6. January 2011, 02:18 PM | #21 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
|
|
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. January 2011) |
6. January 2011, 09:34 PM | #22 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Sevgili kardeşim sen bu vesile meselesini çözememişsin diye düşünüyorum. Nasıl çarpıtmışlarsa senin kafanı fena bulandırmışlar. Şimdi Fatiha suresi tevhide vesile olabilir mi diye düşünelim? Anlamını bilmeden ya da tefekkür etmeden 300.000 ya da 300 milyon sefer Fatiha veya ihlas suresindeki sıfatları okumak bir insanın tevhidi anlamasına ASLA vesile olmaz. Fatihanın veya ihlas suresindeki Allahın sıfatlarının anlamını bilmek ve özümsemek ve üzerine düşünmek ile tevhid bilincine ulaşırsınız. Dolayısıyla Fatiha suresi veya ihlas suresi veya orada yazan Allahın sıfatları sizin tevhid bilincine ulaşmanıza vesile olabilir ama yalnızca söylediğim şekilde. Elinize sayaç alıp ağzınızla okuduğunuzu elinizle sayarken zihinden ise yarın elektrik faturasını nereden yatırsam diye düşünerek değil. veya zihinden şeyhinizi düşünerek değil. Bunları belli sayılara bağlamak bile şeytanın ilmi olduğunu göstermektedir. Allah hepimizi doğru yoluna iletsin. |
|
6. January 2011, 09:45 PM | #23 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Anonymous, o halde meseleye sizin bize hatırlattığınız diğer bakış açısıyla değerlendirelim.
İbrahim 4 (Allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir. Dolayısıyla bize arapçadan bir uyarıcı gelmiş olması ayetle ne kadar bağlantılı oluyor? Türkçe dilde bir uyarıcı gelmiş olması gerekmez mi? acaba bu ismail ağa peygamber olabilir mi? ya o peygamberse vede biz onu yalanlamışsak... (bilmiyorum bilim dünyasına bakınca ismail ağanın fake olduğu ortaya çıkıyor gibi) perdenin 2.ci yarısında ise şu var Şûrâ 7 Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir. Türkiye bu bahsedilen bölge içerisine dahil mi? ya bizim peygamberimiz Muhammet değilse, o arapları uyardı ya bizim uyarıcımız ismail ağaysa... ben bu gün uyarıcı olarak bilim camiasını tecih ederim, her nekadar içinde hatalar ve ark niyetler olsa da, din camiasından daha temiz... |
7. January 2011, 06:25 PM | #24 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
|
|
7. January 2011, 09:35 PM | #25 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Aşağıdaki bağlantıyı okumanızı rica ederim. İbadet ve kulluk nedir, bunun anlamını Kuranda geçtiği şekilde ve ayetler ışığında okursak, daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. İBADET VE KULLUK
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif. |
|
Barış Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Anonymous (7. January 2011) |
7. January 2011, 09:39 PM | #26 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Kardeşim bu konuda size katılmıyorum. Anlamını öğrenme ve tefekkür etme imkanı size verilmişken anlamını bilmeden okuma veya sayılı zikir gibi uygulamaları ibadet olarak görmüyorum. Allah rızası için yapabileceğimizin en iyisini yapmak gerekir. Allah bize aklı beyni boşuna vermemiştir, kullanalım, ZORLAYALIM diye vermiştir.
|
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Barış (7. January 2011) |
7. January 2011, 11:38 PM | #27 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!
“Zikr” sözcüğü, “ALLAH” sözcüğü ile tamlama yapılıp, “ZİKRULLAH” olarak ifade edildiğinde anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demek olur ki bizim de ana konumuz budur. Yani “zikr” mastarı (fiilin kökü) ma’mulüne muzaf olarak izafet-i lâfziyye oluşturduğunda (“anmak” mastarı, tümleci olan “ALLAH” sözcüğü ile tamlama oluşturduğunda) anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demektir. Nitekim Kur’an ayetlerinde de “… Allah’ı ANARLAR”, “… Allah’ı ANMAYA koşunuz” tarzında kullanılmıştır. Kur’an’ın bir çok ayetinde “zikrullah”tan (Allah’ın anılmasından) bahsedilerek bunun önemine ve gereğine değinilmektedir: Âl-i Imran; 191: O (Aklını kullanan) kişilerdir ki, ayakta, otururken yan yatarken ALLAH’I ANARLAR ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler: “Ey Rabbimiz! Sen bunu boşu boşuna yaratmadın! Senin şanın yücedir. Bizi ateşin azabından koruyuver!” Nisa; 103: Sonra da namazı tamamlayınca, artık ALLAH’I AYAKTA, OTURARAK, YAN YATMIŞKEN ANIN. Sonra sükûnet bulduğunuzda da, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakitlenmiş bir farz olmuştur. Bakara; 114: Ve Allah’ın mescitlerini, içlerinde ALLAHIN ADI ANILMASIN diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir! Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Onlar için dünyada bir rezillik vardır. Bunlar için ahirette de büyük bir azap vardır. Ankebut; 45: Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Şüphesiz ki namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki ALLAH’I ANMAK daha büyüktür. Allah yaptığınız şeyleri bilir. Hadid; 16: İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki, kalpleri ALLAH’I ANMAK ve Hakk’tan gelen için ürpersin de daha önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu da yoldan çıkmıştır. Zümer; 22: Peki Allah kimin göğsünü İslâm’a açarsa, o zaman o, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Öyleyse ALLAH’I ANMAYA karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. İşte onlardır, açık seçik sapıklık içindekiler. Ta Ha; 42: Sen ve kardeşin ayetlerimi götürün ve BENİ ANMAKTA ikiniz de gevşeklik etmeyin. Ta Ha; 124-126:Kim BENİM ANILMAMDAN (beni anmaktan) yüz çevirirse hiç şüphesiz onun için zor, sıkıcı bir geçim vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: “Rabbim ben gören biri olduğum hâlde beni neden kör olarak haşrettin?” (Allah) Der ki: “Bu böyledir, ayetlerimiz sana geldiğinde sen onları terk etmiştin; bu gün de aynı şekilde sen terk ediliyorsun.” A’râf; 205: Ve sabah akşam (her zaman) kendi içinden, korkarak ve yalvararak, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! Cinn; 17: onları, onun içinde imtihan edelim. KİM RABBİNİN ANILMASINDAN yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar. Nur; 37: Öyle erkekler vardır ki, ne bir ticaret ne bir alış veriş onları ALLAH’I ANMAKTAN, namaz kılmaktan zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar kalplerle gözlerin ters döneceği günden korkarlar. Münafikun; 9: Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi ALLAH’I ANMAKTAN alıkoymasın. Böyle bir şeyi kim yaparsa işte onlar, hüsrana uğramışların ta kendileridir. Cuma; 9: Ey inananlar! Toplantı günü namaz için çağrı yapıldığı zaman ALLAH’I ANMAYA koşun, alış verişi de bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Bakara; 152: Öyleyse BENİ ANIN ki, Ben de sizi ANAYIM. Ve Bana şükredin, Bana nankörlük etmeyin. Rad; 28: O kişiler inanan ve kalpleri ALLAH’I ANMAKLA yatışan kişilerdir. Gözünüzü açın! Kalpler yalnız ve yalnız ALLAH’I ANMAKLA yatışır/ tatmin olur. Müslümanlar, Kur’an’da bu kadar önem verilen “zikrullah”ın ne demek olduğunu, nasıl yapılacağını Kur’an’dan öğrenecek yerde İslâm düşmanlarından öğrenmeye kalkınca, ortaya “zikr” yaptıklarını söyleyen bir takım gruplar çıkmıştır. Bu gruplar Dünya üzerinde, özellikle geri kalmış, sürünen Müslüman ülkelerde binlerce cemaat, tarikat, zikir halkaları şeklinde oluşmuş, haftanın belirli gün ve saatlerinde doksan dokuzluk, binlik, on binlik elde tespihleriyle “zikr” yaptıklarını zannederek “Allah, Allah”, “La ilahe illallah, La ilahe illallah” veya “Hu, Hu” diye bağırıp durmuş ve bu yaptıklarıyla da kolayca ve garanti olarak cennete gideceklerine inanmışlardır. Acaba bunların yaptıkları ve inandıkları doğru mudur? Hayır! Bu tarz inanışlar doğru değildir ve bu tip yozlaştırılmış davranışların hiç kimseye bir yararı olmaz. Parayı çok seven veya paraya ihtiyacı olan bir kimsenin herhangi bir para kazanma uğraşısına girmeden, eline bir tespih alıp günde binlerce kez “para, para, para, ...” diye sayıklamak suretiyle para kazanması nasıl mümkün değilse, ahirette cennetle ödüllendirilmek isteyen bir kimsenin de, yukarıda açıkladığımız yoz ve saçma davranışlarla Allah’ın rızasını kazanması mümkün değildir. Çünkü Yüce Allah, cennetin bedelini Kur’an’da bildirmiştir: Tövbe; 111: Kesinlikle Allah, Müminlerin CANLARINI ve MALLARINI, KARŞILIĞINDA CENNET VERMEK ÜZERE SATIN ALMIŞTIR. … Cennetin bedelinin CANLARIMIZ ve MALLARIMIZ olduğunu söyleyen yukarıdaki ayet Kur’an’da duruyor iken, bir Müslüman’ın bilmem kaç tane tespih çekerek Allah’ın rızasını kazanmayı umması ve cennete gireceğine inanması; ucuza cennet kapatma uyanıklığından (!) veya ömrünü lâklâkla geçiren leylek gibi, ömrü bilinçsizce harcama enayiliğinden başka nedir ki? İslâm düşmanları tarafından uydurulan bu tip yalanlar, Müslümanları gayretten, faaliyetten, rekabetten uzaklaştırıp, tembelliğe, miskinliğe ve uyuşukluğa sevk etmekte ve bu yalanlara uyarak dünya hayatını Allah’ın razı olmayacağı şekle sokanların ahiret hayatlarını da karartmaktadır. Oysa, Allah’ın bizden beklediği doğru davranışların hepsi Kur’an’da mevcuttur. Bir Müslüman olarak bize düşen, Allah’ın bizden istediklerini Kur’an’daki şekliyle öğrenip uygulamaktır. Konumuz hakkında da Yüce Allah, kendisini anmamızı emretmiştir. Dinini Kur’an’dan öğrenen bir Müslüman’ın bunun nasıl yapılacağını öğrenmek için yapacağı tek şey Kur’an’a başvurmaktır. Çünkü, “Madem ki Yüce Allah kendisini anmamızı istemiştir, bunun nasıl yapılacağını da mutlaka bize bildirmiştir.” mantığı ile başvurulacak ve Allah’ın mesajını taşıyan yegâne kaynak Kur’an’dır. Nitekim Yüce Allah, “zikrullah” eyleminin, kendisinin gösterdiği şekilde yapılmasını istemiştir: Bakara; 198: Rabbinizden bir lütuf istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Sonra Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ari-Haram’da ALLAH’I ANIN. Ve O’nu O’nun SİZE GÖSTERDİĞİ GİBİ ANIN. Ve siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. Yüce Allah’ın, kendisini anmamız için bize gösterdiği, öğrettiği şekil ise iki ayet sonrasında bildirilmiştir: Bakara; 200: Sonra da ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine ALLAH’I ANIN, TIPKI BABALARINIZI ANDIĞINIZ GİBİ. Hatta DAHA KUVVETLİ BİR ANIŞLA ANIN. İnsanlardan bazısı, “Ey Rabbimiz bize dünyada ver!” diyen kimselerdir. Onun için de Ahiret’te bir nasip yoktur. Ayetlerden açık ve net olarak anlaşıldığı gibi Yüce Allah, kendisini babalarımızı andığımız gibi, hatta daha kuvvetle/ şiddetle anmamızı emretmektedir. Bu durumda, öncelikle babalarımızı nasıl andığımızı düşünmemiz gerekmektedir. Babasını, elde otuz üçlük, doksan dokuzluk, binlik, ... tespih, gece gündüz “Baba, Baba ...” diye diliyle anan bir kişinin bile mevcudiyeti söz konusu olamayacağına göre, burada düğümü çözecek olan ipucu, babamızı anmamızın, onu düşünmemizin nasıl olması gerektiğindedir. Babalarımızın bizlere “Oğlum/ kızım beni unutma!” dedikleri zaman, elimize bir tespih alıp gece gündüz durmadan “Baba, Baba ...” diye tespih çekmemizi kastetmedikleri kesindir. O hâlde babalarımızı anmamız; “onları düşünmemiz, onları aklımızdan çıkarmamamız, ONLARIN BİZLER ÜZERİNDEKİ HAKLARINI DÜŞÜNÜP, ONLARA KARŞI MADDÎ VE MANEVÎ SORUMLULUKLARIMIZI HATIRLAYIP ONLARA SEVGİDE SAYGIDA KUSUR ETMEMEMİZ” demektir. Aksi görüşte olup “zikrullah”ı tespihle yapan zihniyetin, Allah’ın Bakara suresinin 152. ayetinde verdiği “BENİ ANIN ki, Ben de sizi ANAYIM” mesajı hakkında ayrıca kafa yormalarında ve Allah’ı “Allah, Allah …” diye anan kullarını, Allah’ın “kulum, kulum …” diye mi andığını düşünmelerinde, kendi çıkarları açısından büyük yarar vardır. Bu dini en iyi anlayan ve en iyi uygulayanların, peygamberimiz ile onun çağdaşı olan ve ondan eğitim, terbiye alan Müslümanlar, yani sahabe-i kiram oldukları hiç şüphesiz ve tartışmasızdır. Onlar ise bu ayetleri, bugünkü sapık tarikat, tekke ve tasavvuf anlayışıyla anlayıp uygulamamışlardır. Onların, ellerinde tespih, bilmem kaç kere “Allah, Allah ...” dediklerini kimseler duymamış, kitaplar yazmamıştır. Onlar, ömürlerini lâklâkla geçirmemişlerdir. Çünkü onlar LÂFLA PEYNİR GEMİSİNİN YÜRÜMEYECEĞİNİ bilmekteydiler. Onlar, kişinin aynasının “iş” olduğunun, lâfına bakılmayacağının bilincinde oldukları için ömürlerini hep EĞİTİM ile ve Allah için mücadele (cihad) ile geçirmişlerdir. Netice olarak anlıyoruz ki ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI, halk arasında uygulandığı tarzda; elde tespih, dil ile “Allah, Allah …” demek değildir. ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI; Allah’ın bizler üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmaktır. Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur. Kaynak:İşte Kur'an Kusursuzluk sadece allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
8. January 2011, 07:12 AM | #28 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Açılımı ise her yapacağın şeyi ALLAH için Rabbimin bildirdiği ölçülere göre yapmaya çalışmaktır. İşte asıl olan bu ölçüleri iyi anlayabilmektir. Sen bunu sadece Kuran ayetlerini okuyup tefekkür ederek yaparsın. Ben ise Tefekkür ederim anlayamadığım yerde hadis rivayetlerine ondan sonra ulemaların görüşlerine göre değerlendirip.Kalbime en yatkın olan ile içtihad ederim. Ben Kuran ayetlerini okuduğum da ALLAHU TEALA namazda Kurandan kolayınıza geleni okuyun buyurur. Müzzemmil 20 (Resulüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramaküzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekatı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükafatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. Ben bu ayeti başka kaynak olmadan değerlendiğimde aklıma şu iki soru gelir. ALLAHU TEALA bu ayeti kerimede Kuran okuyun derken onunla amel etmek için okuyun yani tefekkür içinmi yoksa anlamadan okumakda bunun içindemidir sorusu gelir. Ben bunları diğer ayetlerle karşılaştırdığımda. Nahl 98 Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın! gibi ayetler tefekküre değil okumaya bile ALLAHın ismiyle başlamak gerektiğine. Ayrıca Vâkı’a 79 Ona ancak temizlenenler dokunabilir. ALLAHU TEALA Maide süresi 6.da Namaz için temizlenmeyide şart koşmuş. Ayrıca bunuda destekleyen bir çok hadis var. O halde bana göre Kuranı anlamadan okumak dahi ibadettir. selametle |
|
8. January 2011, 07:28 AM | #29 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Bu Ayetlerle zaten bildirilmemişmidir. Hem Kuranı tefekkür edelim diyorsun al et bakalım ne anlıyorsun. Nisâ 103 Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلَاةَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمْ ۚ فَإِذَا اطْمَأْنَنْتُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ ۚ إِنَّ الصَّلَاةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا Eğer Burdada anladığımız zikirse o halde ALLAHU TEALA nın ayetlerinde belirttiği ibadet olmayacakta ne olacak.Hadi hadisleri almıyorsunuz.Artık ayetleridemi bıraktınız. ALLAH için bir konuda eleştiri yapmadan önce biraz içtihad edelim çalışalım. |
|
8. January 2011, 08:51 AM | #30 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Ayrıca bkz: http://www.hanifler.com/showthread.php?t=661 Allah hepimizi doğru yoluna iletsin, şeytanın kestirme yol vaadleriyle beynimizi uyuşturup UYUTARAK amellerimizi/ahiretimizi zayi ettirmesine karşı uyanık kılsın. |
|
Bookmarks |
Etiketler |
anlamak, hadislere, için, ihtiyaç, kuranı, varmıdır |
|
|