5. January 2011, 08:07 PM
|
#12
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
|
Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşim!
Aleykumes-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu
Eğer yazıyı bırakın tefekkür ederek ve irdeleyerek okumayı normal olarak okusaydınız bu "ALLAH kendilerine tasarruf vermediği insanlar nasıl olacakda ALLAH a yardımcı olacaklar" sorunuzun cevabını görürdünüz.
Dostum öncelikle yazılarını okumasan onunla alakalı nasıl soru sorabilirim.Tefekkür olayına gelince belki bakış açılarımızdaki farklılıklar sebebiyle farkli tefekkür ediyoruzdur.
Acaba muttaki müminler Allah'a nasıl yakın olabiliyorlar?" Rabbimiz bu sorunun cevabını da yine Kur'ân'da vermiştir:
(Muhammed: 7) Ey inananlar! Eğer Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlamlaştırır.
(Âl-i İmran: 52) Îsâ onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havariler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız. Allah'a iman ettik biz. Tanık ol, biz Müslümanlarız."
(Saff: 14) Ey iman etmiş olan kimseler! Allah'ın yardımcıları olun! Hani Meryem oğlu İsa Havarilerine; "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de havariler; "Biz Allah'ın yardımcılarıyız." cevabını vermişlerdi. Bunun ardından İsrâîloğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet Biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.
Görüldüğü gibi, yukarıdaki Âyetlerin açık ifadelerinde Allah'a yardımdan ve Allah'ın yardımcılarından bahsedilmektedir. Herkesçe malûmdur ki, bizzat Allah'ın kendisine yardım etmek imkânsızdır; Yüce Allah da böyle bir yardımdan ve yardımcılardan müstağnidir. Nitekim Rabbimizin muttaki müminleri kendisine velî [yakın ve yardımcı] kabul etmesi de O'nun aczinden, düşkünlüğünden, güçsüzlüğünden, ihtiyacından kaynaklanmamaktadır.
Rabbimiz bir Âyetinde bu hususu şöyle açıklamaktadır:
(İsrâ: 111) Ve de ki: Hamd [övgü] , hiçbir çocuk edinmeyen, mülkte kendisi için herhangi bir ortağı bulunmayan, düşkünlükten dolayı yardımcısı olmayan Allah'a özgüdür. Ve O'nu [Allah'ı] büyükle dikçe büyükle [ululadıkça ulula] !
O halde, muttaki müminlerin, hiçbir yardıma ve yardımcıya ihtiyacı olmayan Allah'a –sözcüğün hakikat anlamıyla– nasıl yardımcı olabildiğini anlamak için şu hususlarda dikkatle zihin yormak gerekmektedir:
Dostum evliya nın manası noktasında aynı görüşte olmadığımız malumdur.
Biz yinede sizin anladığınız evliya kavramı üzerinde hareket edelim.
ALLAH a yakın olan insanların evliya olduğunu var sayarsak bunun benim yazdığım konu başlığıyla çelişkisi nerededir acaba?
Değerli Kardeşim!
Kur'an Arabiyyen gelmiştir. Meallendirilmesi de Arabiyyenin kurallarına göre olur. Sizin ya da benim görüşlerimize göre değil.
Dostum Arapça belağatı öğrenmeyen yada dil bilgisini öğrenmeyen insanlar zaten meal yapamaz.Lakin sizede evliyanın yakınlık olduğunu belirten hoca yada kaynak neyse oda o kişinin görüşü değilmidir.
Eğerki tek bir manası olsaydı o kadar meallerde neden dost yazılıyor ki.
Kaldıki Arap belağatının ne kadar çok çeşitli olduğunu arapça bilen herkes bilir.
Bir kelimenin bazen 1000 e yakı manaya geldiği bilinir.
Çok yeni bir dil yapısına aiıt olan Türkçede bile yüz kelimesinin en az sanırım 4-5 türlü manası vardır.Değilki asırlardır süregelen Arap dilindeki farklılığı siz düşünün.
Sizin örnek verdiğiniz mealleri yazan insanlar metne ve dile sadakat göstermedilerse bu onların sorunudur.
Dostum sadakat göstermediklerini iddia ettiğiniz neredeyse bilinen bütün mealler.Bunların hepsi hata ettide siz doğrusunu belirtiyorsunuz.
Merak ettim sizin arapça hocanız kimdir?Bizim Arapça öğrendiğimiz hocalardan yakının garib yakın olanında mugarrebun olduğunu öğrendik.
Bir çok mealdede belki hepside aynı şeyi destekliyor.
Hadi bunuda varsayalım öyledir.
Bu yanlış yapılan meallerden burda bir sürü insan kaynak veriyor.Şimdiye kadar bu konuyla ilgili bir başlık altında uyarıda bulundunuzmu bilemiyorum.Yoğun olma sebebi ile inceleyemedim.Bu konu açıldıysa linkini verirseniz sevinirim.
Arap bir tanıdığınız varsa sorun bakalım "veli,evliya,vela,mevla" kelimelerine ne diyecekler.
İnşaALLAH Almanyadaki arap kardeşlerden biriyle kontağa geçtiğimde soracağım.
Türk diline göre meal yapılabilmesi mümkün değilse Türklerin Allah'ın vahyinden sorumlu tutulabilmeleri de mümkün değildir.
[b]Dostum Hamd arapçadır manası türkler tarafından algılanır.Bunu türkçeye uyarlayamazsın.
Radyo televizyon bunlar avrupa dil ailesine aittir.Bunu kelime olarak nasıl türkçeleştireceksiniz merak ediyorum.
Benim bahsettiğim mana olarak zaten ortak görüşlerin olduğu bir kelimedir.
Bu durumda sen Hamd türkçe değildir diye mesul olmayacakmısın.
Ayrıca Arapça öğrenmemekle zaten bir mesuliyetin altına girilecektin.
Burda tabiki en büyük vebali latin alfabeye geçirenler alacaktır.
Fakat buda mazeret değildir.Gayret etmek gereklidir.Gayret olurda insan öğrenemezse
la tükelli fullahi nefsen illa vusaha[/B
Kullandığımız kelimelerde büyük ve küçük ses uyumuna uymayan kelimeler varsa bu o kelimelerin "Türkçe" olmadıklarına ve başka dillerden geçmiş olduklarına kanıttır.
Türkçe olmayan bir sözcük "Türkçeye" geçmiş olan bir sözcük ise ve bu sözcük ile ilgili bir araştırma yapılacaksa o sözcüğün "geçtiği dildeki" kök yapısına bakılır.
Burda sizinle aynı düşünüyorum raina unzurna misali sorunlar olabiliyor lakin bakın size bir örnek vereyim.Bir gün Alman belediye Başkanının birisi almanca konferans yapıyor bir de Türk tercüman çeviri yapıyor.
Belediye Başkanı kinder garten dedi.Tercümanda sizin yaptığınız üzere tercüme etti ve çocuk bahçesi dedi.Halbuki bu kelimenin insanların anlayacağı manası ana okuludur.Köküne sadık kalarak yaptığı tercüme yanlıştır zira Türkçede çocuk bahçesi denilince ilk akla gelen çocuk parkıdır.Halbuki nalam olarak ana okulu olarak kullanılır.Sizinde yaptığınız belki böyledir.Meal de asıl olan kelimenin köküne sadık kalınarak bire bir çevirisi değil kelimenin çevrilen dildeki manasının iyi algılanmasıdır.
Kur'an Arabiyyendir (Arapçanın gramer yapısına göredir.) eğer Kur'an'da geçen bir sözcüğü(Allah vahyinde Çelişki ve tutarsızlık yoktur ilkesi vardır.) Arapça gramer yapısına uygun olmayan bir sözcük konulursa gerekçeleriyle birlikte bunun böyle olmayacağını göstererek karşı görüşte bulunabilirsiniz.
Söz konusu olan Kur'an ayetleridir. Allah'ın ayetlerinde asla çelişki ve tutarsızlık yoktur.Yazdığım meallerde çelişki görürseniz buyrun gerekçeleriyle birlikte ortaya koyun hatamız varsa bizim ilmimizin yetersizliğindendir deriz ve hatamızı düzeltmeye çalışırız.
Dostum yazılanların hepsi mealdir.Hata tabiki mütercümdedir.
Değerli Kardeşim!
Yazdığınız yazılar ile ilgili görüşlerimi gerekçeleri ile belirtiyorum. Müzakerede bulunacaksınız siz de aynısını yapınız. Müzakeremiz "Dam başında saksağan kaz beline vurmayı" örneğindeki gibi olmasın.
Bunu hangi cevabıma dayanarak yazdınız bilemiyorum.Zira kelimeler meali olarak verdiğim bütün kaynaklar Türkiyede kullanılan meallerdir.Bunları ciddiyetsiz buluyorsanız.Burdaki yada bütün formlardaki verilen mealleri ciddiyetsiz bulup aynı şekilde onlarlada muhattab olmamanız gereklidir.
Tüm türkiyede okunan mealleri.Türkçe meal kaynağı olarak gayri ciddi buluyorsanız zaten çok fazla diyebileceğim bir şey yok.
Dinin bana göresi sana göresi olmaz. Din Allah'a göre olur.
Din tabiki ALLAH a göredir hepimizin amacıda ALLAH indindeki Dini iyi anlayabilmek için Ayetleri yorumlamak onları tefekkür etmek.Onlar üzere müzakere yapmak değilmi.Hepimizin yaptığı sanırım bu bunun dışında yapılan bir şey varsa bildirin inşaALLAH
Ayetler hakkında -Müteşabih olan ayetlerin önceliklemesi dışında-bu benim görüşüm şu senin görüşün olmaz sadece Allah'ın görüşü olur.
إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ
Bu ayeti Kerime de ALLAH c.c ın görüşü nedir dostum?Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
|
Tekrar hatırlatıyım veli kelimesinin yakınlık manasında olmasının konu başlığındaki tema ile ters düşen tarafını yazarmısınız.
Yani Şeyhin Himmeti Şeyhin ALLAH Dostu olmasıyla yada ALLAH a yakın olmasıyla nasıl bir farklılık arz eder.
selametle
|
|
|