru neyin yanlış olduğunun kavranması bilinmesi için yapılan uygulamalardır. Dinin olduğu yerde toplumsal düzen şarttır. Bu düzeni sağlamak için farklı uygulamalar kitaplarda yer almıştır, anlamak gerekir.


Aorskaya kardeşim Tevrat veya incilde bulduğun sana göre çelişkileri benim çözmem için bana sunma, Tevrat veya incilin bozulduğunu düşünüyorsan Kurandan delil getirerek konuyu geliştir. Kuran bizi neye yönlendiriyor, o konular üzerinde duralım, biz Tevrat veya İncil uzmanı değiliz. Konuyu genel olarak kavrayalım. Ayrıca sadece soru değil açıklamalı katkı yaparsan konuların daha net anlaşılması sağlanır. Amacımız doğruya yönlenmek, görmek, anlamak olsun.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. December 2012, 10:45 AM   #2
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Sevgili mustafabey kardeşim,

Ben, kuran kaynaklı olarak aklımın kabul ettiği şeyleri kabul ederim. Gerçekten doğru bulduklarım, bildiklerim varsa, başka şekli işime geliyor diye bu gerçeklerden ayrılıp onları dillendirmem, yaşamam ve savunmam. Çünkü, burada işime gelen, bana kolaylık, rahat veya zevk veren şeyler nedeniyle, ahiret hayatımı değişmem. Bu bana göre de kurana göre de akılsızlıktır.

Bu yüzden, dünya yaşamımda da kuranda anlatıldığı üzere geçmişteki kimselerin karşılaştığı zorlukların, sınavların benimde karşılaşacağım şeyler olduğunu bilir ve bunu kabul ederek mümkün olduğunca kurandan anladıklarıma göre yaşamaya çalışırım.

Mademki sizlerde gerçeklerin peşinde olduğunuzu ifade ediyorsunuz, sizin bu beyanınızda samimi olduğunuzu düşünerek konuyu biraz daha detaylı anlatmaya çalışacağım...

Sevgili kardeşim,

Öncelikle yazınızda, benim sorularıma cevap olarak yazdıklarınıza kısaca görüşlerimi belirteyim.

1- Kutsal üçlemenin kurana nasıl ters düşmediğini açıklamanızı istemem üzerine, kurandan kutsal üçleme ve İsa’nın rab kabul edildiğine ilişkin hataların anlatılarak ikaz edildiği bir kaç ayeti yazdıktan sonra ;


“Yeterince ve açık bilgi var, şimdi bu üçlemeyi kim icat etmiş, haddi aşanlar yani hristiyan din adamları yunan kültürünün katkısıyla böyle bir karar almışlar, buda bizim için ikinci bir bilgi, hatta incilde böyle bir üçleme yok (*), bunları toplarsan yanlış hükme, yargıya kimin vardığı net bir şekilde ortaya çıkar. hristiyanlardan bazılarının böyle bir şirke düşmeleri, incilin bozulduğunu değil, bu inanca sahip olanların saptığını, yanlışa yöneldiklerini anlarız. (**) Onların icadıdır, bu incili kirletmez, kendi zihinlerini kirletirler. Ayrıca bu çarpıtma işini Süleyman Ateş de yazısında açıklamış, din adamlarının yanlış yorum yaptığını fıkıh ve uygulamalarla kitabın dışına çıktıklarından bahsetmiş.” (***)

DEMİŞSİN.

Burada (kurandan ayetleri ilk bilgi kabul ettikten sonra);

a) “…buda bizim için ikinci bir bilgi, hatta incilde böyle bir üçleme yok”,
b) “…hristiyanlardan bazılarının böyle bir şirke düşmeleri, incilin bozulduğunu değil, bu inanca sahip olanların saptığını, yanlışa yöneldiklerini anlarız…” (**)
c) “…Ayrıca bu çarpıtma işini Süleyman Ateş de yazısında açıklamış, din adamlarının yanlış yorum yaptığını fıkıh ve uygulamalarla kitabın dışına çıktıklarından bahsetmiş.” (***)
Belirtmişsin.

a ve b şıklarında incilin bozulmadığına, bunun bazı insanların görüşleri olduğuna değinerek, sanki orijinal incile göre iman edenler varmış gibi bir durumu kabul etmişsin.

Halbuki, insanların elinde orijinal incil olmadığı gibi, bozulmuş incilde hepsi aynı içerik olmak üzere birden fazla nüsha değildir. Birbirinden farklı dört incil olduğunu sanırım kabul edeceksindir. Bu durumda, nasıl olurda hala bu incillere iman edilmesi gerektiğini savunabilirsin.


İncilleri tek tek belirtip, onlardaki yanlışları uzun uzun alıntılamak yazımızın konusunu aşarsa da kısaca zamanımızda incil dediğin kitapların ne durumda olduğunu kısaca belirteyim.

A) PAVLUS VE YUHANNA İNCİLİ'NE GÖRE ÜÇLEME İNANCI

Rab İsa Mesih'in lütfu, Tanrı'nın sevgisi ve Kutsal Ruh'un paydaşlığı hepinizle bir olsun. (2. Korintliler 13 / 14)

...Beden bir, Ruh bir, Rab bir, iman bir, ... her şeyle ve her şeyde olan herkesin Tanrı'sı ve Baba'sı birdir. (Efesliler 4 / 4, 6)

Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruh'unu verecek. (Yuhanna 14 / 16, 17)

«...Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin.» (Matta 28 / 19)

B) SİNOPTİK İNCİLLERE GÖRE ÜÇLEME İNANCI

İsa şöyle karşılık verdi : En önemlisi şudur : Dinle ey İsrail! Tanrı'mız Rab tek Rab'dır... Din bilgini İsa'ya, “ İyi söyledin, öğretmenim ” dedi. “ Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur ” demekle doğruyu söyledin.
(Markos 12 / 29, 32)
İsa ona şöyle karşılık verdi : “ Çık git, şeytan! Tanrın Rab'be tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin, diye yazılmıştır.” (Matta 4 / 10)
İsa ona şu karşılığı verdi : Tanrın Rab'be tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin” diye yazılmıştır. (Luka 4 / 8)

Sinoptik İnciller'de yukarıda ki ayetlerden de anlaşıldığı gibi “ (Teslis) Üçleme” ile ilgili herhangi bir öğreti bulunmamaktadır. Tevrat ve Zebur'da olduğu gibi “ Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur ” inancı vurgulanmıştır. Matta 22 / 37 : « İsa ona şu karşılığı verdi : “Tanrı Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.” »

Ancak, bu inciller de de iyi bir inceleme ile başka konularda eklemeler yada eksilmeler yapıldığı, bu nedenle kurana ters düştüğü görüleceği ihtimalini dikkate almak gerekir.


c) Süleyman Ateş’i ise sanki yanılmaz biri gibi otorite kabul ederek kendi görüşünüzü destekleyen delil olarak kullanmanızı yanlış bulduğumu söyleyeceğim. Kuran dışında hiçbir kaynağın % 100 kesinlikte doğruluğuna inanmak kendini kandırmak olur. Sanırım yeterlidir.

2- Zina cezası olarak, recm cezasının kurana ters düşmesini açıklamanızı istemem üzerine de; kitapların ayrı olması nedeniyle bunun da normal olduğunu, çelişki olmadığını söyleyerek, bunların şeriat olduğunu ve kuran şeriatından farklı olarak (tevrata göre recm’e, incile göre ise tekrar yapmamak üzere cezasız bırakılmasına) ceza verme yada cezasız kalmasının normal olduğunu yazmışsın.

Buraya tevrattaki zina cezası ile incilde (senin yazdıklarını) zinaya ceza verilmemesini de ilgili pasajları alıntılayarak yazıyorum.

TEVRAT VE ZİNA HÜKÜMLERİ:

LEVİLLİLER BAP 20 - 10,11,12,13,14,15,16
"Ve başka birinin karısı ile zina eden komşusunun karısı ile zina eden adam hem o hem kadın mutlaka öldürülecektir. Ve babasının karısı ile yatan babasının çıplaklığını açmıştır. İkiside mutlaka öldürüleceklerdir. Kanları kendi üzerlerinde olacaktır. Ve bir adam gelini ile yatarsa mutlaka ikiside öldürüleceklerdir. rezalet ettiler kanları kendi üzerlerinde olacaktır. Ve bir adam kadınla yatar gibi erkekle yatarsa ikisi menfur şey yapmışlardır. Mutlaka öldürüleceklerdir. Kanları kendi üzerlerinde olacaktır. Ve bir adam bir kadınla beraber anasını alırsa alçaklıktır. Aranızda alçaklık olmasın diye kendisi ve kadınlar ateşte yakılacaktır. Ve bir hayvanla yatan adam mutlaka öldürülecektir. Hayvanıda öldüreceksiniz. Ve bir kadın bir hayvana yaklaşmak üzere onun yanına giderse kadını ve hayvanı öldüreceksin. Mutlaka öldürülecekler ve kanlar kendi üzerinde olacak."

TESNİYE BAP 22 - 22,23,24
"Eğer bir adam başka bir adamın karısı olan bir kadınla yatmakta olarak bulunursa ozaman kadınla yatan adam ve kadın, onların ikiside öleceklerdir. Ve kötülüğü israilden kaldıracaksın. Eğer kız olan genç kadın bir adama nişanlı ise, ve bir adam onu şehirde bulup onunla yatarsa ozaman onların ikisinide o şehrin kapısına çıkaracaksınız ve onları şehirde olduğu halde bağırmadığı için kadını ve komşusunun karısını alçalttığı için erkeği taşla taşlayacaksınız ve ölecekler. Ve kötülüğü aranızdan kaldıracaksın."

Yukarıdaki günümüz Kitabı Mukaddes kitabından alıntılar bize recm cezasının temelini ve yahudi şeriatında temellenen katı ve sürekli cezalandırıcı tanrı kavramını göstermektedir. Böyle bir tanrı anlayışı maalesef kendini İslam dairesi içinde zanneden insanların görüşlerine de bulaşmıştır.

İNCİL VE ZİNA HÜKÜMLERİ:

Yu.8: 34 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, "Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı" dediler.

Yu.8: 5 "Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?"

Yu.8: 6 Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.

Yu.8: 7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, "İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!" dedi.

Yu.8: 8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı.

Yu.8: 9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.

Yu.8: 10 İsa doğrulup ona, "Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?" diye sordu.

Yu.8: 11 Kadın, "Hiçbiri, Efendim" dedi. İsa, "Ben de seni yargılamıyorum" dedi. "Git, artık bundan sonra günah işleme.


Bu yazılanları da kuranın evrenselliğine ( her zaman, her mekan ve her insan için geçerli olduğunu), göre ve kuranda her konunun tam olarak yeterince örneklerle açıklandığı yani, önceki kitaplardakini de kapsayan hükümleri içerdiği durumlar nedeniyle kabul etmek mümkün değildir.

KURAN HERŞEYİ (Tevrat, incil vb. bütün indirilenler) KAPSAMAKTADIR:
…Ne yerin karanlıklarında bir dane, ne yaş ne de kuru (hiç bir şey) yoktur ki, apaçık bir Kitap’ta (Kur'ân’da) bulunmasın.” (En’am, 59)


KURANDAKİ HÜKÜMLER EVRENSELDİR, BU BAKIMDAN TEVRAT, İNCİL VB. KURANA TERS OLAMAZ:
Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik fakat insanların çoğu bunu bilmezler.. (Sebe - 28)

Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.( Sad - 87)

Görüldüğü üzere; bir müslüman bu konuyla ilgili öncelikle şunları unutmayacaktır;

Kuran ayetlerinde kesinlikle nesh yoktur!!!! Yani hiçbir ayete hükmü geçersiz denilemez! Ancak, kurandan önceki indirilenlerden bazı ayetler ya unutturularak yada kuranla değişikliğe uğratılarak gerek önceki ile aynı şeyler ve gerekse önceki durumdan daha iyileri getirilmiştir.

Bu kısmı özetleyecek olursak;

"Şüphesiz ki Allah insanlara hiç zulmetmez. Ama insanlar kendilerine zulmederler." (YUNUS - 44)

Yani; zina gibi toplumun ahlaki değerlerini yok eden ve aile kurumunu sarsan bir günaha , rabbimizin “zinaya yaklaşmayın” demesine rağmen yaklaşmak yerine zina yapılması halinde elbette ceza olmalıdır. Ama bu ceza Kuran ayetlerindeki cezalarla olmalıdır.

BUNUN DIŞINDAKİ RECM GİBİ KATI ARAYIŞLAR VEYA ZİNAYI HOŞ GÖREN YAKLAŞIMLAR İSLAMDAN ONAY ALMAZ. İNSANLIĞIN YARATILIŞINDAN BERİ TEK OLAN DİNDE YUKARIDAKİ DURUMLAR ÇELİŞKİ OLUR. BU NEDENLE, YUKARIDAKİ CEZALARI İÇEREN TEVRAT VE CEZASIZ BIRAKAN İNCİL ORİJİNAL OLMAZ. BUNLAR İNSANLARCA DEĞİŞİKLİĞE UĞRATILMIŞ NÜSHALAR OLABİLİR VE BUNLARA KURAN GİBİ İMAN EDİLEMEZ.


Şimdi; genel olarak yeniden konuyu toparlamaya çalışalım:

1- Tevrat, incil vb. kitapların orijinallerinin bozulup bozulmadığı tartışmalarına girmeye gerek olmadığını söylemeliyim. Çünkü, orijinal olsa dahi, kitapların kronolojilerine ve iniş sırasına dikkat edilerek, hangi dönem insanlarının, hangi kitaplara nasıl iman etmeleri gerektiğini açıklayabilirsem, durum biraz daha netleşir diye düşünüyorum.

2- Tevrat, incil ve diğer kitap indirilenlerin, kuran inmeden önceki ve kuran indikten sonraki durumlarının iyi anlaşılması gerekir.

3- Bu kitaplara inanan kimselerden, kuran inmeden önce ölenlerin kendilerine inen kitapların orijinaline göre yaşamaları halinde onlar Müslümanlardır.

Kuranın indiği zamanlarda ve peygamberden tebliğ edilen ayetlere tanık olarak yaşayanların, artık önceki kitaplar yanında kurana da iman etmeleri gerekmektedir. Bunların, önceki kitaplarındaki bazı şeylerin kurana ters düşmesi halinde ise son inen kitap olması ve öncekileri de nesh etmesi nedeniyle kurandakine iman etmeleri gerekir.

4- Kuran tamamlandıktan sonra yaşayan herkesin ise artık evrensel ve her şeyi kapsayan kurana tabi olmaları, diğer kitapların bozulup, bozulmadığı ile dahi ilgilenmeden kuranı anlayıp, kurana göre yaşamaları gerekir.

5- Kuran inmeden önce, kendilerine inen kitabın orijinaline göre yaşayanlar Müslüman olurlarken, Kuran indikten sonra, diğer kitaba inananlar bu nedenle ehli kitap diye adlandırılırlar ve Müslüman sayılmazlar.

KURANLA BİRLİKTE, ARTIK HERKESİN İMAN ETMESİ GEREKEN TEK KAYNAK KALMAKTADIR. EVRENSEL VE İNSANLAR İÇİN GEREKLİ OLAN HER ŞEYİN YETERİNCE YER ALDIĞI KURAN… BUNA BU ŞEKİLDE İMAN EDEREK YAŞAYANLAR MÜSLÜMAN OLURLARKEN, AKSİNE YAŞAMAYA ÇALIŞANLAR İSE ŞİRKE DÜŞMÜŞ OLURLAR. BU NEDENLE, KONU BU BAKIMDAN ÇOK ÖNEMLİDİR, HATAYA TAHAMMÜLÜ YOKTUR.

Tüm kardeşlerimin bu durumu iyi anlamalarını umut ediyorum.

Saygı ve selamlarımla…
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kurandaki, ıncil


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:13 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam